Trt 4 Canlı Yayın Programı

Çevrimdışı demirbilek

  • Uzman Üye
  • *****
  • 726
  • 1.296
  • 726
  • 1.296
# 19 Haz 2007 17:54:35
hocam böyle konuları nerden buluyorlar.İÖGM sayfasında resmi yazı var seminerde yapılacak çalışmalar ile ilgili.şaştım doğrusu

Çevrimdışı sonERcan

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 4
  • 111
  • 4
# 20 Haz 2007 01:34:18
Salı günkü programı izleyip kendimce düzenleyip sizlere sunuyorum.Umarım beğenirsiniz...

Çevrimdışı sule75

  • Uzman Üye
  • *****
  • 442
  • 239
  • 442
  • 239
# 20 Haz 2007 09:39:08
link açılmadı soner öğretmenim

Çevrimdışı sonERcan

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 4
  • 111
  • 4
# 20 Haz 2007 12:41:42
Valla bende anlamadım ama salı günkü yayını buraya yazdım tekrar.buradan koplayarsınız artık.

ÇOCUKLARDA SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİM ( Prof. Dr.İsmihan ARTAN )

Duygu: Olay karşısında ki birey tepkimesidir. Duygu, kızgınlık, korku doğumla beraber gelir.

Sosyalleşme: Topluma uyum sağlamak. Beklentilere cevap vermeye çalışılır. Toplum bu süreçte uygun ortam sağlar. Kız ve erkeklere göre farklılık gösterir. Sosyalleşme doğumla başlayan bir süreçtir. Çocuğun sosyalleşmesinin ilk adımı annesini emmesidir.
Bireyin korkuları yaşlara göre değişir. Bireyler çok küçük yaşlarda ani seslerden korkarlar.18. ile 20. arası elektrik süpürgesi, gök gürültüsünden korkma eğilimleri dominanttır. Bireyler bu yaşlarda daha çok tanımadığı veya beyninde anlamlandıramadığı seslerden korkar.
Sosyal gelişimde gözleyerek, izleyerek, model alarak öğrenilir. Bireyler 3 ile 4 yaş arası kendi vücudunu keşfetmeye başlar. Bu yaşlarda kendi kendilerine korku yaratabiliyor.
Özellikle ebeveynlerin sık başvurduğu sucuya veririm, polislere veririm gibi tehditler çocukta korkuyu pekiştirir. Çocuk bu davranış sonucu polisten olumsuz etkileniyor. Ebeveynler korkuyu disiplini sağlamak için kullanıyor. Anne ve babalar çocuklarına yüzmeyi öğretecekleri zaman onları sıkıştırmadan, denize atmadan öğretmeli. Bunu öğretmenin en kolay yolu çocuğun kumda oynarken kendi kendine suya girmesidir.

ÖRNEK OLAY: Adana ili Enver Kurt Tepeli Lisesi öğrencilerinin biyoloji dersi çevre dengesi ve erozyon konusunda gösteri yöntemiyle sunumlarını yaptılar.

Dersin işlenişinden küçük bir kesit: Öğrenciler drama yoluyla, demonstrasyon yaparak dersi işlerler. Metni ve kurulan öyküyü öğrenciler yazar. Konu için temel teşkil eden kelimeler verilir. Öğrenciler öykülerini yazarlar ve yazılan öykülerden biri seçilir. Seçilen öykü öğrenciler tarafından gösterilir.

Derslerde rekabetçi eğitim yerine işbirlikçi eğitim kullanılmalı. Öğrencilerde paylaşma duygusu kazandırılmalı. Paylaşma duygusu 5–6 yaşlarında var olmaya başlıyor. Ebeveynlerin en sık yaptığı hatalardan biri olarak bir çocuğunuza bir şey aldım diye diğer çocuğunuza da bir şey almamalısınız. Yani birine bir şey alındı diğerine de almak zorundayız gibi bir durum çocukta paylaşma duygusunu köreltiyor. Her birey farklı yönlerde mükemmeldir. Öğretmenler bireylerin farklı özelliklerini ortaya çıkarmak zorundadır.

Dil Gelişimi: Hamileliğini yabancı bir ülkede geçiren bir annenin çocuğu doğumdan 1-2 yıl sonra hamileliğin geçtiğin ülkenin dilinden bazı kelimeler söyleyebilir.

AİLE VE ÇOCUK:

Çocukların davranışlarını küçük ödüllerle pekiştirmeliyiz. Çocuklar ilgi çekmek ve beğenilmek için yalanlar söylerler. Bu tür olaylarda çocuğun söylediği yalanların nedenlerini bilmek gerekir. Çocuklardan beklenti arttığı an çocuklar ihtiyaçları karşılayabilmek için yalana başvururlar. Anne ve babanın çocuklarına davranışları yakın ve tutarlı olmalı. Anne katı baba yumuşak bir tutum sergilediği zaman çocuğun davranışları olumsuz olur. Ailelerde ikinci çocuk olacağı zaman ilk çocuğu dışlamadan onu da ailede var ederek yaşantı sürülmeli. Ailede alınacak kararlarda ilk çocuğunuzun fikirlerini de önemseyin. Çocuklarınızı kıyaslarsanız kardeş kıskançlığı meydana gelir. Çocukların birbirleriyle olan iletişimine müdahale edilmemeli, anne ve babalar iletişim sürecinde meydana gelen sorunlara uzak durursa sorunlar daha kolay çözülür. Anne yâda baba çocuğuna ceza veren model olmamalı. Bireyler de engellenme öfke yaratır. Çocukların yaşantılarının belirli evrelerinde öfke nöbetleri geçirirler. İki yaşında meydana gelen öfke nöbeti gelişim gereğidir. Nöbetin biçimi, yeri ve zamanı ebeveynin davranışını etkiler. Telafi yaptırarak öfke nöbetleri ortadan kalkar. Pekiştirilen davranış iyi bilinmeli, öfke nöbetleri süreklilik kazanamamalıdır.

BENMERKEZCİLİK:

Arkadaşının eşyasını izinsiz alan bir çocuğa yaklaşırken çocuğun gelişim evresini bilmek zorundayız. Bu davranışın sık olduğu dönemlerde çocuklar benmerkezcidir. Dünyayı kendi gördüğü gibi düşünür. Çocukla konuşurken sen bunu çok beğendin ama bu okulun, arkadaşının hemen yerine götürelim ki arkadaşlarında kullansın diye tepki vermeliyiz. Sen çaldın mı, hırsız mısın gibi suçlayıcı cümleler kurmamalıyız. Ona yaklaşırken örselemeden, yıpratmadan alınan eşya geri verilmeli.

 ÖRNEK:

Kars ili Arpaçay ilçesinde bir ilköğretim okulunun sorunu olan tuvalet konusunda öğrencilere danışarak, yaratıcı olmaya sevk ederek, sorunu onlarla paylaşarak, öğrencilere sorumluluklar vererek sorun çözülmeye çalışılır.

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 20 Haz 2007 13:19:50
 sonercan hocam sağolun işimize yarayacak bayağı.....

Çevrimdışı haszom13

  • Uzman Üye
  • *****
  • 210
  • 175
  • 210
  • 175
# 20 Haz 2007 13:29:25
sonERcan Hocam , gerçekten iyi bir değerlendirme yapmışsınız.Paylaşımınız için teşekkürler.

Çevrimdışı sonERcan

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 4
  • 111
  • 4
# 20 Haz 2007 13:38:31
çarşamba günkü yani bugünkü program notlarını da tuttum.ama bilgisayara yazmadım daha .bugün bi aksilik olmazsa onuda paylaşıma sunarım.

Çevrimdışı haszom13

  • Uzman Üye
  • *****
  • 210
  • 175
  • 210
  • 175
# 20 Haz 2007 13:43:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
çarşamba günkü yani bugünkü program notlarını da tuttum.ama bilgisayara yazmadım daha .bugün bi aksilik olmazsa onuda paylaşıma sunarım.
Şimdiden teşekkürler hocam.Sayenizde , sanırım uydu anteni olmadığı veya çeşitli mazeretlerinden dolayı   izleyemeyen arkadaşlarda bu sıkıntıdan kurtulacak.

Çevrimdışı aysegul1

  • Üye
  • *
  • 11
  • 0
  • 11
  • 0
# 20 Haz 2007 16:19:48
sonercan hocam çok teşekkürler.Allah razı olsun.

Çevrimdışı nelmin

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 166
  • 19
  • 166
  • 19
# 20 Haz 2007 18:49:57
programı çeşitli nedenlerden dolayı izleyemeyenler için paylaşımlarınızı bizlere de aktardıgınız için teşekkür ederiz.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 20 Haz 2007 21:36:41
20-06-2007 tarihindeki programa Prof Dr. Selahattin Şenol konuk olarak katıldı. Çocuklarda değişik yaş gruplarında farklı davranış bozukluklarının görülebileceğini, bu bozuklukların o gelişim dönemine has normal davranışlar olabileceğine dikkat çekildi. Eğer menenjit veya doğumdan kaynaklanan yapısal ve fiziksel bir sorun yoksa bu davranışların normal karşılanması gerektiği vurgulandı. Zaman zaman çocuklara, özellikle ergenlik gibi kritik dönemlerde hoşgörüyle yaklaşılması, kendi ayakları üzerinde duran, kendine güvenli bir birey yetiştirmek isteniyorsa çocuğun tuzaklarına düşülmemesi ve geri adım atılması gerektiği, zaman zaman zorlukları kendi başlarına göğüslemelerine izin verilmesi tavsiye edildi. Duygusal gelişime yönelik aktivite örneğine yer verildikten sonra hiperaktif ve üstün zekalı öğrencilere sınıf içi ve dışında nasıl yaklaşım gösterilebileceğine yönelik görüşlere yer verildi.
ALINTIDIR

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 20 Haz 2007 21:40:16
19.06.2007 tarihli yayına Prof.Dr.İsmihan ARTAN konuk oldu.Çocuklarda Sosyal ve Duygusal Gelişim konusu ele alındı.Okul öncesi dönemde çocuklara paylaştırma duygusunun kazandırılması gerektiği belirtildi.Tuvalet eğitimininde uygun zamanda olması yani anne-baba ve çocuğun hazır durumda bulunması, tuvalet eğitiminde sabırlı olunması,bu eğitimde kazalara hazırlıklı olunması üzerinde duruldu.

Ayrıca okula yeni başlayan çocuklara okula gitme korkusunun verilmemesi gerektiğinden bahsedildi.

Ceza konusunda da çocuklarda 2.yaş döneminde öfke nöbetlerinin olduğu bunun engellemelerden dolayı kaynaklandığı ve doğal olduğu belirtildi.Öfke nöbetlerinin 2-3 yaş arası yoğun görüldüğü 3.yaştan sonra görülüyorsa bunun normal olmadığı üzerinde duruldu.Okul öncesi dönemde çocukların kendilerine ait eşyaları almaları çalma hırsızlık olarak nitelendirilmemelidir...
ALINTIDIR

Çevrimdışı özgülll

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 136
  • 102
  • 136
  • 102
# 20 Haz 2007 22:20:52
ali2037 ve soner hocam teşekkürler emeğinize sağlık

Çevrimdışı safakleyla

  • Yeni Üye
  • 8
  • 1
  • 8
  • 1
# 20 Haz 2007 23:44:45
Çalıştığım köyde TRT 4 çekmiyor. Müdürümüz geliş gidiş yapan arkadaşa izin vermediği için bir kişiyi de görevlendiremedik ama ne garipdir ki rapor vermemizi istiyor ilçe milli eğitimdekiler ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yardımcı olursanız sevinirim.

Çevrimdışı sonERcan

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 111
  • 4
  • 111
  • 4
# 21 Haz 2007 01:30:53
arkadaşlar çarşamba günkü programın raporuyu aşağıya yazdım.Güle güle kullanın.

Çocuk ruh sağlığı ve davranış bozuklukları (Prof. Dr. Selahattin ŞENOL)

Zihinsel Gelişim: Gelişim bilindiği zaman çocuklarla daha iyi iletişim kurabilirsiniz. Evlat edinme, koruyucu aileler çocuk yetiştirmede önemli birer adımdır. Beynimiz geçmiş yaşantıları çok duygusal ve önemli bir iz yoksa hatırlayamaz.

Örnek: Ankara da bir anaokulu öğrenci merkezli ders sunumu yaptı.

Beyin Gelişimini Etkileyen Faktörler:

1-Dışarıdan Alınan Duygular
2-Görme Duyusu:1 yıla kadar açılıyorsa gelecekte sorun teşkil etmez.
3-İşitme Duyusu:4–4,5 yaşa kadar uyarılmalı. Çeşitli enfeksiyonlar sorun oluşturabiliyor.

Zihinsel Engeller: Beyin çeşitli nedenlerden etkilenmektedir. Zihinsel engeller genellikle kromozom bozukluğundan oluşmaktadır. Annenin erken hamileliği bile sorun teşkil edebilmektedir. Çocukluk döneminde oluşan guatr, kansızlık gibi hastalıklar öğrenme yaşantısını etkileyebilmektedir. Bazı hastalıklar tedavi edilemediği için bireyin zihinsel engelli olması kaçınılmaz olmaktadır.

Otizm: Otistik çocuklarla ağır durumda zihinsel engelli çocukların ayırt edilmesi ve tanımlanması büyük bir önem taşımaktadır.3 yaş öncesinde iletişim, dili kullanma aksaklığı sebeplerinden dolayı birey otizm olmaktadır. Parmak ucuyla yürüme, içe kapanma belirti oluşturabiliyor.

Hiperaktif Öğrenciler Ve Dikkat Bozukluğu: Ders başarısı ve disiplini etkileyen önemli bir sorundur. Dikkat sistemini beynimizin orkestra şefi olarak görebiliriz. Birey akranlarına göre beceriksizse sorun yaratacak, kendini ve çevresini rahatsız edecektir.

Dikkat Bozukluğunu Etkileyen Faktörler:

1-Yapısal Durumlar
2-Ortamsal Şartlar

Gelişimsel Dikkat Eksikliği: Bu çocuklarda kalıtım yâda büyümenin etkisiyle akranlarına nazaran beceriksizlik sorunu vardır. Tırnak yeme, parmak emme gibi edimler davranış bozukluğudur.

İnatçılık:2,5 yaşlarından itibaren başlar. Uyku ve tuvalet konusundaki davranışlarda başlar ve artma eğilimi gösterir. Çocuğun zihinsel durumu zayıfsa inatçılıkla yaklaşılmamalıdır. Bunun yerine beceri ile çocuğa yaklaşılmalıdır. İştah durumunda inatlaşmadan, yönlendirici olunmalıdır. Çocuklarda ki diğer becerileri geliştirmeye çalışılmalı. Yemek yememe durumunda yiyecekleri farklı karışımlarla yedirmeye çalışılmalı. Çocuklara doğrudan hayır demek yerine iki seçenek sunarak yemek yemeyi öğretmek daha kazandırıcı bir davranıştır. Geçmiş yaşantılar yemek saatinde klasik koşullanmayla öğrenildiği için bireyi ve ebeveynleri gerginleştirir. Çocukların yatma saatlerinde de aynı durum tekrarlanmaktadır. Çocuklarla beraber uyku saati oluşturmayı denemek daha çözümseldir.

Üstün Zekâlı Ve Üstün Yetenekli Çocuklar: Bu vasfa sahip çocuklar önemli sorunlar oluşturmaktadır. En önemli etmen bu çocukların sayılarının azlığıdır. Ülkemizde ki öğretmenlere bu bireylerin temel özellikleri anlatılmadığı için bu çocuklar problem yaratmaktadır. Toplumumuzun %2,5 dilimini üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocuklar oluşturmaktadır. Öğrenme hızı akran grubundan fazlaysa RAM ile işbirliği yapılmalıdır. Ortalama zekâları biraz fazla diğer beceri ise akranlarına göre 3–4 yaş öndedir. Bu çocuklarda dil gelişimi aşırılık göstermektedir. Seviyelerine göre uzun tümceler kurarlar ve hatta 1,5–2 yaşlarında okumayı öğrenirler. Ebeveynler çocuklarda ki bu özelliği fark edebilemeyebilir. Bu çocuklarında okul öncesi eğitime ihtiyaçları vardır. Sosyalleşmeleri için okul öncesi eğitime ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklara uygun program doğrultusunda eğitim verilmeli. Arkadaşları renkleri yeni yeni tanımaya başlarken bu çocuklar ara renkleri bilmektedir. Bilişsel gelişim yönünden en etkin oldukları zihinsel süreçtir. Bu çocuklar okuma yazma öğrendikleri zaman diğer arkadaşları okuma-yazma sürecini tamamlayamamıştır. Bu çocuklar okudu diyerek onlara ket vurulmamalı. Onlara liderlik, sınıf başkanlığı gibi temsil rolleri verilmeli. İlköğretimde bu çocuklara zenginleştirme ve hızlandırma eğitimi verilmeli. Günde 7-8 saat ders yada derinlemesine proje, münazara gibi faaliyetler verilip, kendi seviyelerine göre gelişmeleri sağlanmalıdır.






 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK