Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.821
  • 227.490
  • 28.821
  • 227.490
# 17 Mar 2016 18:58:13
Kadın olmak;
Hacer olmaktı...
Issız çöllerde bir çift nemli göz olup,
İlmik ilmik boğazında düğümlenen kelimeleri bir türlü telaffuz edememekti...

Kadın olmak;
Asiye olmak.. Musalara kucak açmaktı...
Sonra bağrından kopup nura çağıran yiğidine en evvel inanmaktı...
Velev ki Firavunlarun zulmü yeryüzünü kaplasa da...

Kadın olmak;
Gönül tezgahında nakış nakış erdemi dokumak...
Kemal minberinde Meryemce hayayı okumak...
Meryem'in iffetini yüreğinde taşımak...
İman ve irfan ikliminin en hoş esintileriyle ruhları okşamaktı...
Ve dahi kadın olmak Meryem olmaktı...

Kadın olmak;
Hatice olmaktı,
Ve vefa tezgahında teslimiyet dokumaktı...
Ve giderken ardında,
Yokluğunda hüznü yaşayan buğulu gözler,
Müteessir yürekler bırakmaktı...

Kadın olmak;
Aişece ilme vurulmak,
Fatımaca yiğitler doğurmak,
Zeynepçe hüzne boğulmaktı...

Kadın olmak;
Yağmur yüklü bir bulut olup,
Göz pınarından süzülen her damla yaşla,
Körelmiş yüreklere Rahman'ın rahmetini muştulamaktı...

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 17 Mar 2016 22:56:03
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
 

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,

O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.


Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak

Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
 

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

M.Akif ERSOY

Çevrimdışı frezyaa34

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 278
  • 2.741
  • 278
  • 2.741
# 18 Mar 2016 10:28:31
NAN GİBİ..

Ve gözlerin gelir geçer içimden
Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına
Ekmeği bölerken
Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan
Unutmak kolay sanmışsa şarkılar
Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı
Kör olsun sözlerim,unuttuysam adını
An gibi aklımdasın

Gelir geçer gemiler
Belki sende geçersin diye
Bir kumru konar her sabah pencereye
Bir miladı taşır gece bir yıldız
Soğuk olur,üşürsün ya adamakıllı
Hani sarılırsın kendine
Hani aklın karışır
Bu bir divaneliktir gönül aha alışır
Ömrüm bitse ne çıkar
Can gibi aklımdasın

Gündür bu geçer gider
Belki bir şey kalmaz sanırsın
Yani bir sabah uyandığında
Ne hayatın tortusu ne kokusu alışmışlığın
Her şey başka olacaktır
Başka bir otobüs başka bir gazete
Resimlerden silinecek yüzün belki de ne adın ne sanın
Bir şafak vakti açınca gözlerini
Bir merhabayla
Yeniden kurulacak dünya
Ve sen her şafak
Nan gibi aklımdasın

Bazen bir şey geçer içinden insanın
En ücra yerlerinden cesaret gibi bir şey
Ne olacak işte kömür yanmıyorsa eskisi kadar güzel
Fasulyenin tadı yoksa
Şarkılar yakmıyorsa içini
Sadri Alışık öyle güzel ağlamıyorsa
Aşık olmayı beceremiyorsa İzzet Günay
Mahallenin en güzel kızına
Denizin tuzu
Yalnızlığın bahanesi yoksa
bir bıçak saplanınca yüreğinin tam ortasına
zannetmeki ölmek zor
ölmek kolay kolay da
kan gibi aklımdasın

bu da geçer
her sabah kanayacak değil ya
bakarsın taze ekmek çıkarır köşedeki fırın
biraz da helvası bizim bakkalın
senden ayırdığım üç beş zeytin
otururum sofraya
her lokmada geçer acısı belki bırakılmışlığın
bende unuturum nasıl unutulursa sana susuzluğum
ve nasıl becerdiysem kahrolmayı
öyle unuturum ekmek gibi
nan gibi aklımdasın

Ve gözlerin gelir geçer içimden
Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına
Ekmeği bölerken
Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan
Unutmak kolay sanmışsa şarkılar
Şiirler yalan yazmışsa ayrılığı
Kör olsun sözlerim,unuttuysam adını
An gibi aklımdasın
An gibi aklımdasın
aklımdasın...

Şair : İBRAHİM SADRİ

Çevrimdışı poseidon00007

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.773
  • 21.882
  • 6.773
  • 21.882
# 18 Mar 2016 10:36:05
Yar beni katl eylese kanım helaldır kime ne
Ben bilürüm çekdiğim ahile zarım kime ne

Müddeiler arasında dediler kim mey haram
Saki-i dilcu elinden ben içerim kime ne

Ham sofular secde kılar mescidin mihrabına
Benim ancak yar eşiği secdeğahım kime ne

Ey NESİMİ sözlerin çün kim hatadır dediler
Benim ancak bu kadardır ıstılahım kime ne

Nesimi

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 18 Mar 2016 11:52:32
KELİMELER...
Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler   
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.

Özdemir ASAF

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 18 Mar 2016 15:33:20
MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI
Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.
Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.
Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafifletir, inceden inceden.
İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.
Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.
Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 18 Mar 2016 17:19:07
MURAT

Yuva yapmadan dudaklarımda sükût
Almadan dostlarım kara haberimi
Gecelerinin koynunda uyut gecelerimi

Bir dua sabahı bir murat günü
Duysun yüzüm,saçlarının
Yüzüme döküldüğünü.

Bir dua sabahı bir murat günü
Saçları nefesime karışan çocuk
Dudaklarına müjdeler
Ellerine güller yakışan çocuk.

Kitaplarda adlarımız
Okunmayacaksa bir gün yan yana
Öksüz gecelerinde kim
Müjdeler getirecek bana.

Müjdeler,müjdeler,müjdelerle gel
Sevgisi kalbinden taşan çocuk
Başına limon çiçeklerim
Ellerine güller yakışan çocuk.

Arif Nihat ASYA

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 18 Mar 2016 17:22:07
ALDIRMA..

Karanlık ufuklar ergeç ağarır
Dağlarıda duman bürür aldırma
İnananlar elbet menzile varır
Hac kervanı ağır yürür aldırma

Sevda tutmaz her yüreğin örgüsü
Aşk dediğin kula Allah vergisi
Ne günahı vardır nede sorgusu
Sevmeyenler kinde erir aldırma

Ayrılıklar bağrımızı delsede
Soframıza hasret aşı gelsede
Muhannetler halimize gülsede
Derdi veren derman verir aldırma

Yolumuza dursalarda ne çıkar
Kolumuzu kırsalarda ne çıkar
Prangaya vursalarda ne çıkar
Hain ölür demir çürür aldırma

Aşkın denizinde çimip yunalım
Biraz daha bekle eli kınalım
Yanacaksak bu uğurda yanalım
Yananları Allah görür aldırma

Ayhan İNAL

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 18 Mar 2016 17:25:01
SİTÂRE

............................. .......“Çeşmek be zen sitâre
............................. ........Ez men mekon kenâre”

Nerden çıktın böyle karşıma Sitâre
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinden
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telâşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedim’in nigehbân nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitâre
Dün oturup hesâp ettim
Sen doğduğun zaman
Ben bir askerî mektepte talebeymişim
Sen bilmezsin Sitâre
Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tesbih
Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu
Her akşam dokuzda yat borusu çalardı
Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı
Bir derin uykuya atardım kendimi
Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı
Ben de onu alır anamın düşlerine kaçardım

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlyamıyorum

Seninle konuşurken Sitâre
Aklıma yıldızlar dökülüyor
Bir çâresiz Zühre oluyorsun Bâbil caddelerinde
Ateş gözlü kâhinler konuşuyorlar arkadan
Binlerce meşâlenin aydınlığı kımıldıyor saçlarında
Gökyüzü salkım salkım
Zigguratlar tıklım tıklım
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi
Kepez diplerine yapışan aklım
Gözlerine baktığım zaman Sitâre
Bütün çöllere ay doğuyor
Yoldaş ediyorum kendime
Imrül Kays’ı Antere’yi A’şâ’yı
En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitâre
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada nârin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlıyamıyorum

Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun
Huysuz çizgileri alnında uykusuzluğun
Biliyorum içinde bir sızı var

Bıçak ağzı gibi ince bir sızı var
Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan
Züheyr’in Suâd’ı gibi keremsiz kılan
Kuzeyden güneye güneyden kuzeye
Hey gidip geliyorum bu çöllerde
Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri
Hiç aldırmadan benim esmer sevdâma
Geviş getiriyorlar ufuklara bakarak
Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum
Yesrib bahâne bir kitaba sığınıyorum
Dağda, ovada, bâdiye okuduğum hep elif
Elif diyorum Sitâre sineme elif çekiyorum
“Âh minel aşkı ve hâlâtihi...”
Çok eski bir gerçektir bu biliyorum

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlıyamıyorum

Sinsi bir yağmur altında berâber yürüyoruz
Ve ikimiz de ısınıyoruz
Ben ne yağmurlar gördüm Sitâre
Ben kaç kere iliklerime kadar ıslandım
Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın
Ben göğü hep kurşun bir kubbe gibi ağır
O şehirde sırılsıklam gezerdim
Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan
Tapınaklar insanları safra gibi atardı
Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı
Birgün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşgar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk
Bakışlarımı sunuyorum tereddütsüz alıyorsun
Gizli bir tebessümle çağırıyorum geliyorsun
Kaşı karam, gözü karam, saçı karam
Umay gibi yumuşak huylum
Nerden çıktın karşıma böyle
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi
Iğıl ığıl akıyor içime
Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitâre
Adam akıllı yorulmuşum
Ellerin böyle olmamalıydı ellerine acıyorum
Ve kim bilir kaç yıldan beri kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
Güçlü ol ey kalbim güçlü ol
Daha çok işimiz var diyorum

Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlıyamıyorum

Dilaver CEBECİ

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 18 Mar 2016 17:55:00
Allah, seni tuttu da tam benim kalbimin ortasına koydu
Kalbim tuttu da seni, tam aklımın ortasına koydu
Aklım tuttu da seni, tam bensizliğin tam ortasına koydu
Bensizliğim tuttu da seni, sensizliğin tam ortasına koydu
Sensizliğim tuttu da beni, kimsesizliğin tam ortasına koydu..

 İlhami Atmaca

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 18 Mar 2016 21:20:10



         h.n.a.


TÜRK GENÇLİĞİNE

 Adalar Denizinden Altayların daha ötesine kadar bütün Türk gençliğine….

Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme… Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın,
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme… Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın,
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
Mefkuresinden başka her varlığı unutan
Kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın…

Sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
Ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
Senin de bu dünyada nasibin var: Savaşmak!..
Kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

Yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla,
Aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla…
Hayata ne biçimde geldinse bir borayla,
Daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

Kızıl Elma uğrunda kılıç çekince kından,
Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

Yüz paralık kursunla gider “Hayat” dediğin;
“Tanrı Yolu” uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin,
Güzel Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.

Belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
Belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
Işıksız kulübende boranın esişini,
Dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir… Silahını kapınca,
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına…

Hayatın kamçısıyla sızar derinden kanlar,
Senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
Vicdanını Paris’e, Moskova’ya satanlar,
Küfür diye bakarlar senin dualarına.

Hey arkadaş! Bu yolda ben de coşkun bir selim,
Beraberiz seninle, işte elinde elim.
Seninle bu hayatin gel beraber gülelim,
Ölümüne, gamına, tipisine, karına…

Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş….. Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara…
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara,
“Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Siyasette muhabbet… Hepsi yalan palavra…
Doğru sözü “Kül Tegin” kitabesinde ara…
Lenin’den bahsederse karşında bir maskara,
Bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar…
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
Ruhlarımız buluşur elbet Tanrıdağı’nda…

Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın,
Yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

Bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
Kullar kancıklık eder, bela bulursun Hak’tan.
Gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
Gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

Bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
Bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
Duygular ölmüştür… Tapınılan bir kızın,
Bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

Iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki p…
Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç,
Bir şeyin olmayacak… Hatta mezar taşın da…

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Mar 2016 21:47:21
Sevme Beni Artık

Sevme beni artık…
Terk ettir bu eylemi yüreğine.
Kusur bul, basitleştir kendinde.
Vur, kır, parçala yok et bir şeyleri içinde.
Varsa ısrarlı duyguların, bastır var gücünle.
Vazgeçmenin vakti geldi artık.
Sevme beni artık…
Kandır kendini, başkasını koy yerime.
Benziyor de, daha iyi de, yakıştı de.
Hiç yapamazdık, olmuyordu, uğursuzun tekiydi de, bul bir bahane.
Gönder beni ruhundan, boğuluyorum belirsizliklerinde.
Nefes almanın vakti geldi artık.

Sevme beni artık…
Yaşamanın bir de bu halini dene.
Belki böylesini daha çok severim de.
Düşün ki bir bacağın kangren, kendin için
Sök at, bırakma bedeninde.
Usul usul götür, seni hatırlatan ne varsa bende.
Kaybettiklerinden olmanın vakti geldi artık.
Sevme beni artık…
İhtiyacım yok kimsenin sevgisine.
Ben bile fazla geliyorum kendime.
İndir omuzlarımdaki yükünü,
Ağır geliyor bedenime.
Kusura bakma, arafta sevemem; reva değil yüreğime.
Unutmanın vakti geldi artık.

Sevme beni artık…
Yasak bir türkü say beni kendine.
Dinleme beni, duyma istediklerimi, göm beni nefretinde.
Hurdahaş edip aşkımı, çözümsüz kuytularda gizle.
Hasretim güneş olsun, mahzeninde.
Çaresizliğimden unutmanın vakti geldi artık.
Sevme beni artık…
Kabahat aramıyorum sende.
Aşkımı anlayamamanın sebebi sen değil,
Seni algı eşiğinin üstünde sevmemde.
Kopar iplerini, salı ver, özgürlüğü bağışla acemi sevgime.
Uğurla beni, umutlarımı da koy sepetime.
Yavaş yavaş gitme vakti geldi artık.

Sevme beni artık…
Kelebek duygularınla ölümsüz sevdamı yasaklat birbirine.
”Sevmesen de olur. ‘Lütfunu bağışla dillerime.
Üstü açık uyumuş umutlarımızı boş ver, herkes baksın başının çaresine.
Hiçbir ilgim olmasın sana olan duygularımın zerresine.
Aşkına duyarsız olmanın vakti geldi de geçiyor artık.
Sevme beni artık…
Çünkü sen sevdikçe, ben yine daha çok seveceğim.

Mazlum OKAN

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 18 Mar 2016 23:00:28
leylaklardan leylalara eksi k
ben harflerden inşa edildim;
yaz’dan az’ doğru ‘y’a
ya ben’dim ya değil’dim
tâ, sîn, mîm
mevsimler birer söz, çiçekler de metin
deki gülsün, ben demedim.
kalbimin eşkalini verdim
aşklar hemen tanıdı beni

tâ, sîn, mîm

Hilmi Yavuz

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.821
  • 227.490
  • 28.821
  • 227.490
# 19 Mar 2016 08:50:14
Ah! Mihrican vuran, yaprak gibiyim
Hasreti hasretle, yaşar dururum
Kapıldım bir gülün, coşkun seline
Sığamam bendime, taşar dururum
Uzakta gül dağı, beni çağırır
Ünlenir gel diye, içten bağırır
Fecirler sonrası, şafak ağarır
O dağdan o dağa, aşar dururum
Çağrısı gül sesli, dayanmak ne zor
Bırakır içime, ak alevden kor
Gel yüreğim bunu, yine hayra yor
Bağrımı o gülle, deşer dururum
Binerim kar beyaz, bir yağız ata
Selâmlar veririm, puslu hayata
Dilime türküler, hep kata kata
Şiirle, türküyle yaşar dururum
Yârin omzu yastık olur başıma
İlham verir kavli, şiir aşıma
İşte geldim dünya, umur yaşıma
Besteler sesiyle, koşar dururum
Yanarım kardelen, çiçeği görsem
Üşürüm yaz gülü, menekşe dersem
Ah bu işin bir, sırrına ersem
Eremem sırrına, şaşar dururum
Celalettin Kurt

Çevrimdışı reeemat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.169
  • 7.490
  • 1.169
  • 7.490
# 19 Mar 2016 09:20:02
Maziden konuşmayıp susmayı bilirim.
Cebimde son nefesim
Bir çay koy gelirim
Ben sensiz ne bu yerde kalır
Ben sensiz ne düşer ölürüm
Dua et, kalbinle çağır beni,
Bir çay koy gelirim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK