Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Mar 2013 05:57:35
.

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Mar 2013 11:52:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
.
Herşeyin fazlası zarardır öğretmenim.Haklısın.

Çevrimdışı poseidon00007

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.773
  • 21.882
  • 6.773
  • 21.882
# 27 Mar 2013 14:14:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
su ne kadar içilmeli
Ayrıyeten fazla su tüketiminde böbrekler gerektiğinden fazla çalışacağı için yorgun düşer dolayısıyle vücut da yorgun hisseder.

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.991
  • 228.703
  • 28.991
  • 228.703
# 28 Mar 2013 06:54:04
Biliyor musun'uz...?

• Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde,mided­e mukus denilen sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturduğunu ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmasını önlediğini…
• Yemek yerken yerde oturarak sol ayağı katlayıp sağ ayağı karna çekerek oturulup yenildiğinde, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önleyeceğini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkılacağını…
• Yemek yerken yemeğin ortasında su içildiğinde içilen suyun yenilen gıdaların sindirilmesine,­ gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunduğunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduğunu…
• Oturularak ve en az 3 yudumda içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksadığından­ tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artırıp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüğün salgılanmasını artırarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunduğunu..
• Uyurken sağ yana dönüp yatıldığında solda olan kalbimizin daha rahat çalışmasına neden olarak, kalbi yormadan dinlenmiş bir vaziyette kalkılabileceği­ni…
• Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında kaygan olan zeminde ayağın kayması durumunda sola göre daha güçlü olan sağ ayağın düşmeyi engelleyerek vücudu dengelediğini..
• Banyo yaptıktan sonra ayaklara soğuk su dökmenin kan dolaşımını hızlandırıp sıcak sudan dolayı genleşmiş olan damarların içindeki kanın aktivasyonunu artırarak tansiyon düşüklüğünü önlediğini ve savunma mekanizmasını güçlendirdiğini­…
• Kesintisiz uyunan uzun gece uykularının, damarlarda vazodilatasyona­ neden olduğunu, uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamak (ör: abdest almak) az yorucu egzersizler yapmanın (ör: teheccüd namazı) vazodilatasyonu­ engellediğini ve daha zinde kalkılabileceği­ni…
• Bütün bunların, 1400 sene evvel Peygamberimiz (sav) in yaptığı
ve ümmeti için de tavsiye ettiği sünnet-i seniyyeler olduğunu...

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Mar 2013 07:06:54
 ENGINAR                                                                                                  Son yıllarda yapılan birçok çalışmada sayısız faydası olduğu anlaşılan enginar, özelikle anneler tarafından çocuklarına mutlaka yedirilmesi gereken, olmazsa olmaz bir sebze olarak algılanıyor.
Hatta yılda bir kere 40 günlük enginar kürü yapanlara her geçen gün daha çok rastlanıyor. 40 gün üst üste enginar yiyerek yapılan enginar kürünün amacı; karaciğeri güçlendirmek. Çünkü enginar yapısında bulunan antioksidanların yardımıyla, vücudumuzdaki birçok toksin maddeyi uzaklaştırır, karaciğeri güçlendirir. Toksin madde uzaklaştırmak için 40 gün üst üste enginar yemek ne kadar etkili bilinmez ama, en son The Univerity of Reading de yapılan bir araştırmada çıkan sonuçlar enginarın tahtını güçleniyor.
Yapılan çalışmada;
1- Enginarın yüksek miktarda antioksidan içerdiği doğrulanıyor. Enginarın içeriğinde bulunan quersetin ve rutin isimli antioksidanlar kansere karşı vücudumuzu koruduğu gibi aynı zamanda da kalbi güçlendiren özellik gösteriyor.
2- Enginarda bulunan cyanic asit adlı madde kötü kolesterolü düşürüyor ve iyi kolesterolün salgılanmasını arttırıyor. Bu da kalp damar sağlığı için ilaç niteliğinde bir fayda demek.
3- Enginarda bulunan yüksek oranda lif yapısı kan şekerinin dengelenmesinde etkilidir. Şeker hastaları için zeytinyağlı veya etli yapılmış enginar yemeği, beslenme kalitesini çok güçlendirir. Şeker kontrolünde pozitif etki gösterir.
4- Enginarın karaciğeri güçlendirdiği savı, yeni çalışmalarda da doğrulanıyor.
5- Enginar yüksek tansiyona karşıda vücudumuzu güçlendiriyor. Enginarın yapısında bulunan potasyum minerali vücutta bulunan sodyum- potasyum dengesinde etkili olup, tansiyonun normal seviyelere gelmesinde etki ettiği saptanmış.
Enginardan en büyük faydayı sağlamak için; mevsiminde öğlen veya akşam yemeğinde tüketmeliyiz. Zeytinyağlı enginara ilave edilen; havuç+ patates+ bezelye içeren garnitür besin değerini ve lezzetini arttırır. Ayrıca kuşbaşı etli bir garnitür hazırlayıp, etli enginar yapıp, ana yemek olarak da tüketebilirsiniz. Enginarın kabuğunu soymadan yapılan enginar dolması da Türk yemeği klasiklerimizden biridir. Enginarı salata şeklinde de tüketebiliriz

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Mar 2013 08:39:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ENGINAR                                                                                                  Son yıllarda yapılan birçok çalışmada sayısız faydası olduğu anlaşılan enginar, özelikle anneler tarafından çocuklarına mutlaka yedirilmesi gereken, olmazsa olmaz bir sebze olarak algılanıyor.
Hatta yılda bir kere 40 günlük enginar kürü yapanlara her geçen gün daha çok rastlanıyor. 40 gün üst üste enginar yiyerek yapılan enginar kürünün amacı; karaciğeri güçlendirmek. Çünkü enginar yapısında bulunan antioksidanların yardımıyla, vücudumuzdaki birçok toksin maddeyi uzaklaştırır, karaciğeri güçlendirir. Toksin madde uzaklaştırmak için 40 gün üst üste enginar yemek ne kadar etkili bilinmez ama, en son The Univerity of Reading de yapılan bir araştırmada çıkan sonuçlar enginarın tahtını güçleniyor.
Yapılan çalışmada;
1- Enginarın yüksek miktarda antioksidan içerdiği doğrulanıyor. Enginarın içeriğinde bulunan quersetin ve rutin isimli antioksidanlar kansere karşı vücudumuzu koruduğu gibi aynı zamanda da kalbi güçlendiren özellik gösteriyor.
2- Enginarda bulunan cyanic asit adlı madde kötü kolesterolü düşürüyor ve iyi kolesterolün salgılanmasını arttırıyor. Bu da kalp damar sağlığı için ilaç niteliğinde bir fayda demek.
3- Enginarda bulunan yüksek oranda lif yapısı kan şekerinin dengelenmesinde etkilidir. Şeker hastaları için zeytinyağlı veya etli yapılmış enginar yemeği, beslenme kalitesini çok güçlendirir. Şeker kontrolünde pozitif etki gösterir.
4- Enginarın karaciğeri güçlendirdiği savı, yeni çalışmalarda da doğrulanıyor.
5- Enginar yüksek tansiyona karşıda vücudumuzu güçlendiriyor. Enginarın yapısında bulunan potasyum minerali vücutta bulunan sodyum- potasyum dengesinde etkili olup, tansiyonun normal seviyelere gelmesinde etki ettiği saptanmış.
Enginardan en büyük faydayı sağlamak için; mevsiminde öğlen veya akşam yemeğinde tüketmeliyiz. Zeytinyağlı enginara ilave edilen; havuç+ patates+ bezelye içeren garnitür besin değerini ve lezzetini arttırır. Ayrıca kuşbaşı etli bir garnitür hazırlayıp, etli enginar yapıp, ana yemek olarak da tüketebilirsiniz. Enginarın kabuğunu soymadan yapılan enginar dolması da Türk yemeği klasiklerimizden biridir. Enginarı salata şeklinde de tüketebiliriz

Enginar yetiştirilen bir ilçede yaşıyorum ama bu kadarını bilmiyordum.Teşekkürler.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Mar 2013 06:13:47
.

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.991
  • 228.703
  • 28.991
  • 228.703
# 29 Mar 2013 06:40:20
Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre cep telefonları, muhtemel kanser sebepleri arasında değerlendiriyor. Ayrıca, günde 30 dakika cep telefonu kullanan kişide beyin tümörü riski artıyor.

Uzmanlar; bulantı, baş ağrısı, bulanık görme ve dengesizlik gibi belirtilerin beyin tümörünün habercisi olabileceğini söylüyor. Çocukluk çağında ve yaşlılarda sık görülen beyin tümörlerinde, erken teşhis, tedavi şansını artıyor.

Op. Dr. Umut Yaka, beyin tümörüne yol açan nedenler ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

Beyin tümörlerinin kafatası içerisinde büyüyerek beynin üzerine baskı yaptığını belirten Yaka, "Bu baskı beyinde kalıcı hasarlara yol açabilir.Beyin tümörleri herhangi bir yaşta oluşabilir,ancak en çok 3-12 yaş grubu ve 40-70 yaş grubunda görülmektedir." dedi.

Cep telefonunu fazla kullanan kişilerin de risk grubuna girdiğini ifade eden Yaka, "Beyin tümörlerinin oluşma sebepleri arasında; arıtma-lastik-boya sanayinde çalışmak, virüs enfeksiyonları ve kalıtımdan bahsedilmektedir. Şu ana kadar yürütülen bilimsel çalışmalarda cep telefonları ve beyin tümörü arasında net bir bağlantı bulunmamaktadır. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, cep telefonlarını muhtemel kanser sebepleri arasında değerlendirmekte ve günde 30 dakika cep telefonu kullanımının beyin tümörü riskini artırdığı bildirmektedir." ifadelerini kullandı.

Beyin tümörleri olan hastaların yüzde 60'ının baş ağrısı şikayeti bulunduğuna dikkat çeken Yaka, söz konusu hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: " Baş ağrısı: Beyninde tümör olan hastaların ancak yüzde 60'ında baş ağrısı görülmektedir. Hastalar genellikle bu ağrının son birkaç aydır ortaya çıktığını ve gittikçe şiddetlendiğini ifade etmektedir. Bulantı- kusma: Bulantının baş ağrısı ile birlikte olması ve gün ya da haftalarca sürmesi çok önemlidir. Ancak baş ağrısı ve kusmanın uzun sürelerdir devam ediyor olması migren hastalığını da düşündürmektedir. Çift görme ve görme bulanıklığı: Baş ağrısı ile birlikte veya baş ağrısı olmaksızın ortaya çıkan çift görme, bulanık görme ve görmenin azalması beyin tümörlerinin ilk belirtisi arasında yer almaktadır. Kol ve bacakta kuvvetsizlik ve dengesizlik: Son zamanlarda ortaya çıkan vücudun sağ yada sol yarısında uyuşmalar, ellerde güçsüzlük, uyuşukluk ve beceriksizlik görülebilir. Yürürken sarhoşvari yürüme ve dengesizlik beyincik tümörünün belirtisi olmaktadır. Konuşma bozukluğu, konuşamama, anlama güçlüğü, konuşurken yanlış kelime ifadeleri yada sarhoşvari konuşma da beyin tümörlerinin ilk bulgusu olmaktadır. Sara nöbetleri (epilepsi): Bilinç kaybı olarak yada olmaksızın istem dışı kasılmalar, panik atak tarzında kendini kötü hissetmeler bir epilepsi çeşidi olabilir. Özellikle 20 yaş sonrası ortaya çıkan bu tarz nöbetler, aksi ispatlanana kadar beyin tümörüne bağlı olduğu düşünülerek araştırılmalıdır."

Her baş ağrısının beyin tümörüne de işaret etmeyeceğini dile getiren Yaka, "Baş ağrısının uzun sürelerdir var olması ilk etapta migren hastalığını düşündürmektedir. Ancak beynin kendisi ağrıya hassas bir organ olmadığından, beyinde gelişen bir tümör belirli bir büyüklüğe erişene kadar pek baş ağrısına sebep olmamaktadır. Özellikle büyüme hızı fazla olan tümörlerde baş ağrısı görülürken, yavaş gelişen beyin tümörlerinde beyin geriye çekilerek tümöre yer açmaktadır. Bu durumda çok büyük boyutlarda dahi baş ağrısı hastada görülmeyebilir." ifadelerini kullandı.

Tümörün büyümeden tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yaka, "Son zamanlarda artan, daha öncekilerden farklı baş ağrısı, görme azalması, işitme vekoku hissinin azalması ya da kaybı, kafatasında ortaya çıkan şişlik ve sıklaşan bayılmalar beyin tümörü belirtisi olabilir. Küçük boyutlarda erkenden teşhis edilen tümörlerde hasta tedavisinde çok daha iyi sonuç alabilmek mümkünken, büyük boyuta ulaşmış tümörlerin tedavisi daha zor ve tehlikeli olabilmektedir." diye konuştu.

Yaka, beyin tümörlerinin tedavisine ilişkin şu bilgileri verdi: "Beyin tümörünün tedavisi; tümörünün tipi, yerleşim yeri, tümörün çapı, hastanın yaşı ve genel sağlığı gibi birçok faktöre bağlı olmaktadır. Tedavi yöntemi ve uygulama şekli çocuk ve erişkin hastalar için farklıdır.Beyin tümörlerinin tedavisi cerrahi operasyon gerektiren bir hastalıktır. İster iyi huylu, ister kötü huylu olsun, tüm tümörler cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Ancak bazı durumlarda cerrahi uygulamak mümkün olmayabilir. Tümör beynin çok hassas olan bazı hayati bölgelerine yerleşmişse; bu bölgelere dokunmak hayati tehlike yarattığından tümör yerinde bırakılmaktadır. Bu durumda sadece ışın tedavisi ve ilaç tedavisi uygulaması yapılmaktadır."

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Mar 2013 09:37:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre cep telefonları, muhtemel kanser sebepleri arasında değerlendiriyor. Ayrıca, günde 30 dakika cep telefonu kullanan kişide beyin tümörü riski artıyor.

Uzmanlar; bulantı, baş ağrısı, bulanık görme ve dengesizlik gibi belirtilerin beyin tümörünün habercisi olabileceğini söylüyor. Çocukluk çağında ve yaşlılarda sık görülen beyin tümörlerinde, erken teşhis, tedavi şansını artıyor.

Op. Dr. Umut Yaka, beyin tümörüne yol açan nedenler ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

Beyin tümörlerinin kafatası içerisinde büyüyerek beynin üzerine baskı yaptığını belirten Yaka, "Bu baskı beyinde kalıcı hasarlara yol açabilir.Beyin tümörleri herhangi bir yaşta oluşabilir,ancak en çok 3-12 yaş grubu ve 40-70 yaş grubunda görülmektedir." dedi.

Cep telefonunu fazla kullanan kişilerin de risk grubuna girdiğini ifade eden Yaka, "Beyin tümörlerinin oluşma sebepleri arasında; arıtma-lastik-boya sanayinde çalışmak, virüs enfeksiyonları ve kalıtımdan bahsedilmektedir. Şu ana kadar yürütülen bilimsel çalışmalarda cep telefonları ve beyin tümörü arasında net bir bağlantı bulunmamaktadır. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, cep telefonlarını muhtemel kanser sebepleri arasında değerlendirmekte ve günde 30 dakika cep telefonu kullanımının beyin tümörü riskini artırdığı bildirmektedir." ifadelerini kullandı.

Beyin tümörleri olan hastaların yüzde 60'ının baş ağrısı şikayeti bulunduğuna dikkat çeken Yaka, söz konusu hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: " Baş ağrısı: Beyninde tümör olan hastaların ancak yüzde 60'ında baş ağrısı görülmektedir. Hastalar genellikle bu ağrının son birkaç aydır ortaya çıktığını ve gittikçe şiddetlendiğini ifade etmektedir. Bulantı- kusma: Bulantının baş ağrısı ile birlikte olması ve gün ya da haftalarca sürmesi çok önemlidir. Ancak baş ağrısı ve kusmanın uzun sürelerdir devam ediyor olması migren hastalığını da düşündürmektedir. Çift görme ve görme bulanıklığı: Baş ağrısı ile birlikte veya baş ağrısı olmaksızın ortaya çıkan çift görme, bulanık görme ve görmenin azalması beyin tümörlerinin ilk belirtisi arasında yer almaktadır. Kol ve bacakta kuvvetsizlik ve dengesizlik: Son zamanlarda ortaya çıkan vücudun sağ yada sol yarısında uyuşmalar, ellerde güçsüzlük, uyuşukluk ve beceriksizlik görülebilir. Yürürken sarhoşvari yürüme ve dengesizlik beyincik tümörünün belirtisi olmaktadır. Konuşma bozukluğu, konuşamama, anlama güçlüğü, konuşurken yanlış kelime ifadeleri yada sarhoşvari konuşma da beyin tümörlerinin ilk bulgusu olmaktadır. Sara nöbetleri (epilepsi): Bilinç kaybı olarak yada olmaksızın istem dışı kasılmalar, panik atak tarzında kendini kötü hissetmeler bir epilepsi çeşidi olabilir. Özellikle 20 yaş sonrası ortaya çıkan bu tarz nöbetler, aksi ispatlanana kadar beyin tümörüne bağlı olduğu düşünülerek araştırılmalıdır."

Her baş ağrısının beyin tümörüne de işaret etmeyeceğini dile getiren Yaka, "Baş ağrısının uzun sürelerdir var olması ilk etapta migren hastalığını düşündürmektedir. Ancak beynin kendisi ağrıya hassas bir organ olmadığından, beyinde gelişen bir tümör belirli bir büyüklüğe erişene kadar pek baş ağrısına sebep olmamaktadır. Özellikle büyüme hızı fazla olan tümörlerde baş ağrısı görülürken, yavaş gelişen beyin tümörlerinde beyin geriye çekilerek tümöre yer açmaktadır. Bu durumda çok büyük boyutlarda dahi baş ağrısı hastada görülmeyebilir." ifadelerini kullandı.

Tümörün büyümeden tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yaka, "Son zamanlarda artan, daha öncekilerden farklı baş ağrısı, görme azalması, işitme vekoku hissinin azalması ya da kaybı, kafatasında ortaya çıkan şişlik ve sıklaşan bayılmalar beyin tümörü belirtisi olabilir. Küçük boyutlarda erkenden teşhis edilen tümörlerde hasta tedavisinde çok daha iyi sonuç alabilmek mümkünken, büyük boyuta ulaşmış tümörlerin tedavisi daha zor ve tehlikeli olabilmektedir." diye konuştu.

Yaka, beyin tümörlerinin tedavisine ilişkin şu bilgileri verdi: "Beyin tümörünün tedavisi; tümörünün tipi, yerleşim yeri, tümörün çapı, hastanın yaşı ve genel sağlığı gibi birçok faktöre bağlı olmaktadır. Tedavi yöntemi ve uygulama şekli çocuk ve erişkin hastalar için farklıdır.Beyin tümörlerinin tedavisi cerrahi operasyon gerektiren bir hastalıktır. İster iyi huylu, ister kötü huylu olsun, tüm tümörler cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Ancak bazı durumlarda cerrahi uygulamak mümkün olmayabilir. Tümör beynin çok hassas olan bazı hayati bölgelerine yerleşmişse; bu bölgelere dokunmak hayati tehlike yarattığından tümör yerinde bırakılmaktadır. Bu durumda sadece ışın tedavisi ve ilaç tedavisi uygulaması yapılmaktadır."

Öğretmenim teknolojinin gelişmesi bizleri sevindiriyor ama hastalıklarda aynı oranda çoğalıyor.

Çevrimdışı smileplease03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.018
  • 2.893
  • Din Kült. Öğrt.
  • 4.018
  • 2.893
  • Din Kült. Öğrt.
# 29 Mar 2013 09:55:42
ÖRGÜSAN ilaçları SEDEF HASTALIĞIma iyi gelmedi, bilginize...

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 30 Mar 2013 06:34:44
.

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.991
  • 228.703
  • 28.991
  • 228.703
# 30 Mar 2013 06:51:27
LEBLEBİ

-Anne sütünü artırır.
-Asit fazlasını alır, mideyi rahatlatır.
-Neredeyse yok denecek kadar az yağ içerir ve içinde bulunan yağlar vücuda yararlıdır.
-Tokluk hissi verir. Bu sebeple diyet yapanlar için kilo kaybına yardımcıdır.

AY ÇEKİRDEĞİ

-Kolesterolü düşürür.
-Damar sertliğini giderir.
-Kalp ve sinir hastalıklarını önler.
-İdrar söktürür.
-Solunum sistemi rahatsızlıklarında iyileştirici etkilere sahiptir.

ANTEP FISTIĞI
-Günde 10-12 adet yenilen iç Antep fıstığı, vücudun günlük yağ ihtiyacını karşılayabilmektedir.
-100 g antepfıstığı vücudun günlük protein, vitamin B1 ve fosfor ihtiyacının %35“ini karşılayabilmektedir.
-Kandaki kolesterol seviyesini düşürür. Kroner kalp hastalığının riskini azaltır.
-Antepfıstığı şeker hastalığında kullanılabilir.
-İnce bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler.
-Antep fıstığı nekahet dönemlerinde de vücudun dostudur. Bir terkip içinde veya tek başına tüketilen fıstık, nekahet dönemin rahat ve kısa sürmesini sağlar, bünyeyi dirençli hale getirir.
-Akciğer için iyi bir iltihap temizleyicidir. Göğsü yumuşatır, ağrılarını hafifletir, öksürüğün geçmesine yardımcı olur.

YER FISTIĞI

-İçinde bulunan B1 vitamini kan şekerinin yakılması, kalp sağlığının korunması ve öğrenme gibi beyin fonksiyonları için gerekli olan bir vitamindir.Yaşlanmaya karşı vücudu koruduğu gibi alkol ve sigaranın zararlı etkilerini de azaltır.
-İçerdiği B3 vitamini kolesterolü düşürür, dolaşımı
-Kanın pıhtılaşması, kas gücü ve sinir iletimi için gerekli olan kalsiyum minerali içerir.
-Posalı bir besindir. Posalı besinler kanser yapıcı zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini kısalttığı ve bağırsak duvarı ile temasını azalttığı için kanserden korunmada faydalı olurlar.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 31 Mar 2013 08:05:04
.

Çevrimdışı teachergokce

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.262
  • 24.478
  • Müdür Yardımcısı
  • 5.262
  • 24.478
  • Müdür Yardımcısı
# 31 Mar 2013 09:01:44
ZEYTİN NEYE YARAR?

 Kan şekerinin düzenlenmesinde,
 Kolesterolün düzenlenmesinde,
 Sinüzit tedavisinde etkilidir.
 Kan dolaşımının sağlanmasında faydalıdır.
 Kalp krizinin önlenmesinde etkindir.
 İshale karşı etkilidir.
 Yaşlanmaya karşı etkindir.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 31 Mar 2013 14:22:20
Göbek Eriten Yiyecekler!


MUZ: Potasyum oranı yüksek olan bu meyve, vücutta karnın şişmesine neden olan sodyum miktarını kontrol altında tutar.

YOĞURT: Karın şişliğine neden olan bakterileri yok eden faydalı bakteriler üretir. Ayrıca vücuttaki insülin miktarını dengede tutmaya yardımcı olur.

ÇİLEK: Bu meyveler antioksidan içerir. Vücuttaki kan akışını arttırır, kaslara daha fazla oksijen gitmesini sağlarlar. Eğer egzersiz yapmadan önce yoğurt ve çilek tüketirseniz kaslarınız çalışmaya hazır hale gelir.

YEŞİL ÇAY: Günde üç bardak yeşil çay metabolizmanızı güçlendirir ve ekstra 30 kalori yakmanızı sağlar. Ayrıca yağları da eritir.

TURUNÇGİLLER: Egzersiz sırasında yağların yüzde 30 oranında daha hızlı yanmasını sağlar. Yiyeceklerinize bol bol limon sıkabilirsiniz.

TAHILLAR: Tahıllarda bulunan lifler, vücudunuzun insülin seviyesini dengede tutar. Bu da yağ hücrelerinizin küçülmesini sağlar. Vücudunuz bu tip gıdaları diğer yiyeceklere göre daha yavaş yaktığı için daha geç acıkmanızı sağlarlar.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK