Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı idealöğretmen

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.829
  • 3.081
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.829
  • 3.081
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 31 Mar 2011 11:03:45
Yağmurda çocukları dışarı çıkarmayın
Uluslararası Alcatel-Lucent Teletaş çalışanlarını radyasyon bulutları konusunda mail ile uyardı:.Güncelleme:31 Mart 2011 10:38
“Yağmurda özellikle çocukları açık havada bulundurmayın, şemsiye şapka kullanın. Islanılması durumunda duş alın”

Uluslararası telekomünikasyon şirketi Alcatel-Lucent Teletaş, Türkiye’deki çalışanlarını Japonya’dan gelen radyasyon bulutları konusunda uyardı. Şirket çalışanlarına gönderilen mail’de, Türkiye’nin radyasyon bulutlarından etkilenmesinin pek mümkün olmadığına dikkat çekilse de tedbir alınması önerildi. Şirketin “Sağlık Servisi”nin imzası bulunan ve tüm çalışanlara gönderilen mail şöyle:

“Japonya’da depremin ardından Fukuşima Nükleer Santralı’nda meydana gelen sızıntının, radyasyon bulutuyla Avrupa’ya ulaşması nedeniyle, Türkiye’nin ne ölçüde etkileneceği tartışma konusu olmuştur. Devlet Meteroloji İşleri Genel Müdürlüğü ve Meteoroloji Mühendisleri Odası adına yapılan açıklamalarda Japonya’dan Avrupa’ya yayılan radyasyon bulutlarının konsantre bir bulut olmadığına dikkat çekilerek, yüksek basıncın da etkisiyle Türkiye’nin radyasyon bulutlarından etkilenmesinin pek mümkün olmadığına dikkati çektiler.

Türkiye ile Japonya arasının 10 bin kilometreden fazla olması nedeniyle ülkemizde belirgin bir tehlikenin olmadığı açık. Ancak bağımsız otoriteler bulutların atmosfer olayları nedeniyle düşük ölçülerde de olsa bütün dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de, sağlığı etkileyecek boyuta ulaşmasa da etkileyeceği, sağlıklı değerlendirmelerin ancak yapılan ölçümler üzerinden olabileceğine dikkat çekiliyor. (Ülkemizdeki ölçümler henüz açıklanmamıştır.) Bu nedenle yağmurlu havalarda -özellikle çocuklar- açık havada bulunulmaması, şemsiye, şapka kullanılması, yağmurda ıslanma durumunda duş yapılması, en azından temas eden açık yerlerin, el ve yüzün yıkanması, sebze ve meyvelerin daha özenle yıkanması yararlı olacaktır.”

Prof. Subaşı: Kuruntuya gerek yok

Yıldız Teknik Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Subaşı tedbir alınmasını gerektirecek herhangi bir tehlikenin söz konusu olmadığını belirtti: “Havada radyasyon varsa tozlarla birlikte yeryüzüne inen yağmur damlaları canlı hayatını etkiler. Ancak bu durum radyasyon miktarının doğal seviyenin üzerinde olmasıyla mümkün. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun yaptığı ölçümler doğal düzeyde bulunuyor. Radyasyon bize gelmiş gibi önlem alabilirsiniz ama bu bence kuruntu olur.”

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 11.842
  • 147.078
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 11.842
  • 147.078
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Nis 2011 00:03:14
BÖYLE PENALTI ATIŞI GÖRDÜNÜZ MÜ? [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı doganemin

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 12.544
  • 82.645
  • 12.544
  • 82.645
# 09 Nis 2011 00:11:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
BÖYLE PENALTI ATIŞI GÖRDÜNÜZ MÜ? [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Merhaba huseyinyesilot öğretmenim.Biz epey yaşlanmışız herhalde :) ,3. izleyişimde farkettim adamın hareketini.1. de kaleciye,2. de topa baktım.Birşey göremeyince 3. de adama baktığımda görebildim.Hakikaten şov yapmış.Teşekkürler.

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 11.842
  • 147.078
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 11.842
  • 147.078
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Nis 2011 00:14:10
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Merhaba huseyinyesilot öğretmenim.Biz epey yaşlanmışız herhalde :) ,3. izleyişimde farkettim adamın hareketini.1. de kaleciye,2. de topa baktım.Birşey göremeyince 3. de adama bakınca görebildim.Hakikaten şov yapmış.Teşekkürler.


doganemin hocam valla benim gözlerde yakını görmede zorluk çekiyor.Dediğin gibi yaşlandık artık. ;D

Çevrimdışı Umut Yarında

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 46
  • 86
  • 46
  • 86
# 22 Nis 2011 10:54:04
Acı karne! Eğitimde AB sonuncusu olduk

Yiğit Can KAYTMAZ / Dış Haberler / VATAN

Avrupa Birliği eğitimde hedefler raporunun 7’ncisinde 2020 için hedefler konuldu. Raporda eğitimi terk oranı, başarı ortalaması ve yetersiz öğretmenle Türkiye son sırada.

Avrupa Birliği, 2020’ye kadar izleyeceği eğitim planını ve kıstaslarını yayınladı. 174 sayfalık komisyon raporunda Türkiye’nin eğitim alanında sınıfta kaldığı bir kez daha görüldü. 7’ncisi yayınlanan raporda Türkiye, eğitim terk oranı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, eğitime yatırım ve erkek-kadın öğrenci farkında AB’ye üye ve aday ülkelere göre oldukça geride kaldı. Raporda Türkiye’nin daha önce yayınlanan PISA sonuçlarına da atıf yapılarak “Fen bilimleri, sözel, matematikte kısıtlı yükselişi devam ediyor ama ortalamanın çok altında” yorumu yapıldı.Türkiye, 2009 verilerine göre Polonya, İtalya, Almanya, İngiltere, İspanya ve Fransa’dan sonra 6920 öğrenciyle ERASMUS değişim programıyla AB’ye en çok öğrenci gönderen ülke oldu. Komisyon ellerindeki verilere göre Türkiye’de gayri safi yurtiçi hasılasının sadece yüzde 2.86’sının eğitime ayrıldığını yazdı. Bu oran Belçika’da yüzde 6.02 İzlanda’da yüzde 7.

Öğretmenler de yetersiz
-18-24 yaş arasında eğitimi bırakan Türkler’in oranı yüzde 44.3. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 14.4. AB, bu rakamı 2020 yılında yüzde 10’a çekmeyi hedefliyor.
-Türkiye’de yüksek eğitimli kesimin nüfusa oranı yüzde 14.7. AB ortalaması ise yüzde 40.
-Türkiye’de erkeklerin yüzde 37’si eğitimi yarıda bırakırken bu oran kadınlarda yüzde 50.2
-Türkiye’de ilk ve ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 60’ından fazlası mesleki açıdan yetersiz öğretmenler tarafından eğitiliyor. Türkiye, “Öğretmenlerin kendisini geliştirmesi” açısından da son sırada.

Anaokuluna katılım (4 yaş)
Türkiye: %34.4 AB: %92.3 FARK: %58
BAŞARISIZLIK LİSTESİ
Sözel başarısızlık
Türkiye: %24.5 AB: %21.3 FARK: %3.2
Matematikte başarısızlık
Türkiye: %42.1 AB: %22.2 FARK: %19.9
Fende başarısızlık
Türkiye: %30 AB: %17.7 FARK: %12.3
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı yelcin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.875
  • 5.220
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.875
  • 5.220
  • Müdür Yardımcısı
# 23 Nis 2011 16:02:41
Annelerine Bağlılıkları Sonları Olmuş

23 Nisan 2011 Cumartesi 07:47
Kahramanmaraşta yetişkin 4 kardeşin intihar etmesinin ardından "Anneye hastalık derecesinde düşkünlük" çıktı.


Türkiye, önceki gece 4 kardeşin toplu intiharıyla sarsıldı. Kardeşler, Kahramanmaraş’ın merkeze bağlı Dereli Köyü Alıçsekisi mevkiindeki bağ evinde kendilerini asarak intihar etti. İddiaya göre, bu hazin öykü şöyle yaşandı:

BABA AVUKAT, ANNE HEYKELTIRAŞ: Kentin tanınmış simalarından Kahramanmaraş Barosu’na üye 64 yaşındaki Avukat Necdet Sağocak ile ikinci evliliğini yapan 63 yaşındaki heykeltıraş Neyran Sağocak’ın bu evlilikten 2’si kız 4 çocukları oldu. Daha önceki evliliğinden de 2 çocuğu bulunan Neyran Sağocak ile eşi, tarih, felsefe ve mitolojiye düşkünlükleri nedeniyle çocuklarına Raden, Beraris, Rulin ve Sajen adlarını verdiler. Sosyal çevreden uzak büyüyen ve hayatta tek bağları anneleri olan 4 kardeşten Beraris ile Raden üniversite eğitimi aldı.

ANNE ASTIMA YAKALANDI: Diğerleri de üniversiteye hazırlanırken geçtiğimiz ocak ayında astıma bağlı nefes darlığı rahatsızlığı nedeniyle fenalaşan anneleri Neyran Sağocak, tedavi için İstanbul’a götürüldü. 5 ayrı hastanede kontrol edilen Neyran Hanım, tedavisi için İstanbul’da kaldı, çocukları da İstanbul’a gidip annelerini yalnız bırakmadı. Annelerinin durumunun ağır olmasından etkilenen 31 yaşındaki Raden, 26 yaşındaki Beraris ile kız kardeşleri 30 yaşındaki Rulin ve 27 yaşındaki Sajen Sağocak, iletişimleri zayıf olduğu babalarına “Annemiz ölürse biz de ölürüz” dedi. Hastalık derecesinde düşkün oldukları annelerinin rahatsızlığının artması üzerine psikolojileri bozulan 4 kardeş, 15 Nisan’da anneleri ölünce yıkıldı. Neyran Sağocak’ın ailesinin İstanbul’da yaşaması nedeniyle cenazesi de Karacaahmet’te toprağa verildi.

DAHA ÖNCE DE İKİ KEZ İNTİHARA GİRİŞTİLER: Hayattaki tek varlıklarını kaybeden 4 kardeş, annelerini toprağa verdikten sonra aynı gün, İstanbul’da konakladıkları otel odasında alkolle birlikte çok sayıda uyku ilacı içti. Yaklaşık 10 saat sonra uyanan kardeşler, gittikleri ormanlık alanda da intihar etmek isteyince annelerinin ilk eşinden olan üvey ablaları Berja tarafından ikna edildi. Gelişmelerden haberdar edilen baba Necdet Sağocak, tanıdık bir psikologla görüşerek ne yapması gerektiğini sordu. Psikolog tavsiyesi ile sakinleştirici ilaç alıp, çocuklarının içtiği kolalı içeceklere attı. İlaçların etkisiyle sık sık uyuyan çocuklar, birkaç gün sonra bu durumu fark edince babalarının verdiği içecekleri içmemeye başladı. Cenaze işlemleri tamamlandıktan sonra 4 kardeş, babalarıyla Kahramanmaraş’a döndü, ancak “Bu evde annemizin hatırası var, kalamayız” diyerek bağ evine yerleşti. Çocukları intihar eğilimi nedeniyle evdeki ruhsatlı tabancayı gizleyip, intihar edebilecekleri malzemeleri ortadan kaldırdı.

BABADAN ‘SAKIN YAPMAYIN’ MESAJI: Avukat baba, işte olduğu sırada sık sık bağ evinin bekçisi Hayri Tepebaşılı’dan çocuklarını takip ettirip durumlarını sordu, olay günü de çocuklarından birinin cep telefonuna “İntihar ederseniz işte o zaman anneniz ölür” diye mesaj attı. Bu mesaja öfkelendiği anlaşılan 4 kardeşin 3’ü cep telefonlarını kırıp attı. Akşam üzeri bağevinde yemek yiyen kardeşler, Beraris’e ait otomobilin kapılarını açıp yüksek sesle müzik dinlemeye başladı.

HER BİRİ FARKLI ODADA İNTİHAR ETTİ: Ardından 4 kardeşten kız olan Sajen, evin arka tarafındaki kulübede, erkek olan Beraris, evin giriş bölümündeki holde, Raden evin sağ tarafında bulunan küçük kulübede ve kız olan Rulin de evin girişinde iple kendini astı. Bu arada baba Necdet Sağocak, görevli Hayri Tepebaşılı’yı arayarak çocukları kontrol etmesini istedi. Tepebaşılı, girişte ilk cesedi ardından da diğerlerini görünce şoka girdi ve önce jandarmayı, sonra babayı aradı.

KOLA İÇİP ÇEREZ YEMİŞLER: Olay yerine gelen jandarma ve polis ekiplerinin incelemelerinde kardeşlerin evin ön kısmındaki terasta oturdukları, alkolsüz içecek içip çerez yedikleri ve çok çok miktarda sigara içtikleri dikkat çekti. Terasta ayrıca yere düşen sigara paketleri ile kırık soda şişeleri vardı. Evin içinin da dağınık olduğu da gözden kaçmadı. Bağ evinin önünde park edilmiş, Beraris’e ait otomobilin içinde de yiyecek içecek artıkları ve fare zehiri bulundu.

KOMŞULARI: EVDEN ÇIKMAZLARDI: Ailenin kapı komşuları olayın şoku ile sarsıldıklarını belirtirken, adını vermeyen bir kadın komşusu, çocukların dünya ile ilişkisinin olmadığını söyledi: “Neyran Hanım tam bir İstanbul hanımefendisiydi. Çocukları ona karşı aşırı bağlı ve saygılıydı. Hiç bir zaman annelerine ‘Sen’ diye hitap etmediler, hep ‘Siz’ derlerdi. Çocukların dünyada iletişim kurduğu tek insan anneleriydi. Çocukları hemen hiç görmezdik. Annelerini kaybetmek onlara zor geldi. Çünkü hayattaki tek bağlarını kaybettiler. Bu olayda başka bir sosyal, ideoloji veya tarikat gibi bir bağ yok ve aranmamalı. Tek neden çocukların annelerine hastalık derecesinde düşkünlükleridir.” Av. Necdet Sağocak’ın birlikte çalıştığı meslektaşı Emine Ağaoğlu da, çocukların annelerine çok düşkün olduğunu belirterek, “Bunlar eğitimli çocuklar, ailelerine ve özellikle annelerine çok düşkündüler. Anneleri öldükten sonra da psikolojileri bozuldu. Biri bir karar verdiği zaman diğeri buna uyar. Çok üzgünüz, intiharlarda başka bir neden aramaya gerek yok. Çocukların annelerine aşırı düşkünlüğünden başka bir sorun yok” diye konuştu.

ANNENİN İKİNCİ EVLİLİĞİ: Neyran Hanım, ilk evliliğini 1971’de Kahramanmaraşlı Hüseyin Derin ile yaptı. 1974’e kadar devam eden bu evlilikten çiftin 9 Ağustos 1971’de Seylan adını verdikleri bir kız çocuğu oldu. 3 Ağustos 1973’te dünyaya gelen diğer kızına da Berja adını veren Neyran Sağocak, 1974’te boşandı, 1978’de Necdet Sağocak ile evlendi. Neyran Sağocak’ın ilk eşinden olan kızların da evli olduğu ve şu anda Kahramanmaraş’ta Necdet Sağocak’ın yanında bulunduğu öğrenildi.

İSTANBUL’UN KÖKLÜ AİLELERİNDEN
Anne Neyran Sağocak, İstanbul Kız Lisesi Resim Bölümü mezunu. Ailesi İstanbul’da Müftüoğulları olarak biliniyor ve annesi Fatma Mevhibe Fettahoğlu da saygın bir kişilik olarak tanınıyordu.

Adlarının anlamı ne?

Ticari ve Sulh hukuk davalarına bakan ve yüksek ücret alan, dini inancı zayıf olduğu ileri sürülen Necdet Sağocak, çocuklarına adlarını eski öz Türkçe’den yararlanarak verdiklerini söyledi. Çocuklarının nüfus kayıtlarını yaptırırken, adları konusunda memur ile uzun süre tartıştığını belirten Sağocak, “Siz kaydedin isimler Türkçe değil ise Cumhuriyet Savcısı dava açsın” diyerek işlem yaptırdığını anlattı. Sağocak, çocukların adlarının özel anlamlar taşıdığını belirterek, anlamları ve eğitim durumları hakkında şu bilgileri verdi:

Beraris: Temiz kalp
Raden: Eski Mısır’da Adalet Tanrısı
Rulin: Değişim
Sajen: Sa’sı Sağocak soyadından geliyor. Jen ise ‘gen’ anlamında olduğu için ailenin neslini devam ettirecek anlamında...


Beraris Sağocak (26): Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi’nde bilgisayar ve elektronik eğitimi gördü. Çok iyi bilgisayar kullanıyor.

Sajen Sağocak (27): Bolu Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksek Okulu’nda bina tasarımı bölümü öğrencisi.

Rulin Sağocak (30): Resim eğitimi için son yapılan YGS’ye girmişti.

Raden Sağocak (31): İktisat eğitimi aldı. İstanbul Beykoz’da askerlik görevini yapıyordu ve terhis olmasına iki ayı kalmıştı.

Şamanistler

Aile, Şamanizme inanıyor. Şamanizm ruhlarla insanlar arasında aracılık yaptığı ve hastaları iyileştirme gücüne sahip olduğu kabul edilen şamanlar çevresindeki inanç sistemi. Türk kavimleri şamanlara Kam demektedir.

AVUKAT BABA NECDET SAĞOCAK:

Kardeşlerinin üstünde Beraris’in etkisi büyüktü

“Dördünün de anneleri Neyran’a aşırı bir ilgi ve bağlılıkları vardı. 15 Nisan’da vefat edince çok etkilendiler. Cenazeyi defnettikten sonra Kahramanmaraş’a döndük. Çocuklar beni eve bırakıp yeniden İstanbul’a gitti. Sonradan geri geldiler. Daha sonradan öğrendiğime göre, İstanbul’da iki kez daha intihar etmek istemişler. Buraya geldiklerinde evde anneleri ile anıları olduklarını ve bu nedenle de olayın meydana geldiği bağ evinde kalmayı düşündüklerini söylediler. Ben de intihar fikrinden vazgeçerler iyi olur düşüncesi ile buna olumlu baktım. Orada bir çalışanımız da vardı. Ben de günlük olarak gidip geliyordum. Daha kararlı hale gelirler düşüncesiyle üstlerine fazla gitmedim ve işe polis filan karıştırmak istemedim.”

BENİMLE İLETİŞİMLERİ YOKTU: Hayli iyilerdi ve düzelmeye başlamışlardı. Kardeşlerin üzerinde Beraris’in büyük etkisi vardı. İntihar etmelerinde onun etkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü Beraris’in, hepsi üzerinde ikna edici gücü vardı. Tek pişmanlığım olaya polisi karıştırmamam. Benimle iletişimleri zayıftı. Hep annelerine yöneldiler, ben kendime çekmeye çalıştımsa da bunu hiç başaramadım. Benimle zaman zaman sadece Beraris ve Saje konuşurdu.”

UZMAN GÖRÜŞÜ

Çok sıra dışı bir vaka

Prof. Dr. Arif Verimli: Kahraman Maraş’ta yaşanan olayı yakından takip ettim. Hatta olay yerine gidip incelemeyi bile düşünüyorum. Çünkü şimdiye kadar Türkiye’de toplu intihar olayı yaşanmadı. Dünyada toplu intihar olayları gördük. Buna da ‘kolektif intihar’ adı veriliyor. Ancak bunların temelinde genelde din ya da felsefi bir temel vardır. Maraş’taki olayda ise yok. Aşırı anne sevgisiyle ilgili bir hastalıktan bu olayda bahsetmemiz çok zor çünkü, intihar edenlerin arasında kız çocukları da var. Bundan 5-6 yıl önce bir olay yaşanmıştı. Bu olayda da iki kardeş vardı. Ölen annelerinin yanından çıkmamışlar, günlerce yaşamışlardı. Ama bu olay çok farklı. Çok çok sıra dışı bir olay. Bu olayı öğrenmek yeni ufuklar açar.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 11.842
  • 147.078
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 11.842
  • 147.078
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Nis 2011 23:37:05
'YGS şifresini ortaya çıkardık tehditler aldık'
 
Adem GÜNGÖR/ARTVİN, (DHA)25 Nisan 2011   
 
Artvin’de bir dershaneci ile birlikte YGS’de şifre skandalını ortaya çıkaran Avukat Ayla Varan’ın eşi Artvin Baro Başkanı İzzet Varan, çok sayıda tehdit aldıklarını açıkladı.Avukat Ayla Varan’ın eşi Artvin Baro Başkanı İzzet Varan, kentin çevre sorunları ile ilgili bir toplantıda, YGS’de şifre skandalının ortaya çıkması ardından soruları cevapladı. Baro Başkanı İzzet Varan, bir gazetecinin sorusu üzerine YGS’de şifreleme olayını tespit eden ve konuyu kamuoyuna açıklayanlara teşekkür borçlu olduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Çocuklarımız yarış atı gibi sınava hazırlanıyor. Çok fazla emek harcıyorlar. Aileleri çok fazla para harcıyor. Amaçları; eşit ve adil bir sınava girmek. Ama bu sınavlar eşit ve adil değilse, sınavlarda şifreleme varsa bir sürü çocuğumuzun emeği, alın teri, ailelerin ekonomik giderleri çalınmış demektir. Hırsızlık yapılmış demektir. Hem emek hırsızlığı yapılmış, hem de insanların ekonomik anlamda ceplerinden bir şeyleri çalınmış demektir. Onun için gerçeği ortaya çıkartanlara teşekkür ediyoruz."

"AVUKAT HANIM DA BARO DA TEHDİTLER ALDI"
 
YGS’de şifre olayının ortaya çıkması ardından kendisi ve eşi avukat Ayla Varan’ın çok ciddi tehditler aldığını anlatan Baro Başkanı Varan, şöyle dedi:

"Tehditler alıyoruz. Ama önemli olan doğrunun ortaya çıkmasıdır. Bu tehditler kimseyi yıldırmaz. Hele kendilerine yasayla insan haklarını, hukukun üstünlüğünü savunma ve muhafaza etme görevi verilen avukatlar bunlardan hiç yılmaz. Bir siyasi partinin genel başkanı 10 binlerce militanı sokağa dökeceğini söyleyebilir. Bir başka siyasi partinin genel başkanı Bozkurtları sokağa dökeceğini söyleyebilir. Önemli olan halk sokağa inmesin. Halk sokağa indiği zaman ne onların militanları kalır, ne de birilerinin yandaşları. Halk sokağa indiği zaman ki inmeye başlamıştır, esas korkmaları gereken onlardır."

TEHDİTLERİ CİDDİYE ALMADIK

Şifre skandalını ortaya çıkaran Avukat Ayla Varan, olayın gündeme gelmesinin ardından telefonla tehditler aldığını anlatırken, "Olay ortaya çıkınca telefonla arayan bazı kişiler küfürler savurdu, bu işle uğraşmamamızı istedi, sonumuzun iyi olmayacağını söyledi. Bu tehditler bir süre sürdü. Ancak ben ve eşim bu tehditleri ciddiye almadık. Bu konuda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmaya da gerek görmedik. Sonra bu telefonları kesildi" dedi.

NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Artvin’de avukatlık yapan Ayla Varan, YGS sorularında şifreleme sistemi olduğu konusunda aldığı duyum ardından soruları inceledikten sonra, "Cevapları rakamsal olan sorularda bu şifreleme sisteminin hatasıza yakın uygulandığını gördüm. Sisteme göre cevap şıklarındaki rakamlar küçükten büyüğe göre sıralanıyor. Eğer çakışan varsa doğru cevap çakışan rakamın bulunduğu şık oluyor. Hiçbir rakam çakışmazsa doğru yanıt ’E’ şıkkı olarak çıkıyor. Birden fazla çakışan varsa cevap en küçük rakamın bulunduğu şık oluyor. Matematik testindeki 40 sorudan bu sistem uygulayarak 37 sorunun doğru cevabına ulaşılabiliyor. Ayrıca yanıtları rakamsal olarak verilen Sosyal Bilimler, Türkçe ve Fen sorularında da aynı formülü uygulayarak en az 50 soruyu daha rahatlıkla çözebilirsiniz" açıklamasını yaptı.

Ayla Varan’ın yanı sıra Artvin Sınav Dershanesi kurucularından Fahri Akyüz de, bir velinin başvurusu üzerine sorularda yaptıkları incelemede şifreleme formülünü tespit ettiklerini belirtirken, "Öğrencilerimizi bir yıl boyunca bu tür sınavlara hazırlıyoruz. Daha önce yaşanan onca olaydan sonra tedbirlerin alındığını görüyorduk. Ancak böylesi bir şifreleme ve formüle etme durumunun olacağını düşünmüyorduk. Öğrencilerin emekleri hiçe sayılmıştır" demişti.

KAYNAK:
 
  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı Nevcivan AYDIN

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.933
  • 3.225
  • 1.933
  • 3.225
# 15 May 2011 17:22:25
Canlanan kurbağa

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 20 May 2011 19:11:32
İstanbul'da polis holilopterinin düşmesi sonucu 4 kişi hayatını kaybetti.Başımız saoğlsun..
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı ogrtmn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.385
  • 1.459
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.385
  • 1.459
  • Müdür Yardımcısı
# 21 May 2011 18:10:30
Samsun'un Ladik ilçesinde, polislikten malulen emekli bir kişi, 22 yıl önce mezun olduğu lisenin bahçesinde düzenlenen pilav gününde, öğrencilik yıllarında kendisini dövdükleri gerekçesiyle şimdi emekli olan okul müdürü ve bir öğretmenini tabancayla yaraladı.

Edinilen bilgiye göre, Akpınar Mahallesi'ndeki Akpınar Anadolu Öğretmen Lisesi bahçesinde, Ladik Akpınar İlköğretmen Okulu ve Öğretmen Lisesi Mensupları Dayanışma Yardımlaşma ve Kültür Derneği (LADER) tarafından pilav günü düzenlendi.

Her yıl, okulda eğitim gören öğrenci ve görev yapmış öğretmenlerin katılımıyla gerçekleştirilen geleneksel yemeğe katılan Salih Yazıcı (40), emekli okul müdürü Nafiz Demir (59) ile öğretmen İsmail Çakar'a (58) tabancayla ateş etti.

Açılan ateş sonucu Nafiz Demir sağ bacağından, İsmail Çakar ise sol bacağından yaralandı.

Ladik Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılar, buradaki ilk müdahalenin ardından Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.

Psikolojik sorunları nedeniyle bir süre önce polislikten malulen emekli olduğu öğrenilen zanlı Yazıcı, olayda kullandığı tabancayla birlikte yakalandı.

Zanlı Salih Yazıcı'nın ilk ifadesinde, eski öğretmenleri Nafiz Demir ve İsmail Çakar'ı, 1989 yılında mezun olduğu Akpınar Anadolu Öğretmen Lisesi'nde öğrenciyken, kendisini dövdükleri gerekçesiyle vurduğunu söylediği öğrenildi.

Çevrimdışı a.badem

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 8.500
  • 19.443
  • 8.500
  • 19.443
# 25 May 2011 10:22:30
  13 bin sözleşmeli öğretmen alınacak

30 bin kadrolu öğretmene 13 bin sözleşmeli öğretmen ekleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı, 1 Haziran tarihinde 30 bin kadrolu öğretmenin atamasının ardından buna ilave olarak 13 bin civarında sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi yapacağını açıkladı.

 
Milli Eğitim Bakanlığı, 1 Haziran'da 30 bin kadrolu öğretmenin atamasının ardından buna ilave olarak 13 bin civarında sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi yapacak. Öğretmen atamalarıyla ilgili kafalarda oluşan "Kadroya geçen sözleşmelilerin yerine yeni sözleşmeli öğretmen atanacak mı?" sorusunu ortadan kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu öğretmen atamasına başvurarak atanan sözleşmeli öğretmenlerden boşalan pozisyonlara sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi yapılacağını bildirdi.

BOŞALAN POZİSYONLARA SÖZLEŞMELİ

MEB, 12-26 Mayıs 2011 tarihleri arasında başvuruya açılan 30 bin öğretmen kadrosuna sözleşmeli pozisyonda görev yapanlardan kadroya geçmek üzere başvuran ve KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu öğretmenliğe ataması yapılanlardan boşalacak pozisyonlara daha önceki yıllarda olduğu gibi sözleşmeli öğretmen görevlendirmesi yapılacağını açıkladı.

Çevrimdışı gul-bilge

  • Uzman Üye
  • *****
  • 325
  • 266
  • 325
  • 266
# 25 May 2011 10:25:52
bu nasıl sendikadır? niye hala sözleşmeli alınıyor hani sözleşmeliler kadroya geçecekti diyeceğine müjde veriyor. kadro gelecek diye bekleyenler daha çok bekleriz!

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.717
  • 2.877
  • 3.717
# 25 May 2011 21:45:40
Öğretmen açığına yeni çözüm!


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), rehber öğretmenlik için ayrılan kontenjanı potansiyel aday sayısı karşılamadığı için ihtiyacın felsefe alanına kaynak oluşturan yükseköğretim programı mezunlarından karşılanmasının kararlaştırıldığı bildirildi.
Milli Eğitim Bakanlığının internet sitesinden yapılan açıklamada, son günlerde rehber öğretmenlik ve teknoloji ve tasarım alanı öğretmenliğine atanma konusunda kamuoyunu yanıltıcı haberlere yer verildiği kaydedildi.

MEB'in, öğretmen olarak atanacakların atanmaları konusundaki mevzuatta yer alan düzenlemelerin anımsatıldığı açıklamada, 2011 yılı Haziran atama döneminde rehber öğretmenlik için 1194 kontenjanın ayrıldığı ancak potansiyel aday sayısı 1048 olduğundan 146 kontenjan açığının ortaya çıktığı belirtildi.

Ayrıca teknoloji ve tasarım alanı için de 92 kontenjan açığının bulunduğunun vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Rehber öğretmen açığının daha önceki yıllarda olduğu gibi felsefe alanına kaynak teşkil eden yükseköğretim programları mezunlarıyla; teknoloji ve tasarım alanı öğretmen açığının da aynı şekilde daha önce olduğu gibi teknoloji ve tasarım alanını kapsayıcı mesleki ve teknik alanlara kaynak olan bölüm mezunlarıyla karşılanması kararlaştırılmıştır.

Ancak, rehber öğretmenliğe kaynak olarak belirlenen yükseköğretim programları mezunlarından başvuruda bulunanların tamamının atanmasından sonra ihtiyacın felsefe alanına kaynak teşkil eden yükseköğretim programı mezunlarıyla, teknoloji ve tasarım alanındaki öğretmen açığının da aynı şekilde bu alana kaynak olarak belirlenen yükseköğretim programı mezunlarından başvuruda bulunanların tamamının atanmasından sonra ihtiyacın belirlenen yükseköğretim programları mezunlarıyla karşılanması kararlaştırılmıştır.''

Bu kararın, 2011 atama dönemleri ile sınırlı tutulduğunun vurgulandığı açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

''Alanların özelliği göz önünde bulundurulmuş ve kamu yararı gözetilmiştir. Ayrıca herhangi bir kesim de hedef alınmamış veya korunmamıştır. Söz konusu alan öğretmenliklerine başvuru hakkı olan potansiyel adayların hakları tamamıyla korunmuştur. Öğretmen ihtiyacı öğretmenlik formasyonunu kazanmış öğretmenlerle karşılandığı sürece formasyonu olmayanların ataması yapılmamaktadır.''


SABAH

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.717
  • 2.877
  • 3.717
# 02 Haz 2011 10:22:07
insan hayatı bu kadar ucuz mu!

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı Laisist

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
  • 252
  • 353
  • Müdür Yetkili
# 03 Haz 2011 09:01:14
2011 KPSS'ye girecek 325 bin öğretmen adayı, bunu haketmiyor

Milli Eğitim Bakanı sayın Nimet Çubukçu öğretmen alımının yılda bir defa yapılacağını, bunun da Ağustos da olacağını ve sayının 55 bin olduğunu açıklamıştı. Öğretmen adayları bu söz doğrultusunda ciddi sıkıntılara katlanarak sadece sınava hazırlanmaya başladı. Özeldeki işlerinden ayrıldı. Özelde işe başlamayı düşünenler zorluğa rağmen başlamayıp, ders çalıştı, çalışmaya çalışıyor. Ancak şimdi Sayın bakanımız Ağustos ayında 10 bin öğretmen alımından bahsediyor. Devamı için başlığa tıklayınız.

Sınava 2 ay kala Haziran'da öğretmen alınacağı açıklandı, ama bu 55 bin sayısının içinden mi yoksa ek bir atama olduğu açıklanmadı. Bir taraftan mağduriyetler giderilirken bir taraftan daha da çok mağduriyetler oluşturulmaktadır.

Memurlar.net forumu öğretmen adayları olarak, Sayın Bakanın bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesini ve daha önce verdiği açıklamalara uygun işlemler yapmasını istiyoruz.

Sayın Bakan, bu ülkenin Milli Eğitim Bakanıdır ve biz kendisinin açıklamasına güvenerek, aylardır sınava hazırlanmaktayız.

325 bin öğretmen adayı olarak, Ağustos ayında 10 bin öğretmen atanacak açıklaması en hafif deyimiyle bizlerle dalga geçilmesidir.

Eğer Milli Eğitim Bakanlığı Ağustos ayında 55 bin öğretmen almayacaksa, Sayın Bakan bir an önce binlerce gencin hayaliyle oynadığı ve süreci yönetemediği için görevden alınmalıdır.


(Memurlar.Net'ten Alıntıdır)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK