Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Kas 2011 10:29:54
     TEBESSÜM
Bir  tebessüm et şimdi bulutlara
Hüzne  boğulurda  zaman
Ağlayıverir.
Ağaçlar yeşerir
Otlar kabarırda
Gözleri  bulanır   Ay'ın
Yakamoz olur yağar
Hazandan bir umman
Yar dan bir  katre olur
Geceler  uzar
Ömür  kısalır o dem
Bir   tebessüm  et bulutlara.
Varsın insanlık   senin misafirin olsun.
Varsın  gidene yol
Kalana yıllar uzasın.


Çevrimdışı efe_muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Kas 2011 18:47:36
Böyle mi olacaktı anne
Yürek burkan ayrılıklara gebe mi kalacaktı aşklarım
Çocukluğumdaki facialar yetmedi mi ki
Gençliğim diz çökmüş acılara
Dört duvarla mı örüldü kaderim
Ben nerede hata yaptım anne
Bir kız sevdim yüreğimi mapusa attılar
Yargısız infazdı iddianamem
Bir ipe kurban mı gidecektim anne
Sevgiyle bakan gözlerime mil çekmekte neyin nesiymiş
Sevgiye kavuşmak isteyen ellerim
Neden hep tel örgülerine takılıyor anne
Allah aşkına söyle
Ben nerede hata yaptım
Bu dünyanın çivisini ben mi çıkardım ki herkes düşman bana
Deccal’e benzer bir halim mi var
Nedir bana karşı bu öfke, kin, nefret
Kime etmişim ki ihanet
Bazen anne
Bazen diyorum ki
Bir trafik kazasına kurban gitsem
Ya da
Alnıma sıkılmış bir kurşunla yol alsam, öbür tarafa
Firmamı örten gazete kağıtlarıyla
Üzerimde ne olacağı malum
Beyaz bir mintanım
Ve hiç çıkarmadığım muskam
Ve dürülse defterim
Ve keşke sağ tarafımdan verilse
Ölüm anne
Ölüm nefes kadar yakın
Olmaz deme sakın
Bir aşk’a kurban gitmek
Ve cefasını da yanında götürmek belkide
Kim bilebilir ki
Ümidim giryan anne
Öteki aleme kaldı umutlarım
Acının tadı belki orada tatlıdır
Aşk’ın adı belki orada farklıdır
Ne bileyim işte
Dünya aslında ya da belki gerçekten yalandır…


efe_muallim - 2011

Çevrimdışı ibrahimkaya

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 175
  • 293
  • 175
  • 293
# 29 Kas 2011 19:03:34
Van’dan Yüreğimize Dokunan Resimler

       Sahi insan unutmasa nasıl yaşardı?...Nasıl düşünür,nasıl yazar,nasıl müjdeli bir haber duyduğunda içten bir tebessümle yüzünde gülücükler belirirdi?
       Van’da yaşanan acının üzerinden günler geçti..Binlerce insan için küçük bir kıyamet provası gibi….Çığlıklar,kaçışlar,ağlamalar,ciğeri paramparça eden acılar, sel olup yağmura,kara karışan gözyaşları….

   23 Ekim günü meydana gelen Depremde yüzlerce insanın yanı sıra bir de 75 gencecik,hayatının baharında meslektaşımızı kaybettik bu insanı sarsan olayda...Göçüp gittiler aramızdan ,bir daha hiç geri dönmemek üzere….
      Gittiler,soğuk bir kış gününde avuçları buz kesilmiş ,toprağın altında çürüyen bedenlerine aldırmadan onları duyacak,sıcaklıklarını hissedecek biri olur diye saatlerce,kim bilir belki de günlerce nefes almaya çalıştılar  yıkımlar altında …..Her biri  geride  tarifi imkansız acılar bırakarak gitti yeryüzü buz  kesilmiş, toprak sımsıcakken.Oysa hüznün gölgesinde Nemrut dağıyla bakışan şehrin henüz genç,taptaze öğretmenleriydi her biri….
      Gidenler oldu bir ikindi vaktı apansız,yüzleri ay,yüzleri güneş gibi….Her gidiş yüreğimizde unutulması imkansız resimler kazıyarak gitti hem de…Hangisinin adını sayayım şimdi,hangisinin toprağa karışan gözyaşlarını..Geride bıraktığı ciğerinde bin parça sevdiklerini…
          Geleceğe dair,umutlarını,hayallerini,düşlerini….
Sorarım şimdi hangimizin yoktur ki daha güzel ,daha iyi,daha mutlu yarınlara olan umudu….
       Van’dan yüreğimize soğuk bir bıçak değer gibi resimler  dokundu dostlar......Her bir resim gökte parlayan birer yıldız misali,ne kadar da güzel yüreklidirler her biri…
Öğretmenlerim gökyüzü asla sönmeyecek bir güneşin doğuşuyla karşılayacaktır sizleri.Giderken ölmeyi öğrettiniz bize ,bir de sevdiklerinizden uzakta,bu ülkenin güzel çocukları için sabrı ve sevgiyi…
    Bir daha soruyorum sizlere insan unutmasa nasıl yaşardı sahi?
Lakin bir Yunus’un ,bir Serhat’ın o insanı titreten görüntülerini, ille de 75 eli öpülesi meslektaşımızın  o resimlerini unutmamız mümkün mü?
Onları bir değil bin ömür boyu asla unutmayacağız.
      Ruhları şad ,mekanları cennet olsun….
24.11.2011
İbrahim KAYA

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Kas 2011 19:21:41
      SESSİZ  BİR MATEM

Dışarda  sessiz  bir  rüzgar,
Savurduğu  her  yaprağın  sonu  belli …
Ertelenmiş   her   ne  varsa hayata dair…
Dışarda  sessiz  bir rüzgar.
Sağır    edercesine  geceyi….
Yanıma   almak  istediğim 3 şeyim yok  mesela
Gideceksem rüzgarı   bile   arkama  almalı
Durduğum safa değil
Gideceksem 
Sessiz bir rüzgarda 
Hayatı ürkütmeden….
Dışarda sessiz bir  rüzgar,
Aklım başımdan aşkın
Bu oyunu da  kaybetmeliyim.
Başımın  da  aklı   sağolsun…
Cenaze törenime yetişmeliyim.

Tef'den ölüme






Çevrimdışı s-aslan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.395
  • 15.188
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.395
  • 15.188
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Kas 2011 19:24:02
BS işte adamı böyle şair eder.... :D

Çevrimdışı ibrahimkaya

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 175
  • 293
  • 175
  • 293
# 29 Kas 2011 19:46:03
Değerli meslektaşlarım ne güzel paylaşımlar yüreğinize sağlık...

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Kas 2011 20:57:07
Köy öğretmeninden   fareye   ağıt
FARELİ  KÖYÜN DELİSİ

Masada  yemekte var
Herşey  yerli yerinde  o gün
Hani keyfime diyecekte yok
Elimde  kumandam
Kanepem  en yaylısından…
Çay  almak için adım  attım mutfağa
Gri   yaratık  hızla   daldı  odaya..
Çığlık , feryat , figan…
Bir   sandalye  bulup  çıkmk lazım
En okkalısından bir   merdane
Süpürge de  lazım  en  sağlamından.
Bıcak …?Yok  canım daha  neler
Ve  savaş   başlamıştır   en  kanlısından.
O ana  kadar  tavuk kesemeyen ben
Kısık  gözlerle  kesiyorum  yastık  arkasını
Yok.Koltuk  yanı ?  yok
Kapı   önü,pencere  kenarı   yok…
Yok yok yok
Merdane  ile  aralanır oda  kapısı
Korksun kaçsın peynir  hırsızı
Ama  nafile   yok
Derken  tuvalete  git der iç  sesim
Nefesimi  duyuyorum eminim
Gri  yaratıkla  ilk  savaş
Tıkır  tıkır  tıkır
Sessiz  olmalı parmak uçları
Tıkır  tıkır  tıkır
Süpürgeyle   bir   aduket
Merdabeyle   bir   karaciğer  yoklaması
Terlik  fırlatılır  saatte 100 km  hızla
Sessizlik .
Beklenmeye  başlanır  mekan   sandalye  üstü
2dk  geçer   ses  yok
5   dk  derken   inmeye  karar  kılınır
Maktulü   görmek lazım
Adım  atıp sandalyeden
Yönelirken  helaya
Fırladı    gri   canavar
Merdane,süpürge,terlik
Ferayt  figan çığlık
Dönence)))))

Tef'den fareye  savaş

Çevrimdışı öğretmen0366

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.712
  • 5.223
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.712
  • 5.223
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Kas 2011 21:24:03
Tefo hocam harika :=)

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Kas 2011 21:29:10
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Tefo hocam harika :=)
Fare  ile  yaşanan  anısı   olan herkese   sağolun  hocam .20 dakikada  yazdığım  bir şiir oldu.

Çevrimdışı wesser

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.122
  • 20.702
  • Müdür Yardımcısı
  • 10.122
  • 20.702
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Kas 2011 21:54:45
toplansa..
üzerime bütün dünyanın çöküntüleri.
bunalsam..
alıp başımı gitmek istesem.
uzaklaşsam..
gitsem bi uçurumun kenarına.
düşünsem..
aşağı bakıp hayatın boş olduğunu.
anlasam..
yaşamanın da ölmenin de anlık olduğunu.

sonra sen gelsen aklıma.
düşünsem..
gözlerini, gülüşünü.
anlasam..
yaşamanın kıymetli olduğunu.
sen olduktan sonra.
bilsem..
hayatımda dolu dolu sen olduğunu.
haykırsam..
uçurumun kenarında seni sevdiğimi.
gitsem..
bana hazırladığın cennet gibi sana.
uzaklaşsa..
her şey, sen dışında.
kalsam..
seninle bi ömür gittiğim yerde.
unutsam..
her şeyi,sen dışında.
yaşasam..
seninle her günümü.
tüketmesem..
başlasam..
her güne yeniden senle..

Çevrimdışı Şeb-i Yelda

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 60
  • 181
  • 60
  • 181
# 29 Kas 2011 22:39:25
PADİŞAH
Öyle kolay değildir ‘baba’ ya şiir yazmak
En doğru zaman en çok özlediğin zamandır
Her gün özlesen, her gün sızlasa için
Her gün doğru gün bugün desen
Anlarsın ertesi gün doğru günün dün olmadığını…

Koşarcasına geçip gitmektedir zaman
Zamanı anlamayı düşünmez olursun
Bir tek şey yenilmez geçen zamana
Anılar, anılar, anılar..
Gözünün önünden geçtikçe anlar
Baba sesi yankılandıkça kulaklarında
Öyle ansızın donar kalırsın….

Kasım’da zemheri yaşarsın
Bir pancar tarlasında buz gibi toprak
Toprakta nefessiz pancar atıkları
Bir padişahtır baba traktör sırtında
Toprağı yara yara perişan eden pulluk
Padişahının kalbini üşütmektedir
Sen ellerin buz gibi pancarlarda üşümüş çocuk
Bitse de gitsek dersin..
Biter de yüreği üşüyen padişah, yorgun düşer…..

Nasırlı ellerinde keser tutmaktan haz duyan adam
Bir çiviyi nasıl çakacağını beynine işlerken
Hayatın can damarını anlatmaktadır sana
Baba dersin, ahh baba olmuyor işte senin yaptığın gibi
Bir babanın yaptığı işi yapabilmeyi tahayyül etmek
Ah ne büyük hadsizliktir…

Bir gece vakti yıldızlarla yanarken Çayırbaşı
Traktör sırtında arslan gibi babayla
Toza bulanırken yüzün bitse de gitsek demezsin
Yorgun düşen padişah uzanır toprağa dev misali
Sen adam olmanın heyecanıyla gece ikiye kadar
Toprağa bulanıp işi bitirdiğin vakit
Babanı uyandırdığında
‘Bitti mi evlat?’ sorusuna göğüs gere gere
Bitti derken padişahın mütebessim yüzü
Ahhh dersin hayat ne kadar güzel….
Gece ikidir saat..
Sen ve padişahın yorgun ama hayatın zevkinin doruğunda
Evine gidersin…

Şubatta kar inende ovaya
Okula dönmek üzre bir zamanda
Gene emektar traktörü çalıştırmak
Seni hayatı kazanmaya uğurlamak
Padişahın verdiği güvenle ancak mümkün olur
Buza keserken yüzüne hayat
Anayola çıkma vaktinde yorgun padişah
Umursamaz seni kazandırmak için hayata
Karlarda mücadele eden tekerler misali
Bir dev seni hayata göndermektedir
Hayat dediğin işte dağ gibi bir babayla
Adım adım yarınlara yürümektir…

Ağustos sıcağında kavrulurken toprak
Sap destelerinde bir başka manzara anlatılır sana
Disipline edilmiş bir sap arabası
Andut andut yüklenirken saplar
Her cümlesinde padişahın bir hayat armağanı
Her kelimede bir ders her ders bir hayat konusu…

Ve bir duvar inşasında tek tek işlenirken taşlar
Hayatın tam da içinde bulursun kendini
Çamurla yoğrulan emek
İpe dizili taşlar
İnşa edilen duvar değil
Hayat!!!!!!

Ve her güne bir anı saklarsın
Padişahın anlattığı hayatı
Doğru yaşamaya çabalarsın
Bilemezsin ondan sonra zordur hayat
Bir akşam vakti en uzak vilayette
‘Baba öldü’ diyen telefondaki ses
Yere yıkılsın şu lanet olası Kars
Paramparça olur kalbin, ağlayamazsın…

Her saniyede bir anı her anı da padişahın gözleri
Yüreğin dağlanırken ağlayamazsın…
Ve iki gün sonra bir toprak yığınında padişah
Gözlerinde biriken yaşlara artık dur demek olmaz
Yüreğin her an kanarda her an ağlamak olmaz…….

Zamansız karlar yağanda Nişankaya’ya yüreğimde fırtınalar
Her kar yağışında buza kesmiş anılar
Yüreğimde sımsıcak padişahın yeri…


Çevrimdışı Şeb-i Yelda

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 60
  • 181
  • 60
  • 181
# 30 Kas 2011 16:53:05
ELBET ÖĞRENİRSİN

Bir devir kapanır
Sen bilemezsin..

Gözlerin düşende yadıma
Nasıl sarsılır yüreğim
Sen bilemezsin..

Onlarca dize yazdığım saçların
Uzaklaşırken ellerimden
Gönlüm nasıl kanar
Sen bilemezsin…

Sesinde hissettiğim o ahenk
Nefrete dönüşmüşken
Geceler nasıl da uzar
Sen bilemezsin…

Ölür yürekte canhıraş kelimeler
Bir devir kapanır
Bir şair susar
Suskun bir şairin ızdırabını
Sen bilemezsin…

Oğuz İNAN

30/11/11
Nişankaya

Çevrimdışı emren306

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.061
  • 3.324
  • 1.061
  • 3.324
# 30 Kas 2011 19:22:10
Merhaba ey beni yokluğuyla sınayan sevdam,
Merhaba hasret hasret diyerek yüreğimi dağlayan en kutsal duam!
Ey Mecnunsuz Leyla’nın ahını dilime dolayan
Bilmediğim, görmediğim, beklediğim…
Ötelerden seçilen ruh ikizim merhaba!
Kâğıt aklığına düşen bir sır kadar gizli
Yokluğuyla aşk sarayımı inleten sevgili
Yoksun ve hiçbir şey yok sanki
Güllerim yine umutsuz
Göz pınarlarım ıslak
Avuçlarım yağmur serinliğinde
Sensizlik cehenneminde yüreğim, inlemekte
En susuz denizler taşıyor sitemlerimle
Göçmen kuşlar uçuyor bak diyar-ı hasrete
Beklemek vakti bitti, zaman artık son demde
Gel ey gönlümdeki yalnızlığa elvedam, deli yakamozum gel!


Denizler martıları, körfezler dalgaları
Gökkuşağı yağmurları bekliyor
Bense seni…
Artık mehtap vurmuyor geceleri sahile
Yakamozlar ay ışığını intizar etmekte
Elveda dedikten sonra güneş, son ışıklarıyla güne
Bir ben
Bir de gökyüzünde yıldızlar kalıyor geriye
Yanağımı okşayan bir yağmur damlası oluyor hayallerin
Bulutların üstünde bir yerde seni beklemekteyim
Vuslatının özlemini çekmekteyim
Müptelası olmuşum ben her gecenin
Gece benim içimde, ben gecenin
Ve ümitlerimi serin sularında kaybettiğim denizlerin
Müptelasıyım ben siluetiyle yandığım senin
Ey gönül ehlim!
Duysana artık sesimi, uzatsana ellerini.
N’olur artık merhabalarıma cevap ver
Bir haber sal yıldızsız akşamlarıma
Ebabil kanadıyla es sonbaharlarıma
Gel de bülbülün yarası iyileşsin
Bir gülüp, bir ağlamak gibi gel
Gel ve sız yüreğime…

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.585
  • Müdür Yardımcısı
# 30 Kas 2011 19:53:27
GEÇEMEMİŞİN KAPISI
Derken  Kapı çalınır
Yıllar ardından
Tak tak tak…
Halbuki
Bir rüzgar  sorar  beni   
Birde  yaşlandıran aynalar.
Hafiften  irkilir gözlerim
Aklım karışır.
Kulaklarım şaşkınlığın  ertesi
Israrla
Tak tak tak
Gece  mutsuzluğun  arefesi
Duvarlar sus-pus
Koşar adım yürüdüm  boşluğa
Tak tak tak
Açmak  ya da  açmamak
İşte  bütün mesele  bu…
Tak tak  tak
Ellerim üşüdü yalnızlıktan
Kapı önü mahşer  öncesi
Kalabalık  sessizlikler   güncesi
Tak tak tak
Boğazımda korkudan   kördüğüm
Aralanır  bir  sevda sancısı
Açtıkça  açılır  kapısı
Tak tak tak
Pişmanlık  sen misin  gördüğüm?
Kapatılır  yüzüne hatıralar
Geçmişe   sövercesine
Çat çat çat.

Tef'le   zaman  makinesi

Çevrimdışı efe_muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 Kas 2011 21:04:22
tefoo öğretmenim, şiirlerinizi beğenerek okuyorum... Umarım devamı gelir... Bu arada bütün şiirlere teşekkür etmek istiyorum ama malum 24 saat engeli... Affola...  Dua ile...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK