Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Ey aşk ! ŞARKI BİTTİ GİT BURADAN..

Şehrin kalabalık caddelerinde yürüyor yalnızlığım
Merhameti namerd kelimeleri, eze eze...
Gölgesine dudaklarından düşen geceler tutunmuş,
Ayakları çıplak...
Çıkmaz sokaklarda sek sek oynuyor umutlarım
Taş, sabrımın çizgilerini zorluyor..
Tek ayağım havada, seni fısıldıyorum bu şehre....

Biliyorum,
Derin bir nefes almak cesaret istiyor...
Alıp kendimi içime saklanasım var...
Sana gitmek var bir de, senden gelmeden.....
Susmak hep susmak....

/.. Ey aşk !
İklimi kayıp hangi mevsimin şarkısı ki bu çalan?
Erken gelen isyanın,
Gecikmiş öfkesinde kayboldum ben.../

Şimdi,
Sesimi düşünceme saklasam,
Sözüm üç noktanın boşluklarına sığınır kederinden,
Dönmek kabullenmek demek,
Reddetmenin tabiri caizi kayıp!

Bir başımayım eksilmelerin izdüşümünde...
Alıp kendimi içime saklanasım var...
Senden geçmek var bir de, seni bırakmadan..
Susmak hep susmak....

/..Ey aşk !
Ş A R K I B İ T T İ G İ T B U R A D A N.../

Soğuk bir kış gününde sıcacık bir çay olmaya gel,
Gecenin bir vaktinde uyanılan kabustan sonra telefondaki sevgilinin sesi olmaya gel,
Yapayalnız hissedildiğinde kulakta çınlayan seni seviyorum cümlesi olmaya gel.
Ben mi ? bekleyeceğim
Bazen beklemekten yorgun ve artık umutsuz
Bazen ufak bir çocuğun bayram sabahını beklediği gibi şen ve umutlu olacağım.
Ama yine de bekleyeceğim
Ve sen geleceksin biliyorum.

Gören gözle bak da gel,
Yüreğini yak da gel
Gün olmuş,devran dönmüş,
Şimşek gibi çak da gel.

Adın dilde bin hece,
Sorar durur bilmece.
Rüyalarımda her gece,
Yıldızları say da gel.

Güneş olsun rengin,
Bulunmaz Senin dengin.
Çıkıp imithandan her gün,
Gökyüzünden kay da gel.

Aşk sana hiç yakışmamıştı zaten..çok geç anladım!




Ellerimi uzattım;tutar gibiydin
Tutmamıştın oysa,ben...yanlış anlamışım
Tüm yanlışları anlatmalıydın...yapmadın





Bu son gidişimdir,haberin ola...!
''Gel'' deme bana,sakın...
Onca uğraşlarım,çabalarım sonunda,son demindeyim içimdeki hezimetinin....



Belki değiştirebilirdik beraber bu kötü kaderi.Herşey bir anda toz pembe olabilirdi,yada deniz daha mavi ,güneş daha sıcak,hatta yıldızlar bile daha parlak olabilirdi....




Sen kendini avut artık sahillerde sereserpe...belki gece,yakamozun koynunda rakı-balık sofralarında,yada sabaha karşı gün doğumunda...


Yolun sonundayız...
Aslında sen o yolda hiç yolcu olmamıştın değil mi?...şimdi anladım
Ama canını sıkma sen;
Aşk sana hiç yakışmamıştı zaten...çok geç anladım!

GECE

Almalı geceyi, sen görüp de üzülmeyesin diye
Satamasam da bağrıma basmalı
Ve mutlu olmalı sen üzülmedin diye..
Almalı geceyi, gözün aydın olsun diye
Satamasam da kan kusmalı
Sen mutlu olasın diye kızılcık şerbeti demeli..
Almalı geceyi, ömrün gün olsun diye
Satamasam da ömrüme yaymalı
Sana bir gün olsun uğramasın diye..

İN/AN
22.48
Nişankaya

DİLEK
Dipsiz kuyulardan
Sabır çektim senin için
Al, iç kana kana

Kayan yıldızları
senin için tuttum dilek niyetine

neyse hayalin
ona çıksın falın
çıksın içinden tasaların
dertlerin dertlerim olsun
kahve fincanındaki telve
hep aydınlık bir yol bulsun
           
                        ETGÜER - 2002

ŞEBNEM

Öyle masum bakıyor ki gözlerin
Gül dalında şebnem olmalısın sen
Güneşle yüzleşince ölecek gibi narin
Hüzünlü bakışlarından belli kaderin

Gel de kaderimi örsün ellerin
Bırak geldiğin yerde kalsın kederin..

Ben dağlara selamımı bıraktım, şayet kavuşamasam yarime
Hakkım helaldir diye,
Ben yolları aştım, ben derdime derdini kattım,
Sen diye her askere gözü yaşlı baktım,
Düğümlenip kaldı zaman buralarda,
Bakmaya kıyamadığın gamzelerim teslim oldu şimdi yaşlara,
Ölüm kokmakta dört bir yan,
Yalnız Sana hasret gitmekten korkar bu can,
Senin kokun sinmişken hayatıma,
Bir tek Senin gözlerin ayna olmuşken bana,
Hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak olurken sana,
Söylesinler ,Hangi çare derman olur bu yarama?
Mişli geçmiş zamanlar  sen’li zamanlara bıraktı yerini,
Bu ıssızlıkta Bir tek kağıtlara akıttım içimi,
Ömrüm cendereden geçiyor bu hasretle
 İçim ürperiyor sensizlik esince yüreğime
Çığlıklarım sessizlikte, ben sende kayboluyorum
Ben bende değil,  ben sen de hüküm sürüyorum,
her nefeste seni soluyorum,  her şeyde biraz seni buluyorum,
biraz ben oluyorum biraz yarin, ama en cok da sen oluyorum
korkarım ki seni , seni çooookkk seviyorummmm

   Üşüyorlar.. Çünkü kar yağıyor.. Ve tipi var..
   Üşüyorum.. Çünkü yüreğinde adım anılmıyor..
   Ne çok derdim var..
   Taze kazılmış toprak kokusunda
   Şehidim ne yapıyor...

   Gözlerim uzaklarda..
   Ve “uzakların” tadı yok...

KÜL

Beyaz bir dünyayı karartır yokluğun
Yokluğunda gözlerini anmak kül eder..
Şu pencereye sinmiş bakışlarım
Durmak tükenmek bilmeyen bakışlarım
Çok uzaklarda gözlerinden bihaber..

 Amma da  yorgunum  bugün
  Sanki  kör  Oedypius'u  gördüm
   
   Amma da  yorgunum  bugün
   Sanki  kendini  kör  edenleri  gördüm

  Amma da  yorgunum  bugün
  Sanki  dünyanın  etrafında  güneşle  tur  attım

 Amma da  yorgunum  bugün
  Sanki  çocukluğuma  geri  döndüm

  Amma da  yorgunum  bugün
  Sanki  dünya  küre  ve  elimde,  biniyordum trene

  Amma da  yorgunum bugün
  Sanki  çocuktum  başımda bir  şapka,  ve bakıyordum  geriye,  binmeden  trene

 Amma da  yorgunum  bugün 
 Sanki  sekizinci  uyurdum,uyuyanların  taifesinde

 Amma yorgunum bugün 
  Önce  Konak, sonra  Karşıyaka ve sonra telefon  çaldı

  Gel  artık  yorma  kendini  diye..
 

Saatleri  geri almalıymışım
Saatler  yetmez ki  bana
Birkaç  mevsm geri   almalı şimdi
İlla da almalıysam
Birkaç  ay birkaç  yıl
Birkaç  sevda  geri almalıyım  ben
Daha   fazla   aydınlıktan yararlanmam için
Söylediğim  sözleri geri almalıyım
Saatler  yetmez ki  bana
Yüklendiğim  onca acıyı geri almalıyım  ben
Saatleri ancak senli zamanlara alırsam düzelir   zaman
Şimdi  saatleri  geri alsam  ne
Varsın erken varayım  ölüme
Saatler  olduğu yerde  kalsın
Hem  uzasa  nolacak   zaman
Sevda  da uzayacak mı ?
Hasrette uzayacak  mı ?
Vuslatta  uzayacak mı ?
Uzasın  zaten uzak… 
Ben bekeyeceğim
Sen geri al  saatlerini.

Sağır eden bu sessizlikte ,
Yalnızlık ele geçirdi umutlarımı…
Ne yana dönsem çaresizliğe çarpıyor dört bir yanım,
Takvimlere sorma beni, zamana bağlama sakın ümitlerini,
Katil onlar geri vermiyor işte  yitirdiklerimi,
Üşüyorum buralarda ,uykudan bir haber oldum aylarca
 bahane değil tüm bunlar ama  üşeniyorum artık hayata,
hiçbir şarkı mı dillendirmez içimdeki yarayı,
hiçbir şiir mi anlatamaz sana olan sevdamı,
ben eridim , ben yok oldum bulduğumda  varlığını,
yıldızlar kaydı dilmek istediğimde seni,
dağlar engel oldu , hissettiğimde en derinden özlemini,
işte o anda ,titredi dizlerim, gömüldüm karanlığa,
düştüm kaldım boğuldum  bu mısralarda,
ne söylecek sözüm kaldı ne derman kaldı yaramda
buluşuruz elbet en karanlık gecenin sabahında,,,

Dipsiz kuyulara saldım adını,
Meleklere emanet ettim senli dualarımı,
Gözyaşlarıyla silinmiyor ki kader ,
İçime bu kadar sinmişken, hasretin  beni benden  eder,
Yalnızlığın yanına hiç yakışmadı bu ayrılık,
Gurbet ellerde sevenin bağrı bir başka yanık,
 bırak yollar kıvrılıp yatsın dağların koynunda  ,
akrep yelkovanı kovalamasın inadına,
günler aylara, aylar yıllara söz geçirmesin ,safak saymalarda,
varsın uykulara haram olsun bu gözler,
varsın düğüm düğüm olsun yüreğimden gelen sözler,
kavuşuruz gün olur ,kavuşuruz bu son olur,
her şeye katlanan yüreğim bir sensizlikte durur…

GMZ_ERZURUM Öğretmenim etkili duygu anlatımlarınız kadim bir ayrılığın derin izlerini taşıyor?...
Duyguya anlam denizinin derinliğinden çıkma cesaretini, ancak bu kadar estetik ve lirik bir söyleyiş fısıldayabilirdi sanırım.
Sizde bunu başarmışsınız tebrikler!..