hani kara geceler döner ya güne...
yüreğin sığmaz olur ya bedenine...
dünya sığar içine de, için sığmaz içine...
işte öyle bir şey...
aldığın nefesin içişi başka...
yediğin yemeğin lezzeti başka...
her renk döner ya gökkuşağına...
işte öyle bir şey...
sebepsiz bir gülüş yerleşir dudaklarına...
güller rengini verir yanaklarına...
yıldızlar taç olur ya saçlarına...
işte öyle bir şey...
susması da hoş, konuşması da...
nevbaharı da güzel, karakışı da...
durgunluğu da kabul, çağlayışı da...
işte böyle bir şey...
şiirini diline dolamış ay, yakmoza selam çalar zeytin dalı.
İçini sökmekte ciğerinden kopan çığlık...
Kalemine mürekkep akar, gecelere yağan kara gözlerime inat...hadi söyle, sarı güneşin akşam kızıllığına doğru koşan şarkını...