Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 02 Ağu 2009 09:19:42
Affet

bir imkansız aşka düşmüş yüreğim
yaşına başına bakmadan sevmiş seni
sen büyüksün en az yüreğim kadar
ve sen uzaksın bana
bilinmez nerden sevdi seni
ellerim titriyor bak
gözlerim dalıyor
dünyaya şiirler düzmek kolaydır
kolaydır şiirlerde anlatmak seni
ama sevmek
sevmek öyle mi
ah sen!
fikrimi darmadağın eden sen
beni ağlatan sen
yüreğim dinlemez ki beni
dinmez ki fırtınası
sen uzaksın bana
geceleri uyku girmez olmuş gözüme
nicedir
bir inkılap bekler olmuş nicedir kalbim
sen umarsız bakarken dünyaya benden
ve sen bilmeden
bir imkansız aşka düşmüş yüreğim
yaşına başına bakmadan sevmiş seni
affet...


okuls :(    GERÇEKTEN ÜZGÜNÜM..  :(

Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 02 Ağu 2009 12:49:39
       SEVGİ
Sevgi ve dostluk üstüne
Söyle sende ne varsa
Kalbim kırık yüreğim yanık
Al getir sende ne varsa

Aşkın sevgin yalan olmasın
Beyaz güller dalında solmasın
Seni sevdiğimi kimse bilmesin
Aramızda kalsın bizim sevgimiz

Düşersen birgün yanılgılara
Beni hatırla acele etmeden
Ağlayıpta bir teselli beklersen
Beni bekle birde hiç unutma

Yüreğinde eğer ben varsam
Sakın söküp te atayım deme
Sende sevgim hala duruyorsa
El ele tutuşalım beni bağışla

Bu aşk sana çok zor geliyorsa
Sevmek ölmek gibi zor geliyorsa
Unutma sana daha zor geliyorsa
Aşkımız dünyada yaşadı demektir

Bana olan hasretin dinmiyorsa
Aklına başka birşey gelmiyorsa
Gönlün acılı yüzün gülmüyorsa
Bu sevda bize malolmuş demektir

Bu gönül senin için çarpıyorsa
Bu aşk sende yaralar açıyorsa
Gönlün hep kanatlanıp uçuyorsa
Bu sevda bitmez ikimiz içinde


Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 02 Ağu 2009 13:07:52
 
 
Adın Hüzün...

Senin adın Hüzün
Biliyorum, ben koydum adını
Senin adın Hüzün
Bir şafak vakti düştü gözlerine
Senin adın Hüzün
Göremedim başka bir şey...
 
 

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 02 Ağu 2009 13:10:27
ADI MEHMET...

Adı Mehmet...
Kara kıtanın kara gözlü, zayıf yüzlü çocuğu.
Göz kapaklarında güneş ve çapakları çöl sarısı.
Çaresizliğin girdabında.
Kelebek renkli yüzünün yorgun yarısı.

Adı Mehmet...
Bir halkın hikayesi yani.
Yeni günün solduğu beldeye, asırlar öncesinin bir yolculuk efsanesi.
Bir halkın ismi yani.
Kaderden ötesi olmayan.

Adı Mehmet...
Kimseden medet ummayan.
Aç karınlı, hasta yüzlü ama tok gözlü.
Öylece duran ve sabreden.
Uzaktan gelen yolcuları ağırladığı günkü gibi.
Necaşi gibi, Habeşi gibi.
Doğru, dürüst, iyi, insan yani...

Adı Mehmet...
Bir umudun ismi.
Çöle yağmur yağdığı günün.
Karnının doyduğu günün.
Öldüğü günün.
Ve üstünde çiçekler açabilen bir mezara gömüldüğü günün ismi yani.

Adı Mehmet...
Kimse tanımaz, kimse bilmez.
Kara gözleri gülmez.
Dünyanın gözü kör olmuş sanki.
Kimse onları görmez.

Adı Mehmet...
Kim duyar ki; Dudağında bir feryat! !
Savaşmak dudurken yani,
Mehmet'i kim dinler ki?
Açlığı kim dinler ki?
Adı mehmet...
Hastalığın gözlerindeki buğusu.
Açlığın kokusu.
Ve ölümün korkusu.
Bir kum fırtınası uğultusu.
Ağlayan bir bebek sesi.
Ve zayıf dizlerin yağmursuz çöllerdeki izi.
Söyle dünya insanların kaç kişi?
Kaçı sağır, kaçı kör, kaçı arsız, kaçı erkek, kaçı dişi?
Açlıktan ölmek kaldımı be şimdi?
Söyle dünya insanlık kimin işi? .....


UĞUR ARSLAN

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 02 Ağu 2009 13:19:37
Beni Affet

Kalbim acı içinde yanıyorum aşkına
Gece gündüz arıyor bekliyorum umutla
Ne kadar yaklaştımsa çıkmıyorsun karşıma
Söyle bana ne yapıp nasıl geleyim sana

Sana ermek zor mudur kolay mıdır bilmeden
Koşuyorum peşinden neredesin bilmeden
Gönlüm hasret içinde vuslat nedir bilmeden
Söyle bana ne yapıp nasıl geleyim sana

Göster bana gül yüzün cemalin göster bana
Biliyorum yücesin kavuştur beni sana
Bir gün ömür bitecek ruhum gelecek sana
Söyle bana ne yapıp nasıl geleyim sana

Günlerdir bağrım yanar neredesin Allahım
Biliyorum haddim yok seni tanıyamadım
Ne olur beni affet günahsız olamadım
Söyle bana ne yapıp nasıl geleyim sana

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.580
  • 42.865
  • 5.580
  • 42.865
# 02 Ağu 2009 18:29:46
SESSİZ GEMİ
  Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
  Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
  Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
  Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
  Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
  Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
  Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
  Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
  Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
  Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
  Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
  Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 02 Ağu 2009 19:17:37
 Edip Cansever

Rengini dunyaya ilk defa sunan
Adsiz bir cicek gibi parliyorsa gozlerim
Sevgilim
Bana "sen bir sairsin" dedigin zaman.

Yalniz sana yaziyorum bu siiri
Istersen bir siir gibi okuma
Cunku her yil yeniden yazacagim onu
Sogukllar baslayince havalanip
Millerce yol katettikten sonra
Guneyi tadan bir kusun sevinciyle.

Ve yazmis olacagim bir de
Her donemde her cagda
Sevdanin kendine ozgu diliyle.

Çevrimdışı GüNeRKOÇ

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 195
  • 1.248
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 195
  • 1.248
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2009 22:03:18
                          MI ?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret ; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulmaz mı?
Hırsızlık ; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak , hırsızlık olmaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah , hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olmaz mı?
                                         VİCTOR HUGO

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 03 Ağu 2009 08:37:30
AcabaDönelim
Döndürsün bizi
Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi
Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan
Ve akılda kalan bir yokuştan
Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz sinema koltuklarından
Ve çocukluktan
Dönelim
Dönelim mi biz
Gençlikten, oralardan
Mutluluğu bir kabuk gibi saran mutsuzluklardan
Dönelim mi acıya
Acıya, büyük acıya
Ve soralım mı acaba
Ey büyük yalnızlık insansan eğer
Bir kaya
Dalgalar yalarken onu
O bakarken kaskatı kalabalıklara
Ah, kalbin bulut bulut akan sesi.

Bütünüyle bir semte benziyor Ruhi Bey
Binlerce, on binlerce kedinin hep birden kımıldadığı
Kedilerden örülmüş bir semte
Ve soğuk bir tuvalde yerini bulamamış renkler gibi
Soğuk ve ayakta tutan çelişkileri
Bir görünümden bir başka görünüme kolayca sıçranan
Her şeyin, ama herşeyin çok dıştan farkedildiği
Eh belki de bir satır fazlalığı ya da bir satır eksikliği
Belki de genç bir şairden ödünç alınan.

Yürüyor mu, yürümeyi mi düşünüyor Ruhi Bey
Düşünmesi daha mı sonra koyuluyor yola
Nereye gidecek ama, nereye varacak sanki
Yoksa bir oyun tadı mı buluyor bunda
Oyundan atılmaktan korkmayan bir oyuncu gibi
Boşvermiş de sanki oyunun kurallarına
Üstelik son bölümde, perdenin kapanmasına
Azıcık vakit kalmış
Ya da vakit var daha. Ama ne çıkar
Gövdenin yazgıya başkaldırması mı
Ruhi Beyin
Başkaldırması mı yoksa

Vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı mı
Vaktinde anlamanın sevinci mi
Ya da biraz geç kalmanın
O gereksiz tedirginliği mi
Hangisi

Ama belli ki sonundayız her şeyin
En sonunda.

Edip Cansever

Çevrimdışı eva25

  • Uzman Üye
  • *****
  • 582
  • 1.414
  • 582
  • 1.414
# 03 Ağu 2009 13:40:58
Sen İstanbul olsaydın

Sen İstanbul olsaydın;
Ben, sende konacak bir dal bulamayan martı gibi
çığlık çığlığa atardım kendimi denizlere!
Sen İstanbul olsaydın...

Sen İstanbul olsaydın, aşka doğru...
Bürünüp sevda rengine,
dursaydın gurubun önünde akşam vakitlerinde.
Ve ben...
Bense bir güneş gibi yakmaya gelirken seni;
saplansaydım kirpiklerine, tam kalbimden...
Düşseydim ufkuna, kan-revan içinde! ..

Sen İstanbul olsaydın,
ve sorsaydın halimi kanatsız güvercinlere!
Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindânım olsaydın! ..

Sen İstanbul olsaydın;
Saçların, Ekim’in yirmialtısındaki çınar yaprakları tonunda...
Ve gözlerin Marmara Denizi renginde olurdu, değil mi?
Ve sen İstanbul olsaydın;
Bir pembe ibrişim gibi akardın gönlüme doğru.
Değil mi? ..

Sen İstanbul olsaydın;
Henüz gözden deryalar, güllerden kan damlamadan! ..
Ve bilip dağlardan kalyonlar geçireceğimi;
önüme surlar dikmeden ve yoluma zincirler çekmeden...
O ilk... Altından güllem, düştüğünde tam kalbinin üstüne, açardın bana kapılarını, değil mi;
Sen İstanbul olsaydın? ..

Sen İstanbul olsaydın;
Bir beyaz güvercinin,
şahbazdan korkuşu gibi ürkerdin benden...

Sen, İstanbul olsaydın...
Ama sorsaydın halimi de, kanatsız güvercinlerden!

Sen İstanbul olsaydın;
Ve zindânım olsaydın! ..

Muammer Erkul

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 03 Ağu 2009 19:19:23
BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam  ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran  da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız   fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

        Attila İLHAN

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 03 Ağu 2009 20:45:02
 BIRAKIN KALSIN

Çokta kederlenir, az da gülerim
Ustura ağzında düşüncelerim
Deliliktir belki...bırakın kalsın

Doğan her bebeğin hakkı var bende
Öğütülen benim her değirmende
Ne sonu, ne ilki...bırakın kalsın

Sevdam büyüdükçe dünyam dar olur
Zamandan çıktığım zamanlar olur
Ve öyle güzel ki...bırakın kalsın

Saatler ya geri, ya hep ileri
Kıran yok hileli terazileri
Umutlar ırakta...bırakın kalsın

Onbinlerle sohbet onbin nafile
Dönmüyor toprağa giren kafile
Öfkeler yürekte...bırakın kalsın

Ne yarım tam yarım, ne bütün tamam
Yolcular anlamaz, ben anlatamam
Tren son durakta...bırakın kalsın

Gelir beni yakar suya düşer kor
Düşünen baş çekmek, dert çekmekten zor
Kutsaldır bu yara...bırakın kalsın

Dursun, ayazına uyandığın kış
Dursun ki şevk ile sürsün bu yarış
Lüzum yok bahara...bırakın kalsın

Yıkılır, yırtılır her kalın perde
Hesaba çekilir dünya mahşerde
Yazın şu duvara...bırakın kalsın

 ABDURRAHİM KARAKOÇ
 

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 03 Ağu 2009 21:21:41
hep usta şairlerden ekliyorum şiirleri ama bu defa da kendi yazdığım bi şiiri eklemek istedim...inşallah iyi olmıuştur..


BENİ ANLAMADIĞIN GİBİ...

sen olmasan da hayalin var yanımda
ben hem seni sevdim
hem de sen yokken hayalini...

sen olmasan da yüreğin yüreğimde
ben hem yüreğini hissettim
hem de yüreğimdeki seni...

sen olmasan da ellerin ellerimde
ben hem sıcaklığını hissettim
hem de ellerimdeki titremeyi...

sen olmasan da gözlerin gözlerimde
ben hem onları seyrettim
hem de gözümdeki seni...

sen olmasan da yaşadım
nasıl yaşadıysan beni
ben de seni yaşadım
tıpkı sendeki ben gibi...

sen yüzümün nuru
gözümün bebeği
kalbimin sahibi
yüreğimin
en mahrem yeri...

sen olmasan da seni sevdim...
sen olmasan da seni istedim ...
sen olmasan da seni anladım
tıpkı senin beni anlamadığın gibi...


Tuğra Özyıldız

115 kez okundu.

Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.


115 defa okunmuş bugüne kadar...eh bi amatör için yani başlangıç için fena sayılmaz...inşallah sizler de beğenirsiniz..

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 04 Ağu 2009 09:29:17
hep usta şairlerden ekliyorum şiirleri ama bu defa da kendi yazdığım bi şiiri eklemek istedim...inşallah iyi olmıuştur..


BENİ ANLAMADIĞIN GİBİ...

sen olmasan da hayalin var yanımda
ben hem seni sevdim
hem de sen yokken hayalini...

sen olmasan da yüreğin yüreğimde
ben hem yüreğini hissettim
hem de yüreğimdeki seni...

sen olmasan da ellerin ellerimde
ben hem sıcaklığını hissettim
hem de ellerimdeki titremeyi...

sen olmasan da gözlerin gözlerimde
ben hem onları seyrettim
hem de gözümdeki seni...

sen olmasan da yaşadım
nasıl yaşadıysan beni
ben de seni yaşadım
tıpkı sendeki ben gibi...

sen yüzümün nuru
gözümün bebeği
kalbimin sahibi
yüreğimin
en mahrem yeri...

sen olmasan da seni sevdim...
sen olmasan da seni istedim ...
sen olmasan da seni anladım
tıpkı senin beni anlamadığın gibi...


Tuğra Özyıldız

119 kez okundu.

Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.


 
 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 04 Ağu 2009 15:59:16
h.n.a.



YAKARIŞ-II

Bir gün olur, elbette eski beğler dirilir;
Yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
Yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
Yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.

“Türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
Yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
Mısraların içinde en güzel ve derini
Batıda “Niğbolu””, doğuda “Çaldıran”dır.

Yine batılıların üçüncü Kosova’da
Topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
Çekilince kılıçlar yeniden Haçova’da
Param parça ederiz Cermenliğin haçını.

Yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
Bir Türk gölü yaparlar Akdeniz’in içini.
Acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
Yarın rezil ederler Romalı’nın p...

Genç Fatih’in ordusu yine tekbir alınca
Söndürürüz kafirin Meryem Ana mumunu.
Haritadan sileriz Tuna’ya at salınca
Ulah’ını, Sırp’ını, Bulgar’ını, Rum’unu.

Gövdesini elbette döndürürüz kalbura
Bir geçerse Moskof’un elimize yakası.
Çanakkale önünde yine kopar bir bora
Süngümüzle bozulur İngiliz’in cakası...

Yiğit Harbiyeliler! Öğrenin dersinizi:
Kahraman göz kırpmadan düşmana saldırandır.
Vazifeniz: Kanije, Silistire, Pilevne,
Niğbolu, Kosova, Malazgirt, Çaldıran’dır.

Yarın Yavuz dirilip bize buyruk verince
Kızgın kum çöllerini yeni baştan aşarız.
Kanlarımız sebildir; akıtarak hepsini
Belirsiz mezarlarda anılmadan yaşarız...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK