D)ÜŞÜYORUM!
Üşüyorum…
Kasım sokuldu damarlarıma baldıran acısıyla;
Tüm hislerimi eylül yağmurlarıyla saldım toprağa.
Ömrümün eylülü;
Ömrümüzün eylülü bir bir aldı ellerimizden mavi düşlerimizi;
Yağmurla başlayan acıları,
Yağmur sonrası çıkan güneş bile azaltamadı.
Üşüyorum…Üşüyoruz…!
Kasım güzel gözlü bir kadın sıcaklığıyla sokulurken tenimize;
Ateşler içinde kalıyoruz, ama üşüyoruz genede!
Ekimde kaldı sıcaklığı ömrümün, ömrümüzün
Ekim ekerek acıları;
Nadasa bırakılan bir yürekte gür kirpikli acılar büyüttü.
Üşüyorum; ekim sonrası bir yalnızlığı yaşar gibi;
Kaçıyorum, kendi ömrümü kovalar gibi
Üşüyorum…
Ve kasım;
Yine hazırlıksız yakaladı gülücüklerimizi;
Sonbahar yaprakları gibi birer bire döküldü dudaklarımızdan gülüşler.
Kasımlar çekilmiyor nedense bu kentte;
Aslında kasımlar çekilmiyor hiçbir kentte.
Üşüyorum…
Bu kadarmış ömrümün mevsim şeridi;
Üç aya sığarmış meğer bütün acılar, ölümler
Üç aya sığarmış meğer ömür dediğimiz düşler!
Üşüyorum…
Evet; bitti işte bitmez denenler
Bir ömrü tüketecek kadar az;
Bir ömre sığmayacak kadar çok acı yaşadım.
Dost gülüşlere sokulduğum soğuk yalnızlık gecelerinde;
Bir de sen düşmüştün ömrüme!
Apansız başlayan eylül yağmurları gibi
Sırılsıklam bir aşka tutulmuştum.
Ve tutulmuştum, bahar gözlü bir eylül ertesine.
Üşüyorum…
Kasım alabildiğine uzun;
Alabildiğine yorgun bir ömür kesiyor yalnızlığıma!
Seni düşünmek gibi;
Seni aklıma düşürmek gibi bir bedel ödetiyor kimsesizliğime!
Üşüyorum…
Kasım hala uzun;
Ve inadına aşklar büyütüyorum kimliksizliğimde!
Bir dosta ulaşmak için sarılıyorum telefona;
Telefonun diğer ucunda benden daha uzun bir kasım uğultusu
Ve ben hala üşüyorum!
Üşüyorum…
Baldıran yayılıyor ömrüme; uzatarak kasım’ı
Dost gülüşünü sonbahar yaprakları sarıyor;
Ve dostum benden de uzun bir kasım’ a koşuyor!
Üşüyorum…Üşüyoruz…!
Biz bu acıları;
Bu yalnızlığı,
Bu kentte ve bu mevsimde mi yaşamıştık!
Yoksa bütün kentlerde aynı senaryo mu oynanıyordu?
Figüranları değiştirilerek!
Üşüyorum…
Sonra;
Atıyorum kendimi
Bu kentin yalnızlık kokan yağmurlu sokaklarına!
Yağmur sonrası hüzünleri çekiyorum ömrüme
Üşüyorum…Üşütüyorum!...
bAŞKa bir dost gülüşü karşılıyor beni
Yalnızlık sokağında;
Bütün acıları unutuyor
Ve sımsıcak bir hüzne sarılıyoruz yalnızlık sokağında!
Gözlerde başlayan bir umuda koşuyoruz;
Yetmiyor nefesimiz yeniliyoruz!
Üşüyoruz…
Uyanıyorum sonra kan ter içinde bir kasımdan!
Yatağım boş!
Ellerim gibi yorgun düşmüş o da!
Bir çölü andıran yatağım;
Sanki hiç koyun koyuna uyumamış gibi
Düşüveriyor aklıma son ve tek sevdiğim kadın!
Üşüyorum…
Hala aynı yerdeyim;
Ve hala çölü, çölümü seyrediyorum!
Gözlerim doluyor, içimde bir acı ansızın gülüyor;
Uzun süredir ilk kez ağlıyorum!
Gözyaşlarımı alıp avucuma biriktiriyorum sensizliği;
Ve beni bıraktığın yerde bitiriyorum bende seni!
Üşüyorum….
Kasımsa bitenlere inat hala aynı yerde;
Aynı acıları büyüterek büyütüyor bizide.
Karşı masada bir dost takılıyor gözlerime;
Gözlerim takılıyor bu günlerde sensizliğin adreslerine!
Yüzünde kayıp bir çocuk korkusu büyütüyor dostum
Biliyorum o da üşüyor!
Üşüyorum… Üşüyoruz…
Meğer seni sevmemişim ben;
Seni sevmeyi sevmişim sadece!
Adının özlemler çıkan yollarda olması ne kötü;
Ne kötü seni sevmeden her dem kanayacak olması bir ömrün!
Seni sevmemişim meğer
Meğer giden sevgi değilmiş peşin sıra,
Giden senmişsin; sevgiliymiş sadece!
Üşüyorum… ve biliyorum ÜŞÜYORSUN…
Evet üşüyorum;
Üşüterek ömrümün bilinci yorgun tarihçesini.
Şimdi farkına varıyorum da;
Kalemi aldığımda elime artık titremiyorum;
Demek ki bu ömrüde vakitsiz tüketiyorum;
Demek ki seni de gömüyorum gömüldüğüm yere…
Evet! ÜŞÜYORUM…
Şimdi kaybolmuş bir gezginim bu kentte;
Kimliğimi arıyorum kimliksiz yüzlerde!
Yürüyorum sensiz yapayalnız bir kentte
Nereye gideceğimi bilmiyorum
Ama genede yürüyorum sensizliğe!
Ne garip artık üşümüyorum!
(D)ÜŞÜYORUM…
Ş.S.Y