İbretlik Hikayeler

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Şub 2017 22:33:52
İYİLİK
İki arkadaş çölde yolculuk yapıyorlardı. Yolun bir yerinde aralarında tartışma çıktı ve arkadaşlardan birisi diğerinin yüzüne tokat attı. Tokat yiyen arkadaş  hiçbir şey demedi. Sadece eğilip kuma şöyle yazdı: “Bugün en iyi arkadaşım yüzüme tokat attı.”

Yürümeye devam ettiler. Suları bitmek üzereydi. Neyse ki. sonunda bir vahaya ulaştılar. Doya doya su içtiler. mataralarını doldurdular. Sonra. suda yıkanmaya karar verdiler. Tokat yemiş olan arkadaş. suyun balçıklı kısmına takıldı. Git gide batıyordu.

Ama arkadaşı hemen atılıp onu kurtardı. Suda boğulmanın eşiğinden kurtulan arkadaş. Biraz ötedeki bir kayanın yanına gitti ve kayanın üzerine şu yazıyı kazıdı: “Bugün en iyi arkadaşım hayatımı kurtardı.” Diğeri sordu: Senin canını yaktıktan sonra kumun üstüne yazmıştın. Şimdi ise bir kayanın üstüne yazıyorsun neden?” Arkadaşı ona şöyle cevap verdi: “Birisi bizi incittiğinde, bunu kumun üstüne yazmalıyız. Ta ki affedicilik rüzgarları onu kolayca silebilsin. Fakat. birisi bize iyilik yaptığında onu kayanın üstüne nakşetmeliyiz ki. Ne öfke ne intikam rüzgarları onu oradan silemesin.

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 16 Şub 2017 01:24:10
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.

Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.

Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.

Buzağı bu az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş.

Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş.

Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış.

Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.

Uzaktan geçmekte olan kadının kayın pederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş.

Silah sesini duyan koca , karısını yerde cansız yatar babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam , bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.

Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;

“BU FELAKETİ DE BANA YÜKLERLER, BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEKTEN BAŞKA BEN NE YAPTIM ŞİMDİ” DEMİŞ…

Hadis-i Şeriflerde buyurulur ki:

(Öfkelenen, dilediğini yapmaya gücü yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur.) [İbni Ebid-dünya]

(Öfke, şeytandandır. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Öfkelenince abdest alın!) [Ebu Davud]

(Sinirlenen, ayakta ise otursun. Öfkesi geçmezse yan yatsın.)

[Ebu Davud]

Çevrimdışı mbuyar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.112
  • 45.228
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 2.112
  • 45.228
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 17 Şub 2017 07:42:03
Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister.
Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip:
'Oğlum' der, 'Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster.
Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.
Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.
İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve 'Şunu kaça alırsınız? ' diye sorar.
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir;
sonra: 'Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın' der.
İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.
Üçüncü defa bir semerciye gidir: Semerci nesneye şöyle bir bakar, 'Bu der
'benim semerlere iyi süs olur. Bundan 'kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna
bir on lira veririm.'
En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce
yerinden fırlar. 'Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden
buldun? ' diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. 'Buna kaç lira
istiyorsun? ' Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz? ' 'Ne istiyorsan veririm.'
Öğrenci, 'Hayır veremem.' diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya
başlar:
'Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.'
Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini
istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır.
Böylesi
karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki
nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer
tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her
şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..
Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından
geçen macerasını anlatır.
Bilge sorar: 'Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin? '
Öğrenci: 'Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum,
kafam karmakarışık' diye cevap verir.
Bilge hoca çok kısa cevap verir: 'Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini
bileni anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir.'
Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.
Mesele kuyumcuyu bulmaktadır...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.946
  • 28.885
  • 227.946
# 18 Şub 2017 22:32:40
KARISI KAYBOLAN ADAM

Bir adam polisi aramış :
“Karım alışverişe gitti. Dönmedi. 8 saat oldu. Ne olur onu bulun !” demiş.
Görevli polis sormuş :
“Karınızı tarif eder misiniz ?”
Adam anlamamış “Nasıl yani ?”
Polis : “Boyu ne kadar ?”
Adam : “Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer beni geçer, evde yalınayak benden kısa.”
Polis : “Göz rengi ?”Adam : “Bilemem, bazen yeşil bazen mavi lens takar, aslında galiba ela…”
Polis: “Saçı ne renk ?”Adam : “En zor soru. Her hafta başka bir renk desem ?”
Polis : “Üzerine ne giymiştir ?”
Adam : “Hiç dikkat etmedim valla…”
Polis : “Peki arabayla mı gitmişti alışverişe ?”
Adam : “Evet !!! Siyah Audi R8, süperşarj 3.5 litre V6 silindirli motor, 290 beygir. İçi geyik derisi taba renginde, LED farları var, sağ kapıda görünür görünmez hafif bir çizik var.”
Polis : “Tamam efendim, arabanızı bulacağız!..

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Şub 2017 22:58:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
KARISI KAYBOLAN ADAM

Bir adam polisi aramış :
“Karım alışverişe gitti. Dönmedi. 8 saat oldu. Ne olur onu bulun !” demiş.
Görevli polis sormuş :
“Karınızı tarif eder misiniz ?”
Adam anlamamış “Nasıl yani ?”
Polis : “Boyu ne kadar ?”
Adam : “Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer beni geçer, evde yalınayak benden kısa.”
Polis : “Göz rengi ?”Adam : “Bilemem, bazen yeşil bazen mavi lens takar, aslında galiba ela…”
Polis: “Saçı ne renk ?”Adam : “En zor soru. Her hafta başka bir renk desem ?”
Polis : “Üzerine ne giymiştir ?”
Adam : “Hiç dikkat etmedim valla…”
Polis : “Peki arabayla mı gitmişti alışverişe ?”
Adam : “Evet !!! Siyah Audi R8, süperşarj 3.5 litre V6 silindirli motor, 290 beygir. İçi geyik derisi taba renginde, LED farları var, sağ kapıda görünür görünmez hafif bir çizik var.”
Polis : “Tamam efendim, arabanızı bulacağız!..
:))))

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2017 22:16:34
Yavuz Sultan Selim Han zamanında çok fakir bir adam borçlarını ödeyemeyince zora düşmüş ve sabah soluğu Yavuz Sultan Selim’in yanında almış, demiş ki:
— Sultanım, bana bir kese altın verecekmişsiniz.
Selim Han:
— Vereyim vermesine de bir neden söyleyecek misin?
Fakir adam:
— Ben, 63 yaşında, İstanbul eşrafından Mehmet. Ben çok zengindim sultanım. Lâkin bir süre önce başıma gelen bir musibet sonucu malımı, mülkümü, neyim varsa kaybettim. Ne ettimse kurtulamıyorum borç batağından. Dün gece herkesin yattığı o mukaddes teheccüd saatinde kalktım, iki rekat namaz kıldım, sonra koydum alnımı secdeye. “Ya Rabbi, beni eşime, çocuklarıma ve dostlarıma mahçup etme. Derdi veren de sensin, dermanı veren de.” dedim ve yattım. Rüyama Resûlullâh Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem geldi, dedi ki: “Ey Mehmet, niye hüzünlenirsin evladım? Yarın ilk işin, saraya git, Selim’ime selam söyle, sana bir kese altın versin. Eğer sebebini sorarsa, her gece okuduğu, benim ruhuma hediye ettiği 100 salâvatı dün gece okumayı unuttu; okumadığı salâvatlar hürmetine seni mutlu etsin.” dedi. Der demez, Selim Han hemen bir kese altın çıkartıp vermiş adama ve demiş ki:
— Ne olur, tekrar söyle! Ne dedi Habîbullah?
Mehmet amca tekrarlamış:
— “Selim’ime selâm söyle, sana bir kese altın versin, her gece okuduğu 100 salâvatı dün gece okumayı unuttu, okumadığı salâvatlar hürmetine seni mutlu etsin.” dedi, demiş.
Çıkartıp adama bir kese daha vermiş. Ama durmamış Yavuz Selim:
— Söyle, ne olur, ne dedi Resûlullâh sallallâhu aleyhi vesellem?
Mehmet amca tekrar etmiş:
— “Selim’ime selâm söyle…” diyerek tekrardan söylemiş Resûlullâh sallâllahu aleyhi vesellemin söylediklerini.
Çıkarıp bir kese altın daha vermiş. Ama durmamış Yavuz Selim:
— Ne olur bi daha söyleeee, ne dedi Muhammed Mustafa sallâllâhu aleyhi ve sellem?
Adam tekrar etmiş yine. Yavuz Selim bir kese altın daha vermiş. Her kesede 100 altın var. Tam on yedi kese altın ederince tekrarlatmış.
Mehmet amcanın kucağında 1700 altın. Bir servet. Ama Yavuz Selim Han kendini kaybetmişçesine durmuyor:
— Ne olur söyle, ne dedi Kâinatın efendisi?
Selim Han’ın nedîmi Hasancan bunu fark etmiş ve:
— Sultanım, Mehmet amca getirdiği heber vesilesi ile mes’ûd oldu. Aldığınız haberle siz de mes’ûd oldunuz. İsterseniz Mehmet amcayı gönderelim, başı sıkıştığında tekrar gelsin, ne dersiniz? deyip adamı göndermiş.
Hasancan adamı uğurlayıp döndüğünde Yavuz Selim’i yerde secde eder vaziyette görünce ona bişey oldu düşüncesiyle omzuna dokunmuş; Yavuz Sultan Selim başını kaldırmış ki gözleri kan çanağı…
— Duydun mu Hasancan, Resûlullâh benim için “Selim’im” demiş, duydun mu?..
— Duydun mu Hasancan, Habibullâh benim için “Selim’im” demiş, duydun mu?.. Binlerce şükür olsun, bizi bu şerefe nail etti Rabbime Hamd olsun.
Ve devam etmiş Yavuz Selim Han:
— Ey Hasancan, eğer sen o amcayı göndermeseydin, değil malımı mülkümü, tâcımı, tahtımı, sarayımı Resûlullâh’ın bana “Selim’im” demesine feda edecektim.
Rabbim bizleri cennette Efendimiz sallâllahu aleyhi ve selleme komşu olanlardan eylesin inşâallah.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.946
  • 28.885
  • 227.946
# 24 Şub 2017 21:55:59
Hafız Osman fırtınalı bir günde dolmuş kayıkla Beşiktaş'a geçecektir. Bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister. Fakat Hafız Osman o gün aceleyle çıktığı için yanına para almayı unutmuştur. Kayıkçıya; 'efendi, yanımda param yok, ben sana bir 'vav' yazayım, bunu sahaflara götür,karşılığını alırsın' der. Kayıkçı yüzünü ekşitip söylenerek yazıyı alır. Bir müddet sonra kayıkçının yolu sahaflar tarafına düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlarla alınıp satılıyor. Cebindeki yazıyı hatırlar ve götürür satıcıya. Satıcı yazıyı alır almaz 'Hafız Osman vav'ı' diyerek açık artırmaya başlar. Sonuçta iyi bir fiyata 'vav'ı satar kayıkçı. Kayıkçı bir haftalık kazancından daha fazlasını bu 'vav' ile kazanmıştır. Bir gün Hafız Osman yine karşıya geçecektir ve yine aynı kayıkçıyla karşılaşmıştır. Yol bitmek üzereyken yine ücretler toplanır. Hafız Osman da yol ücretini uzatır kayıkçıya. Kayıkçı 'efendi para istemez, sen bir 'vav' yazıver yeter' der. Hafız Osman gülümseyerek ; 'efendi o 'vav' her zaman yazılmaz.Sen dua et para kesemi yine evde unutayım' der...Ruhları şâd olsun üstadların...

Bu kıssada "vav"ın her zaman yazılmadığı gibi dualar da her zaman yürekten gelmez. Ancak sevdiğiniz öyle insanlar, öyle gönül dostları vardır ki onların yüreğinize taa derinden işleyen sevgi ve muhabbetleri size öyle bir dua ettirir ki....Ne zaman ve nasıl yüreğinizden geldiğini bilemezsiniz. Bazen siz de yüreğinizde bir ferahlama hissedersiniz. Gönlünüz kuş olur uçar fezaya sanki...İşte o zaman da sevdiğiniz o gönül dostları size yürekten dua edivermiştir. Sevmek için yürek gerek ancak bu sevgiyi sürdürmek için dua hattını hiç kapatmamak gerek. Dua sevenden sevilene gönderilen en güzel mesaj, en güzel hediyedir. Karşı taraf belki bu duayı gözüyle görmez fakat yüregiyle hisseder...DUALARDA buluşmak ümidiyle.....

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2017 12:43:54
..

Çevrimdışı dilek0127

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.150
  • 34.930
  • 6.150
  • 34.930
# 28 Şub 2017 00:03:36
                     Annem ve Babamın Hacca Gidişleri
   Annem gençliğinden beri namaz kılan,emekli olduktan sonra da kendini dine veren bir insandır.Babam ise sadece bayram namazını kılar,orucunu tutardı o kadar.Annem hep hacca gitmek isterdi.Babam pek sıcak bakmazdı.
   7-8 yıl önce bir gün eşim bana üzerinde Kabe'nin resmi olan 3000 parçalık bir puzzle hediye etti.Puzzle bittiğinde eşimden izin alarak onu çerçeveletip anneme hediye ettim.Annem onu salonun güney duvarına astı.(Orası müsaitti.)Normalde namazlarını o odada kılardı.Böylece Kabe resmine doğru dönük namaz kılmaya başladı.
   Bu olaydan bir süre sonra esnaf olan eşime bir firmanın çekilişi neticesinde 2 kişilik umre promosyonu çıkmıştı.Eşim bana istersen biz gidelim,istersen de annenleri yollayalım dediğinde gözyaşlarıma hakim olamadım.
   Annemler 14 günlük ramazan umresine gittiler.Gitmeden önce babam namaza başladı.Döndüklerinde hacca gitme hayali ikisini de sarmıştı.
Bu arada ben de umreye gitmek istiyordum. Annemler dönünce onlara seneye yine bize promosyon çıkacak ve biz de gideceğiz dedim.
Ertesi sene  çekiliş promosyonu yine bize çıktı.Bizimki 7 günlüktü.Gittik.
    Annemler hacca yazıldılar.Her sene kurayı beklediler,çıkmayınca ağladılar.7.yılda adları çıktı.Ama uzun yıllardır kalp hastası olan babam zatürre+kalp krizi geçirince heyet raporuyla haccı dondurdular ve o sene gidemediler.
     Ertesi yıl adları çıkmadı,yine ağladılar.Bir kaç gün sonra babam beni aradı.Kızım bize müftülükten telefon geldi.Adımız yedeklerdeymiş,hemen parayı yatırıp dekontu müftülüğe götürmemiz gerekiyormuş dedi.Ben de okula gidecektim.Tamam baba bankayı arar,parayı yarın hazırlamalarını söylerim.Yarın hallederiz dedim.
   Ertesi gün sabah annem ve babamla bankaya gidip hac için ayırdıkları parayı müftülüğün söylediği hesaba yatırmak istedik.Ama banka babamların adının çıkmadığını söyledi.O hesaba yatırmak için adlarının otomatik çıkması gerekiyormuş.Babam müftülüğü aradı.Sizin hakkınız dündü.Bugün hakkınız yandı demişler.Bizimkiler yine ağladı....
Müftülüğü bu kez ben aradım.Böyle bir şeyin olamayacağını,dün neden uyarmadıklarını,parayı hemen temin etmenin çok zor olduğunu söyledim.Ankara'yı arayacağımı söyleyerek telefonu kapattım.
    İnternetten Ankara Diyanet işleri başkanlığının numarasını bulup aradım,olayı anlattım.Bana iki numara verdiler.Sürekli arayın,vazgeçmeyin,açarlar dediler.1 saate yakın sürekli aradım.En sonunda birisi çıktı.Olayı anlattım.Siz bankaya gidin,parayı yatırmayı deneyin.Biz adınızı açacağız dediler.3 banka,uzunca beklemeler,her defasında aynı numarayı arayıp hala açılmadı demeler sonunda annemlerin adı açıldı,parayı yatırdık.Babam dekontu müftülüğe götürdü.Müftülüktekiler inanamamış,nasıl yaptığımızı sormuşlar.Babamda yalan yok.Kızım Ankara'yı aradı.demiş.Babam torpilimiz var zannetiler,diyor.
    Annem ve babam haca gittiler.Kazasız belasız sağlıkla da döndüler.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]


Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2017 00:10:11
allah mübarek etsin [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim.. her şey nasip, her şey kısmet..

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2017 10:37:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
                     Annem ve Babamın Hacca Gidişleri
   Annem gençliğinden beri namaz kılan,emekli olduktan sonra da kendini dine veren bir insandır.Babam ise sadece bayram namazını kılar,orucunu tutardı o kadar.Annem hep hacca gitmek isterdi.Babam pek sıcak bakmazdı.
   7-8 yıl önce bir gün eşim bana üzerinde Kabe'nin resmi olan 3000 parçalık bir puzzle hediye etti.Puzzle bittiğinde eşimden izin alarak onu çerçeveletip anneme hediye ettim.Annem onu salonun güney duvarına astı.(Orası müsaitti.)Normalde namazlarını o odada kılardı.Böylece Kabe resmine doğru dönük namaz kılmaya başladı.
   Bu olaydan bir süre sonra esnaf olan eşime bir firmanın çekilişi neticesinde 2 kişilik umre promosyonu çıkmıştı.Eşim bana istersen biz gidelim,istersen de annenleri yollayalım dediğinde gözyaşlarıma hakim olamadım.
   Annemler 14 günlük ramazan umresine gittiler.Gitmeden önce babam namaza başladı.Döndüklerinde hacca gitme hayali ikisini de sarmıştı.
Bu arada ben de umreye gitmek istiyordum. Annemler dönünce onlara seneye yine bize promosyon çıkacak ve biz de gideceğiz dedim.
Ertesi sene  çekiliş promosyonu yine bize çıktı.Bizimki 7 günlüktü.Gittik.
    Annemler hacca yazıldılar.Her sene kurayı beklediler,çıkmayınca ağladılar.7.yılda adları çıktı.Ama uzun yıllardır kalp hastası olan babam zatürre+kalp krizi geçirince heyet raporuyla haccı dondurdular ve o sene gidemediler.
     Ertesi yıl adları çıkmadı,yine ağladılar.Bir kaç gün sonra babam beni aradı.Kızım bize müftülükten telefon geldi.Adımız yedeklerdeymiş,hemen parayı yatırıp dekontu müftülüğe götürmemiz gerekiyormuş dedi.Ben de okula gidecektim.Tamam baba bankayı arar,parayı yarın hazırlamalarını söylerim.Yarın hallederiz dedim.
   Ertesi gün sabah annem ve babamla bankaya gidip hac için ayırdıkları parayı müftülüğün söylediği hesaba yatırmak istedik.Ama banka babamların adının çıkmadığını söyledi.O hesaba yatırmak için adlarının otomatik çıkması gerekiyormuş.Babam müftülüğü aradı.Sizin hakkınız dündü.Bugün hakkınız yandı demişler.Bizimkiler yine ağladı....
Müftülüğü bu kez ben aradım.Böyle bir şeyin olamayacağını,dün neden uyarmadıklarını,parayı hemen temin etmenin çok zor olduğunu söyledim.Ankara'yı arayacağımı söyleyerek telefonu kapattım.
    İnternetten Ankara Diyanet işleri başkanlığının numarasını bulup aradım,olayı anlattım.Bana iki numara verdiler.Sürekli arayın,vazgeçmeyin,açarlar dediler.1 saate yakın sürekli aradım.En sonunda birisi çıktı.Olayı anlattım.Siz bankaya gidin,parayı yatırmayı deneyin.Biz adınızı açacağız dediler.3 banka,uzunca beklemeler,her defasında aynı numarayı arayıp hala açılmadı demeler sonunda annemlerin adı açıldı,parayı yatırdık.Babam dekontu müftülüğe götürdü.Müftülüktekiler inanamamış,nasıl yaptığımızı sormuşlar.Babamda yalan yok.Kızım Ankara'yı aradı.demiş.Babam torpilimiz var zannetiler,diyor.
    Annem ve babam haca gittiler.Kazasız belasız sağlıkla da döndüler.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]



Allah im hac ibadetlerini kabul etsin ögretmenim. Sizde buyuk sevap almissiniz.Anne ve babasina hizmet eden tum evlarlari korusun.Ben de bu yıl yarıyıl tatilinde Anne ve babamı umreye goturdum.sag salim donduler.Donuste babam rahatsizlandi.su an Ankara ya goturuyorum. Hayirlisi olur insallah.

Çevrimdışı dilek0127

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.150
  • 34.930
  • 6.150
  • 34.930
# 28 Şub 2017 11:01:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah im hac ibadetlerini kabul etsin ögretmenim. Sizde buyuk sevap almissiniz.Anne ve babasina hizmet eden tum evlarlari korusun.Ben de bu yıl yarıyıl tatilinde Anne ve babamı umreye goturdum.sag salim donduler.Donuste babam rahatsizlandi.su an Ankara ya goturuyorum. Hayirlisi olur insallah.
Geçmiş olsun öğretmenim.Rabbim yar ve yardımcınız olsun.Sizin de umrenizi Allah kabul etsin.İyi yolculuklar

Çevrimdışı i.kemal

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.091
  • 58.622
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.091
  • 58.622
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2017 11:34:14
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah im hac ibadetlerini kabul etsin ögretmenim. Sizde buyuk sevap almissiniz.Anne ve babasina hizmet eden tum evlarlari korusun.Ben de bu yıl yarıyıl tatilinde Anne ve babamı umreye goturdum.sag salim donduler.Donuste babam rahatsizlandi.su an Ankara ya goturuyorum. Hayirlisi olur insallah.
Allah bana eşime 2005 yılında Haccı nasip etti.Allah tüm müslüman kardeşlerime haccı nasip eder.

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2017 12:22:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah bana eşime 2005 yılında Haccı nasip etti.Allah tüm müslüman kardeşlerime haccı nasip eder.
[/quote


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah bana eşime 2005 yılında Haccı nasip etti.Allah tüm müslüman kardeşlerime haccı nasip eder.
Aminn ogretmenim

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.946
  • 28.885
  • 227.946
# 02 Mar 2017 10:53:05


Mısırlı bir adamın kalp hastalığı vardı. Doktorlar hastalığının çok ağır olduğunu, ameliyatın yalnız yurtdışında yapılabileceğini söylediler. Adam zaman kaybetmeden Londra'ya gitti ve kendine iyi bir doktor buldu. Doktoru hastalığının ağır olduğunu ve ameliyat olursa da %1 yaşam şansı olduğunu söyledi. Adam ne yapacağını bilemedi. Düşündü taşındı ve doktora ameliyattan önce memleketine dönerek, vasiyetini yazacağını, işlerini yoluna koyarak on günün içinde geri geleceğini söyledi.
Adam memleketine geldi, on günün içinde düzene koydu herşeyi, yakınlarıyla helallaşıp evden ayrıldı. Yolu Pazarın karşısından geçiyordu. Pazarda bir kasap etlerin kötü yerlerini ayırıp çöpe atıyordu. Bir taraftan da genç bir kadın kasapın çöpe attığı etleri topluyordu. Kadına yaklaştı, etlerin kötü kısımlarını neden çöpten topladığını sordu. Kadın utanarak beş çocuğu olduğunu, çocuklarının yalnız yılda bir kez Kurban bayramında et yediklerini söyledi. Adam duyduklarına çok üzülmüşdü. Kasaptan 5 kilo et alıp kadına verdi, sonra ise kasabın her ay bu kadına 5 kilo et vermesi içi 5 yıllık et parasını önceden ödedi. Kadın gözleri yaşlı ve sevinç içinde ellerini göğe açarak; Allah'ım.. dedi. Sen bu adamın bütün zorluklarını kolaylaştır..
Kadın içten öyle dua etmişti ki duası bütün Arş'ı salladı..
.. Adam Londra'dakı hastaneye gelmişt. Ameliyyat öncesi yeniden muayene olunması gerekiyordu. Muayene eden doktor şaşırmış durumdaydı, üç kez yeniden adamı muayene etti, sonra adama bakarak: "Bu bir mucize, kalbin tam sağlam." dedi.
.. Adam kadının onun için ettiği duayı hatırladı ve doktora; - "Mucize değil, bir kadının gözyaşları sebebi ile Allah'ın verdiği şifadır bu." dedi.
Taberani : Peygamber Efendimiz buyurdular:
''Mallarınızı zekatla koruyunuz. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Belaları da dua ile karşılayıp savınız.''

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK