SERVİS KAZASI (GÖNÜL VE ESRA HOCA)
Giderken servisle Dadaşkent’ten Ilıca’ya,
Öldü Gönül Hocam hemen oracıkta.
Nasıl da kalıvermişti servisin altında,
Üç arkadaş da yığılmıştı üst üste,
Lalezarda bir bülbül daha lal oldu.
Vahim kaza topu topu beş saniye içinde oldu,
Eğitim camiasından iki arkadaşımız şehit oldu.
Esti geçti gözümden bir ömür,
Sanki bembeyaz hayat oldu kömür,
Resimlerdeki gibi olmuyormuş hakikat,
Anladımki iki arkadaş etmiş vefat.
Her şey geliverirmiş insanoğlunun başına,
Olacakmış, takılacakmış ayağımız ölüm taşına,
Cahil cühela bir kaptanla çıkmışız Ilıca yoluna,
Allah’ım n’olursun merhamet et ölen iki kuluna.
Ölüm denilen o istenmeyen misafir,
Lafla gelmez hemencecik yetişir,
Dolmuşunda bizim gibi şekli değişir,
Üzüldük,ruhumuzda kıyametler koptu.
(29 Kasım 2011’de öğretmen servisiyle saman yüklü bir kamyonun sabah saat 06:35’te ana yolda çarpışması sonucu 2 öğretmenin vefatı benim de içinde bulunduğum 7 arkadaşın da yaralanması sonucu oluşan elim trafik kazası için duygulanıp yazdığım bir çalışmadır. Ölen arkadaşlarıma rahmet ,ailelerine sabırlar;yaralı arkadaşlara da acil şifalar dilerim.)
Fatih DURUER(Kazazede öğretmen)
29 Kasım 2011 günlerden Salı,
Perişan oldu öğretmenlerin hali.
Servisle giderken Dadaşkent’ten Ilıcaya,
Binmişiz aslında dört tekerlekli bir tabuta,
Dolmuşla gelmişken tam ana yola,
Bakılmamıştı ne sağa ne de sola,
Araba içinde kopmuştu bir vaveyla,
Denildi ki; dikkat araba geliyor araba,
Olan oldu,hepsi sürdü beş saniye,
Sonunda rapor tutuldu kaza diye.
Böyle kaza mı olur;düpedüz cinayet,
Hiç kimse de kalmadı mı beşaret?
Ana yoldan gelen kamyon gelirken son hızla,
Kaptanımız beklemedi tali yolda,
Vurdu bizim orta sol yan tarafa,
Dengemiz bozuldu attık iki takla.
Hiç gelmezdi böyle bir kaza akla,
Camlar olmuş tuz buz,araba hurda,
Yaralılar ve ölü vardı arabada.
Millet can çekişirken vatandaşlardan biri,
Etrafındakileri yiyecek gibiydi,
Diğer vatandaşları kışkırtır gibiydi,
Ayırmak isterken sağ omzuma bir yumruk geldi.
Acısı daha sonra belirdi.
Adam; beş dakika engelledi hizmeti.
Sonunda da gördük kazadaki hezimeti.
Gönül hocam yerde yatıyordu,
Kafasından kanlar akıyordu,
Dudaklarının kenarı morarıyordu,
Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu,
Sağlıkçılar bakıyor ve hoca eks diyor,
Anladım ki Gönül Hoca Hakk’a yürüyor.
Benim de ayaklarımda bir ağrı oluyor,
Ve ambulansla yolculuk başlıyor,
Hastane olmuş ana baba günü
Sandım ki kopmuş kıyamet günü,
İki arkadaşı almışlar yoğun bakıma,
Hiçbir şey gelmiyordu aklıma,
Röntgenim de olaylı geçmesin mi?
Teknisyen; nöbetim bitti demesin mi?
Ayakta durabilecek gücüm varmış benim,
O zaman da dedim ki: Peki ben gideyim.
Tamam sen bilirsin ben de bilirim.
Sonunda nöbetçi doktor beni ikna etti ,
Röntgenimi hızla çekiverdi.
Ayağımda varmış doku travması,
Kırık çıkık yok dediler yüreğime su serptiler.
İki gün sonra başka bir hastaneye gittim,
Tomografi ve röntgen çektirdim.
Doktor önce sonuca baktı sonra da bana
Tam tamına beş kırık varmış bu ayakta,
Kırk beş gün gidemeyecekmişim okula,
Haftaya alınacakmış ayağım alçıya,
Eve gideyim de ,dedim istirahat edeyim
Karakoldan gelen telefonla irkildim,
Hemen gidip te ifade vermeliymişim,
Savcı beyi bekletmemeliymişim,
Dedim ki ayakta duracak halim yok siz gelin?
Olmaz dediler bekliyoruz bizi bekletmeyin
Yürüyerek gittim acılı beş yüz metre,
Kalmışız hasret ,ufacık bir merhamete,
Yok diyorlardı bana ekip arabası,
Gördüm ki varmış iki ekip arabası,
Savcı bey de yoktu zaten burada,
Memur bey aldı ifademi beş dakikada.
Komadan çıkamayan birisi de Esra Öğretmen’miş
Öğrendim ki yedi aylıkta hamileymiş
Eşi:’’İki can bir tabuta nasıl girer?’’ demiş.
Esra Anne; çocuğunu yalnız koyuvermemiş,
Beraber cennete yürüyüvermiş.
(29 Kasım 2011’de öğretmen servisiyle saman yüklü bir kamyonun sabah saat 06:35’te ana yolda çarpışması sonucu 2 öğretmenin vefatı benim de içinde bulunduğum 7 arkadaşın da yaralanması sonucu oluşan elim trafik kazası için duygulanıp yazdığım bir çalışmadır. Ölen arkadaşlarıma rahmet ,ailelerine sabırlar;yaralı arkadaşlara da acil şifalar dilerim.) Fatih DURUER(Kazazede öğretmen)