zerdali,ben ve kar hüzünleri
"aralanırken buğusu sabahın
usul bir yalnızlık yağıyordu zerdalinin dallarına"
zerdali ağacı;
üşüyor musun benim kadar?
benim kadar sende özlüyor musun;
özlenenden habersiz?
ölüyor musun sende benim kadar,
öldürerek sabah kıvamında aşkları?
hadi susmasana ,konuşsana,
va azaltsana azalan ömrünü!
zerdali ağacı;
ağlıyor musun benim kadar;
benim kadar susuyor musun bu mevsimde?
ve, yorgun musun her gülüşünde?
hadi susmasana ,konuşsana,
dallarını saran;
iklimini kanatan soğuk ölümlerden kurtulsana!
zerdali ağacı;
yaraladılar mı senide yorgun gecelerde?
dallarını kırdılar mı dallarım gibi;
çaldılar mı gülüşlerini gülüşerek!?
aldılar mı savunmasız bir sabahta,
herkesten sakladığın düşlerini?
üşüyorsun değil mi zerdali ağacı?
esen rüzgar bile dağıtmıyor değil mi hüznünü?
hadi susmasana konuşsana ,
bu yüzden değil mi
dallarının dallanıp budaklanması?
zerdali ağacı;
a ğ l a m a s a n a!
zerdali ağacı;
yalancı çıktı değil mi bütün kuşlar?
dallarına hüznü taşıyan kuşlar,
birde isimlerinin baş harfleriyle sevgililer!
hadi susmasana konuşsana,
birde onlar değil mi seni senden eden!
zerdali ağacı;
saklama acını;b i l i y o r u m!
yağan kar değil ömrüne;
peşin sıra dallarına düşen
seni senden eden ; üşüten, kar değil!
kar değil, seni sana düşman eden!
hadi susmasana konuşsana ,
dallarıma düşen;
yüreğimi üşüten kar hüzünleri desene!
zerdali ağacı ;
öyle ağlamaklı sarılma toprağa!
kaldır dallarını ,sokul sıcaklığıma .
eğme başını gidenlerin peşi sıra;
zerdali ağacı s u s m a s a n a!
aralanırken buğusu sabahın;
usul bir yalnızlıkla beni bana bırakmasana!
zerdali ağacı;
dallarında bir ömürde bana ayırsana
ne olur! artık kanayan yaralarını sarsana!
ş.s.y