Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

 Adam çaresiz
 Yüreği kaldı sevgisiz
 Dili sustu, dudağı sessiz
 Adamın hali perişan, oldu çelimsiz
 Çile adamın harcı, olmuyor çilesiz
 Ne yapacağını şaşırmış adam
 Diyor ki: Efkar ile doldu odam…


(efe_muallim)

VARSIN Kİ SEN

Gözlerinin yokluğunda
Karanlık mı sanırsın geceyi??
Bakışlarının değdiği yerlerde
Seni unutamayan beyazlık
Ruhumu aydınlatır…

Saçlarının siyahında
Gece kararır mı sanırsın??
Siyah artık kötü olmamalı
Zemheride bahar eyleyen
Renklerin feriştahı olmalı..

Aşk dediğin, kalpten yürümektir Allah’a
Senin kalbinden geçeni görebilmektir..
Şimdi varsın ya, şükürler olsun Allah’a
Aşk dediğin;
Senin kaderinde bembeyaz olabilmektir..

Bir aşkın tarifi
Robot  resmi yok   elimde lakin;
Soruyorsan  bir  aşk tarifi;
Ben  bir tutam göz  diyorum.
Bir  avuç  sevda ekmek üstüne.
Öyle  dalmak meçhule  gözlerinde
Sevda  kıyısına  vurmak..mesela
Çamura  ya da kara  saplanmak gibi
Çıkmak  istedikçe batmak.en derine
Sonra   almak bir  yağmuru  yoğurmak ..
Tepeden  tırnağa sırılsıklam olmak..delicesine
Mercimeği   fırına vermenin ötesinde bir şey ;
Aşkın  ateşiyle   yanıp .
Ayrılığın rüzgarıyla   titremek .
Aşkı mı  bulmak istyorsun
Arama o seni  buluyor
İki  gönlün bir olduğu samanlıkta  değil
Gönül  düşürdüğün her yerde..Üstelik
Gönül  bu
Ya yanar
Ya pişer
Ya da dökersin

Bir  garip aşk  tarifi  tef bu 

Ey bakışlarıyla beni kül eyleyen
Saçlarını yüreğime gül eyleyen
Dört mevsimi Eylül eyleyen
Ömrüme adıyla gelip Betül eyleyen
Sanadır işte aşkı anlatmak için onca söylenen..

 Başımda tatlı bir bela
 Adına diyorlar sevda
 Bu sevda yolu ateşten gömlek
 Girdim yola besmele çekerek
 Bakışı adamı süründürür
 Yürek yangınını ancak o söndürür
 Kıskanır sevdiğini herkesten
 İşte öyle seviyor yürekten
 Güller kadar güzel desem az kalır
 Güzel kokusu uykudan uyandırır
 Ah bir de beni anlasa
 Razıyım çıra gibi ömrümü yaksa
 Başımda tatlı bir bela
 Adına diyorlar sevda
 Hayali hep yanımda
 Her an aklımda
 Bu güzellik akıllara zarar
 Damarlardaki kan yerinde duramaz
 Sevgisi koca bir çınar
 İnsan onun gibisini bulamaz...
 Kısaca
 Koydun yüreğime sevda
 Artık kan yerine sen varsın damarlarımda...


(efe_muallim)-2011
 

Dönen Alçak Olsun kıvamında Bir Aşk düşlemiştik ayrılmaya korktuğumuz dünyamızda....
Yaşadıklarımız Beyaz Bir Ölümün kopyası olsun istedik.
Oysa Daha Dün gibi Her DEm Yeniden başlamıştık bu oyuna.
Hasret Gülleri kurumaya yüz tutmuştu.Biliyorduk
Yüreklere Yürüyecektik seninle Gelseydin düş kokulu bahçemize.
Birden Kalksam ve Dirilsem dedik bir anda içimizdeki benliği eriterek.,
DEğişken duygularla İbrahim olduk Umut Sancısı çekerken.
Şu Feryatlar bir Azap 'ın habercisi sanki.
Anlaşılan Tebessüm Provalarının hiç zamanı değildi.
Ağlarken Gülebilmenin hazzına ulaştık Aşkın Aşkı'nı yakaladığımız bir anda.
Güvercinler Konsunlar diye bekledik umutlarımızın üstüne...
Ama yine de
Bir
Şeyler
Eksikti sanki....

Gökyüzü Depremleri nin tam ortasındaydık belki...
Günlerden KARAYEL---- Mevsimlerden Kurutulmuş Gül Mevsimi....
Birşeylerin Gölgelerinde kalacaksak şayet Güneş olmalıydı o.
Güneşi Tutamazdık belki ....
Gönüller Uyandı seninle gel artık..
Mavera ca bir düşten sonra....
SAdece
Sadece
BİR ADIN KALMALI ydı.....

Annemm
Susuzluğumu bastırıyorum
Ufukları yutan deniz gözlerinde
Göz çanaklarım kir tutuyor annem,
Sırrına eremediğim gün batımlarını yutuyor yalnızlığım,
... Yamalı elbiselerim, yamalı sevdalarım,
Kirlenmiş umutların
Suretinde aynaların aksi,

Şimdi boşluğa yapışıyor,duygularım
Ayaza durmuş bir gecedeyim,
Yokluğunda ,kamçılanıyor acıma hissi annem.

Ihlamur koksun poyrazlar, sen koksun dokunduğum her şey,,
Senle başladığım yaşamda yankılı sevinçler uçsun, susuzluğumda
Nasırlaşmış yalnızlıklarım, sıcaklığının pençelerinde kavrulsun
Annemmm
ABDİL IŞIK

Açılan her kapı kapanan bir yaradır.
Her umut bir bahardır bu bedende.
SuskunuM- BiçareyiM -AvareyiM
Sabahını gözümü kıpmadan beklerim....

Kalırmıymış bu sevda Maveraya
Bekler miymiş beni yapılan her Dua
Ve yinede severmiymiş toprak
Yerli yersiz açan her çiçeği

Kapanan her kapı açılan bir kaderdir.
Her yok oluş yine de bir bahardır.
Z
O
R
....Olsada

Acılar  kuşatır kuzgun sürülerinin karanlığındaki gök yüzünün mavisini,hüznü ağartır,saçlarımdaki aklar kadar,entarisi kızıl ,yalnızlığım!! Filizsi sürgünler biriktirir avuç içlerinde ,söylenmemiş sözcükleri fısıldar , yıkık duyguların çoşkunluğunda ki sahipsiz şiirlere.şimdilerde dağları yurt edinmiş Tanrılar kadar suskun  hislerim, ezberden söylenen sözcükler kadar hırçın, gönlümde barındırdığım gözler, bilinmezliğin sırlarında sabahlar , uzağına düştüm yabanıl kokuların,yosun artığı mevsimlerden, anlamsızlaşan günler kaldı geride.Sınırlarını bilmediğim ülkelerde kayboluşların gölgesinde, içimde suskun duran sesim.
  İşte sevgili yokluğuna sarıldı ölüm, kimi zaman intiharlar kuşandım yokluğunda, kimi zaman göz yaşlarımı  akıttım sözcüklerime harf harf ,hece hece, özümü kuruttun .Gönlümün kayaları düşüyor sözcüklerime artık, yoksun sen  baharda esen yelde ,yoksun dingin ferahlıklarda.
Abdil IŞIK
17.01.2012 MUŞ AKKONAK

Maviye hasret bir kentin solgun gülüşüne astım,özlemlerimi,
çocuksu bakan gözlerimde mayalıyorum yalnızlığımı,
kör bıçaklar çalıyorum suskunluğuma,
karartma mevsimlerde tuz ekiyorum yaralarıma,

Düş ambarlarımda kıtlık ,kıran ,
Güneşinde üşüyor, suskun öfkem,
Buruk bir yalnızlığın öznesiyim şimdi,
Sırtından tutuğum öfkelerim yosuna çalarken.

ABDİL IŞIK

Sevgi coğrafyasında,
Güz kıranları düşer,
Kör bakışlı iz düşümlerime,
Belli belirsiz çizgiler gülümser,
Sardunyaların ürkekliğinde,
... Avuç içlerimde sızılar,
Düşeceğim içine
Güneşinde kurutacağım
Islak dudaklarımı,
Gök yüzüne konduracağım mağrur
Bakışlarımı,
Elbette görecek dilini bilmediği
Yakarışımı,
CAN YANAR ,TEN KOKARKEN…

Abdil IŞIK

ON BİRLİ HECE

Sen duy ki duymayan kalmasın, şaşkın,
Bilinsin nasıldı, niceydi aşkın!
İlkbahar ayında Fırat’tan taşkın,
Süphan’dan Ağrı’dan yüceydi aşkın.

Kamerin güneşi hiçe saydığı,
Mehtabın yanağa buse koyduğu,
Alevden bağrımın küle doyduğu,
Takvimde en uzun geceydi aşkın.

Sıratı Müstakim yolundan şaşma,
Kul ile muhabbet haddini aşma,
Yürekte dört dize melodik koşma,
Şiirde on birli heceydi aşkın.

Tarkan ÖNER

Ben oldum gülün kokusuna hezar
Susturamadılar beni zinhar
Lügatım sevda oldu, bağrım yandı kül oldu
Ona i’bad oldum, i’kad oldum
Abad idim naşad oldum,
Gidişi ağır geldi, gönül ma’mean içinde kaldı
Sevdayı gönlümden dahr ettim, duhur ettim
Ruh ebedgah içine girdi, ten görünür kaldı…
 

Ebedgah_mezar
 İ’bad_ köle olmak
 İ’kad_bağlanmak, düğümlenmek
 Abad_şen, mutlu
 Naşad_mutsuz, şen olmayan
 Ma’mean_çok yüksek sıcaklık
 Dahr-Duhur_sürgün, uzaklaştırma
 Hezar_Bülbül
 

(Kısaltılmıştır)
(efe_muallim)-2012

Geçiyor işte zaman
Çayırbaşı’nın akşam alacasında
Seni düşünerek geçiyor..
Adının ruhuma birikmesi gibi
Yerdeki eski karların solgun yüzü..
Adın kar olduğundan mı bu hüzün
Yoksa kar gibi eski olduğu için mi aşk..
Zalım poyraz
Yıllar yılı dert olduğu için yüreklere
Gene eski tadında
Tatsızlığında..
Sokak lambalarında bir beter ışık
Köhne evlerin içimi aydınlatan varlığı
Sönük mü kalır yüzüne baksa şu âlem
Aşkını anlatırken ille de utanır mı kalem..
Ağaç dallarında çiçek açmış olsun adın
Aşkınla bezeli ruhumda varlığın
Keder mi.. Çoktan geçti bile
Geçiyor işte zaman
Çayırbaşı’nın akşam alacasında..
Neylersin ki sensiz geçiyor
İşte en büyük çile..