Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Mar 2016 19:55:21
 Hüzünkâr Adım

Kağıtlar, kalemler anladı beni,
Vuslat muamma mı bilemiyorum.
Hiçliğin sardığı köhne bedeni,
Çöz artık yoluma gidemiyorum.

Suskunum doğuştan hüzünkâr adım,
Duyulmuyor inan hiçbir feryadım,
Sanki yetmişe merdiven dayadım,
Hayatıma bir yön veremiyorum.

Kapattım sahnemi yırttım perdemi,
Oyunmuş hayatın hemen her demi,
Kopardım sakladığım son verdemi,
Üzgünüm al bunu diyemiyorum.

İlyas Uçar...

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 20 Mar 2016 21:04:32
         h.n.a.


YOLLARIN SONU

Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden,
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bizle.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden,
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.

Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların,
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.

İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır,
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
Düştüğü yer uzakta “DİLEK” adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri,
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür Şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 21 Mar 2016 08:47:56
damlan öldürür
yudumun yaşatır
öyle bir zehirsin ki
beni ne yaşatır
ne öldürür
bilmem deme
öyle bir bilirsin ki...

ümit yaşar oğuzcan

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 21 Mar 2016 09:39:58
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.

Özdemir ASAF

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.821
  • 227.490
  • 28.821
  • 227.490
# 21 Mar 2016 14:49:33
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.

18 Şubat 1945
 
Nazım Hikmet Ran

 
 
 

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 21 Mar 2016 17:06:32
ay doğar
bir ay doğar umarsız gözlerinden
bir ay batar bedir allah
karanlıklar bir silâh kahrı gibi oturur yüreğime
iflah olmaz bir silâh

ya kara bir kırbaç gibi vur beni küheylânlara
ya beni öldür allah

dünyada
nerede olursa olsun dünyada
senin umarsız gözlerin
kanlı bir avuç zehir
bir de yangınlı yaz akşamlarıyla bir gelir
ya da

senin umarsız gözlerin
mahzun eşkiya ateşleridir
tutuşur rüzgârlı bayırlarda

HİLMİ YAVUZ

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Mar 2016 18:58:23
Olmaz Gayrı

Tek sıyrımlık bir kazansa ömrümden kalan,
Kazan doluydu derler, koca bir yalan,
Gönlün ister ya belki, sen de oyalan,
Pişse de el süremem aşım olmaz gayri.

Misk-i amber kokulu güller derseler,
Bozulmadan ahengi yere serseler
Halil İbrahim çadırında bir yer verseler,
Oturamam sofraya dişim olmaz gayri

Çırpındım didindim, hep benim olsun,
Umurumda mı ki başka sabahlar solsun,
Nasıl böyle hilekar, kalleş bir yolsun,
Geçtim bini yüzbini, beşim olmaz gayri

Karun gibi olayım, namım yürüsün,
Ezdiklerim köpektir varsın ürüsün,
Toprak doyuranların en son türüsün,
Güvendiğim mücevher, yeşim olmaz gayri

Koyu bir muhabbet sofrası kursam,
Kesenin ağzından dibine vursam,
Kim benimle gelecek diye bir sorsam,
Dostluk eden yarenler, eşim olmaz gayri

Bey bey diyenler kaldı arkamda,
Beye ait ne varsa artık parkamda,
Batsın yerin dibine, ismim fırkam da
Ardım sıra gelenler, peşim olmaz gayri,

O ne heybetti öyle, nasıl bir duruş,
Cihanı dağıtmaya yeten bir vuruş,
Hakikat aleminde etmez beş kuruş,
Sırma şaçlar al yanak, kaşım olmaz gayri,

Yıllarca söz dinleten gönlüm nerdesin,
Anlı şanlı gururum şimdi yerdesin,
Uyanmaya son adım zardan perdesin,
Bitse bile güzlerim, kışım olmaz gayri.

Ne sağlam bir ilmekmiş, sımsıkı yapışmış,
Hiç kopmayacak gibi, nefsiyle kapışmış,
Hakikatı terslemiş, zahire tapışmış,
Bedenim de ağırdır, başım olmaz gayri.

Bir ninni sesiyle uykuya dalsam,
Hayal meyal karışık payeler alsam,
Zil sesini duymayıp en sona kalsam,
Artık göreceklerim, düşüm olmaz gayri

Ak sakallı pak dede yanıma gelse,
Buğulanmış gözleri bağrımı delse,
Bir elimden tutupta öğütler verse,
Son nasihat olsa da, gûşum olmaz gayri,

Bir geçmişim vardı, bir de geleceğim,
Sözüm bile vardı, yarın döneceğim,
Huzura çağrıldığımı, nerden bileceğim,
Ağlasa da gözlerim yaşım olmaz gayri.

Bilmediğim camiler selamı okur,
Yazgı da ki son kilim, ilmeği dokur
Olabilseydim keşke dimdik ve vakur,
Yontulsam da nafile, taşım olmaz gayri

Asma dallar üstünde öten kuş sesi,
Huzur veren rüzgarın ılık nefesi,
Kime saray bahçesi kimin kafesi,
Kefenimden ötesi, huşum olmaz gayri,

Dört koldan sarıldım, rotam bellidir,
Uğurlayan dokuz on, belki ellidir,
Yatağım ya bir gül, ya dikenlidir,
Dünyayı da verseler, işim olmaz gayri.

Bu ten bu beden hepsi emanet,
Sahibinden kaçırdım, ettim ihanet,
İster yüce bilgi de ister kehanet
Üç beş güne kalmaz, leşim olmaz gayri

Murat ÇOKYİĞİT

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 21 Mar 2016 20:00:06
Sık sık fırtınaya yakalanan bir deniz, gönlüm. Gözlerimi kapatıp seyrediyorum hayatı. Görmediklerimle gördüklerime anlamlar veriyorum. Her şey olmak istediği köşeye koşuyor aklımda, kimisi saklanıyor. Ben hepsine yol göstermeye çalıştığımı sanarken, hepsinin bana kendi yolunu işaret ettiğini anlıyorum. Evime gelen misafir gibi ağırlamak lazım onları. Hiçbirini anlamı dışında konuşmamak, hissetmemek lazım. Ve insanı görüyorum, ordan oraya koşturuyor. En çok o yoruluyor. İnsanı görüyorum; sık sık fırtınaya yakalanan bir deniz, gönlü.

Ve sonra;
Sevmeler arasındaki fark düşüyor beynimin kıvrımlarına.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 21 Mar 2016 20:42:28
herkes öteki gibi duruyor... akşam
da durduğu yerde durmuyor artık;
yolcu yolu kuşatıyor durmadan;
kapanıyor 'Zaman' denen karanlık...

hiçbir şeyde yok gibi ve herşeyde var;
sıkışmış birileri ara yerde;
kalbim! durma yetiş eski yazlara!
nedense bir durgunluk var saatlerde...

herşey nasıl da bütündü bir zaman:
şimdi bahçe eksik, güllerse yarım;
kar yağar, hüzün bile yok... ve nerdesiniz,
âh, evet nerdesiniz, yoksaydıklarım?

                                  HİLMİ YAVUZ

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 22 Mar 2016 09:00:52
yetmez gibi,baharın bu apansız istilası
gülün bu biteviye kahkahası has bahçelerde
ve yakarıp durması bülbülün
''hepsi sensin,mahzâ sensin,mâdem sen''

CAHİT KOYTAK

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 22 Mar 2016 09:07:56
Gül kokuyorsun bir de
Amansız, acımasız kokuyorsun
Gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun
Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun
Hırçın hırçın, pembe pembe
Öfkeli öfkeli gül
Gül kokuyorsun nefes nefese.

Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun
Ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle
Sen koktukça düşümde görüyorum onu
Düşümde, yani her yerde
Yüzü sararmış, titriyor dudakları
Şakakları ter içinde
Tam alnının altında masmavi iki ateş
İki su
İki deniz bazen
Bazen iki damla yaz yağmuru
Mermerini emerek dağlarının
Şiirler söylüyor gene
Ölümünden bu yana yazdığı şiirler
Kızaraktan birtakım şiirlere
Büyük sular büyük gemileri sever çünkü
Ve odur ki büyüklük
Şiir insanın içinden dopdolu bir hayat gibi geçerse
O zaman ölünce de şiirler yazar insan
Ölünce de yazdıklarını okutur elbet
Ve senin böyle amansız gül koktuğun gibi
Yaşamanın her bir yerinde.

Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun
Bu koku dünyayı tutacak nerdeyse
Gül, gül! diye bağıracak çocuklar bütün
Herkes, hep bir ağızdan: gül!
Ve her şeyin üstüne bir gül işlenecek
Saçların, alınların, göğüslerin üstüne
Yüreklerin üstüne
Bembeyaz kemiklerin
Mezarsız ölülerin üstüne
Kurumuş gözyaşlarının
Titreyen kirpiklerin üstüne
Kenetlenmiş çenelerin
Ağarmış dudakların
Unutulmuş çığlıkların üstüne
Kederlerin, yasların, sevinçlerin üstüne
Ve her şeyin üstüne bir gül islenecek.

Bir rüzgar, bir fırtına gibi esecek gül
Yıllarca esecek belki
Ve ansızın dünyamızı göreceğiz bir sabah
Göreceğiz ki
Biz dünyamızı gerçekten görmemişiz daha
Geceyi, gündüzü, yıldızları
Görmemişiz hiç
Tanışmaya komamışlar bizi güzelim dünyamızla.
Öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları
Bu umutsuzlukları bırakın kardeşler
Göreceksiniz nasıl
Güller güller güller dolusu
Nasıl gül kokacağız birlikte
Amansız, acımasız kokacağız
Dayanılmaz kokacağız nefes nefese.


Edip CANSEVER

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 22 Mar 2016 09:09:07
Ne kadar küçük şeylere ağlardık;
bir tutam saç, bir oyuncak araba, bir bebek..
Şimdi büyüdük..
Çok büyük olaylar bile ağlatamıyor bizleri;
ölümler, iflaslar, savaşlar..
Şimdi daha mı güçlüyüz,
yoksa daha mı alışkın?
Hayatı öğrenmek,
alışmak mı acaba?..

Sunay Akın

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 22 Mar 2016 12:59:28
Bu yol nereye gider

Bir kuğunun boynuna dokunurken...
Yol bir yere gitmez
İçerde
Düz saçlara uğrar
Ayak üstü bir akşamüstü
Her plansız ürperişin sonu
Hüsran
Ve hüsran
Çok sanat müziği bir kelimedir
Yol bîr yere gitmez
O bir durma biçimidir
Yoi yoluyla gidebilir yare
Yoldan çıkabilir apansız
Ve ömür bitebilir yoldan önce
Ama yol bir yere gitmez
O bir durma biçimidir
Yaşamak
Hızlı bir ölme biçimidir
Düşünce ışıktan yavaşsa
Erken gidilmelidir
Gerdan sözcüğüne
Bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
Bir kasapta da
Kalbin sızlamaz
Bir kuzu yüreğini vitrinde görünce
O bir beslenme biçimidir
Ama korkarsın
Kurdun sevdiği havadan
Ayakkabı yaparsın yılandan
Yol bir yere gitmez
O bir durma biçimidir
Her garantiyi istersin hayattan
Oysa ölümle yaşam arası
Uzun malum ince bir yol
Bir yere gitmez
O bir ölme biçimidir
İyi yolculuklar denmez bir gidene
Yapılamaz çünkü
Çok yolculuk bir seferde
Yolcu denmez her gidene
Herkes o yolun taraftarı olmayabilir
Hiçbir sürgün
Gittiği yolu sevmez mesela
Yol bir yere gitmez
O bir susma biçimidir
Soğuk bir taşıtın uğultusunda


Yılmaz ERDOĞAN

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 22 Mar 2016 13:21:27
.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 22 Mar 2016 15:31:42
Ne verdin aşka?
Ne verdin ki sen?
Islanan bir mendilden başka..
Bir anlık meşke, harcadın beni;
Biraz vicdan, olsaydı keşke..

Derin kederlere sal beni,
Canın sağolsun da kır beni..
Sevdamızı yağmura yazdım;
Bir serçe üşürken gör beni..

Kanadım kırık, yüreğim savruk,
Yıkmaz beni derdinden başka..
Sevdalar buruk, insanlar çürük;
Sen de masum olsaydın keşke..

Kayan yıldızlara say beni,
Batan gemilere koy beni..
O vefasız taş yüreğinde;
Bir çığlık koparken duy beni..


YUSUF HAYALOĞLU

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK