Sayın Turgut Kuzan,
1) Bir yıl önce ÖNGÖRDÜĞÜM dediğiniz yeni sistem yaklaşık 3 yıldır hazırlığı yapılan bir projeydi..Bundan Ankara da olan eğitimcilerin birçoğunun haberi vardı..
2) Büyükşehirlerdeki okulların fiziksel halinden haberdar olmadığınızı düşünüyorum..Zira spor salonu olan okul sayısı kaç tane biliyor musunuz? Ben bir örnek vereyim Ankara-Altındağ ilçesinde sadece 2 okulda var..Bahçelerinin genişliğini biliyor musunuz? Örnek vereyim İstanbul-Şişli de okulların bahçesi hiç yok..Yanlış anlamayın mübalağa yapmıyorum bahçe yok..Şimdi büyükşehirlerde bu yapılarda mı oyun oynayacak çocuklar??
3) Bu maddede haklısınız akademisyenlerin görüşleri alındı..Öğretmenlerin ise alınmadı..Ama akademisyenler anasınıfı zorunlu olarak 5 yaşın uygun olduğu görüşünü bildirmişlerdi..Bu görüşün tam tersi anasınıfı zorunlu yapılmadı ancak 5 yaşta 1. sınıfa başlatıldı!! Görüş sormakla uygulama arasındaki farka eminim haklı bir sebep bulursunuz..
4) Dayanağı yok dediğiniz madde için il MEM nin sitelerini inceleyiniz okul dönüşümü ve yeni açılan okullar listesinde imam hatip dışında okul adı bulamayacağınızı belirteyim..Siz açılan bir mesleki ortaokulu varsa adını yazarsanız bizde memnun oluruz.
5) Belirttikleriniz yine 2. maddedeki gibi..Bu çalışmalara görüş bildirildi..Bundan önce yazılan metinlerde bu görüşler dikkate alınmadan yazıldı..Sayı çokluğu herşey değil ama uygulama maalesef öyle oluyor..Bundan sonra ise görüş bildirmelerini beklemek dalga geçmekle eşdeğerdir..
6) Bu maddede yazdıklarınızı okuyunca çocuk psikolojisi yada eğitim psikolojisine ne denli uzak olduğunuzu düşündüm..Görüşlerinize katılmadığımı 4 yıl çocuk eğitimi ve çocuk psikolojisi eğitimi almış biri olarak söylüyorum. Bu maddeye uzun açıklamalar yazmak isterdim ama arkadaşların eğitimci olamları sebebiyle gerek duymuyorum zira onlar ne demek istediğimi iyi bilirler.. Size kısaca şunu söyleyim 1. sınıf demek kreş eğitimi yapmak değildir..Siz kreş eğitimini 1. sınıfta verirseniz 4. sınıfta cümle kuramayan çocukları orta öğretime taşırsınız..
7) Bu maddede belirttiğiniz eve ödev 2005 yılında uygulamaya konulan yeni ve başarılı olduğu sanılan programdan sonradır..Bizler o dönemde bu sistemin yanlış olduğunu zaten söylemiştik şimdi bu kabul edildi..7 yıl sonra ve aynı iktidar tarafından.. Şimdi çocuğu gerilettiğini, ödevlerini aileye ittiğini, çocuğu yavaşlattığını kabul ettiğiniz sistem ile 4+4+4 sistemini ortaya koyanlar aynı kişiler siz bunu benden daha iyi biliyorsunuz.
8 ) Öğretmenler empati yapıyorlar da acaba yöneticiler empati yapabiliyor mu? Eğitimden ne kadar anlıyor..Anlayanların görüşlerini ne denli dikkate alıyor??
Siz eğitimci değilsiniz ama bakanlıkta bürokratta değilsiniz. Bukadar emin konuşmanızı anlayamadım..Bilmeden konuşmak ne kolay..Birde empatiden söz etmek..
Bir görüşü benimsemek her yaptığına onay vermek olmamalı..Biz eğitimciler için tek yol vardır o da öğrencinin olumlu gelişimi..Bu yolda herşeye destek veririz..Ama yanlışları da söyleriz..Bunun için 7 yıl beklemeyiz..
Son öngörüzde yine bakanlığın üzerinde çalıştığı başka bir konu..Siz bakanlık çalışmalarını öngörü olarak mı görüyorsunuz?
Hayırlı günler dilerim.
Özenle yazdığınız mesaj için teşekkür ederim.
1) Temel öğretimi 12 yıla çıkartmak için ihtiyaç hissedilen şartların oluşmasından sonra öğretim kademelerinin süreleri tartışılmaya başlandı.
Bu tartışmalar çerçevesinde 4+4+4 dahil olmak üzere bir çok süre türü üzerinde görüşler ifade edildi.
Benim ÖNGÖRÜM 4+4+4 sisteminin tercih edileceği yönündeydi. Sonuçta bu şekilde oldu.
Öğretim kademelerinin süresi farklı olsaydı, ÖNGÖRÜM de isabet etmemiş olacaktım.
2) Okulların fiziksel kapasitesi hakkında detaylı bilgim yok.
Küçük yeğenimin devam ettiği Anadolu Ticaret Meslek Lisesi Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmıştır.
Sınıflar 100 öğrenci alabilecek kapasitededir. Yeğenlerim ilköğretim okullarını yeni yapılmış bir okulda okudular.
Sınıflar 24 kişilik düzenlenmiş olmasına rağmen kapasitesinin bir kaç kişi üzerinde kullanılıyordu.
3 katlı okulda (özürlülerin kullanması için) asansör mevcuttu.
Çocukların oyun alanları için açık alanlara ihtiyaç olduğu ÖN YARGISI mevcuttur.Günümüzde çocuklar açık alanlarda oynanılan oyunlara itibar etmiyorlar.
Yeğenim dershaneye devam ederken satranç takımını kursa götürüyordu.
Satranç sınıfta en arka sıraya konuluyor, tenefüslerde oyuna devam ediliyordu. Çocukların bu oyununa öğretmenlerde katılıyordu.
Müdavimi olduğum camide bile masa tenisi kortu mevcut. Kur'an kursu için gelen öğrenciler bu kortta KALİTELİ zaman geçiriyorlar.
Belediyelerin yaptırdığı gençlik merkezlerinde en çok ilgi gören bölüm bilardo masalarıdır.
Koridora konulan bir pota çocukların basket atma oyunu için yeterli oluyor.
Kapalı mekanlarda genellikle iki - dört kişi ile oynanan adını bile bilmediğim bir çok oyun var ve çocuklar bu tür oyunlara ilgi gösteriyorlar. 3) "Görüş sormakla uygulama arasındaki farka eminim haklı bir sebep bulursunuz.." ifadesi çok hoşuma gitti.
Kişilere/olaylara/durumlara farklı bakış açıları getirmek hobimdir.
Çoğu kişi farklı olmak ile haklı olmak arasındaki ayrımı göremiyor.
Farklı olanı haklı olmak gibi algılayabiliyorlar.Anasınıfı zorunlu olarak 5 yaşın uygun olduğu görüşünün tüm akademisyenlerin ortak görüşü olduğunu sanmıyorum.
Bilim konusunda çok sevdiğim bir tanımlama vardır:
- Her an yanlışlığı ispatlanabilen değerler topluluğuna bilim denir.Akademisyenler bugün, anasınıfı zorunlu olarak 5 yaşın uygun olduğu görüşünü savunabilirler.
Yarın da başka bir görüşü savunurlar. Her iki görüşüde BİLİMSEL temellere oturturlar.
İdari işlemlerde sadece bilimsel görüşler dikkate alınmaz, başka faktörlerde göz önünde bulundurulur.
Bu nedenle alınan görüşlere bire bir uygun bir idare tarzının benimsenmemesi normaldir.
4) Ankara ve bir kaç ilin milli eğitim müdürlüklerinin web sitelerini ziyaret ettiğim halde dönüşüm yapılan okullarla ilgili bilgi bulamadım.
Bilgilerin bulunduğu sayfaların tam adresini verebilirseniz incelemek isterim.
5) Belirtilen görüşlerin her zaman değerlendirilmeye alındığına inanıyorum.
En azından projenin savunulması aşamasında bu görüşlere ihtiyaç hissedilecektir.
Sadece sorumluluktan kurtulmak için görüş bildirilmesi gerektiğine inanıyorum.
6) Bazı durumlarda bilgi sahibi olmamak, objektif olabilmek açısından faydalı oluyor.
Köy ilkokulunda görev yapan bir forumdaşım 4 yaşındaki kızı için şu cümleyi yazmıştı :
- Korktuğum başıma geldi, kızım okuma yazmayı öğrendi.
Forumdaşımın kızı, öğrencilerle arkadaşlık ederken özel bir öğretime tabi olmadan okuma yazmayı öğrenmişti.
Sık kullanılan bir deyim vardır :
- Bir elin beş parmağı bir değil.
(Bu deyimi kullanan bir forumdaşıma itiraz etmiş ve beş parmağın birbirine eşit olduğunu savunmuştum
)
Aynı yaşlardaki çocukların aynı psikolojik özellikleri göstermesi beklenemez.
Çocuk psikolojini etkileyen bir çok etken vardır ve bu etkenler zaman içinde hızla değişmektedir.
Bilimin bu hızlı değişime ayak uydurması çok zordur. Günümüzde çocuk psikolojisini etkileyen faktörleri dikkate alarak yazdıklarımı tekrar değerlendirmeniz faydalı olacaktır.
Değerlendirmenizde yaşanılan çevre, ailelerin gelir seviyesi, ailelerin kültür seviyesi gibi özellikleri göz önünde bulundurmanız uygun olur.
Şu örneği vermek faydalı olacaktır :
Özel okula giden tüm öğrenciler dahidir. Birinci sınıf ilk yarı yıl sonunda okuma yazma öğrenmemiş öğrenci varsa öğretmen kabiliyetsizdir
7) Eve ödev olayındaki idari gelişmeler bilgim dışında. Benim çocukluğumdan beri ödevler ebeveynler tarafından yapılır
3. - 4. sınıfa kadar çocuğun veli tarafından okula götürülüp getirilmesi son 10 yıldır gözlemlediğim bir olay.
8 ) İdareciler konusunda empati yaparken toplumumuzun her kesiminde yaygın olan iki özelliği dikkate aldım.
- Olumsuzluklara odaklanmak
- Başarısızlıklarda sorumlulukları başkalarına yüklemek.
Cümleleri oluştururken, öğretmenlerin idareciler hakkında kullandıkları ifadeleri tersine çevirerek öğretmenler hakkında kullandım.
Empati yaparken ne kadar başarılı olduğumun takdirini forum arkadaşlarıma bıraktım.
Sizin idareciler hakkında empati yaparak oluşturduğunuz başka cümleler varsa öğrenmek isterim.
Okulların özelleştirilmesi konusunda yazdığım mesajda konunun 1980'lı yıllarda gündeme gelmiş olduğunu belirtmiştim.
Benim öngörüm bu günlerde uygulanmaya başlamış olması yönündeydi.
Öğretimde bilgisayar kullanımının yaygınlaştırılmasının özelleştirilmeden sonra gündeme geleceğini öngörüyordum.
Fatih projesi benim için bir süpriz oldu. Fatih projesi özelleştirmenin daha ileri bir tarihe atılmasına sebep oldu.
Ülkemizdeki gelişmeleri mümkün olduğu kadar takip etmeye çalışan sıradan bir vatandaşım.
Kimsenin aklına gelmeyen konularda fikir yürütecek kapasitem yok.Gözlemlerime dayanarak bazı öngörülerde bulunuyorum. Bazılarında isabet ediyorum. Bazılarında isabet edemiyorum.
"Bir görüşü benimsemek her yaptığına onay vermek olmamalı.." cümleniz üzerinde bir daha düşünmenizi rica edeceğim.
Cümlede kastettiğiniz 4+4+4 sistemi ise bu sistemi benimsediğimi belirten bir cümle kullandığımı hatırlamıyorum.Daha önce kullandığım şu cümleleri tekrarlamak istiyorum :
- Bir konuda olumsuz bir görüş ifade ediliyorsa ben olumlu yönleri ifade etmeye çalışırım.
Eğer olumlu ifadeler kullanıyorsa ben olumsuz yönleri göstermeye çalışırım.
Konu hakkında kendi düşüncemi ÖNEMSEMEM.
Bir VELİ OLARAK 4+4+4 sisteminin ilgi alanıma girmediğini söyleyebilirim
Amacım forumdaşlarımın esnek düşünmesini sağlamak, sorumluluklarının farkına varmasını sağlamak, olumluya odaklanmalarını sağlamak vs. dir.Sizden ricam soruma cevap vermeniz olacak
bu projede norm fazlası sınıf öğretmenleri için neler yapacak? Sınıfçılardan nasıl faydalanılacak?
Ben 9 yıllık öğretmen + idareciyim
Zorunlu hizmetimi bitirdim
En zor şartlarda çalıştım
Eş durumundan antepe geçmeye çalışıyorum
Antepte 200-300 arası norm fazlası sınıfçı var
Bu proje bukadar hesaplı yapılıyorsa neden 2012 subat atamasında antep 250 sınıfçı aldı
cevabınızı mutlaka bekliyorum özelden yada formda
Hayırlı günler dilerim.
Mesajlara mümkün olduğu kadar sıra gözeterek cevap vermeye çalışıyorum.
Daha öncede belirttiğim gibi mesajlarımda amacım bir şeyi savunmak veya yermek değildir.
Forum arkadaşlarımın daha esnek düşünmelerini sağlamaya çalışıyorum.
Mesajınıza cevap olarak şu cümlenize dikkat çekmek istiyorum:
- Antepte 200-300 arası norm fazlası sınıfçı var.4+4+4 sistemi ile ilgili bakanlık tarafından yapılan açıklamaları pek takip etmiyorum.
Ama sistemin nasıl işlediği konusunda bilgim olduğu için şu tür açıklamalar yapıldığını tahmin ediyorum.
- Proje kapsamında
norm fazlası öğretmen yoktur veya minumum düzeydeki norm fazlası öğretmen şu şu alanlarda görevlendirilecektir.
Sizin cümleniz ile bakanlığın yaptığı açıklama arasında bir tezat görünüyor.
Bu tezat içerisinde VELİ OLARAK sizin söylediğinize mi inanmalıyım yoksa bakanlığın yaptığı açıklamaya mı?
KOSKOCA Bakan(lık) yalan söylecek değil ya...
VELİ OLARAK kimin doğru söylediğini araştırmak zahmetine katlanamam.
Eğer doğru söylediğinizi ispatlayabilecek deliliniz varsa (bakanlık çalışanlarının böyle bir delile ulaşmanıza imkan verecek kadar aptal olduğunu sanmıyorum.) bakanlıktan yapılan açıklamaların yalan olduğunu kanıtlamanın şerefi size bir ömür boyu yeter.
Daha önce bakanlıkların forumları takip ettiğini yazmıştım.
Yazdığınız cümleler büyük bir ihtimalle bakanlık tarafından kayda alınmıştır.
Sizce kendilerini yalan söylemekle itham eden bir kişi hakkında bakanlık çalışanları ne düşünür?
Yaz tatillerinizi Antep'te geçirmeye devam etmenizi tavsiye ederim