Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Bir kandı mı gönül bin ezadır artık çekeceği, önüne konulan tatlı şerbetten içeceği,
Tevafuku cihandır; gördüğü istediği ile eş olunca artık ayıramaz yalandan gerçeği.

harap sözlere duyarak baktık,
hayalini çizdik umut yuvasının
saflığını içerek bulutların
ne hakkımız vardı keyfetmeye?
aldandık, hala aldanırız süslüye

AĞRI’DA BEŞ VAKİT

Ağrıda soğuk sabahlar,
üşümesini bile bilmezdim. Titrerdim.
Bir rüzgar çıkardı,
Alırdı her şeyimi serserice,
Sorma beni ortada kalırdım öylece.
Bekle geleceğim diyordun, bekledim.
Ağrı ararat yine boş geldi.

Ağrıda soğuk öğle vakitleri,
Kayıp güneşi arardım, seni aradığım gibi.
Gözümü yollara dikerdim,
herkes gelirdi sen gelmezdin,
bütün yollarım kapanırdı sonra.
Ağrıya yağan kar değil,
Sensizlik kahrederdi.

Ağrıda soğuk ikindi vakti,
Son yemini mide biraz önce bozdum,
Seni unutacaktım güya,
Sanki gözümü açınca bitecekti bu rüya,
Sen gelmeyince şubat geldi.
Ölmek istedim, ölemedim.
Ölüm bile unuttu beni.

Ağrıda soğuk akşam üstüleri,
Kaçak aldığım sigaralarla seni beklerdim.
Sabah olmazdı.
Sen geleceksin diye beklerdim,
Sen gelmezdin,
Şeryan doğuya akardı.
Bilmediğim bir yerde murat’a karışırdı.

Ağrıda soğuk gece yarıları,
Yüreğimiz yanardı, sobamız yanmazdı.
Yinede üşürdüm.
Diyar, bir türkü söylerdi,
Ben anlamazdım ama ağlardım.
Ey başımın belası,
Gel de bitir bu şubatı.
Hem üşüyorum, hem özlüyorum.

Yüreğinize sağlık öğretmenim.ben de şiiri okurken Erzurum ve Bitlisteki günlerimi hatırladım.

teşşekkür ederim. beğenmenize sevindim.

zamanı gelince nefsini uyut,
unut sırasında beklediklerini
hatırla, akşam gibi kısa ve serinlerdi...
sarılıp şevkle kokladıklarına bak
soluyorlar aynen senin gibi

Kudret damarından şerbet içtim yakut zerresi gördüm ak yüzünde al al işlemeli
Nadidedir, gönlümden kopan sırça camdır söz, aşkınla yanandır değerini bilmeli

Sebepsiz kırılmışlıklarım var bu hayata
Sebepsiz süzülür gözümün yaşı
Özür beklerim herkesten yine sebepsiz
Sebepsiz akar  dizimin kanı

sahnesinden birinde hayatımın
düşerdim kuş gibi sevinçle
dibini bilmediğim zirvelerden...
har har yanarken sözlerim
söndürür sonra uyurdu leşlerim

Ayrılıklara gebe bu kavuşmalar, içimde yara.
Vuslat sanma gönlüm, düşme bu tuzaklara.
Vakit gelirse gideceğim, Ah yine çok uzaklara.

Sana geldikçe,sevincimi aldın
Her yola çıkışta ,azığıma ağu  attın ,
Dermana yöneldikçe dizimi kırdın,
Sözümü bitirip,dili densiz ettin yar,


İçin için ağlarken ,gözümün yaşını gördün mü?
Yüreğin alevi ne bilir ,közde kavruldun mu?
Hangi derde ortaksın,hangi acıya ağlarsın?
Sen sevmeyi ne bilirsin yar?

Yandıkça savrulur küllerim,
Her dakikam ağır gelir,zordur halim
Gururunu,sözünü al ,ben közümle hasbihalim,
Sevmek sözden ağırdır,sen yüklenemezsin yar.

 BERGÜZAR

Beni benden başkası göremez
Var iken yok olmuşum
Sana yakınım herkese uzak
Gözlerinde kaybolmuşum

Karanlık her yer senden ziyade
Başka bir şey görmez olmuşum
Sana yakınım kendime uzak
Umutsuz hülyalara dalmışım

sıralanmış zevklerini tadarken
çıkarma üstünden saf elbiseni
kir almasın kalb masumiyeti...
ağlayıp da gitmesin vakitlerinden
şekerlenmiş acı lezzetleri

Sebepler dünyasında neden arama,
Düşmüş payına en büyük  dava.
Kor yürekle giriyorsun sınava,
Gerisi angarya,heves ve hava.


Asrın yükü ağrı verince,
Kavuşacaksın  Hakkı sevince.
Belki yaran çok derince,
Götürecek seni büyük sevince.


Hakikat kapısından bakana,
Kırık gönülleri rızayla yapana,
Seni kucaklar evlat ve ana,
Dünyan dönüşür gerçek vatana.

Sebepler dünyasında neden arama,
Düşmüş payına en büyük  dava.
Kor yürekle giriyorsun sınava,
Gerisi angarya,heves ve hava.


Asrın yükü ağrı verince,
Kavuşacaksın  Hakkı sevince.
Belki yaran çok derince,
Götürecek seni büyük sevince.


Hakikat kapısından bakana,
Kırık gönülleri rızayla yapana,
Seni kucaklar evlat ve ana,
Dünyan dönüşür gerçek vatana.

  Ne güzel dile getirmişsiniz,yüreğinize sağlık!