Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

DÖKÜLMÜŞ  ANILAR…

Hüzün ve acı var:
Ruhumun yalnızlıklar işlenmiş çıplak tepelerinde.
Kapatıyor ufku beyaz perde!
Ne varsa ardında kalıyor, belki başka sehere…
……
Şimdi akşamın kızıllığı vuruyor ufkuma,
Bir mor tül sarıyor asılmış hatıralarımı.
Zaman dolmakta, bir sal yanaşmakta rıhtıma.
Gidiyor son bir mevt kurumasa da sıcak kanı.
Toplasın mazi yerlere dökülmüş anıları…. 
                                    Hikmet Baş

Sevgili dostum Tolstoyevski yazılarımın mürekkebi kurumadan göndermiş olduğunuz ''teşekkür'' için en kalbi duygularla muhabbetlerimi bildiririm.

    ÖLECEĞİM BEKLERKEN

Karanlık gecelerde ve karanlık gurbette,
Çoruh’un hazin şırıltılarını dinlerken,
Hep sen varsın aklımda, şimdi ruhum fetrette.
Bitmez bu hazin gurbet, öleceğim beklerken!

Rüzgarın sesi, firkatle eserken gurbette,
Hazin sonu anlatan  meyusiyet geliyor,
Sonra, o karanlık, uzun ve hazin gurbette,
Ömrümü, siluetinin vehmi bitiriyor.

Yağmurun rikkatli şıpırtıları inlerken,
Birden bir mor tül sarıyor hatıralarımı!
Hüzün, acıyla karışık, bestemi söylerken,
Tan kızıllığı koparıyor hülyalarımı…
                              Hikmet Baş

Efe-Muallim hocam hürmet ve muhabbetle selamlıyorum sizi...

hikmet öğretmenim şiirleriniz çok güzel, farklı bir tat var şiirlerinizde.kalıplaşmış, klişe olmuş sözcüklerden uzak...sözcüklere bambaşka manalar yüklüyorsunuz... yüreğinize sağlık...

Üstadım çok teşekkür ederim, eksik olmayınız.Yorumlarınız çalışmalarıma şevk cesaret ve ilham veriyor inanınız.Hürmet ve muhabbetle selamlarım efendim.

İhanet nedir bilir misin?
Yürek yangınına eş, yazmaya kalksan kelimelerin sancısıdır
Beynin kendi kendini sorularla kemirmesidir
Yazan bir kalemin bir anda kırılmasıdır
Köşe bucak kaçarsın saklanacak yer ararsın
Dağarcığında kendini hayal edersin
Sırtın kabuk tutmuş yaralarla delik deşik
Göz rengin değişir alev alev ateştir
Ellerin buz tutmuş bağrın çoktan kül olmuştur
İhanettir adamı isyan ettirip ipe götüren
Bir delikanlıyı inim inim inleten
Akıl şaşar, kimsenin bilmediği güzergahlardan gider
Kaldırımlarda sabahlar, uzak bir yolculuktan gelmiş sanki
Nefes tükenir kalp ritmini değiştirir
Dağlar tepeler feryadı acı acı duymuştur...

İhanet nasıl bir şeydir bilir misin?
Yılanın zehri gibi girer bir yerden
Tüm vücuda yayılır damarlardan akan kan gibi
Olursun bir serçe gibi narin görüntün tam tersi şahin
Dokunsalar dağılırsın korkar ve kaçarsın
İstemezsin görsünler ağladığını, domino taşı gibi yıkıldığını
Yüreğin mesken tutmuştur hüsran adalarını...

İhanet nedir bilir misin?
Yaşarsan bilirsin
Yaşamadıysan nereden bileceksin...

17 Yaş ve ihanet                       (efe_muallim)


Hikmet öğretmenim hevesimi çağırdınız... Sizinkiler gibi değil ama yürekten gelen sözler... Sizinde yüreğinize sağlık...

Estağfurullah hocam,bizim her hissedişe saygımız var.

Efe-Muallim hocam inşallah en kısa zamanda size teşekkür göndereceğim,daha önce kullanmışız maalesef teşekkür hakkımızı bu nedenle gönderemiyorum.Üzgünüm.

Muarmu hoca hanım ''teşekkür'' den ziyade şiirimi beğenmiş olmanız memnıun etti beni çok teşekkür ederim.

Nolur gitme anne!
Hep yanımda kal.
Sıcacık kucağında beni sımsıkı sar.
Nolur gitme anne!
Şu koca hayat çukurunda
Beni sensiz,ışıksız bırakma.
Ellerimi hiç bırakma anne!
Küçük bir kızken nasıl tarıyorsan saçlarımı
Şimdi de öyle tara anne.
Nolur gitme anne!
Her gözyaşımda dayadığım o omzunu,
Duyduğumda huzur bulduğum sesini,
Nefesini,dualarını üzerimden eksik etme anne.
Benim her acımda acılanan sen
Her mutlulukta sevinen sensin anne.
Beni sensiz ,kolu kanadı kırık bırakma anne...
                                    06.01.2011
                                     İlkay  İBİŞ
 Bu şiiri  annem ameliyat olduğu gün yazmıştım.Başta kendi annem olmak üzere tüm annelerin ellerinden öpüyorum

Çocukluğumda yetiştirdiğim beyaz güvercin gibi
Annemin resimlerdeki beyaz gelinliği gibi
Saçımdaki aklar gibi
Pak bir sevdaydı benimkisi

Annemin sütünü emdiğim ilk gün gibi
Camide babamla kıldığım ilk namaz gibi
Okumayı öğrendiğim ilk gün gibi
Heyecan verici bir aşktı seninkisi

Kalbin iflas ettiği beynin işlemediği
Yangın ortasında kalmış bir çocuk misali
Evladını yitirmiş bir annenin acı feryadı gibi
Yakmıştı beni ihanet haberi

Radyoda çalan şarkılar teselli niyetindeydi sanki
“Boşver gülüm boşver bunlar gelir geçer” gibi
Dile kolay gelen gönüle kolay girmiyordu sanki
Zamanla anlaşılmıştı mühürlü gerçek

İnsanı gömerlermiş meğer diri diri
Ayrılırmış et tırnak dalından ayrılan yaprak gibi
Annemin kahrını babamın ahını almışım gibi
Derin bir keder olmuştu bana mühürlü gerçek


2004-Bir sonbahar sabahı                   (efe_muallim)

 

Güneş çekildi demin,
Doğdu bir renk akşamı.
Bu bütün günlerimin,
İçime denk akşamı.

Akşamı duya duya,
Sular yattı uykuya;
Kızıllık çöktü suya,
Sandım bir cenk akşamı...
 
Necip Fazıl Kısakürek

 

Hayat güzel  devam et diyor kendi kendine yürek
Devam ediyor kendi kendine yürek acıları çekerek

Gurbet içten içe çürütüyor ruh ve bedenimi
Kaybettim artık ruh ve bedenimi bütün benliğimi

Galiba böyle giderse ömür bitecek bu ıssız dağ yamaçlarında
Öleciğim ansızın ıssız dağ yamaçlarında kurtların koynunda

Bir hayalim vardı yaşayacaktım memlekette ailem ile
Çok gördüler bana memlekette ailem ile yaşamayı bile

Ana hasta baba kalpten rahatsız hiç kimseleri yok orada
Benden başka kimseleri yok orada yaşıyorlar soğuk bir odada

Yazacak arzu halim kalmadı halim yıkık kalemimin artık ucu kırık
Kalemimin artık ucu kırık yazacak arzu halim kalmadı halim yıkık...
                                              (efe_muallim)

16.04.2011  Biraz değişik tarzda yazayım dedim...

NERDE
her heves geçerde birgün durulursun
sen yüksektesin bense yerde
durulduğunda beni istersin yanında
bense kimbilir nerde...