Benim de Elif'im vardı, sarı saçlı, yeşil gözlü, temiz, düzenli, tatlı dilli, çalışkan.
Bir de yaramazım vardı Fırat
Gökhan'ım vardı, tombik ağızlı, sürmeli gözlü, uysal, okul çıkışında bile lojmanın etrafından ayrılmazdı. Ne kadar güzel yazardı. Ne zekiydi. Sonrasında msn'de görüştük, kocaman adam olmuş. Okumamış. Garson olmuş. Çok üzüldüm. Sonra face çıktığında eşimle görüşmeye başlamışlar. Gökhan ve başka bir sürü öğrenci.
Face'de baktık çoğu pkk ile ilgili şeyler paylaşmaya "TC" demeye başlamış, artık onlarla farklı kişiler olmuşuz...
Ortaokul Türkçe derslerine girdiğim bir kaç öğrencimle hala görüşüyorum, hele birisi sınıf öğretmenliği okurken dağa çıkmış, aftan yararlanıp gelmiş, özel okulda çalışıyor. Anne olmuş artık.
Muş'a giderken ağlamıştım, gelirken ağlamıştım, şimdi yine ağlıyorum...Orda hala bir öğretmen lojmanın önünde, dizinin dibinde köyün köpekleri uyurken sessizce dağları izleyip göz yaşı döküyor...
Hala hepsiyle sınıfların içinde didinmekteyiz, hepsi birbirinden bir parça, hepsi bizden bir parça...hepsi hayattan bir manzara.