Sevdiğiniz Şiirler

Çevrimdışı BİRGÜL

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 470
  • 172
  • 470
  • 172
# 20 Eyl 2008 02:46:38
BİYUVA KUR İÇİMDE
Bir yuva kur içimde
İstediğin biçimde…

Ben sana kıyamamki
İçerim bir içimde
Ben sana doyamamki
İçerim bir içimde…

Kalbime gir sevginle
Otur sesini dinle…

İstersen hep orda kal
Bir yuva kur içimde…

Seni kimse görmesin
Yandığımı bilmesin
Bu sevgimiz hiç bitmesin…

Ağlarım yana yana
Mutluluklarım sana
Güvenle olur sen bana…

Bak sen gel en güzeli
Bir yuva kur içimde…

Bir yuva kur içimde
Mutluluk içinde
Her köşesi sevginle
Engüzeli seninle…

BİR YUVA KUR İÇİMDE….

Çevrimdışı malagöz

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 204
  • 36
  • 204
  • 36
# 20 Eyl 2008 14:17:01
çok güzelmiş sayın hocam.

Çevrimdışı öğretmenim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 198
  • 159
  • 198
  • 159
# 21 Eyl 2008 01:35:43
DİKKAT ! OKUL VAR

Şanssız mıydık? haksızlık olur şimdi
Düşünsene nasıl geçmiştik hızla
Birleşen iki güvercinin arasından
Hiç dokunmaksızın onlara

Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
Az mı dolandık Başkentin sokaklarında
Ama işte şölenin kaçınılmaz acısı
Bizim payımıza düştü sonunda

Aşkımız şimdi görklü bir hayatın
Yabancaya berbat bir çevirisi
Sen metinde üç beş satır atladın
Ben geçmiş zamanda dondurdum fiilleri

Sen ki özenle katlanmış bir mendil gibiydin
Düşünür müsün zaman zaman acaba
Nelerle ödedik şu mevsimi
Ve gün nasıl vuruyor topuklarımıza

Şanssızım diyemem ben kendi payıma
Oluyor böyle şeyler ara sıra
Sözgelimi okul kitaplarına girmez şiirim
Bütün çocuklar anlar da
*Cemal Süreya*

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 21 Eyl 2008 15:13:52
      ÜNLEM 
     Dün  sabah  vaktiydi
     Aaaaaaaa!
     Bir de  baktım 
       ............................
     Hemen  önümü  ilikledim.
     İyiki  de  iliklemişim,
     
     Dün  öğlen  vaktiydi
     Aaaaaaaaaaa!!
    Bir de  baktım
    ...........................
     Hemen  önümü  ilikledim
    İyiki de  iliklemişim

   Dün  akşam  vaktiydi
   Aaaaaaaaaaa!
   Bir de  baktım
   .......................
    Hemen  önümü  ilikledim
    İyiki de  iliklemişim.

   Hangi  vakitti 
  Hatırlamıyorum
  Aaaaaaaa!
  Bir de  baktım
  ............................. .
   Hemen   önümü  ilikleyecektim
   Düğmem  elimde  kaldı
     Önüm  açıkta  kaldı:!
   
 

Çevrimdışı malagöz

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 204
  • 36
  • 204
  • 36
# 22 Eyl 2008 12:17:37
TEĞET 

herkes kırılamaz
ipince bir dal olmak gerekir
kırılmak için

ama dünya kütüklerin...

ağlayamaz herkes
ağlayabilecek kadar büyümek gerekir

dünya ise küçüklerin...

sevemez herkes
bir orman olmak gerekir sevmek için

bak ki dünya çöllerin...

ve vakur bir damla olmak
dalga için

katılmak okyanusa aşk için,isyan için...

 YILMAZ ODABAŞI

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 22 Eyl 2008 16:21:31
YARININ TÜRKÜSÜ

Arkadaşlar, haydi artık saflar dizilsin!
Uzak, yakın ufuklardan koşup gelerek
Belde çelik kılıç, içte çelikten yürek
Taşıyanlar saflardaki yerini bilsin!

Bir çığ gibi yürüyelim gözler ilerde;
Keder, elem her ne varsa geride kalsın!
Tehlikeler duman gibi tüterken yerde
Arkadaki her düşünce sönüp ufalsın.

Kahramanlar yürük gider ölüme karşı,
Bir sevgili gibi onu basar bağrına!
Bak, uzaktan çalınıyor bir zafer marşı,
Yürüyelim şu doğmakta olan yarına...

Sen ne kadar güzel şeysin, ey şanlı ölüm!
Bizim bütün talihimiz sende saklıdır.
Ey dünyada her yiğite nişanlı ölüm,
Zevki sende arayanlar elbet haklıdır.

Köprüköy'den, Pilevne'den gelen ses nedir?
Çanakkale şehitleri dirildiler mi?
Çocuklarda yeni doğan bu heves nedir?
Kocamışlar bir sır için gençlik diler mi?

Saflarımız seylerse de yine ileri!..
Düşenlerin kanlarından doğar bir şafak!
Haydi sarsın yeri, göğü cenk türküleri;
Kanımızla burda yarın güller açacak.

Hüseyin Nihal Atsız

Çevrimdışı BİRGÜL

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 470
  • 172
  • 470
  • 172
# 23 Eyl 2008 00:22:23
KONUŞSAM SESSİZLİK SUSSAM AYRILIK  

resmin rehindir gurbetimde
gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin

alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana
sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına
konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana...

ve akşam, bir kez daha
saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara
“bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır”

çekmiyorsun!

akarsuları imrendiren yüzün de
sabahçı kahveler de biliyor
görüşmeyeli yorgunum
yıkık kentler kanadı sevinçlerimle
görüşmeyeli ya sen nasılsın
adım, adresim durur mu defterinde?
şimdi siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim
beynimde iklimsiz papatyalar
ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde

sokakların gün batınca neden boşaldığını
ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum
konuşsam: sessizlik/gitsem: ayrılık

sonra kıpırtısız yasladım göğsümü boğulmuş güne
al bu çağrıları sulara göm, o uzak sulara
gurbetini rehnetme özlemimde…

 YILMAZ ODABAŞI

Çevrimdışı BİRGÜL

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 470
  • 172
  • 470
  • 172
# 23 Eyl 2008 00:26:23
Aşkta yarın yoktur sevgili...

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

Aşkta yarın yoktur sevgili...

 CEZMİ ERSÖZ

Çevrimdışı BİRGÜL

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 470
  • 172
  • 470
  • 172
# 23 Eyl 2008 16:12:43
Gitme seni özlerim...  


Azaltma baharları
İşletme bana aşk adına günahları
Fırtınalı bir gece gibi esme
Bu son kez, mi bakışın gözlerime
Bu son sözlerin, mi
Sen yüreğimden yol alırken
Silemem izlerini yıllarca.
Gitme seni özlerim....

İliklerime işliyerek esiyorsun.
Keskinliğin çaresizliğim oluyor.
Gitme sabahlarım güneşsiz olur.
Güneşine uzanamaz ince dallarım.
Acılar bedenimi ezer yoğurur.
Dayanmaz yüreğim korkular büyütür.
Uğruna ölecek kadar sevdiğimsin.
Gitme seni özlerim............

Ayrılık girdi, girecek kanıma.
Nasıl anlatırım yüreğimdeki yangınlara.
Ne derim düşen takvim yapraklarına.
Gitme seni şimdiden özledim.
Bittimi vadem doldumu.
Gülermisin şimdi gözümdeki yaşlara.
Gitme uğrunda verdiğim can hatrına.
Gitme seni özlerim.......

__________________

Çevrimdışı YEJDER

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.137
  • 1.498
  • 1.137
  • 1.498
# 23 Eyl 2008 17:06:30
güzel şiirmiş BİRGÜL öğretmenim...teşekkürler....

Çevrimdışı malagöz

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 204
  • 36
  • 204
  • 36
# 24 Eyl 2008 13:55:18
 
Aşk ve Yurtsuzluk
Usul usul azalıyordu sevgisi,kalbi
soğuyordu...
Aynı masada,yanyana oturuyorduk,ellerinden tutuyordum...Akıntıya kapılmış bir çiçek gibi bilmediğim,bilmediği uzaklıklara doğru gidiyordu...Öyle acı çekiyordu ki sevgisinin azalmasından...Seni artık özlemiyorum,eskisi gibi içimi acıtmıyorsun,bu benim için ne büyük acı biliyormusun,derken sesi titriyordu.

Dalından kopmuş bir çiçek gibi unutuluş denizinde usul usul sürükleniyordu...Sevgimiz yurtsuz kalmıştı şimdi...
Can çekişen bir hastayı ölümüne hazırlar gibi,
nefesimi tutmuş saçını okşuyordum durmadan...
Sevgisi,yaralanmış çocukluğumuzu ve dünyayı
değiştirmeye yetmemişti.
Hayal kanatları yanmış sevgisini öksüz kalan sevgime kattım.Sevgisi biterken gözlerime son bir
kere baktı.İnanmıştı çektiğim ıstıraba...

Son anda sarıldı bana:
Hadi,sen de benimle gel,birlikte karışalım
kayboluşa,dedi.
Yapamam,dedim,istesem de yapamam.Bu
sevginin ömrünü beklemeliyim...
Bu sevginin beni götürdüğü yere kadar
gitmeliyim...
İçimde sırrın,kimseye benzemezliğin
sızısı,yarım kalan yolculuğun aşk yüzlü
çocuğu var...

Sevgisi soğurken son tesellisi,son kıskançlığı,son
umudu bu olmuştu...
 

Cezmi Ersöz

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 24 Eyl 2008 16:21:46
BAHTİYARLIK

Bahtiyarlık ne zafer kısrağına binmektir;
Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.

Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir.

Dört hecelik söz olan “bahtiyarlık”... O bir sır...
Bilmeyecek insanlık bunu daha bin asır.
Bilgi, bolluk, din, para... Hepsi boş, hepsi kısır...
En fazlası bir dünya uçmağına inmektir.

Her şeyin bir şekli var, her derdin bir ilacı...
Türlü türlü yemişler verir dünya ağacı.
Zafer çetin, ilim güç, bozgun kötü, aşk acı.
Halbuki bahtiyarlık: Belirsizdir ve tektir.

Bahtiyarlık: Boraca yüce dağları aşmak
Varılmadan ölünen uzak yerlere koşmak,
Tanrı’nın sofrasında mest olarak konuşmak
Ve ömründe bir kere, bir kere sevinmektir...

1933
Hüseyin Nihal Atsız

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 24 Eyl 2008 18:42:26
ADIMLA NASIL BERABERSEM

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman

adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmayan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın

 ATTİLA İLHAN

Çevrimdışı latife çağan

  • Üye
  • *
  • 28
  • 6
  • 28
  • 6
# 25 Eyl 2008 14:47:04
"sana benim gözümle bakan gözler kör olsun"
bedduasını yapan uysal aşık değilim.
vaktim yok beklemeye ne mucize ne efsun,
onu kendi elimle kör ederim sevdiğim.
                                            faruk nafiz
 

müsadenizle eşime ithaf ediyorum.

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 25 Eyl 2008 16:30:08
YAKARIŞ-II

Bir gün olur, elbette eski beğler dirilir;
Yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
Yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
Yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.

“Türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
Yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
Mısraların içinde en güzel ve derini
Batıda “Niğbolu””, doğuda “Çaldıran”dır.

Yine batılıların üçüncü Kosova’da
Topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
Çekilince kılıçlar yeniden Haçova’da
Param parça ederiz Cermenliğin haçını.

Yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
Bir Türk gölü yaparlar Akdeniz’in içini.
Acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
Yarın rezil ederler Romalı’nın p...

Genç Fatih’in ordusu yine tekbir alınca
Söndürürüz kafirin Meryem Ana mumunu.
Haritadan sileriz Tuna’ya at salınca
Ulah’ını, Sırb’ını, Bulgar’ını, Rum’unu.

Gövdesini elbette döndürürüz kalbura
Bir geçerse Moskof’un elimize yakası.
Çanakkale önünde yine kopar bir bora
Süngümüzle bozulur İngiliz’in cakası...

Yiğit Harbiyeliler! Öğrenin dersinizi:
Kahraman göz kırpmadan düşmana saldırandır.
Vazifeniz: Kanije, Silistire, Pilevne,
Niğbolu, Kosova, Malazgirt, Çaldıran’dır.

Yarın Yavuz dirilip bize buyruk verince
Kızgın kum çöllerini yeni baştan aşarız.
Kanlarımız sebildir; akıtarak hepsini
Belirsiz mezarlarda anılmadan yaşarız...

Hüseyin Nihal Atsız

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK