Sevdiğiniz Şiirler

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 01 Eyl 2008 01:36:17
MERHABA

Ter basıyor;  gecenin karanlığını yaran Azrail misali ışıklar…

Paganlar gibi oldum

Olmadan olacaklar

Sanki malum oluyor

Öncesinde yaşıyorum zamanı

Tam bir gün öncesinden görüyorum ancak  ‘Geleceği’

Dudaktan kalbe inen ne vardır…

Sessiz çığlıklar mı?

Yoksa gözlerindeki hüzün mü?

Dudaklarınla kalbine dokunan bir kemancı değilim ben,

Âlemlerin Gerçek Sahibine Şükürler Olsun!

Her şey ilahi

Komedya her şey

Hayat ilahi komedya

‘Tarhanca’  hayatın  tam  ortası  35 yaş diyordu

Elveda  dedi  Dante 35’inde

Bilmeden  ölüme   dedi:

_Merhaba!

Hayır!  hayır!  Hayır!

Hani  Urfalı  Halil İbrahim 

 Hani  Mısırlı  Musa!

 Hani   Kuduslü  İsa!

     Hani  Mekkeli  Mustafa!

Onlar  Allahın  kuluydular…

Alemlerin  sahibinin  kuluydu  Onlar

 

Dağ  gibi  yürekleri  vardı
 
Onların!
   
_Merhaba  Yüreği  dağ  olanlara!

Dağların  ruhu  var

Heybeti  var  dağların

Yalnızların  yalnızı  dağlar

 Oysa

   Dante bu  masum  ilahiliğe  ‘Komedya’  dedi…

Haklıydı  belki de  Dante!


 
   
   

 Süleyman  vardı  bir   zamanlar!

Şanlı  Süleyman!

  Hani

Kuşlar  onun  dilinden  konuşurdu

 O

 Kuşların   dilinden  konuşurdu

Onların  hepsi  bir  dilden  konuşurdu.

Hatta  sabah  vakti 

Kuşların  şarkıları  Süleyman  için  dillenirdi  en  güzel  namelerle


  Yine  ter  basıyor  vücudumu

  Gecenin  karanlığını  yaran  ışıklar  Azrail  misali 

 Ve  Paganlar  gibi  yaşıyorum  geceyi!

  Eksik  olan  hislerim mi?

  Yoksa  yokluğun mu?

   Gecenin  karanlığını  Azrail  misali  yaran  Işıklar  Gözlerimi  alıyorlar

                   Ve 
  Merhaba  diyorlar  ışıklar 

  Azrail  misali  ışıklar…

   Merhaba!

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 01 Eyl 2008 13:16:11

 
 

 
 
Ey Balçık Dünya

Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.

İsa'nın yurdu değilsin sen,
yayıldığı yersin eşeklerin.
Nerden tanıdım seni bilmem ki,
nerden parçası oldum bu yerin,

Bana vermedin bir yudum tatlı su,
sofranı yaydın yayalı.
Elimi ayağımı bağladın gitti,
elimin ayağımın farkına varalı.

Bırak da bir ağaç gibi
yerin altından çıkarıp ellerimi
sevgilinin havasıyla sarmaşdolaş olayım,
uzayıp gideyim bâri.

Ey çiçek, dedim çiçeğe,
dedim, bu küçük yaşta sen,
neden ihtiyar oldun bu kadar,
dedim, nasıl oldu bu böyle?

Çocukluktan kurtuldum, dedi çiçek,
sabah rüzgârını tanıyalı,
hep yukarlara doğru çıkar
yukarlardan gelmiş bir ağaç dalı.

Şunu da söyledi çiçek:
Madem aslımı tanıdım,
madem yersizlik âlemi aslım,
artık bana tek bir şey düşecek:
Yücelip aslıma gitmek.

Sus yerter artık,
var git yokluğa haydi,
yoklukla yok ol.
Git, yokluklardan tanı
yokluktan var olanı.
 
Hz.Mevlana
 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 01 Eyl 2008 13:18:42
AKINCI TÜRKÜLERİ

Tuna boylarında sıra selviler
Tan yeri estikçe sessiz ağlarmış;
Gül bahçelerinde baykuşlar öter;
Şu virânelikler eski bağlarmış.

Namazgâh bir otluk, kalmamış taşı;
Çeşmelerden akan, kanlı gözyaşı...
Orda bir güzel var, çatılmış kaşı;
Ak alnına kara çatkı bağlarmış...

Kırık minârelerden duyulmaz ezân...
Hep ocaklar sönmüş, devrilmiş kazan.
Bir inilti duydum, sandım bir ozan;
Sesime ses veren karlı dağlarmış.

Söğüt dallarında hasta serçeler
Eski akın destanını heceler.
Tuna ağlıyormuş bazı geceler;
Göğsünde kefensiz şehitler varmış.

Bozulan bağların üzümü acı;
Asi köle kesmiş eski haracı;
Yine yedi kral giymişler tacı,
Şahin yuvasını kargalar basmış.

Haydi eski ozan, al sazı ele,
Düşmanlar içine düşsün velvele;
De ki: Hor bakmayın bu durgun sele
O, yetmiş bir kavme akın çıkarmış...

 MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 03 Eyl 2008 13:03:27
Büyük Doğu Marşı

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır, kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.
Nur yoklu izinden git, KILAVUZ'un!
Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!
Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak!
Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!..

                                         N.F.K

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 03 Eyl 2008 19:10:36
  Düzeltmeler  yaptım...

   MERHABA   DANTE  KARDEŞİM

Ter basıyor;  gecenin karanlığını yaran Azrail misali ışıklar…

Paganlar gibi oldum

Olmadan olacaklar

Sanki malum oluyor

Öncesinde yaşıyorum zamanı

Tam bir gün öncesinden görüyorum ancak  ‘Geleceği’

Dudaktan kalbe inen ne vardır…

Sessiz çığlıklar mı?

Yoksa gözlerindeki hüzün mü?

Dudaklarınla kalbine dokunan bir kemancı değilim ben,

Âlemlerin Gerçek Sahibine Şükürler Olsun!

Her şey ilahi

Komedya her şey

Hayat ilahi komedya

‘Tarhanca’  hayatın  tam  ortası  35 yaş diyordu

Elveda  dedi  Dante 35’inde

Bilmeden  ölüme   dedi:

_Merhaba!

Hayır!  hayır!  Hayır!

Hani  Urfalı  Halil İbrahim 

 Hani  Mısırlı  Musa!

 Hani   Kuduslü  İsa!

     Hani  Mekkeli  Mustafa!

Onlar  Allahın  kuluydular…

Alemlerin  sahibinin  kuluydu  Onlar

 

Dağ  gibi  yürekleri  vardı
 
Onların!
   
_Merhaba  Yüreği  dağ  olanlara!

Dağların  ruhu  var

Heybeti  var  dağların

Yalnızların  yalnızı  dağlar

 Oysa

   Dante bu  masum  ilahiliğe  ‘Komedya’  dedi…

Haklıydı  belki de  Dante!


 
   
   

 Süleyman  vardı  bir   zamanlar!

Şanlı  Süleyman!

  Hani

Kuşlar  onun  dilinden  konuşurdu

 O

 Kuşların   dilinden  konuşurdu

Onların  hepsi  bir  dilden  konuşurdu.

Hatta  sabah  vakti 

Kuşların  şarkıları  Süleyman  için  dillenirdi  en  güzel  namelerle


  Yine  ter  basıyor  vücudumu

  Gecenin  karanlığını  yaran  ışıklar  Azrail  misali
   
 Ve  Paganlar  gibi  yaşıyorum  geceyi!

  Eksik  olan  hislerim mi?

  Yoksa  yokluğun mu?

   Gecenin  karanlığını  Azrail  misali  yaran  Işıklar  Gözlerimi  alıyorlar

                   Ve 

  Merhaba  diyorlar  ışıklar 

  Azrail  misali  ışıklar…

   Merhaba!

   Arzularım  ve  iradem  o  kutsal  ışığa  teslim  oldu
 
    Mezarımın  ışığa    ihtiyacı  yok  artık…

  Kalbimin  sahibi 

Arzularımın  ve  irademin de  sahibi  oldu

 Alemlerin  sahibine  şükürler  olsun

   Merhaba!
 

   

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 04 Eyl 2008 00:41:45

Deniz

Ben engin bir denizim. Sense mânâ.
Bir adasın hasılı, en derin arzularımın
Kıyılarını taşkın seller gibi sarmak istediği,
Beyaz dalgalar neşeyle uzanırken toprağına.

Sana şarkı söyleyeceğim, kederlenmeyesin diye
Rüyanda, oradaki altın güzellikte
Coşuşlar sonra, bahtiyarım. Bilmem ben kimim,
Ya sen kimsin? Aşkı bilirim ben sade.

Ve sen çok iyi bilirsin, mutluluğum sende yükselir
Seninle, Ey ada, senin enginliğinde
Neşeli kıyılarında, keyfim yerine gelir.

Seni kuşatan görkemli dalgalar
Benim neşe dolu ellerim, dinginleşir yavaşça
Seni tınılar harpın tellerinde.

Frithjof Schuon

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 04 Eyl 2008 13:50:28
BÜLBÜL

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
Nihâyet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden kaçmak isterken sular zâten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
Muhitin hâli 'insâniyyet'in timsâlidir, sandım;
Dönüp mâziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryâd,
O müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
Ki vâdiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
Ne muhrik nâğmeler, yâ Rab, ne mevcâmevc demlerdi:
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, güyâ Sur-ı Mahşerdi!


-Eşin var, âşiyânın var, baharın var, ki beklerdin;
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?
O zümrüd tahta kondun, bir semâvi saltanat kurdun;
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun.
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin, hânumânın şen, için şen, kâinâtın şen.
Hazansız bir zemin isterse, şâyed ruh-ı ser-bâzın,
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkum-ı pervâzın,
Değil bir kayda, sığmazsın -kanatlandın mı- eb'ada;
Hayâtın en muhayyel gâyedir ahrâra dünyâdâ.
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman huruşandır?
Hayır, mâtem senin hakkın değil...Mâtem benim hakkım:
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
Teselliden nasibim yok, hazân ağlar bahârımda:
Bugün bir hânumansız serseriyim öz diyârımda!
Ne hüsrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Serâpâ Garb'a çiğnettim de çıktım hak-i ecdâdı!
Hayâlimden geçerken şimdi; fikrim hercümerc oldu,
Selâhaddin-i Eyyubi'lerin, Fâtih'lerin yurdu.
Ne zillettir ki: Nâkuus inlesin beyninde Osmân'ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
Ne hicrandır ki: En şevketli bir mâzi serâb olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, turâb olsun!
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden Yıldırım Hân'ın;
Şenâ'atlerle çiğnensin muazzam kabri Orhan'ın;
Ne haybettir ki: Vahdet-gâhı dinin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânumanlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüzbinlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
 
Mehmet Akif Ersoy
 
 

Çevrimdışı laz-mustafa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 247
  • 45
  • 247
  • 45
# 04 Eyl 2008 20:58:30

HAYAT MAYAT


hayat mayat diyorlar
benim gözüm mayatta
hayatın eksiği var
hayat eksik hayatta

takınsam kanat manat
kuşmuş olup seğirtsem
bomboş vatana inat
matana doğru gitsem

Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı ney5

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 303
  • 1.274
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 303
  • 1.274
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2008 22:04:37
küçükken  derdi  ki  dadım
çoğu gitti azı kaldı
büyüdüm ihtiyarladım
çoğu gitti azı kaldı
N.F.Kısakürek

Çevrimdışı ilkbahar

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 128
  • 169
  • 128
  • 169
# 07 Eyl 2008 23:00:13
BEN EYLÜL SEN HAZİRAN


Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN



 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 09 Eyl 2008 12:18:11
 
 
CENK MARŞI

Ey sürüden arkaya kalmış yiğit
Arkadaşın gitti haydi sen de git
Bak ne diyor ceddi şehidin işit
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
Uğurun açık olsun uğurlar ola.

Eşele bir yerleri örten karı
Ot değil onlar dedenin saçları
Dinle şehit sesleridir rüzgarı
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek on safa geçmiş bulun
Uğurun açık olsun uğurlar ola
Haydi levent asker uğurlar ola

Yerleri yırtan sel olup taşmalı
Dağ demeyip taş demeyip aşmalı
Sende ki coşkunluğa er şaşmalı
Kahraman askerim uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
Haydi levent asker uğurlar ola
Haydi git evladım uğurlar ola.
 
Mehmet Akif Ersoy
 
 

Çevrimdışı Delicanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 346
  • 88
  • 346
  • 88
# 09 Eyl 2008 22:54:59
 
 
Dua

Biz,kısık sesleriz...minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver...cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
 
Arif Nihat Asya
 
 

Çevrimdışı Delicanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 346
  • 88
  • 346
  • 88
# 09 Eyl 2008 23:03:33
UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

 NECİP FAZIL KISAKÜREK

Çevrimdışı midyatlı

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 122
  • 12
  • 122
  • 12
# 09 Eyl 2008 23:05:04
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terkediyorum

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda
"Ya öldür beni"dedim
Ya da git benden
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yârini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi

Benden
İçimden
Terkediyorum

Çevrimdışı Delicanlı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 346
  • 88
  • 346
  • 88
# 09 Eyl 2008 23:08:05
HATRINA DÜŞECEĞİM  

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın...!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!

 NECİP FAZIL KISAKÜREK

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK