Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

SADECE “O” DİNLER!

Toto,
Loto,
At yarışı…
Gün oldu kazandın
Nasıl yiyeceksin o aşı?
Aş haram,
Aş irin.
İçinde parası var
Fukaranın zenginin.
Paralar-maralar,
Evler-mevler.
Dünyada zenginler!
Hayat saniye,
Hayat salise.
Haram etmişken bütün dinler,
Seni kim dinler?

Merak etme(!)
Vakit gelince seni “O” dinler…

S.ORAK-CİH66
ADAMIN BİRİ
27NİSAN2006
SARIKAYA
Bütün hakları saklıdır.

Şimdi yalnızlığında senin ey hazan
Bir kuş uçuralım İzmir’e gitsin..
Hicranı ta derinden bağrımı yakan
Kon kalbine, sevgili gülsün.....

SEN GİDENDE EYLÜL
Solarken kapıda bir Eylül daha, gözlerimde yaş
Ufuk çizgisinde belli belirsiz kararmış dağlar
Giden mevsimin farkında değil kimse
Yüreğimde feryad-ü figan, amansız telaş..
Getme diyeydim diyen film replikleri geçer aklımdan
Kendime gülerim ıssız dağlarında Iğdır’ın
Eylül gitmese ne olacak ki nazarları yorar
E yarın da Ekim işte al o da senin olsun diyen alaycı gözler
Olmaz..
Ekim de sizin olsun, Kasım da Haziran da..
Bir Eylül gerek bana sevgiliye sunacağım
Hazanın hüznünde dahi mütebessim bakışları olmalı
Hüzne boyun eğmeden sevdaya sarılmalı..
Kendime güvenim sonsuz
Kapısı açık lojmanın Eylül girsin içeri diye
Kendime güvenden değil
Allah’a sonsuz tevekkülden..
Volkan misali yüreğim günlerdir
Sebebini düşünürdüm aha buldum işte
Eylül gidermiş de ondan
Yangın yerinde rüzgara boyun eğmeyen son külden..
Bir bardak çay olmalı yar eliyle hazırlanmış
Ya da ana kokusu sinmiş çaydanlıktan
Keder terk etmez belki içince çayı
Lakin kurtulurum yüreğimi saran fenalıktan..

Baştan sona hayal kırıklığı
Hani var ya
Bir çocuğun, beni bırakmaz dediği babasının ansızın gitmesi gibi
Hani demiştim ya
Baştan kabullenmeliydim yalnızlığı...

efe_muallim - 2011

YORMA
Ey sevgili yorma seveni,
Akşam olur yadına düşer.
Söyleme her aklına geleni,
Sevda önce hasrette pişer.

Sevenler her şeyi yutar belleme,
Taş değil yürek,elbet yorulur.
Baharında heva-heves derleme,
Ak saçlara hesapları sorulur.

Boynun bükmüş zavallıya dönersin,
Sevinçleri karanlığa gömersin.
Durup durup geçmişinle sönersin,
Soluk alıp verdiklerin kaybolur..
............................. ...........................

 

AKŞAM

Yıldızların da ağıdı vardır be adam
Senin ki de laf mı dedirten akşam..
Karanlık mı karanlık görünmez sonu
Karanlığı seçmek değil
Marifet karanlıkta seçmek onu..
 
İNAN

HÜZÜNLÜ YÜREKLER
Hüznü yazmak kolay
Dökülür kelimeler
Ezberleyen yüreğimden..
Bir mutluluk muştusu olsa
Hüzünlü yüreğinden
Onu yazsam artık
Uzak da olsam ellerinden..

İN/AN

‘SAHİBİNE’

Şiddetli bir rüzgar ve ara sıra sert yağmur damlaları...
Elektrik kesik.
Şiddetli fırtınadan kırık dökük gelen çocuklar...
-Öğretmenim, çantamı kurutabilir miyim?
-İçindekiler ıslanmış mı?
-Hayır!
-Dikkatli koy sobanın yanına, yapışmasın naylon çanta.
-Tamam öğretmenim...
Çocuğun bakışları saf..
Bu havada okula gelmenin gururu var gözlerinde..
Aklımda sen...
Gözlerin nasıl bakar ki?
Fotoğraflar yalan söylüyor olabilir mi?
Bambaşka mı yoksa bakışların?..
Gözlerim gözlerine değmeli.
Bin voltluk cereyan ne ki...
Yadımda sen ey hiç yanımda olmayan
Kör kalaydı şu zalım gurbet
Bıraktığın yerde değilim bunu biliyorum
Beni alıp götürdüğün yer neresi??
Mutluluğun gene okunmuyor esamisi..

İN/AN
13/10/11
08.20
   

SADECE
Sohbet etmek niyetim ilk zamanlar sadece
Yanında olmak isteyim yerini aldı sadece
Gözlerini görebilmek amacım sadece
Seni seviyorum sadece
Evet demek zor desende
Ben sadece seninle hayatı paylaşmak istiyorum …
KERETA

Bu şiir sana yazılmıştır
Gecenin karanlığına aldırmadan
Aydınlata aydınlata sevdan...
Ucu yakılmış bir fotoğrafta gözlerin
Gözlerindeki ışığın ardında saklı hüzün
 Hüzünlü gözlerine aldırmadan sevmeli
Hüznü yüklenip güldürebilmeli seni..
Saçlarını tasvir etmeye çabalamak
Büyük hadsizlik
Gene de rengine anlamlar yüklemeli..
Her telinde kurşuni güzellik
İlmek ilmek gönlüme işleyen
Baktıkça gözümü alan güzellik..

ADINDA SAKLI HİCRAN

Zamana yenilmek demek
Sensiz tüketip ömrü sensiz ölmek..
Zamana yenilmeden var edebilmek seni
Gözlerinin yüreğime dokunması demek..

Şimdi bu satırlarda adın saklı
Nasıl ki yüreğime sakladımsa sevdanı..
Demiştim ya sana,
Gül dalında sevda yeşertmekti muradımız
Hani ellerimizle dikmiştik
Solmasınlar diye aşka bezemiştik..
Gül ekmiştik, hicran bitti...

Adına yaraşır bir sevda yaşadım
Aslında mutlu olmalıyım..
Özleme sevdalı olanın
Hicrana gönüllü olmasından daha doğal ne var
Yangın yeri yüreğimde
Tam da küllerin arasında
Duygularımda nakış nakış
Özlem yazar...

İN/AN
14/10/11
Nişankaya/Iğdır
16.47

YALNIZ ŞİİR
Yalnızlığı baharda terk eyledim
Keşke bahara terk edeydim..
Kuşlar, böcekler, çiçekler
Yalnızlık baharın olaydı..
Bir tek sen olaydın
Son olaydın
Sonum olaydın
Hazan da olmayaydı..

Bir Eylül sabahı başladı yolculuğum
Geride özleyenlerimi bırakıp,
Taşlı topraklı yollardan geçerken
Hep aklımdaydı gözlerin,
Ağlamaktı belki yapmam gereken
Damlayacak yaşım kalmamış

Bir Eylül sabahı başladı yolculuğum
Geride özleyenlerimi bırakıp,
Taşlı topraklı yollardan geçerken
Hep aklımdaydı gözlerin,
Ağlamaktı belki yapmam gereken
Damlayacak yaşım kalmamış

İçinde Eylül barındıran her şiire farklı bir saygım vardır.. Teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler...

MANZARAM
Düşlerinin prangasıdır beni bağlayan,
Hüzün köpüklü sahillerde bileklerimden.
Kaybetmiş kendini, uçurumlarda ağlayan,
Farksız gözlerinin girdabı batan tekneden.

Giyotinimdir kararmış ufkumdaki yengeç;
Akrebini gör zehrini içtiğim zamanın.
Bir de, feryadım ulaşmadı, duyulur er geç,
Ve gülleri solduğu gün, gençlik baharının.

Zaman; korkunç daire, gün be gün daralmakta,
Cellâdımı dır  narin ellerin infazımın?
Hazin bir hal ki azatlığım sana kalmakta,
Mutluluğum, vuslatım ancak rüyalarımın…

Batmayacak güneşisin talihsiz bahtımın;
Hayat iksirisin ıstırapla dolu ömre.
Suali ancak sana, muamma bilmecemin?
Bu yollar çetrefil, söyle yöneliş nereye?

Neden hayata arka kapıdan girmekteyim?
Gökyüzü simsiyah kurşunla örtülü bana!
Söyleyin! Yoksa bende mi kast’a köleyim?
Çilenin zincirinde bende dert tasa…

Ümidim oldu, yüreğimdeki siyah nokta,
Hangi ölçü; yapılır, gecelerime kıyas?
Kararıyor ömrümün yolları aynalarda;
Tutmak, vazife oldu bana gece, gündüz yas!

Duymuyor kulaklarım, tutmuyor eklemlerim,
Heyhat! Ne yeis görmüyor gözlerim olmuş kör!
Ağlarım labirentte ben ve bitmez dertlerim,
Gücümü yitirsem de, ruhum hala asil sör!

Tek bir çaremsin ne olur artık anlasana!
Çöldeyim, gözlerinden varıyorum vahana,
Koşup, yakalayamadığım ankam olsan da;
Sensin varışım; Ruhum bedenim yorulsa da!

                                                   HİKMET BAŞ