İlkokuma Yazma Günlüğü 2017-2018

Çevrimdışı taylantaylan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.348
  • 16.095
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.348
  • 16.095
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 19:00:46
Ş sesini verdim yatın c ye gececegim her güne bir ses verip bitirecegim sonra bol okuma yazma okudugunu anlama calisacagiz

Çevrimdışı hesap23

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.157
  • 18.126
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.157
  • 18.126
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 19:10:56
1. mesele: Başlangıç.
"e" sesini kavrattınız, "l" sesini kavrattınız.
Anlamlı hece olarak "el" kavrattınız ve resimle destekleyerek de anlamlandırdınız.
"le" hecesini ise anlamsız olduğu için es geçtiniz.
"le" hecesini es geçtiğiniz için "El ele." cümlesini de es geçtiniz.
"le" hecesi es geçildiği için "elle" kelimesini de es geçtiniz.
"elle" yi es geçmedi iseniz resimle de destekleyemediniz.
İsim olmayan kelimeleri resimlerle desteklemeniz mümkün değil.
Misal: "o" sesi aynı zamanda bir kelimedir ve anlamlıdır. Lakin resmedemezsiniz.
 Özetle:
Daha ilk iki harfte kayıplar başladı ve zaman uzadı, zamana bıraktınız.

2. mesele: Renkli hece ve gözle okuma.
Türkçenin yapısı gereği hecelerden kaçınmak mümkün değildir. Gerekirse hece tablosu dahi ezberletilerek okuma yazma becerisi kazandırılabilir. Geç kavrayan, sona kalan bir çok öğrencimi hece tablosunu ezberleterek okuma yazmaya geçirdim dolayısı ile bu da bir yoldur.
Renkli heceler gerektiğinde gerektiği kadar kullanılır. Öğrenciye göre kullanma ve kullanma süresi değişir.
Gözle okuma = sesiz okuma demektir.
Ki geçmişten bu güne uygulanan bir durumdur. Erken başlamak ya da sonradan ele almak okuma yazma öğretimi için çok fazla bir etken olmayacaktır.
Selam ve dua ile...


Çevrimdışı muratt34

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 247
  • 577
  • 247
  • 577
# 11 Ara 2017 19:26:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
1. mesele: Başlangıç.
"e" sesini kavrattınız, "l" sesini kavrattınız.
Anlamlı hece olarak "el" kavrattınız ve resimle destekleyerek de anlamlandırdınız.
"le" hecesini ise anlamsız olduğu için es geçtiniz.
"le" hecesini es geçtiğiniz için "El ele." cümlesini de es geçtiniz.
"le" hecesi es geçildiği için "elle" kelimesini de es geçtiniz.
"elle" yi es geçmedi iseniz resimle de destekleyemediniz.
İsim olmayan kelimeleri resimlerle desteklemeniz mümkün değil.
Misal: "o" sesi aynı zamanda bir kelimedir ve anlamlıdır. Lakin resmedemezsiniz.
 Özetle:
Daha ilk iki harfte kayıplar başladı ve zaman uzadı, zamana bıraktınız.

2. mesele: Renkli hece ve gözle okuma.
Türkçenin yapısı gereği hecelerden kaçınmak mümkün değildir. Gerekirse hece tablosu dahi ezberletilerek okuma yazma becerisi kazandırılabilir. Geç kavrayan, sona kalan bir çok öğrencimi hece tablosunu ezberleterek okuma yazmaya geçirdim dolayısı ile bu da bir yoldur.
Renkli heceler gerektiğinde gerektiği kadar kullanılır. Öğrenciye göre kullanma ve kullanma süresi değişir.
Gözle okuma = sesiz okuma demektir.
Ki geçmişten bu güne uygulanan bir durumdur. Erken başlamak ya da sonradan ele almak okuma yazma öğretimi için çok fazla bir etken olmayacaktır.
Selam ve dua ile...



le hecesini es geçmedik hocam . Anlamsız bir hece olduğu için el hecesiyle ilişkilendirdik. Elle oldu. sonra sınıfta çocuklar birbirini elledi. kelimeyi anlamlı hale getirdik somutlaştırdık. bununla alakalı bir de resim astık. yöntem çok zor ve anlamsız değil, ama art niyetle yaklaşmamak lazım.

Çevrimdışı hesap23

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.157
  • 18.126
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.157
  • 18.126
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 19:35:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
le hecesini es geçmedik hocam . Anlamsız bir hece olduğu için el hecesiyle ilişkilendirdik. Elle oldu.
Bu durumda l+e=le şeklinde kısmi de olsa üzerinde durmuş olmalısınız sayın hocam.
Eğer birleştirmeyi yapmış iseniz, "Anlamsız heceler üzerinde "üstünkörü" durdum." izahımla aynılık arzetmektedir.
Uygulamalarımız arasındaki farkımız "resimlerle anlam desteği verme" olarak görülmekte ise de morpa ve ders kitaplarımız, anlamlı kelimeleri bir resim ile desteklediği için burada dahi bir birlikteliğimiz söz konusu.
Tek fark, duvarlarımıza asma ya da asmamak olarak görünmektedir.
Mesajımı yazıncaya kadar mesajınıza yeni ekleme yapmışsınız sayın hocam. Yazdıklarımdan anlamsız anlamı çıkmaz ki bizzat yukarıdaki cümlelerim ile aramızda çok bir farkın olmadığına vurgu yapılmaktadır.
Selam ve dua ile...

Çevrimdışı yunushocam

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.645
  • 46.392
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.645
  • 46.392
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 19:43:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Finger maths hakkında 2 ve 3. aşama ile ilgili bilgi almak istediğimi belirtmiştim sadece ama sağolsun admin anında uyardı ve sildi hocam.(Dokümanlar bölümünde)

Hocam 2. seviyede özel oluşturulmuş sayılar üzerinde toplama çıkarma yaptırılıyor. Aşağıdaki örnekler gibi. Bu sayıları çok kısa bir eğitimle herkes yapabilir aslında. İkinci seviye daha çok birinci seviyenin pekiştirmesi (sayı okuma) ve 3. seviyenin hazırlığı gibi değerlendirilebilir. Daha önce ifade ettiğim gibi bu geçiş seviyesini kendim oluşturdum. Genelde doğrudan 3. seviye olarak adlandırdığım yerden başlanır.

İkinci seviye örnek sorular:

4 + 10 = ......                  6 + 13 = ......         
                           
45 - 30 = ......                  42 - 12 = ......         
                           
47 - 36 = ......                  20 + 3 = ......         
                           
39 - 38 = ......                  28 - 22 = ......         
                           
36 - 26 = ......                  5 + 42 = ......         
                           
2 + 11 = ......                  34 - 20 = ......         



Öğrenci 2. seviyede çok iyi olduğu zaman 3. aşamaya geçilmesi gerekir.


Üçüncü seviye ise beşlik veya onluk çıkarma veya ekleme durumları gerektiriyor.   3+4 işlemi üzerinde anlatacak olursak. Önce sağ elinden 3 parmak çıkaracak, sonra 4 parmak çıkarması gerekiyor ama sadece bir beşlik ve bir birlik var. Bu durumda çocuk 5lik ekleyip 1 çıkaracak. Karmaşık gibi görünse de aslında kolay ve temel bir mantık.   

Üçüncü seviye örnek sorular:
                
36 - 23 = ......                    
                                          
21 + 14 = ......                            
                                          
42 + 3 = ......                      
                                          
21 + 14 = ......                             
                                          
18 - 4 = ......                                   
                                          
36 - 12 = ......         

Çevrimdışı pamiraaa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.351
  • 84.618
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 12.351
  • 84.618
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 11 Ara 2017 20:32:45
İyi akşamlar arkadaşlar.

Bugün birinci sınıf öğretmenlerimizden birinin işi çıkınca ben sınıfına girmek için gönüllü oldum.Işiniz gerçekten çok zor.
Eve geldim ağrı kesici içtim,kafam şişti.

36 tane öğrenci bağırıyor,ağlıyor,ayakta geziyor,şikayet ediyor,tuvalete gitmek istiyor...
Bir daha böyle durumda gönüllü olmak mı?
Tövbeler tövbesi  :)

Hepinize kolaylıklar diliyorum.

Çevrimdışı seliali

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.869
  • 31.325
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.869
  • 31.325
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 20:51:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İyi akşamlar arkadaşlar.

Bugün birinci sınıf öğretmenlerimizden birinin işi çıkınca ben sınıfına girmek için gönüllü oldum.Işiniz gerçekten çok zor.
Eve geldim ağrı kesici içtim,kafam şişti.

36 tane öğrenci bağırıyor,ağlıyor,ayakta geziyor,şikayet ediyor,tuvalete gitmek istiyor...
Bir daha böyle durumda gönüllü olmak mı?
Tövbeler tövbesi  :)

Hepinize kolaylıklar diliyorum.
Nadiren ağrı kesici alan biri olarak meslek hayatımda ilk kez öğretmen dolabıma ağrı kesici koydum.Migren atakları cabası..Varın düşünün gerisini öğretmenim.Rabbim emeklerimizin karşılığını versin..Gerçekten çok yorucu..

Çevrimdışı 02

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 87
  • 297
  • 87
  • 297
# 11 Ara 2017 21:06:31
 Okuldan dönerken öğrencilerimden okuldan sıkıntılarımdan o kadar bahseremişim ki eşim isyan etti . Allahım şu birinci sınıfın bir okumaya geçsede huzura kavuşsak dedi .Haberi yok tabi rüyamda da onları görüyorum. :)

Çevrimdışı 02

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 87
  • 297
  • 87
  • 297
# 11 Ara 2017 21:10:04
Bugün r sesine devam ettik morpada bol bol dinledik izledik inanın kedimi morpanın önüne koysam şimdi okumaya başlardı .

Çevrimdışı smyi

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.588
  • 33.630
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.588
  • 33.630
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 21:13:42
el yazısı eziyetinden kurtulmanın sefasını sürüyorum bu sene. ne güzel çocuklar daha harfi öğretmeden yazabiliyorlar. yazıya çok vakit ayırmaya gerek olmayınca okumaya daha fazla yoğunlaştık ve çoğunluk okumaya başladı. okumaya başladı derken öyle şakır şakır okuyor değller ama mantığı kavradılar sesleri birleştirebiliyorlar. zamanla herşey yerine oturur diye düşünüyorum.

Çevrimdışı mayza46

  • Aktif Üye
  • **
  • 4
  • 119
  • 4
  • 119
# 11 Ara 2017 21:20:54
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Okuldan dönerken öğrencilerimden okuldan sıkıntılarımdan o kadar bahseremişim ki eşim isyan etti . Allahım şu birinci sınıfın bir okumaya geçsede huzura kavuşsak dedi .Haberi yok tabi rüyamda da onları görüyorum. :)
Aynen hocam. Ben de sizinle aynı durumdayım. Benim öğrencilerin büyük çoğunluğu okumaya başladı.  Biraz olsun rahatladım. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Çevrimdışı f.muderris

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 58
  • 1.221
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 58
  • 1.221
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 21:31:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
1. mesele: Başlangıç.
"e" sesini kavrattınız, "l" sesini kavrattınız.
Anlamlı hece olarak "el" kavrattınız ve resimle destekleyerek de anlamlandırdınız.
"le" hecesini ise anlamsız olduğu için es geçtiniz.
"le" hecesini es geçtiğiniz için "El ele." cümlesini de es geçtiniz.
"le" hecesi es geçildiği için "elle" kelimesini de es geçtiniz.
"elle" yi es geçmedi iseniz resimle de destekleyemediniz.
İsim olmayan kelimeleri resimlerle desteklemeniz mümkün değil.
Misal: "o" sesi aynı zamanda bir kelimedir ve anlamlıdır. Lakin resmedemezsiniz.
 Özetle:
Daha ilk iki harfte kayıplar başladı ve zaman uzadı, zamana bıraktınız.

2. mesele: Renkli hece ve gözle okuma.
Türkçenin yapısı gereği hecelerden kaçınmak mümkün değildir. Gerekirse hece tablosu dahi ezberletilerek okuma yazma becerisi kazandırılabilir. Geç kavrayan, sona kalan bir çok öğrencimi hece tablosunu ezberleterek okuma yazmaya geçirdim dolayısı ile bu da bir yoldur.
Renkli heceler gerektiğinde gerektiği kadar kullanılır. Öğrenciye göre kullanma ve kullanma süresi değişir.
Gözle okuma = sesiz okuma demektir.
Ki geçmişten bu güne uygulanan bir durumdur. Erken başlamak ya da sonradan ele almak okuma yazma öğretimi için çok fazla bir etken olmayacaktır.
Selam ve dua ile...



YORUMSUZ  ;) :
Ses Temelli Cümle Yönteminin İlkeleri
İlk okuma-yazma öğretim sürecinde dikkat edilecek ilkeler şunlardır:
1.   Öğrencinin ön bilgilerinden hareket edilmelidir.
2.   Ağırlıklı olarak sentez yöntemi kullanılmalıdır.
3.   Özellikle ve öncelikli olarak anlamlı heceler elde edilmelidir.
4.   Aşağıdaki ölçütlerle oluşturulacak hecelerin:
·   Kolay okunması.
·   Dil de kullanım sıklığına sahip olması.
·   Anlamının açık ve somut olması.
·   Anlamı görselleştirilebilir olması (canlandırılabilir, resmedilebilir vb.).
·   İşlek hece yapısına sahip olmasına dikkat edilmelidir.
5.   Kısa sürede cümlelere ulaşılmalıdır.
6.   İmkânlar ölçüsünde görsellere başvurulmalıdır.
7.   Somut öğelerden yararlanmaya ağırlık verilmelidir.
8.   Hece tablosu hiçbir şekilde kullanılmamalıdır.
(Gözüküçük, 2016; Yılar, 2015)

Kitabın tamamı:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Dün gece yazmış olduğum bu yazı, sadece (Gözüküçük, 2016; Yılar, 2015) bölümünü başka kaynaktan araştırarak ekleme yaptığım, geri kalan hiçbir sözcüğüne ekleme veya çıkarma yapmadığım, altta kaynağını da belirttiğim, Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim Müfettişleri Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan "İlk Okuma Yazma Öğretimi" konulu bir kitapçığa ait.
Her ne kadar YORUMSUZ yazmış olsam da bu tartışmanın sona ermeyeceği ve yorumların devam edeceği aşikardı ;)  Yanlış anlaşılmasın lütfen, yorum yaptığınız için kızmıyorum. Siz yine doğal olarak kendi doğrularınız üzerinden düşündünüz ve ona göre yorumladınız. Ayrıca, saygıyla ilgiyle takip ediyorum burada yazılan bütün yazıları. Her yaştan, her tecrübeden öğreneceğimiz çok şey var hepimizin.
Ancak kitapçığın devamını incelerseniz, tabi ki el sözcüğünü verip geçmemiştir. Hepimizin bildiği gibi "el" sözcüğünden "ele" sözcüğüne ulaşmış "El ele." cümlesini vermiş "elle" sözcüğünü vermiş, hatta ben yapmıyorum ama "le" hecesini de bir satır yazdırmıştır. Ancak hemen altına da açıklama yapmış ve "Amacımız "le" hecesini öğretmek değil, sonraki aşamalarda yeni oluşacak sözcükler için altyapı oluşturmak ve  farkındalık oluşturmaktır." notunu da düşmüştür. İşte sanırım ayrı düştüğümüz nokta tam da burası. Hecesiz tabi ki olmaz. Hece olmadan sözcük olmaz, sözcük olmadan cümle olmaz. Ancak biz çocuğa "le" hecesini verdiğimizde tamam çocuk bundan sonra "le" hecesini görünce "le" diyecek ya da bu heceyi her defasında llllll eeeee diye uzata uzata birleştirmeyi öğrenecek diye düşündüğümüzde, bunu çocuğa yaptırmaya çalıştığımızda çocuklar yapamıyor ve strese giriyorlar. Daha yeni okula başlamış ve biz hemen ona anlamsız gelen "le" hecesini öğrensin diye zorluyoruz. Belki siz öğretmen olarak bunu eğlenceli hale getiriyorsunuz (Burada neler paylaşıldı le ve la hecesi ile şarkılar türküler :) Ben de uyguladım ama yine de çocuklar le hecesinin le olduğunu hemen öğrenemediler.) veya çok daha farklı yöntemlerle bunu daha kolay öğretiyorsunuz. Ama hangi öğrettiğimiz şeyi her çocuk aynı anda öğrendi? Elbette bireysel farklılıklar oluyor ve bu bireysel farklılıklar çocuğun hayatının içinde olmayan anlamsız bir hece için daha da ön plana çıkıyor. Hatta bunu ne yazık ki çocuğun anne babası çok baskıcı bir şekilde çocuğun hayatına sokuyor. Örnek vermem gerekirse; e,l,a seslerini verdikten sonra "Ela lale al." gibi cümlelerle çalışmaya başladığımızda, bir velim sınıf grubuna mesaj yazdı: "Hocam 4 saattir uğraşıyorum llll aaaaa diyoruz ama la dedirtemedim çocuğa" :( Diyemez zaten dedim, boşuna kendinizi yormuşsunuz çocuğu da üzmüşsünüz dedim. (Daha önce toplantıda da açıklama yapmış olmama rağmen.) Kim bilir bu durum ülkemizde kaç ailede yaşandı ??? Çok duydum başka okullardan, yakınlarımdan, 1.sınıf anne ve babalarından "Hocam lale sözcüğünü okuyor ama la ve le hecelerini tek başına okuyamıyor." diye. Çünkü çocuğun doğasına aykırı. Çocuğun zihni anlamsız ve soyut işlemler için hazır değil. Eski elat, inorm sıralamasında hatırlarsınız Atilla sözcüğü vardı. Bu sözcüğü neredeyse bütün sınıf okurdu zor bir sözcük olmasına rağmen. Ancak kaç çocuk Atilla sözcüğündeki "til" hecesini tek başına görünce okuyabilirdi?
Ayrıca ana sınıfına giden ama seslerin çoğunu bilen, okumaya karşı önüne geçilemez bir hevesi olan, evde ben sınıfım için hazırlık yaparken sesleri birleştirmeye çalışan ve heceyi söylediğim zaman benim yönlendirmem olmadan kendi kendine hemen o heceyi bir sözcüğe çeviren kızımdan da gözlediğim kadarıyla bu yaş çocuğu yaş ve gelişim itibariyle parçaya değil bütüne odaklanabiliyor.
Daha önce mezun ettiğim iki sınıfımda, bütün kaynakların gerektirdiği gibi ses birleştirerek, hece okutarak okuma yazma öğrettim. Eninde sonunda öğrendiler mi? Evet. Ama açıkçası ne benim hoşuma gitti bu tarz öğretim ne de çocukların.
Ben bütün bunları düşünerek, bu yıl bu konuyu çok araştırdım, çocukların parçayı değil bütünü daha kolay öğrendiklerini daha önce de fark ettiğim için [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] hocamızın okuma yazma öğretimine yaklaşımı bana daha mantıklı geldi ve hocamızın bütün yazılarını okudum, çok soru sordum özelden ya da buradan ve sağolsun bana çok yardımcı oldu. Her zaman bıkmadan usanmadan satırlarca cevap yazdı bana. Hala da sorularımızı yanıtlar. O yüzden burada, siz yapmadınız hocam ama, yazılarının olumsuz eleştirilere maruz kalması beni üzdü açıkçası. Daha önce de yazdığı yazıları ben okuduğum için biliyorum ki, kendisi de geçen yıl, bahsettiği yöntemi ilk defa uygulamış, çok tereddütler yaşayarak uygulamış ve sonunda çok başarılı bir sonuç aldığı için ısrarla yazmaya, anlatmaya devam ediyor. Ve yine soru sorulsa yine açıklamaya devam edecektir. Ama bazıları merak etmiyor zaten, nasıl oluyor da sadece sözcük ve cümle vererek çocuk okumayı öğreniyor demiyor. Olmaz öyle şey diye kestirip atılıyor.
Ben sadece burada değil, başka gruplarda ya da etrafımdaki deneyimli öğretmen arkadaşlarımızdan da çok görüş alıyorum. Eğitim camiamız okuma yazma öğretimi konusunda ikiye, belki de dörde beşe ayrılmış durumda. Herkes farklı bir yöntem uyguluyor ve zihinsel engeli olmayan her çocuk eninde sonunda okuyor. O zaman asıl amacımız çocukların zihnini yanlış yöntemlerle yormadan, okuma yazmaya hatta okula karşı olumlu tutum geliştirmelerini sağlayarak okuma yazma öğretmek olmalı diye düşünüyorum. Ben heceye odaklanarak değil de çocukların anlayabileceği sözcük ve cümlelere odaklanarak okutmayı tercih ediyorum. Bunun için de görseller kullanmayı çok olumlu buluyorum. Şu an sizin kadar ilerleyememiş olsam da şu ana kadar olan seslerde sonuçlar güzel. Bundan sonrası için de umarım hepimizin çocukları istediğimiz sonuçları alır, hepimiz emeklerimizin karşılığını alırız.
Umarım kendimi iyi ifade edebilmişimdir. Hepinize başarılar :)

Çevrimdışı ataogretmen

  • B Grubu
  • 998
  • 13.562
  • 998
  • 13.562
# 11 Ara 2017 21:33:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
YORUMSUZ  ;) :
Ses Temelli Cümle Yönteminin İlkeleri
İlk okuma-yazma öğretim sürecinde dikkat edilecek ilkeler şunlardır:
1.   Öğrencinin ön bilgilerinden hareket edilmelidir.
2.   Ağırlıklı olarak sentez yöntemi kullanılmalıdır.
3.   Özellikle ve öncelikli olarak anlamlı heceler elde edilmelidir.
4.   Aşağıdaki ölçütlerle oluşturulacak hecelerin:
·   Kolay okunması.
·   Dil de kullanım sıklığına sahip olması.
·   Anlamının açık ve somut olması.
·   Anlamı görselleştirilebilir olması (canlandırılabilir, resmedilebilir vb.).
·   İşlek hece yapısına sahip olmasına dikkat edilmelidir.
5.   Kısa sürede cümlelere ulaşılmalıdır.
6.   İmkânlar ölçüsünde görsellere başvurulmalıdır.
7.   Somut öğelerden yararlanmaya ağırlık verilmelidir.
8.   Hece tablosu hiçbir şekilde kullanılmamalıdır.
(Gözüküçük, 2016; Yılar, 2015)

Kitabın tamamı:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Dün gece yazmış olduğum bu yazı, sadece (Gözüküçük, 2016; Yılar, 2015) bölümünü başka kaynaktan araştırarak ekleme yaptığım, geri kalan hiçbir sözcüğüne ekleme veya çıkarma yapmadığım, altta kaynağını da belirttiğim, Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim Müfettişleri Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan "İlk Okuma Yazma Öğretimi" konulu bir kitapçığa ait.
Her ne kadar YORUMSUZ yazmış olsam da bu tartışmanın sona ermeyeceği ve yorumların devam edeceği aşikardı ;)  Yanlış anlaşılmasın lütfen, yorum yaptığınız için kızmıyorum. Siz yine doğal olarak kendi doğrularınız üzerinden düşündünüz ve ona göre yorumladınız. Ayrıca, saygıyla ilgiyle takip ediyorum burada yazılan bütün yazıları. Her yaştan, her tecrübeden öğreneceğimiz çok şey var hepimizin.
Ancak kitapçığın devamını incelerseniz, tabi ki el sözcüğünü verip geçmemiştir. Hepimizin bildiği gibi "el" sözcüğünden "ele" sözcüğüne ulaşmış "El ele." cümlesini vermiş "elle" sözcüğünü vermiş, hatta ben yapmıyorum ama "le" hecesini de bir satır yazdırmıştır. Ancak hemen altına da açıklama yapmış ve "Amacımız "le" hecesini öğretmek değil, sonraki aşamalarda yeni oluşacak sözcükler için altyapı oluşturmak ve  farkındalık oluşturmaktır." notunu da düşmüştür. İşte sanırım ayrı düştüğümüz nokta tam da burası. Hecesiz tabi ki olmaz. Hece olmadan sözcük olmaz, sözcük olmadan cümle olmaz. Ancak biz çocuğa "le" hecesini verdiğimizde tamam çocuk bundan sonra "le" hecesini görünce "le" diyecek ya da bu heceyi her defasında llllll eeeee diye uzata uzata birleştirmeyi öğrenecek diye düşündüğümüzde, bunu çocuğa yaptırmaya çalıştığımızda çocuklar yapamıyor ve strese giriyorlar. Daha yeni okula başlamış ve biz hemen ona anlamsız gelen "le" hecesini öğrensin diye zorluyoruz. Belki siz öğretmen olarak bunu eğlenceli hale getiriyorsunuz (Burada neler paylaşıldı le ve la hecesi ile şarkılar türküler :) Ben de uyguladım ama yine de çocuklar le hecesinin le olduğunu hemen öğrenemediler.) veya çok daha farklı yöntemlerle bunu daha kolay öğretiyorsunuz. Ama hangi öğrettiğimiz şeyi her çocuk aynı anda öğrendi? Elbette bireysel farklılıklar oluyor ve bu bireysel farklılıklar çocuğun hayatının içinde olmayan anlamsız bir hece için daha da ön plana çıkıyor. Hatta bunu ne yazık ki çocuğun anne babası çok baskıcı bir şekilde çocuğun hayatına sokuyor. Örnek vermem gerekirse; e,l,a seslerini verdikten sonra "Ela lale al." gibi cümlelerle çalışmaya başladığımızda, bir velim sınıf grubuna mesaj yazdı: "Hocam 4 saattir uğraşıyorum llll aaaaa diyoruz ama la dedirtemedim çocuğa" :( Diyemez zaten dedim, boşuna kendinizi yormuşsunuz çocuğu da üzmüşsünüz dedim. (Daha önce toplantıda da açıklama yapmış olmama rağmen.) Kim bilir bu durum ülkemizde kaç ailede yaşandı ??? Çok duydum başka okullardan, yakınlarımdan, 1.sınıf anne ve babalarından "Hocam lale sözcüğünü okuyor ama la ve le hecelerini tek başına okuyamıyor." diye. Çünkü çocuğun doğasına aykırı. Çocuğun zihni anlamsız ve soyut işlemler için hazır değil. Eski elat, inorm sıralamasında hatırlarsınız Atilla sözcüğü vardı. Bu sözcüğü neredeyse bütün sınıf okurdu zor bir sözcük olmasına rağmen. Ancak kaç çocuk Atilla sözcüğündeki "til" hecesini tek başına görünce okuyabilirdi?
Ayrıca ana sınıfına giden ama seslerin çoğunu bilen, okumaya karşı önüne geçilemez bir hevesi olan, evde ben sınıfım için hazırlık yaparken sesleri birleştirmeye çalışan ve heceyi söylediğim zaman benim yönlendirmem olmadan kendi kendine hemen o heceyi bir sözcüğe çeviren kızımdan da gözlediğim kadarıyla bu yaş çocuğu yaş ve gelişim itibariyle parçaya değil bütüne odaklanabiliyor.
Daha önce mezun ettiğim iki sınıfımda, bütün kaynakların gerektirdiği gibi ses birleştirerek, hece okutarak okuma yazma öğrettim. Eninde sonunda öğrendiler mi? Evet. Ama açıkçası ne benim hoşuma gitti bu tarz öğretim ne de çocukların.
Ben bütün bunları düşünerek, bu yıl bu konuyu çok araştırdım, çocukların parçayı değil bütünü daha kolay öğrendiklerini daha önce de fark ettiğim için [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] hocamızın okuma yazma öğretimine yaklaşımı bana daha mantıklı geldi ve hocamızın bütün yazılarını okudum, çok soru sordum özelden ya da buradan ve sağolsun bana çok yardımcı oldu. Her zaman bıkmadan usanmadan satırlarca cevap yazdı bana. Hala da sorularımızı yanıtlar. O yüzden burada, siz yapmadınız hocam ama, yazılarının olumsuz eleştirilere maruz kalması beni üzdü açıkçası. Daha önce de yazdığı yazıları ben okuduğum için biliyorum ki, kendisi de geçen yıl, bahsettiği yöntemi ilk defa uygulamış, çok tereddütler yaşayarak uygulamış ve sonunda çok başarılı bir sonuç aldığı için ısrarla yazmaya, anlatmaya devam ediyor. Ve yine soru sorulsa yine açıklamaya devam edecektir. Ama bazıları merak etmiyor zaten, nasıl oluyor da sadece sözcük ve cümle vererek çocuk okumayı öğreniyor demiyor. Olmaz öyle şey diye kestirip atılıyor.
Ben sadece burada değil, başka gruplarda ya da etrafımdaki deneyimli öğretmen arkadaşlarımızdan da çok görüş alıyorum. Eğitim camiamız okuma yazma öğretimi konusunda ikiye, belki de dörde beşe ayrılmış durumda. Herkes farklı bir yöntem uyguluyor ve zihinsel engeli olmayan her çocuk eninde sonunda okuyor. O zaman asıl amacımız çocukların zihnini yanlış yöntemlerle yormadan, okuma yazmaya hatta okula karşı olumlu tutum geliştirmelerini sağlayarak okuma yazma öğretmek olmalı diye düşünüyorum. Ben heceye odaklanarak değil de çocukların anlayabileceği sözcük ve cümlelere odaklanarak okutmayı tercih ediyorum. Bunun için de görseller kullanmayı çok olumlu buluyorum. Şu an sizin kadar ilerleyememiş olsam da şu ana kadar olan seslerde sonuçlar güzel. Bundan sonrası için de umarım hepimizin çocukları istediğimiz sonuçları alır, hepimiz emeklerimizin karşılığını alırız.
Umarım kendimi iyi ifade edebilmişimdir. Hepinize başarılar :)

Yazıyı okumadım ama imzanız on numara :)

Çevrimdışı f.muderris

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 58
  • 1.221
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 58
  • 1.221
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 21:36:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yazıyı okumadım ama imzanız on numara :)
Yazıyı da okuyup öyle yorum yazsaydınız hocam. Bu şekilde ne demek istediğinizi anlayamadım ???

Çevrimdışı duru81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.086
  • 1.198
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.086
  • 1.198
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ara 2017 21:50:33
Merhaba zümrelerim pazartesi yi nedense bir türlü sevemedim , çocuklar sabah biraz uykulu biraz dalgın oluyorlar , harf vermek için uygun bi gün değil , t sesine geçicem yarın inşallah, baş ağrısı olan arkadaşların yazılarımı okudum, aynı durum bende de mevcut , nedense bahçeye girer girmez ağrı başlıyor:) , Veli desteği yok, Veli'nin evde yapacağı işi sınıfta ben yapınca düşünün stresi, yorgunluğu, çocuğa soruyorum abla çalıştırmış , ya da kendi çalışmış, 3-4 öğrencim böyle sıkıntılı , hepinize güzel bir hafta diliyorum...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK