4. GÜN 14/06/2012 Perşembe
Merkezi Üssü Öğrenci Olan Bir Sarsıntı Yaratmak
Prof. Dr. Ayhan AYDIN
Anahtar sözcükler eğitim ,insan, iletişim ,yaşama sanatı olarak ele alınabilir.
Eğitim nedir? Etkili eğitim nedir? İçsel iletişim. Empatik iletişim, paylaşmacı iletişim dayanışmacı ,üretken iletişim ,iletişim çatışmaları iletişim engelleri gibi çeşitli alanlardan bahsedilebilir.
Öğretim, kısaca öğrenmeyi gerçekleştirmeye dönük ortamsal koşulların planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Buna göre öğretme, hedef alınan kritik davra¬nışların bütün öğrencilere etkili ve verimli bir biçimde kazandırıl¬ması amacıyla gerçekleştirilen her tür etkinliği kapsamaktadır. Ör¬neğin, öğrenme hedeflerinin saptanması, program içeriklerinin be¬lirlenmesi, öğretim ilke ve yöntemlerinin seçimi, öğretim durumla¬rının tasarlanması ve değerlendirilmesi, öğretimin temel boyutlarını oluşturmaktadır. Şu halde öğretme etkinlikleri, öğrencinin öğren¬meye ilişkin tüm beklenti ve gereksinimlerini uyumlu bir biçimde karşılayacak yeterlik ve zenginlikte olmalıdır. Bu bağlamda bir öğ¬retim yaşantısı, alternatif öğretme-öğrenme girişimlerine, örneğin çeşitli sayı ve nitelikte işaret, açıklama ve dönüte, aynı zamanda ka¬tılıma, pekiştirmeye, tekrara ve düzeltmeye olanak verecek biçim¬de tasarlanmalıdır.
Kuramsal yaklaşımların her biri öğretim materyalinin kullanımı ve öğretim yöntemlerinin seçimi konusunda göreli olarak birbirlerinden belli ölçülerde farklılaşmaktadır. Öğretim materyali¬nin kullanılması ve yöntemlerin seçiminde temel değişken ise öğ¬retmen ve öğrencinin rolleriyle ilgilidir. Başka bir anlatımla bazı öğretim yaklaşımları tümdengelim, bazıları tümevarım yöntemini benimserken, öğretme-öğrenme sürecinde öğretmen ve öğrencinin konumlarını göreli olarak birbirlerinden farklı biçimlerde kavramlaştırmaktadırlar. Bu bilgilerin ışığında, aşağıda başlıca öğretim yak¬laşımları (buluş yoluyla öğretim, sunuş yoluyla öğretim , işbirliği¬ne dayalı öğretim, yapılandırmacı yaklaşım ) karakteristik özellikleri açısından kısaca açıkla¬nacaktır.
Özetle, yapılandırmacı yaklaşım, geleneksel öğretme-öğrenme sürecinin kişiyiedilgenleştiren patolojik anlayışına bir tepki olarak doğmuştur. Yaparak-yaşayarak öğrenme ilkesi üzerine temellenen bu anlayış, öğrenmeyi aynı zamanda temel bir insan hakkı ve ödevi olarak doğrudan öğrenen kişinin sorumluluğuna ait görmektedir. Bilişsel yapıların oluşması, yeni yaşantılar edinilmesi, özgün bir özümseme ve örgütleme bilincinin gelişmesi için öğrenci edilgen bir alıcı değil, etkin ve yaratıcı olmalıdır.
Yapılandırmacı öğrenme yaşantıları, durum saptama, bilgi toplama, gruplama, denence geliştirme, test etme (doğrulama ve yanlışlama) yeni denenceler geliştirme, sunu, değerlendirme gibi aşamalardan oluşur. Ancak bu aşamalar, doğrusal bir çizgi olarak değil, çembersel bir dönüşüm içinde desenlenmelidir..