Ana Sayfa
Dosyalar
Forum
Haberler
Giriş yap
Üye ol
Şifremi unuttum
Egitimhane.Com
»
Genel Konular
»
Kültürel Paylaşımlar
»
Sevdiğimiz Şiirler
Sayfa:
1
...
414
415
416
417
418
[
419
]
420
421
422
423
424
...
1538
Aşağı git
Sevdiğimiz Şiirler
seço58
Bilge Üye
3.343
41.706
4. Sınıf Öğretmeni
3.343
41.706
4. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 09:28:27
SİZİN İÇİN
Sizin için, insan kardeşlerim,
Her şey sizin için;
Gece de sizin için, gündüz de;
Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı;
Ay ışığında yapraklar;
Yapraklarda merak;
Yapraklarda akıl;
Gün ışığında binbir yeşil;
Sarılar da sizin için, pembeler de;
Tenin avuca değişi,
Sıcaklığı,
Yumuşaklığı;
Yatıştaki rahatlık;
Merhabalar sizin için;
Sizin için limanda sallanan direkler;
Günlerin isimleri,
Ayların isimleri,
Kayıkların boyaları sizin için;
Sizin için postacının ayağı,
Testicinin eli;
Alınlardan akan ter,
Cephelerde harcanan kurşun;
Sizin icin mezarlar, mezar taşları,
Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları;
Sizin için;
Her şey sizin için.
ORHAN VELİ KANIK
adatepe1
Üyeliği İptal Edildi
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 12:07:40
Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar.
Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar.
Ve sırf dardı diye kafalar,
düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik,
sarılmak yakar bizi deyip aşkı hep uzaktan sevdik.
charles bukowski
adatepe1
Üyeliği İptal Edildi
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 12:09:56
Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdimi
söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çılgınca aşığım sana
ama demem, diyemem
çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
sana asla...
çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var
Victor Hugo
adatepe1
Üyeliği İptal Edildi
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 12:12:36
Sevdiğinde çekip gitme zamanı gelmiştir.
Göğüslerinin arasına başını sakla,
nefes al yürü çek git...
Hayat sürprizlerle dolu
Eczaneden çıkıyorum.
Teraziden şimdi indim.
80 kilo çekiyorum.
Seni seviyorum.
Blaise Cendrars
liff
Bilge Üye
4.251
13.081
3. Sınıf Öğretmeni
4.251
13.081
3. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 12:24:18
KAHRAMAN TAZEOĞLU- ARAZ
"Yalnızım çünkü sen varsın"
"gel" desen gelirdim
gittiğin uzakta bendim
dağ gibi bir ihanetten düştüm
bu kendime son gelişim
ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
kendimi suçüstü yakalıyorum
ve kentsizliğimin isimsizliğini
Araz'a uyak düşüyorum
gözlerime senden düşler sürüyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki; kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun.
oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun
yorgun Haliç'e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
aklıma düşüyorsun
düşüyorum
düşünce
üşüyorum
azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiçlikteyim
beni içinden kaç
bu kentte her yağmur kendini ağlar
aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
nerde kimi üşüyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boş kentlere
oysa "gel" desen gelecektim
gün düşlerime dönüşlerimde
bakışın içiyor beni gözlerimden
gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
"kimseler biliyor"
yalnızlık dostumdu
şimdi korkum oluyor
oysa "gel" desen gelecektim
artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
gülüşümle ödeyerek
ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
oysa "gel" desen gelecektim
gözlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sözü namluna sürmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır
avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
susuşuna kan döküyor gözlerim
sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
oysa bilmelisin Araz'ım
kimsenin içi görünmez
ve hiç bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
söylenecek bütün sözler
her sabah akşam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
içine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan öksürüyor
ve sen
başkalarının gözlerini
yüzümde aramamayı öğreniyorsun
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa "gel" desen gelecektim
susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi öyle
sen en dinlerken
biliyorum Araz'ım
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma
denize bakmayı bilmeyenler
bir gün mutlaka boğulur
işte bundandır gözlerinden kaçışlarım
siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet
yaptınız mı
ben şimdi gurbetim
içimde taşıyorum
heba olsa da senlerce yılım
oysa "gel" desen gelecektim
ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
şairler ölüdür derler
inanmıyorum
en karanlık ceketimi giyiyordum
ışığa kördüm çünkü
şimdi ise güneşe ilerliyorum
dirilmek için
kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
gecenin kör gözünden utanıyorum
hadi bana en militan kelimelerle saldır
batır içime cümlelerini
beyhude bir dehşet bırak
hak ediyorum
gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
can kaybından ölüyorum
cenazemde namaz kılacağım
zan altındayım
yalanıma inanıyorum
yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
kinim kendime
susuşum sana
küsüşüm tüm dünyaya
üstü kalsın ihanetimin
"gel" desen gelecektim
yine bir tren geçiyor içimden
sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
süsle beni ey aşk
geçtiğin yerleri öpüyorum
yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
dişlerindeki nikotin tadı terkimde
sirenler ve ateş hatları içip
sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
yasadışıyım
tutukla beni gözlerimden
kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
öldü kanımdaki mürekkep balığı
solumdaki sise intihar etti intiharlar
bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yaşamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken
çok davullu bir senfoni sürçüyor
dikiş tutmaz ayrılığımda
kirpiğinden yapılma bir darağacına
geceyi asıyorum
yoksun
bu yağmurlar ıslatmıyor beni
bir durağa yaslanıyorum sensiz
gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
"gel" desen gelecektim oysa
kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
şimdi herkes biraz sen biraz acı
göğsümde bir vagon
gizli sözler batıyor
fırtınalar çıkıyor üstüme
şakağımda
intihar acemisi bir şairin
delilik provaları
arkandan uluyan kapılardan
söküyorum kokunu
yokluğunu kokluyorum
yokluğunu yokluyorum
çöz gözlerimi senden hadi
ücranda yak bakışımı
gözlerine bekçi sevdam
dünden ve senden kalmayım
içine her düşen
kendi keşfi sanıyor seni
oysa sen
melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
ve kendini acıtmak istiyorsun
ama güller kendine batamaz
bilmiyor musun
"gel" mi diyorsun
herkes kendi gördüğüne bakar
peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
hadi en kanadığımız yerden susalım
"gel" desen gelirdim
"git" dedin ve gittin
Aşka...
Rüzgara...
Ayrılığa...
Zamana...
eyvallah...
hercaihoca
Uzman Üye
1.401
6.353
1. Sınıf Öğretmeni
1.401
6.353
1. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 13:28:08
Liseli Kız
Benim de bir zamanlar sevdiğim vardı
Beyaz dantel yakalı liseli bir kız.
Bağlarda, bahçelerde, yaylalarda yeşeren
Al karanfiller gibiydi aşkımız...
Gülünce içimde rengârenk güzel,
Güller açılırdı iri.
Hani bilirsiniz ya yıldızsız siyah
Geceler gibiydi gözleri.
Bir mermer çeşmeden akan su gibi,
Geçip gidiyordu günlerimiz.
Biz bize yaşıyorduk kendi kaderimizi
Bütün yaratılkardan habersiz.
Ve yuvada bekleşen sabırsız, küçük
Serçeler gibiydik ikimiz.
Gözleri konuşurdu susunca, mahzun:
'Seni seviyorum' derdi.
Sevdadan, gurbetten, hasretten yana
Sıcak türküler söylerdi...
Üstelik bir ceylan gibi sebepsiz
Ürkek halleri vardı.
Ayrılık deyince oturup sessiz
Çocuklar gibi ağlardı.
Bilmiyorum simdi kaç yıl, kaç mevsim
İçli mektuplar yazdık.
Bazen yan yana yürür, beraber otururduk
Ama konuşamazdık.
Ben görmedim şimdi öyle diyorlar
Büyümüş artık liseli kız, gelin olmuş...
Unuttum her şeyi diyormuş
Ve her gece rüyâsını nur topu kadar güzel
sarışın çocukları süslüyormuş.
Görsem çocularını şimdi diyorum
Bakamam yüzlerine çaresiz
Bana bakar çocuklar sessiz.
Çocukları gözlerinden tanırım
Biliyorum, hiç birşey bilmezler ama
Bakamam, utanırım
Yavuz Bülent Bakiler
aslı_80
Bilge Üye
2.080
12.052
Öğrenci Velisi
2.080
12.052
Öğrenci Velisi
#
16 Mar 2011 14:23:21
Sığmadınız hiç,
Biliyor musunuz..
Şu yüreğime
Öyle çoksunuz ki dünyada
...Hanginizi duysam içimde
Diğeriniz küsüyor bana...
Acılar, acılar, acılar...
Ya nasıl çoğaldınız siz,
Bilmem ki bu kadar...
Biz miydik, böyle çoğaltan sizi,
Siz mi birbirinizi?
Öyle bir kördüğümsünüz ki
Ne ben çıkabildim içinizden,
Ne siz bıraktınız beni.
devran demir
adatepe1
Üyeliği İptal Edildi
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
1.185
1.818
2. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 14:31:59
Bazen
yıldızları süpürürsün , farkında olmadan
güneş kucağındadır, bilemezsin
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
ciğerinde kuruludur orkestra , duymazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,
anlamazsın uçar gider , koşsan da tutamazsın
william shakespeare
Tolstoyevski
B Grubu
24.726
258.566
3. Sınıf Öğretmeni
24.726
258.566
3. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 14:32:20
KORKARIM
ay soluk soluğa
yıldızlar akla ziyan bir irilikte
uzaydan yanmış kibrit kokuları
koklasam korkarım
koklamasam
gizli yılan ıslıklarıyla özsuyu zaptediyor
henüz birer iskelet gibi çıplak
aşağıdan yukarıya ağaçları
çiçekleri uyandı uyanacak
koparsam korkarım
koparmasam
öyle yoğun bir elektrikle
çıtırdar ki saçları
kim değse tutuşacak
dokunsam korkarım
dokunmasam
gözleri bir yangın başlangıcıdır
dudakları kırmızı alarm
uğultusu şehre yayılır
sokak sokak
tutulsam korkarım
tutulmasam
ATTİLA İLHAN
AKSA
Üyeliği İptal Edildi
1.564
2.847
1.564
2.847
#
16 Mar 2011 15:58:06
ITHAKA
ithaka'ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli poseidon'dan.
bunlardan hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
ne lestrigonlara rastlarsın,
ne kikloplara, ne azgın poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.
dile ki uzun sürsün yolun.
nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
durup fenike'nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.
hiç aklından çıkarma ithaka'yı.
oraya varmak senin başlıca yazgın.
ama yolculuğu tez bitirmeye de kalkma sakın.
varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonunda kocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
ithaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
sana bu güzel yolculuğu verdi ithaka.
o olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.
onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini İthakaların.
cancancan111
Uzman Üye
1.599
19.346
2. Sınıf Öğretmeni
1.599
19.346
2. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 16:13:55
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Bir ben ölüyor kalbimin en derin yerinde..
Bir mezar kazıyorum gözlerinin derinliği miktarınca..
Özledikçe seni,
Bende sen olup kopuyorum yabancı tenlere..
Gidiyorum farkında değilsin...
Ölüyorum yavaş yavaş..
Bilecek değilsin..
Öyle derin bir uykudasın ki,
Gözlerim gözlerin içine baka baka eriyorum..
Şimdi susmalı/yım biliyorum..
Sana söz vermiştim ya..
Sözlerimi unutmadım henüz...
Hala dudaklarımda dudak izlerin..
Hala ıslak gözlerindeki deniz..
Ve hala taze içindeki sonbahar..
Ve hala taze tonda sana bir türlü yakıştıramadığım siyah..
Şimdi bitmeli/yim biliyorum..
Bir kutu çikolota alıp ellerimize,
Hiç uğramadığımız bir köyün çocuklarına dağıtmak hepsini.
Sonra senin rüzgarlı tepede buluşmak seninle..
Sırtımızı denize döndürüp,
Bir ağacın gölgesinde düşlemek kollarımızdaki ölümü..
Ve sonra yürümek çırılçıplak denizi..
Korkmadan...
Acıya sığınmadan..
Bulutlara uzanmak öylece...
Şimdi özlemeli/yim biliyorum..
Ellerimde kanayan bir iz..
Sana sırtını çevirmiş bir yüz..
Kirlenmiş bir geçmiş dururken aynamda
Rehin bir geleceğe düştü heybem..
Uykularım paramparça..
Özleminde aldığım dil altı sözcüklerim de yetmiyor..
Uzat diyorum sesini bana,
Sen daha da çekiyorsun tınılarını dudaklarımdan..
Kaç ay oldu dudaklarında rehin kalmayalı ?
Kaç mevsim geçti ellerinin içinde ter olup akmayalı ?
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Önce senden,
Sonra tüm bulutlardan özür dilemeliyim...
Çünkü eriştiremedim ayaklarını mutluluğa..
El çektiremedim üzerinden matemi de siyahı da..
Yüreğine değen özlem değil...
İçindeki yalnızlığa bir kurşun olmalıydım...
Sana uzanan yol olup boyanmalıydım ziftlere..
Sonra senin terinde temize çekmeliydim tüm harflerimi..
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
Yüreğimin kuyularına sarkıtılmış bir yemin..
Ellerime tutuşturulmuş bir ilan....
Yüzüme sürülmüş bir iz'an..
Ve avuçlarımdan kayıp giden bir masal.
Ve senden kalan bir dipnot gözlerimde kanayan..
" Hani hep ahizenin diğer yer alan topuklu ayakkabılarının sesi..."
O topuklu ayakkabılarının sesine tutundum ben hep..
Her sabah uykusuz yüreğimi sesinle uyandırdım..
Yalnızlığınla yoğurdum içimdeki çocuğu.
Susuzluktan kırılan yüreğimin tüm çöllerinde bulut bulut özlemini sağıp içtim..
Şimdi bir gül diktim yüreğimin kanayan yanına..
Ölümün en güzel yerine işledim adının baş harfini..
Yüreğimin sağına seni,
Diğer yanına Cenneti heceleyip
Bir hayat düşledim gözlerimin en düş sahifesine..
Bir dirhem huzur kattım sözlerime..
Bir de seni..
Ölümü sana kavuşma addedip
Bıraktım içimde birikmişleri boşluğa..
Azat ettim gönlümdeki tüm yeminleri.
Sana kavuşmanın haram olduğu bu cümlede,
Seni bende bir kurşun gibi işleyip sözüme,
Ölümü hediye eyledim sensiz gönlüme..
Mutluluk safına durdum şimdi...
Al beni ey ölüm beni benden..
Çek beni fani tenimden...
Ve bir an evvel kavuştur beni..
Çıplağım şimdi..
Çünkü sen/sizim..
Kavuşmak; " sen " ise eğer...
" Ölüm " sen kadar güzel ise eğer..
Şimdi ölmeli/yim biliyorum...
eylulada1
Bilge Üye
4.164
47.321
4.164
47.321
#
16 Mar 2011 17:10:10
şiirim çöldür sana..
şiirim çöldür
sana..
bir sahraya
düşmüş gibiysen
ellerinle
siper et
güneşi
gözlerine..
nasıl da ısınır yürek
ne düşlere yelken açar
kamaşan göz..
seyr eyle..
şiirim çöldür
sana...
yanar ayakların
kurur
dudakların
bir su türküsü
yüreğinde
en aziz’e
övgüler dolanır
mühürlü dillere inat
yüreğine akar
su
gizlice..
şiirim çöldür
sana...
(n.kaygısız)
ecrinh
Bilge Üye
3.218
9.783
4. Sınıf Öğretmeni
3.218
9.783
4. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 17:14:55
UTANSIN
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey bin bir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
Necip Fazıl Kısakürek
AKSA
Üyeliği İptal Edildi
1.564
2.847
1.564
2.847
#
16 Mar 2011 18:37:53
ENDÜLÜSTE RAKS
Zil, şal ve gül.
Bu bahcede raksın bütün hızı...
Şevk akşamında endülüs üc defa kırmızı.
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir
İspanya neş'esi ile bu akşam bu zildedir.
Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri,
İşveyle devriliş, örtünüşleri...
Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır.
İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır..
Alnında halka halka aşüfte kakülü
Gögsünde yosma gırnatanın en güzel gülü...
Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi...
Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü sürmeli,
Şeytan diyor ki, sarmalı yüz kere öpmeli.
Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle
Her kalbi dolduran zile, her sineden "Ole!"
Yahya Kemal BEYATLI
seço58
Bilge Üye
3.343
41.706
4. Sınıf Öğretmeni
3.343
41.706
4. Sınıf Öğretmeni
#
16 Mar 2011 18:42:16
20 Eylül 1945
Bu geç vakit
bu sonbahar gecesinde
kelimelerinle doluyum;
zaman gibi, madde gibi ebedî,
göz gibi çıplak,
el gibi ağır
ve yıldızlar gibi pırıl pırıl
kelimeler.
Kelimelerin geldiler bana,
yüreğinden, kafandan, etindendiler.
Kelimelerin getirdiler seni,
onlar : ana,
onlar : kadın
ve yoldaş olan...
Mahzundular, acıydılar, sevinçli, umutlu, kahramandılar,
kelimelerin insandılar...
nazım hikmet
Sayfa:
1
...
414
415
416
417
418
[
419
]
420
421
422
423
424
...
1538
Yukarı git
Egitimhane.Com
»
Genel Konular
»
Kültürel Paylaşımlar
»
Sevdiğimiz Şiirler
Gitmek istediğiniz yer:
=> Kültürel Paylaşımlar
Giriş yap
Üye ol
Her Şeyi Ara
Dosya Ara
Forum Son 100 Konu
Yeşil Pasaporta Kavuşmak İsteyenler
Eğitimhaneliler, Üzüntülerimizi Burada Paylaşalım
Sınavsız İkinci Üniversite ( Tüm Üniversite Öğrencilerine Ve Mezunlarına)
Genel Sohbet Günlüğü
Okul Yöneticileri Odası
4. Sınıf Öğretmenleri Günlüğü 2024-2025
Son Eklenen Dosyalar
5. Sınıf Sosyal Bilgiler Teknolojik Ürünlerin Bilinçli Kullanımı Slaytı
6. Sınıf Ve 7. Sınıf Din Kültürü 2. Dönem 2. Yazılı Soruları
6. Sınıf 4. Ünite Temel Dini Bilgiler Nezaket Etkinlikleri Cevaplı
6. Sınıf 5. Ünite, Din Kültürü Temel Değerlerimiz Etkinlikleri, Cevaplı
7. Sınıf 5. Ünite Din Kültürü, Mezhepler Etkinlikleri, Cevaplı
Şu an
1.040
kişi ve
44
üye var.
Aktif üyeler için tıklayınız.
Egitimhane.Com
©2006-2023
KVKK