Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.213
  • 230.275
  • 29.213
  • 230.275
# 07 Ağu 2014 20:35:32
BİR DAHA DÜŞÜN

Kendin için, bir mahkeme kursan da;
Nefsinden, ne kadar uzak dursan da;
Her celseyi, vicdanına sorsan da;
Hükmünü vermeden, bir daha düşün…

Ahlâk reddederken, miras reddini,
İnkar ediyorsan, hâlâ ceddini;
Aslına duyduğun, bu nefret, kini;
‘Ben insanım’ derken, bir daha düşün…

Elinde mey tası, dilinde nifak;
Kalbinde şeytanla, binbir ittifak;
Sökmediyse hâlâ, cehlinde şafak;
Dalâlet ne demek? bir daha düşün…

Niyetinde varsa, Kur’an’a cür’et;
Bir kısmını kabul, bir kısmını red.
Sana vermiyorsa, ölüm de ibret;
Mahşer kimliğini, bir daha düşün…

Hasedin.. Edepten, hayâdan çoksa;
Kardeşin karnı aç, seninki toksa;
Hele günlüğünde, namaz da yoksa;
‘Müslümanım! ’ derken, bir daha düşün…

Ne kılıç, ne kalkan, ne zırha güven;
Mîzan’da kurtulur, nefsini döven.
Bil ki; seni sana, şeytandır öven;
“Kalbim temiz” derken, bir daha düşün…

Kalmamış modanın, iz’ân ölçüsü;
Ne giysiler gördüm; şehvet dürtüsü.
İffet değil midir, insanın süsü?
Çağdaşlık bu mudur? Bir daha düşün…

Fal, büyü, cin değil, kurtuluş Hakk´ta,
Aradığın huzur; Nas’ta, Felak’ta.
Gel şu hezeyanı, artık bırak da;
‘Müslümanım! ’ derken, bir daha düşün…

Aç kalsan… Dönüp de, hüsrana bakma,
Ne can, ne canânı, âhirde yakma.
‘Kazandım’ deyip de, yediğin lokma;
Haram mı, helal mı? Bir daha düşün…

Nereye akıyor, bu insan seli?
Gerçeği görmeyen; ya kör, ya deli.
Dünyada sabırdır, cennet bedeli;
Değer mi, değmez mi? Bir daha düşün…

Akla kara, bir yürekte barınmaz,
Secde yoksa, kibir kiri arınmaz.
Hele îmân, kolay kolay korunmaz;
Bunları bir daha, bir daha düşün…

Düşmezdin.. Dengeyi, ilimle kursan,
Kur’ân mihengine, aklını vursan.
Yoksa.. Her doğruya, ‘ifrat! ’ diyorsan;
Bir daha.. Bir daha… Bir daha düşün…

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 07 Ağu 2014 21:56:24


           h.n.a.


SARI ZEYBEK

Şu dağların meşeleri karanlık,
Etekleri olur çayır çimenlik
Kızanlarla burda eder yarenlik,
“Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır,
Yağmur yağar, pusatları ıslanır”.

Sarı Zeybek şu dağların eridir,
Dağlar onun bütün yoğu varıdır.
Kendi sarı, bindiği at dorudur;
Attan inip şu dağlara yaslanır,
Gözü dalar, bakışları puslanır.

Sarı Zeybek dağdan dağa taşınır,
Taşınır da yüce dağlar aşınır.
Mola verip Gökçen kızı düşünür;
Efe dağdan köye doğru seslenir,
Yosma Gökçen sesi duyar, süslenir.

Sevmesin mi Sarı Zeybek Gökçen’i?
Yüzü melek, saçı ipek Gökçen’i?
Bütün Aydın elinde tek Gökçen’i?
Kız sevmeyen erin gönlü paslanır,
Paslanırda imil imil yaslanır.

Padişahın kulağına varırsa,
Tutun diye devlet emir verirse ,
Üç yüz atlı, beş yüz yaya yürürse
Dağlar, taşlar barut ile sislenir,
Ölen ölür, anaları yaslanır.

-2-

Candarmalar genç efeyi sardılar,
Kırk ölümden beğendiğin sordular;
Kızanları bir bir yere serdiler.
Sarı Zeybek kara sürmez şanına,
Erlik için kıyar kendi canına.

Nasıl olsa uçar da can, kalır ten;
Bir ah tuttu şu dağları derinden.
Sarı Zeybek vuruldu üç yerinden.
“Yazık olsun Telli Doru şanına,
Eğil de bak mor cepkenin kanına”.

