Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 10 Kas 2015 19:06:45
         AĞLADIĞIN KADAR VAR !!!!!!

Bir mevsimin kıyısından tutarsan
Kurak ovalara yağmurlar yağar,
Ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi,
Kalbin şiir olup vadilerini sular.
Senin de vadilerin vardır ,
Kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini
Kurtarıp o yangında ilk önce kalbini
Niyedir, aynalarda azalır sesin.
Doktorum
Ben bu kalbimi sarınır örtünürüm
Kış gecelerinde o’nu yakar ısınırım
Üşürsem helak olacağımdan korkarım.
Doktorum
Gayya kuyusuna inmek istemem
Bana bir ip uzat, yağmurlar istemem
Aynaları kırarım, suretimi istemem
Mevsimler dönedursun, bu dünyayı istemem
Ben Allah'ı isterim.
Ben hep aynalardan geçerim doktor
Aynalar benden geçer.
Araf'tan bir sepet sarkıtırım aşağı,
Doluşur içine narin böcekler
Yaşamayı yeni öğrenmiş kelebekler
Üşüşür ben kalbimi sarkıtınca aşağı
Ben hep aynalardan geçerim doktor!
Günahları için ağlayan kim varsa
Kanatlarıyla okşar onu melekler
Hep böyle midir
Kalbin hep böyle yavaş mıdır ,
Aynalar sana bir savaş mıdır ,
Yarin dudaklarından trenler geçer de
Kalbinin istasyonunda durmaz mı
Sen hiç satrançta yenilmez misin
Atına binip hep gider misin
Bilmez misin, atından ayrı düşen bir vezir
Zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı
Ve nihayet şahlar da aynalardan geçer
Bir sen mi kalırsın bu rüyada ,
Herhalde hep böyledir,
Bu dünya sevenlere bir tuzaktır.
Buraya kalbinizi kuşatmaya geldiydik
Konuşmayı unuttuyduk, hal diliyle söylediydik.
Dua okuduyduk, yağmur dilediydik
Kalbinizi kuşatmaya geldiydik.
Hoşgeldiniz. Buyrun. İşte kalbim.
Adımı unuttuğum zamanlarda,
Gövdesi ihlal edilmiş bir yetimim.
Şu kapıdan buyurun, az ilerisi kalbim.
Benim kalbim bir ıslahevidir doktor.
Yetim bir çocuk durmadan azarlanır içinde
Benim kalbim gövdesi ıslahevlerine çakılı bir kuştur
Uçmayı bilmeden ölür kenar otellerde
Kalbim ıslah olmaz bir kuştur doktor
Tıkanır, ölür metropollerde.
Bir çiçeği uyandırmak için mi
Söner bu ateşgâhlar
Kaldırmak için mi yeraltını
O derin uykusundan
Kurur bu göl
Ne var ve ne oluyor
Neden türkü söylüyor fesleğenler
Uzakta biri mi göründü
Biri İncil okurken düşüp bayıldı mı
Bir rüya mı gördü yalnız keşişler
Ne oldu?
Tanışıyor olmalıyız
Bir çay ocağında ya da bir merdiven başında
Sunmuş olmalıyım kalbimi size
Bakın! demiş olmalıyım henüz avladım O'nu
İğvanın zehrini boşalttığı kuyularda.
Yalnız günah parlar zifiri karanlıkta
Ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur
Bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda
Ay gibi ışıdığında bir aşk
Bir mevsim yönünü şaşırdığında.
Hayret etmiş olmalısınız, kalbim
Hezarfen misali havalanınca.
Korkarım sevgili doktor,
Bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım
Çabuk büyüyen bir çocuk gibi,
Ceplerimin nerede olduğunu unutacağım önce
Ve mazi gizlenecek bir yer bulamayacak kendine.
Sonra bir menekşeyi teheccüde kaldırmayı unutacağım.
Unutacağım, hangi şehirde durursam yar beni karşılar.
Nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar
Gülümseyen bir Arap olacak yüzümün size bakan tarafı,
Terkedip gitmelerin ağırlaştığı bir güz olacak öte yarısı.
Alnımın dokunduğu yerden savaşlar artacak
Ve bahar giysilerine bürünmüş gelirken kıyamet
''gönüllü mağlupları olacak hayatın'' doktor.
Yarından korkan adam, böyle söyler.
Siz doktor, yazabilir misiniz bir gülü yeniden
Alıştırabilir misiniz baharı çürüyen toprağa
Kabaran yağmuru yeraltına
Ve bir aşkı ayrılığa
Yakıştırabilir misiniz doktor
Kanatlarında hüzün ve manolya taşıyan
Kuşlarla konuşabilir
Ve trampetimi geri verebilir misiniz bana?
Ah kalbin Moğolları ! size verecek ne kaldı
Bir kitap olup yandı da o
Külünden zehir kaldı
Bir hayal olup uçtu da
Gökte melekler bağırdı
''eve dön, eve dön!''
Döndüm ki; şehrin ağrıları üstüme kaldı
Bulvara uzanmış diskotek kızları/o melûl o........./
Süpermarketler, bankalar
/yani toplu insan mezarları/
Üstüme kaldı.
Size ne denir ey kalbin istilacıları
Barbar denir,'bir hayal yıkan' denir.
Alın O'nu da götürün, bir kalbim kaldı.
Bir ilkokul atlasında gemilerim yandıydı
Ceneviz’den geliyordum, elimde mektuplarım vardı.
Elimde ölü bir kızın sağır saçları vardı
Bir mevsimin ortasında kalakaldıydım
Bakkaldan manavdan değil,
Ceneviz’den geliyordum doktor
O kızın saçlarından geliyordum
Yitirilmiş bir mahkemeden
Galiba kalbimden geliyordum.
Bir güle boyun eğdiren nedir
O aşk değilse
Nedir kalbe çıkartılan
Tutuklama emri,
Aşk değilse.
Âh, o sığınaklardan
Yitikleri toplayan
Ve düşlere vuran gemi
Nedir aşk değilse
Size kendimden bahsediyorum doktor
Biraz yağmur kimseyi incitmez.
İyi ruhların arasında dolaşan
Bir gölgeden söz ediyorum.
Acıdan çatlamış kalbi
Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden
Terk edilmiş şizofrenleri
Kendine çeken vadiden
Keşişlerin hüznünden
Ve bir aşk yüzünden
Ayları karıştıran kişinin
Tababet-i ruhiyyesinden
Size kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam.
Benim öbür adım rüzgar
Uğradığım orman
Değdiğim kalp uğuldar.
De ki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi

                                                        İkra   

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.227
  • 53.942
  • 4.227
  • 53.942
# 11 Kas 2015 09:07:10
SARIL BANA

Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.

Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.

Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.

Sevgiden caydığım yerde darıl bana.

Metin ALTIOK

Çevrimdışı karenia

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 91
  • 1.211
  • 91
  • 1.211
# 11 Kas 2015 09:40:09
AY KARANLIK
 Maviye/Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine/Rüzgarda asi,
Körsem/Senden gayrısına yoksam
Bozuksam/Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç/Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille/Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş
Etme gel,
Ay karanlık...
Yazar : AHMED ARİF

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.967
  • 228.527
  • 28.967
  • 228.527
# 11 Kas 2015 15:03:34
Gözyaşı şehrine açılıyordu
Hangi anının kapısını çalsam.
Pervazından kederin suları ince ince sızıyordu
Hangi pencereye dokunsam"
.........................

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 11 Kas 2015 15:15:26
                      sevgilerden mahrum ,aşklardan uzak..!
 
keyfini çıkaralım hayatın bir dahası yok
keyfine varalım dostların yokluğunun telafisi yok
keyfiyle yaşayalım aşkları tadının benzeri yok
keyfinin deminde paylaşalım duyguların ötesi yok..!

zevkler doldurulmuş hazır bekliyor
dertler sıraya girmiş fırsat kolluyor
engeller zaten hazır meşguliyetler dünden razı
aldatmaya..kandırmaya oyalamaya bizleri..!

dolsun yürekler sevgilerle yayılsın aşklar gönüllere
silinsin kirler temizlensin paslar aşıklar hürmetine
yana çekilsin bahaneler savrulsun mazeretler
ömürler önceliğinde sevgiler yaşansın..!

kibirle kaprisle uzaklaşanlar
bir daha eskisi gibi dönemezlermiş
inatla yalanla gönderilenler
yeniden samimi olamazlarmış..!

etme bulma dünyasındayız oyunlarla
ne ekiyorsak onu biçiyoruz sonuçlarıyla
sevgilerden mahrum aşklardan uzak
olmuyor böyle..olmuyor öyle..!

keyifli sohbetler neden olmasın
keyifli dostlar hazırsa eğer.

zevkli oyunlar nasıl oynanmaz
zevkli dostluklar yaşanıyorsa..!!??

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.227
  • 53.942
  • 4.227
  • 53.942
# 11 Kas 2015 15:51:57
Ne gül anlar halimden nede yağmurlar
Tomurcuk dallarımı hara vurmuşlar
Aşıkların mevsimiymiş gelen ilkbahar
Sensiz anlamsız biliyormusun

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.949
  • 47.578
  • 2.949
  • 47.578
# 11 Kas 2015 17:44:38
acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra

sen ki eyvan ağıtlarda
sürekli ve ahşap bir gülümseme gibi durdun
gözlerin bozkırdan devşirme
yolların bozgundan derlenmiş
karanlık yolcusu turnaların ve kurdun
ey hüzünlere reâyâ olan derviş

acının vergisini verdin, gülün haracını ödedin
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra

tarlalarla uzar gider al kısrak
gökçe çiçek tozar durur sılalarla
oysa ölüm, bir uçtan bir uca
bir uzun kervansaraydır ki
savrulur günü saati gelince
yıkılır yırtıla yırtıla
                                  Hilmi YAVU Z

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.104
  • 23.929
  • 5.104
  • 23.929
# 11 Kas 2015 17:52:37
Efkârlanma deli gönlüm, her güzeli yâr mı sandın?
Çekme için derin derin, her dikeni gül mü sandın?
Gözlerde arama sırrı, her bakışı ok mu sandın?
Kuruş etmez bu sevdalar, sen bunları aşk mı sandın?
Seviyorum demeyinen, dağlar mı deldi sandın?

Sırtımdaki onca yükü, al bakalım az mı sandın?
Omuz vermez bu zalimler, düşsen tutarlar mı sandın?
Buraların gışı bitmez, düşlemeylen cemre düşmez!
Dert çekecek yâr lâzım, ömür huysuzunan geçmez!
Kuruş etmez bu sevdalar, sen bunları aşk mı sandın?
Seviyorum demeyinen, dağlar mı deldi sandın?

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 11 Kas 2015 19:19:05
                     Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman


Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

                                         Bahaeddin KARAKOÇ

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.700
  • 73.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.700
  • 73.143
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2015 19:33:35
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
 
Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 11 Kas 2015 21:00:19


         h.n.a.


KAĞANLIĞA DOĞRU

Çekildi mi kılıçlar,
Türk’ün gönlü hoşlanır.
Kağanlığı kurmaya,
Yeni baştan başlanır.

Gözler ayda güneşte,
İlteriş Kağan başta.
Yazlar geçer savaşta,
Ötüken’de kışlanır.

İçelim kımızları,
Yosma Gök Türk kızları.
Esritirken bizleri,
Yavuzlar yavaşlanır.

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2015 23:11:11
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim..

O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim..

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;

Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim..

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;

Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim..

Necip Fazıl..

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.410
  • 69.892
  • 3.410
  • 69.892
# 12 Kas 2015 00:56:24
ANLAT CANIM

Anlat canım……….
Üşütüyor mu bu sonbahar yağmurları,
İçine gömdüklerin yağmurda ıslanıyorlar mı?
Bir yeşile, bir maviye takılıp kalıyor mu gözlerin,
Çocukların oyunlarına dalıp dalıp gidiyor musun?
Sığdırabildin mi, iki kelimenin arasına boşlukları?
Gücün yetti mi ‘’ama’’lara,
Olmazlara nasıl yetti canın?

Anlat canım…..
Aynalarda suretsiz mi kaldın?
Pervaya liderken sevdan ,nasıl susturdun?
Nasıl verdin ellerinle yüreğimi boşvere,
Hiç sızlamadı mı için?
Kaçtır kısırdöngünün hükmünde infazdasın,
Her infazında can veren sen misin?

Yoksa ……..

Bildiğim gibi değil misin?
Anlat biraz……

Ayla Erbay

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.227
  • 53.942
  • 4.227
  • 53.942
# 12 Kas 2015 10:13:53
"Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?"
İsmet Özel

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.967
  • 228.527
  • 28.967
  • 228.527
# 12 Kas 2015 16:21:19
Dil ne bilir şekeri şerbeti,
Aldığın lezzeti baldanmı sandın.
Ne arı nede ağaç verir nimeti.
- Elmayı narı daldanmı sandın.

Baharı gönderir al gelin gibi,
Bir hazineki görünmez dibi,
O cemildir, Cemal onun tecellisi,
- Güzeli yeşilden al'danmı sandın

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK