Müslüman Milletvekilinin GözyaşlarıABD'de tartışmaya neden olan ülkedeki Müslüman toplumunun 'radikalleşmesi tehdidi'ne yönelik oturum, Temsilciler Meclisi İç Güvenlik Komitesi'nde yapıldı.
Otorum öncesi, Komite Başkanı Cumhuriyetçi Peter King'den, ABD'deki Müslüman toplumununa, terörle mücadelede güvenlik güçleriyle işbirliği yapmayı reddetme ve ABD'deki bazı camilerdeki vaazların radikalleşmeye öncülük etme suçlamaları geldi.
Bazıları tarafından 1950'li yıllardaki komünist karşıtı kampanyalara benzetilerek 'cadı avı' olarak nitelendirilen oturuma, çok sayıda izleyici ve basın mensubu katıldı.
Oturuma yönelik 'Amerika'ya yakışmayan' ve 'radikal' olduğu şeklindeki nitelemeleri reddeden Komite başkanı King, "Ülke içindeki radikalleşmenin, ABD'ye yönelik eylemlerine devam etmek için El Kaide'nin stratejisinin bir parçası olduğunun tamamen farkındayız" dedi.
"El Kaide'nin kendine adam toplamak için Amerikan Müslüman toplumunu hedef aldığını'' öne sürerek, oturumda bu tehlikeli gidişin ele alınacağını söyleyen King, "Bu tehditle savaşmak için Müslüman toplumundan ılımlı liderliğin ortaya çıkması gerektiğini" ifade etti.
Temsilciler Meclisi'nin ilk Müslüman üyesi Demokrat Keith Ellison da yaptığı konuşmada, komiteyi girişiminden dolayı kınadı ve bu oturumun Amerikan değerleriyle tezatlık oluşturduğunu söyledi.
"Bugünkü oturum benim ailem ve toplumumun güvenliğini riske atıyor" diyen Ellison, birkaç kişi yüzünden tüm toplumun damgalanmasının doğru olmadığını, eylemlere karışan bu kişilerin de Müslüman toplumunu temsil etmediğini belirtti.
Ellison, 11 Eylül olayları sırasında yaralılara yardım ederken hayatını kaybeden 23 yaşındaki Müslüman sağlık görevlisi Muhammed Salman Hamdani'nin hikayesini anlatırken de göz yaşlarına hakim olamadı.
Ellison'ın sesi özellikle şu sözleri söylerken titredi: "Trajediden sonra, bazı insanlar sadece Müslüman olduğu için onun karakterini lekelemeye çalıştı. Bazı insanlar, Müslüman olduğu için onun eylemcilerle işbirliği yaptığı yönünde spekülasyon ve dedikodu yaydı. O, sadece bir etnik grubun ve dinin üyesi olmaktan ziyade, Amerikalı arkadaşları için her şeyini veren bir Amerikalı olarak tanımlanmalı." Ellison, konuşmasının ardından hemen salondan ayrıldı.
Özellikle Demokrat Partili bazı milletvekilleri oturum hakkında sert eleştirilerde bulunurken, tanık olarak dinlenen Melvin Bledsoe, teröre karıştıktan sonra ABD askerleri tarafından öldürülen oğlunun, Yemen ve Tennessee'deki camide radikal hale getirildiğini söyledi.
Minnesota'dan, Somali asıllı Amerikalı Abdirizak Bihi de yeğeninin militan gruplara katılıp Somali'de savaştığını, ABD'deki cami liderlerinin ailesini, güvenlik güçleriyle işbirliği yapmaması yönünde uyardığını ifadeetti.
Los Angeles şerifi Leroy Baca ise bölgesinde Müslümanların kendileriyle yaptığı işbirliğine teşekkür etti ve tek bir bölgeye odaklanılmaması gerektiğini belirterek, bunun bir dini veya herhangi bir grubun radikalliğe diğerlerinden daha eğilimli olduğu yönünde bir yanlış varsayım yaratabileceğini dile getirdi.
Oturumun ardından, ülkedeki Müslüman, Yahudi ve Hristiyan liderlerinin de aralarında bulunduğu birçok inanç lideri, Kongre'nin aynı çalışma binasında basın toplantısı düzenledi.
Liderler, yaptıkları ortak açıklamada, Müslümanlara yönelik 'radikalleşme' iddiasını yalanladılar.
Temsilciler Meclisine müslüman bir üyenin girmesi beni şaşırttı doğrusu.ABD ülkedeki göz ardı edilemez müslüman sayısını dikkate almaya başladı galiba