Önyargı, bireyin bir konuda yeterli kanıtı olmaksızın ve karşıt görüşleri destekleyen durumların olmasına karşın,
değişmeyen tutumlarıdır.
Tutumlar ve önyargılar olumlu da olabilir, olumsuz da.
Tutumların ve ön yargıların oluşmasında bireyin içinde yaşadığı grubun özellikleri önemli rol oynar.
Tutumlar zamanla değişebilir. Önyargıların değişmesi daha zor olur.
Bireyin zaman zaman da tutumuyla davranışı arasında çelişki olabilir.
Bilinçaltı, yaşadığımız istenmeyen duyguların bilinçte gizlendiği yerdir.
İstenmeyen duygular, id, ego (ben), süper ego (üst ben) çerçevesinde bilinçaltına itilir.
Bilinç : Belirli bir zaman sınırı içinde insanın kendisinden ve çevresinden haberdar olması haline bilinç denir.
Bilinç olmadan algılama dikkat, düşünme, hatırlama vb. zihinsel işlevlerden söz edilemez.
Yukarıdaki tanımlamalar okullarımızda verilen bilgilerdir. Şimdi ruh hakkında bildiklerimizle bir tanımlama yapalım.
Ruh, bedenden, zamandan, mekandan bağımsızdır.
Uykuda, bilinçten söz edilemez.
Fakat uykuda algı, dikkat, düşünme, hatırlama vardır.Diğer bir deyişle algılama, dikkat, düşünme, hatırlama için bilinçli olmak gerekmiyor.
Bilinçaltı için, yaşadığımız istenmeyen duyguların bilinçte gizlendiği yer tanımı yapılıyor.
Bu gizli yer herhalde beyin olarak tanımlanan et parçasında değildir.
Olsa olsa ruh da olabilir.
Ruh hakkında çok az şey biliyoruz. Bu nedenle hangi bilgilerin gizli,
hangi bilgilerin aleni olduğunu konusunda fikir yürütmek abesle iştigaldir.
Ruhumuz bedeninimiz bu dünyaya gelmeden önce de vardı. Bedenimiz toprak olduktan sonra da var olacaktır.
Sahip olduğumuz bilgiler beynimizde değil, ruhumuzdadır.
Ruhumuz bedenimizden önce ve sonra var olduğu için, bedenimizden önce ve sonrası için ruhumuzda saklanan bilgilerin
tamamını bilmemiz mümkün değildir.
Sigmunt Freud önyargıyı nasıl tanımlıyor bilmiyorum.
Bununla birlikte önyargılı olduğum durumların büyük bir çoğunluğunda (gerekli bilgileri edindiğim zaman)
yargımda haklı olduğum sonucuna ulaştım.
İstisnaların kaideyi bozmadığını varsayıyorum.
Davranışlarımız hakkında tüm kontrolün bizim elimizde olduğunu düşünmenin hata olacağı kanaatindeyim.Bunun en büyük delili insanların istemedikleri durumlarda başkalarına ve kendilerine zarar verecek davranışlarda bulunmasıdır.
Psikoloji hakkında bilgim asgari olmasına rağmen bu konu hakkında bu açıklamaları yazmayı uygun gördüm.
Umarım faydalı olacak bir şeyler ifadelendirebilmişimdir.