Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Turgut Bey, sizden teşekkür içerikli mesajlar görünce konuya adapte olmakta zorlandım. Malum alışık değiliz.
Teşekkür etmek benim için çok değerlidir. Bu nedenle bol keseden kullanamıyorum.
Fakat biz öğretmeniz ve böyle bir uygulama bizim gibi işi doğrudan çocuklarla ilgilenmeyi, eğitmeyi, öğretmeyi amaçlayan bir meslek grubu için sadece ayak bağı olur.
Bir öğretmenin sınıf içinde bir konuyu anlatmak, bir davranışı kazandırmak için nasıl şekilden şekile girdiği düşünülecek olursa böyle bir dinlenme ve izlenme özgürlükleri kısıtlamaktan öteye geçemez.
Belki inanmayacaksınız ama ders anlatırken, örnek verirken ya da her çocuğun farklı öğrenme tiplerine hitap etmeye çalışırken kimi zaman düştüğüm durumlara bakıp bazen ben bile kendime gülüyor, bazen de acıyorum.
Üstelik ben emniyet teşkilatında sanıldığı gibi bir tehlike arz ettiğimizi de düşünmüyorum.
Yalnız benim anlamadığım bazı noktalar var.
Birincisi, öğrenci ve velinin öğretmene not vermesi uygulaması, sınıfta olumsuzluk oluşturabilecek davranışları ortadan kaldırmak ve öğrenci başarısını yükseltmek için mi yapılıyor?
İkincisi, eğer bu böyleyse bu başarısızlığın ya da olumsuzlukların yegane sorumlusu biz miyiz?
Bu başarısızlık ya da olumsuzluklarda sınıflardaki öğrenci sayısının eskiye oranla daha fazla olmasının, uygulanan müfredatın bir türlü öğrenci seviyesine uygun hale getirilememesinin, okulların fiziki şartlarının yetersiz olmasının, doküman, laboratuvar, kütüphane, bilgisayar gibi eksikliklerin bulunmasının, ödevini yapmadığı için eleştirdiğiniz öğrencinin anında psikolojisinin bozulmasının, kendini benim patronum sanan yedi yaşında çocuklarla, velilerin olmasının da etkisi yok muydu?
Ben mi yanlış biliyorum?
Yani bizi düzeltirseniz, yaptırım uygularsanız, gözümüzü korkutursanız her şey daha mı güzel olacak? Eğitim sistemi düzelecek, mutlu mu olacaksınız?
O zaman tamam, ben şahsım adına önerilerinizin hepsini kabul ediyorum.
Eğer siz diyorsanız ki, eğitimdeki tüm sorunların temelinde siz varsınız, siz düzelince her şey düzelecek, o zaman üzerimize dinleme cihazı da takılsın, okulun, sınıfın dört bir yanı kameralarla da donatılsın, her attığımız adım izlensin, öğrenci- veli not versin.
Oldu olacak bir öğrenciye Allah korusun, vurma ya da zarar verme ihtimaline karşı da kolumuza sadece tahtaya yazı yazmamıza izin verecek mesafede zincirli kelepçe takılsın. Daha da olmazsa yeni bir yaptırım nasıl olsa bulunur.
İçim yanan yana, bir teşekkürümü daha bu mesajdaki güzel sorularınız için kullanmak ihtiyacı hissediyorum.
Öğretmen gözüyle, öğretmen için güzel bir tarifi yapmışsınız.
Ben de öğrenci ve veli gözünden bir "öğretmen" tarifi yapayım.
Öğretmen, günün belirli saatlerinde sınıfa girip, çıkan
ödev ve not vermekle görevli, her ay bankamatikten maaş çeken kişidir.
Öğrenci ödev yaparak öğrenir, eğitim ise ebeveynlerin tekelindedir. Öğretmenlerin eğitim ve öğretimde hiç bir fonksiyonu yoktur.
(
Önemli not : Ülkemizde benimsenmiş ilkeler gereğince bir faaliyet sonucu ortaya çıkan olumsuzluklardan fail değil, BAŞKASI sorumludur.
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin olumsuz sonuçlarından sorumlu BAŞKASI öğretmen olmaktadır.)
Yukarıdaki cümlelerin abartılı olduğu düşünülebilir.
Bununla birlikte şu hususu kesin olarak söyleyebilirim :
- Öğrenci ve veliler, öğretmenin eğitim ve öğretimdeki işlevlerinin FARKINDA DEĞİLLERDİR.Yapılması düşünülen uygulamada, öğrenci ve veliler, kendilerinden değerlendirilmesini istedikleri hususları gördüklerinde ŞOK OLACAKLARDIR.
Öğretmenlerin ne tür işlevleri olduğunun FARKINA VARACAKLARDIR.
Yapılması düşünülen uygulamanın amaçlarından birinin, bu konuda FARKINDALIK oluşturarak
toplumun öğretmene bakış açısını değiştirmek olduğuna inanıyorum.Bunun dışında veli ve öğrenci, eğitim ve öğretim sistemi içinde kendisini BİREY olarak hissetmemektedir. (Kendisini etkisiz eleman -sadece etki edilen- olarak görmektedir)
Uygulamanın veli ve öğrencinin eğitim ve öğretim sistemi içinde kendisini BİREY olarak hissetmesine vesile olacağına inanıyorum. (Sisteme etkisinin / katkısının olduğunu hissedecektir. )
Uygulama sonucunda eğitim ve öğretim sistemi içindeki (tüm) problemlerin çözüleceğine inanmak saflık olur.
Eğitim ve öğretim sistemi içindeki problemlerin çözüme kavuşturulabilmesi için RADİKAL UYGULAMALAR yapılması gerekir.
Demokrasi ile yönetilen / yönetildiği söylenen ülkelerde radikal uygulamaların yapılması mümkün değildir. Uygulamalar, zamana yayılarak aşama aşama gerçekleştirilebilir.
Yapılması düşünülen uygulama da sadece bir aşamadır. Yeni uygulamalarla değişim devam edecektir.
Anlayamadığım bir husus var, öğretmenler eğitim ve öğretimde tek YETKİLİ olarak (tek yetkili olması gereken olarak) kendilerini görüyorlar.
Bununla da yetinmiyorlar (hiç bir veriye dayanmadan) eğitim ve öğretimde kötüye gidiş olduğunu ifade ediyorlar.
Eğitim ve öğretimde görevli bir öğretmen olsam, (doğru olsun olmasın) kendimi başarılı göstermek için eğitim ve öğretimin iyiye gittiğini savunurdum ve bunun için deliller gösterirdim.
Öğretmenlerin (hiç bir veriye dayanmadan) eğitim ve öğretimin kötüye gittiğini savunmalarını aklım almıyor.
Eğitim, öğretim öğretmenlerin tek başlarına gerçekleştirebilecekleri bir uygulama değildir. Ebeveynlerle, idarecilerle vs. işbirliği içinde ele ele hareket edilmesi gerekir.
Dolayısıyla
eğitim ve öğretimdeki olumsuzluklardan da işbirliği içinde olması gerekenler sorumludur. Bununla birlikte öğretmenler eğitim ve öğretimi tekellerinde gördükleri için olumsuzluklardan da onlar sorumlu görülüyorlar.
Daha önce de söylediğim hususu tekrarlamak istiyorum.
Öğretmenler, öğretmenler odasından çıkıp, ebeveynlerle, idarecilerle işbirliği yapmalılar, birlikte hareket etmeliler.
Öğretmenler eğitim ve öğretimi tekellerinde gördükleri sürece, olumsuzluklardan sorumlu görülmeye devam edeceklerdir.
Eğitim ve öğretim alanında, denetim uygulamalarının artırılması SADECE öğretmenler için geçerli değildir.Öğrencilerin daha fazla denetlenebilmesi için tam gün eğitim uygulamasına geçilmeye çalışılmaktadır.
Garip olan şu ki, öğrencilerin daha fazla denetlenmesi için başlatılacak bir uygulamaya karşı çıkanlarda yine öğretmenler
Sözü edilen her türlü denetimi, eleştiriyi, duruma göre gerçek anlamda soruşturma geçirip, sorgulanma durumunu biz zaten yaşıyoruz.
Öğretmenler soruşturma mı geçiriyor?
Öğretmenler denetleniyor mu?
Emin misiniz?
Böyle bir şey olsa velilerin, öğrencilerin haberi olmaz mı?
İdam cezasının geri gelmesi konusunda yazdığım bir yazıda şu ifadeleri kullandım :
İdam cezası (uygulanacak kişi için), ibret veya caydırıcı özelliğe sahip değildir.
İdam cezası uygulanacak kişinin ibret alıp, tekrar yapmayacağını söylemesi veya cezadan korktuğu için suçu tekrarlamaması gibi bir seçeneği yoktur.
İdam cezası, toplumun diğer bireylerinin ibret alması ve suçu işlemeyi akıllarına bile getirmemeleri içindir.
İdam cezaları seyircisiz uygulandığında hiç bir fayda elde edilmez.İdam cezalarından gereken faydanın elde edilebilmesi için özellikle çocukların ve bayanların idam cezalarını en yakın mesafeden izlemesi gerekir.
Çocukluğunda idam cezasını izleyen bir çocuğun büyüdüğünde suç işlemesi mümkün olabilir mi?
Veli - öğrenci olarak öğretmenin denetlendiğinden haberim olmuyorsa denetim yapılmıyor demektir.Bakış açınızı genişletebilmiş olduğumu umut ediyorum.
Saygılarımla...