Sarı Zeybek gün batarken vuruldu.
Nabızları yavaş yavaş duruldu,
Gözlerine kara perde gerildi
Yiğit başı düşüp kaldı yanına,
Bakmaz oldu mor cepkenin kanına.
Sarı Zeybek öldü sanma, diridir;
O, dağların yine eşsiz eridir,
Bütün kızlar atık onun yarıdır.
Vurulmuştur hepsi onun ününe.
Can atarlar şimdi gerdek gününe.

Sarı Zeybek şimdi artık masaldır,
Sanma yıllar şerefini azaltır.
Yiğitlerin dillerinde meseldir.
Er kişiler kıyar da öz canına
Bir damlacık leke sürmez şanına…

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 08 Ağu 2014 02:02:55
SONA KALSA 
 
Usul usul konuşuyorlar aralarında 
Denize bakıyorlar bazen - çatalını gezdiriyor biri tabağında - 
Gölgesi bir kuş ölüsü 
Karşıda yeni budanmış ağacın 
- Olsa, başlangıçlar sona kalsa - 
Kolyesiyle oynuyor kadın - tabağımda soyulmuş elma - 
Saatime bakıyorum sık sık   
Kapıyı gözlüyorum arada 
Biraz soğum mu geliyor ne - kapatır mısın - 
Sinirli bir kırmızılık suya batıyor 
Düşünüyorum, ansızın bir dost yüzü 
Görmemiştim de yıllarca. 
Gelse 
Değişmiş çok, yaşlanmış da 
Sigaramı yakıyor durmadan 
İstemem diyemiyorum - ama yakmasa - 
Konuşuyoruz -konuşuyor muyuz - 
Yazmayı bırakmış çoktan 
Gerçi bir roman taslağı varmış kafasında 
"Bir elimde elma elmada bir el" 
Diyorum 
Hayretle bakıyor yüzüme 
Bir bardak bira içiyor, çekip gidiyor az sonra. 
Kadranı kırmızı saat   
Plasterle tutturulmuş kırık cam 
Şurda burda plastik çiçekler 
Evet, aralık kapıdan soğuk geliyor 
Tam kalbimin üzerine bu akşam. 
Ölüm   
Sen en güzelsin bu saatlerde 
Büyütmüş yetiştirmişsin beni 
Söyler miyim hiç sana hayran olmasam. 
Bugün de ince, bugün dekırıldı kırılacak 
Bugün de 
Tam nerede kalmışsam. 
 
                     Edip CANSEVER
 

Edip 86 yaşında....

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.213
  • 230.275
  • 29.213
  • 230.275
# 08 Ağu 2014 06:38:47
Vefâsız dost için, yanma bu kadar;
Nankörlük, beşerin hamurunda var..
Gördüğün yarayı, sen yine de sar;
Kullar bilmese de, MEVLA BİLİR Ya...
Yanılıp, karşılık bekleme kuldan;
Ola ki; kıl vermez, verdiğin çuldan..
Saldığın selâmı, çevirme yoldan;
Kullar almasa da, MEVLA ALIR Ya...
Gönüller sarrafı, neyler parayı?
Bilir ki; sahtedir, dünya sarayı.
Yoksulun bağrında, binbir yarayı;
Kullar sarmasa da, MEVLA SARAR Ya...

Cengiz Numanoğlu

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 08 Ağu 2014 11:38:26
YARAM YARİMDİR

Yara beni, yara beni
Aşkın oku yara beni
Bıraksınlar, yara beni
Atsın yardan yara beni

Yaram yarimdir
Yarim yaramdır

Azığım zehir
Bineğim gamdır
Yaram yarimdir
Yarim yaramdır

Yaraydın gönül yaraydın
Her yer karanlık, yar aydın
Hem ilaçtın hem yaraydın
Sırrımı deşip yaraydın
Yaraydın gönül yaraydın

Azığım zehir
Bineğim gamdır
Yaram yarimdir
Yarim yaramdır

Ömer Lütfi METE

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 08 Ağu 2014 14:55:50
 

ALLAHAISMARLADIK

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git…
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.

Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:
Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,
Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü
Daha candan görürüm senden uzaklaşınca.
Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:
Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!


 Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 08 Ağu 2014 15:06:07
ne kusur varsa, geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
Mecnunlar Mevlâ’yı bulursa canda,
El olur Leyla’lar elâ gözlü yâr.


Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar elâ gözlü yâr.

Eştikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliği hasret yer sevda göçünde.
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, elâ gözlü yâr.

- Abdurrahim Karakoç -

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 08 Ağu 2014 22:49:54
bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boş boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği

bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz
her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle
düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni
yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin
düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden

başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç
bana bakıp görmediğin için
ben yokken içini çektiğin için

ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen
 
Louis Aragon

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 08 Ağu 2014 22:51:11
MUTLU AŞK YOKTUR
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini 
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi 
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur
Hayatı Bu silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları Hayatım Ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur
Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur
Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur
Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da 
                 


   
   Louis ARAGON      ( Türkçesi :Gertrude DURUSOY, Ahmet NECDET )
 

 

 
   

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.213
  • 230.275
  • 29.213
  • 230.275
# 09 Ağu 2014 07:56:36
Çile
...
Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
...
Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.
...
Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.213
  • 230.275
  • 29.213
  • 230.275
# 09 Ağu 2014 08:04:17
Son Söz
Ve zaman döne döne
Gelmişti başlangıç noktasına
İlk yaratılış düğümüne
Mahlukatın var olduğu
Yüzüsuyu hürmetine
Evrenin Efendisinin
Kavuşmak vakti gelmişti sevgilisine.
Hayatın menbaı
Merhametin son durağı
Madeni, muhabbet ocağının
Ateşler içindeydi
Yatağında.
İltica etmişti sanki Kainat
Kutsal tenine
Hayata şafak olan alnında
Ter taneleri
Her biri insanlık çilesinden
Bir haberdi sanki
Bir an oldu
Aralandı gözleri
Sonsuzu kuşatan bakışları
Süzdü ciğerparesi Fatıma'yı
Süzdü tek tek çevresindeki
Can dostlarını
Kıpırdadı dudakları, dedi:
-Ebu Bekir kıldırsın namazı
Sonra daldı daldı uyandı
Son defa aralandı
Bakışları
Yöneldi bir noktaya
Karar kıldı bir noktada
Ve dedi:
-Merhaba ey refik-i ala!
Olacak oldu
Akıllar kamaştı
Kalpler tutuştu
Feryat ve figan gökleri tuttu
Çekti kılıcını Faruk olan
Sıçradı orta yere:
-Kim derse ''O öldü'', öldürürüm!
Ayrılık ateşinden
Ateşin şiddetinden
Sanki bendler çözülmüş
Felekler çökmüştü
Şuur tutuşmuş
Akıl iflas etmişti.
Sonra Sıddıyk olan
Yetişti geldi
Baktı baktı yatağında hareketsiz yatan sevgiliye
Mağarada arkadaşına Hicrette yoldaşına
Sonra baktı çevresine
Mahşerden önce mahşer hali yaşayan
Ashabına
Aline
Ebu Bekir dedi:
-Ey nas, susun!
Kim ki Resulullaha tapmaktadır
Bilsin ki Resul ölmüştür
Kim ki Allaha tapmaktadır
Bilsin ki Allah ölmez
Hayy ve Layemuttur
Ey nas, susun!
''İnna Lillah ve inna ileyhi raciun''
Sonra eğildi sevgilinin yüzüne
Sürdü bulutlanmış gözlerini
O güzellikler ülkesine
Baktı baktı ve dedi:
-Hayatında güzeldin
Ölümünde güzelsin
Öldün
Bir daha ölmeyeceksin

Erdem Bayazıt

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 09 Ağu 2014 16:26:43

başka türlü bir şey benim istediğim
 ne ağaca benzer, ne de buluta
 burası gibi değil gideceğim memleket
 denizi ayrı deniz,
 havası ayrı hava.....

 bir başka yolculuk dalından düşmek yere
 yaşadığından uzun

 bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
 ağacın yüksekliğince
 dalın yüksekliğince rüzgarda
 ve bir yeni ömür
 vardığın çimen yeşilliğince

 nerde gördüklerim
 nerde o beklediğim
 rengi başka
 tadı başka...

 Can Yücel

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.417
  • 70.071
  • 3.417
  • 70.071
# 09 Ağu 2014 16:44:02
HAMLET' DEN

Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."

WILLIAM SHAKESPEARE....

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Ağu 2014 19:02:09
Fena bir yerimden koptuğum doğru
Kendimden çok fazla yaşamaktayım
Nereye bağlanacak bu işin sonu
Aslında ben kimim meraktayım..

atilla ilhan..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.213
  • 230.275
  • 29.213
  • 230.275
# 10 Ağu 2014 07:05:48
EY SEVGİLİEN SEVGİLİ

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süregi
Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layikolmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim

Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüregime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil
Ayaklarimdan belli

Lambalar egri
Aynalar akrep melegi
Zaman çarpilmis atin son hayali
Ev miras degil mirasin hayaleti
Ey gönlümün dogurdugu
Büyüttügü emzirdigi
Kus tüyünden
Ve kus südünden
Geceler ve gündüzlerde
Insanliga anit gibi yükselttigi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim

Bütün siirlerde söyledigim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome'nin Belkis'in
Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin
Kuslar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini
Ey gönüllerin en yumusagi en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta
Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda
Çati katlarinda bodrum katlarinda.

SEZAİ KARAKOÇ

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK