Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.185
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.185
  • Müdür Yardımcısı
# 27 Ağu 2011 16:38:06

MARS
Hayatınızda ilk ve tek olacak DIKKAT!!!

Mars gezegeni Agustos'tan itibaren gecele...ri gökyüzünün en parlak cismi olacak. Mars çıplak gözle dolunay kadar büyük görünecek. 27 Agustos'ta Mars Dünya'ya 34,65 milyon mil yaklastiginda en büyük göründügü gün olacak.

27 Agustos gecesi 00:30'da gökyüzünü izleyin.

Dünyanin iki ay'i varmis gibi görünecek. Mars'in dünyaya bu kadar yakin gececegi bir sonraki tarih 2287 yili. Bunu dostlarinizla paylasin. Bugün hayatta olan hicbir kimse bu olayi tekrar göremeyecek..

Çevrimdışı aslanx7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
# 27 Ağu 2011 16:41:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

POSTA'NIN HABERİ ÖĞRETMEN ADAYLARINI ÜZDÜ


Her gün eylem düzenleyen öğretmenlerimizin sorununa çözüm üretmek yerine daha sorunu anlayamamış medyanın manşeti

Haberde "Öğretmen atamaları için dün kura çekimi vardı." başlığıyla başlayarak Milli Eğitim Bakanlığındaki öğretmen atama sistemini bilmedikleri ortaya çıktı.  

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.717
  • 2.877
  • 3.717
# 28 Ağu 2011 23:54:39
GSM şirketlerinin Somali uyanıklığı

Somali'ye kısa mesajla gönderilen yardımlara ek olarak ücret alındığı ortaya çıktı. Yapan GSM şirketleri önce inkar etti, sonra geri adım attı.

Somali'ye yardım için gönderilen her 5 liralık SMS için bazı GSM operatörleri kısa mesaj ücreti aldığı ortaya çıktı. Bir SMS’le 5 lira yardım yapan yurttaşlar, faturaları eline aldıklarında bir de kısa mesaj ücreti ödemek zorunda kaldıklarını gördü.

Somali’ye yardım yapmak için Kimse Yok mu Derneği ve Kızılay’a gönderilen mesajlardan hiçbir ücret almadı. Ancak mesajla Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Vakfı’na yardım edenler 21 kuruş ödemek durumunda kaldı.

Bugün Gazetesi'nin haberine göre, GSM şirketi kampanyanın başlangıcında vakfı ile yapılan bağışlardan SMS ücreti alındığı kabul etti. Açıklamada, “Ancak daha sonra Diyanet Vakfı’nın talebi üzerine yapılan yeni sözleşme ile bu ücreti kaldırdık” denildi.

Yardım mesajlarından ücret aldığı ortaya çıkan diğer GSM şirketinin çağrı merkezinden alınan bilgiye göre, Kimse Yok Mu Derneği’ne bağış yapanlar 2 SMS, Kızılay ve Diyanet Vakfı’na yardımda bulunanlar ise 1 SMS bedeli ile ücretlendirildi.

Bu GSM şirketinin yetkilileri yaptıkları açıklama ile Somali’ye yapılan yardım mesajlarından ücret almadıklarında ısrar etti.

Ancak faturalarında Diyanet Vakfı’na gönderilen mesajın ücretinin yer aldığının ortaya çıkması üzerine yeni bir açıklama daha yaptı. Açıklamada, “Diyanet Başkanlığı ile yaptığımız protokolde mesajlardan ücret kesilmesin ibaresi yoktu. Daha sonra Ulaştırma Bakanlığı ‘sizin de bir katkınız olsun’ deyince biz de Somali’ye gönderilen yardım mesajlarından ücret almadık” denildi.

Açıklamada ayrıca, Kimse Yok Mu Derneği’ne gönderilen mesajlardan da ücret alınmadığı kaydedildi.
 

Diyanet: Gereğini yaparız

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın Müşaviri Abdülkadir Özkan, Ramazan ayının başlangıcında SMS kampanyasını başlattıklarında tüm operatörlerle kontrat imzaladıklarını söyledi. Bu kontrat kapsamında operatörlerin gönderilen bağış mesajlarından ücret almayacağı bilgisinin yer aldığını kaydeden Özkan, “Eğer ücret alınıyorsa sözleşme ihlali yapılıyor demektir ve gereğini yaparız” dedi. Kampanya kapsamında geçtiğimiz hafta itibariyle 2 milyon 350 binden fazla SMS bağışı aldıklarını kaydeden Özkan, “Bunun yüzde 50’sinden fazlası bir operatör üzerinden yapıldı” diye konuştu.

CUMHURİYET

28 Ağustos 2011

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 29 Ağu 2011 18:14:41
Memura 2 yılda bir zam hakkı!

Memur ve işçilerin 'çalışan' başlığıyla tek çatı altında toplanması amacıyla bir adım daha atılıyor.
 


1 Ekim'den itibaren çıkarılacak toplu sözleşme yasasıyla memurlar da işçiler gibi iki yılda bir zam pazarlığı yapacak. İşçiler, hükümetle toplu sözleşme masasına oturuyor ve her altı aylık dönemler için geçerli zammı alıyorlar. Memurlar ise her yıl 15 Ağustos'ta zam pazarlığı yapıyordu.

Zaman'ın haberine göre zam pazarlığının iki yılda bir yapılması ile her yıl toplu sözleşme gerilimi yaşanmayacak. Varılan mutabakatta, memurun her altı aylık dönem için ne kadar zam alacağı belli olacak. Böylece her yıl zam pazarlığı yapılmasına kıyasla herhangi bir maddî kaybı olmayacak. İşçilerde uygulanan sistem, memurlar için de geçerli hale gelecek. İşçiler, iki yılda bir hükümetle zam pazarlığına oturuyor. Alınan zam, iki yıl için geçerli oluyor.

Yeni yasanın memurları yakından ilgilendiren bir diğer düzenlemesi ise hakem heyeti kurulması olacak. Heyet, memurları temsil eden sendikalarla hükümet arasındaki maaş pazarlığında anlaşma sağlanamaması halinde devreye girecek. Heyetin vereceği kararlar bağlayıcı olacak. Bu sebeple heyetin yapısı büyük önem taşıyor. Hakem heyeti ve heyetin yapısı, 1 Ekim'den sonra Meclis'e gelecek olan toplu sözleşme yasası ile belirlenecek. Yasa ile ilgili pazarlıklar ise bakanlıkla sendikalar arasında sürüyor. Hakem heyetinde 4 bakanlık, 4 de sendika temsilcisi bulunması konusunda anlaşma sağlandı. Bunların dışında üniversiteler, YÖK ve yüksek yargıdan üye alınıp alınmayacağı, alınacaksa sayının kaç olacağı gibi hususlar ise netleşmedi.

Bu yıl memur zam görüşmelerinin yapılamamış olması sebebiyle Meclis'in ilk gündemi, toplu sözleşme yasası olacak. 1 Ekim'de Meclis'in açılmasının ardından yasa tasarısı, hızla komisyonlara sevk edilecek. Ardından Genel Kurul'da yasalaşması sağlanacak. Bu sürecin en az 1 aylık zaman alması bekleniyor. Kasım başlarında ise geciken zam pazarlığı için memur ve hükümet masaya oturacak. İlk kez yapılacak toplu sözleşmelerle memurların iki yıl boyunca alacağı zam tespit edilecek. Sendikalar, hükümetin önerdiği rakamları kabul etmemesi halinde hakem heyeti devreye girecek. Heyet, tarafların görüşünü de alarak zam konusunda son sözü söyleyecek. Ancak bütün bu sürecin, bütçe görüşmelerinin tamamlandığı aralık ayının son günlerine kadar bitirilmesi gerekiyor. Çünkü memurun alacağı zammın bütçede yer alması gerekiyor. Bu nedenle bu yılki toplu sözleşme takvimi bir hayli sıkışık.

2,5 milyon memurun yıllardır beklediği toplu sözleşme hakkı 12 Eylül'de yapılan referandumla Anayasa'ya girdi. Ancak memurların toplu sözleşme hakkının uygulamaya geçmesi için uyum yasasının çıkarılması gerekiyordu. Yasa çıkarılamadığı için her yıl ağustosta yapılan zam görüşmeleri, bu yıl gerçekleştirilemedi. 1 Ekim'den sonra ise yeni yasa çıkarılarak toplu görüşme yerine toplu sözleşme olarak yapılacak. Toplu sözleşme süreci ile birlikte özellikle sosyal haklarda iyileşme getirecek. Toplu görüşme sisteminde taraflar arasında uzlaşma sağlansa bile hükümet kararları hiç uygulamadığı gibi, değişiklik yaparak da uygulayabiliyordu. Ancak toplu sözleşmede masada alınan kararlar Bakanlar Kurulu kararı niteliğinde. Varılan mutabakat üzerinde hükümet değişiklik yapamayacak. Kararlar aynen uygulamaya girecek. Mutabakata varılamaz ise bu kez son sözü hakem heyeti söyleyecek.
 

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 29 Ağu 2011 18:18:28
Türkiye'nin 2. kadın valisi göreve başladı

Yalova’nın ilk, Türkiye’nin ikinci kadın valisi Esengül Civelek, bugün görevine başladı. Polis mangasını selamlayan Vali Civelek, kendisini karşılayan Valilik personeliyle tek tek tokalaştı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından imzalanan kararnameyle Yalova Valiliği’ne atanan Milli Eğitim Bakanlığı eski Müsteşarı Esengül Civelek için Yalova Valiliği bahçesinde tören yapıldı. Çevredekiler, Yalova’nın ilk kadın valisini görebilmek için bahçeyi çevreleyen parmaklıkların dışında bekledi. Kendisini karşılayan protokolle tek tek tokalaşan Vali Esengül Civelek, ardından makamına geçti.

Türkiye'nin ikinci kadın valisi göreve başladı
Burada açıklama yapan Vali Esengül Civelek, Yalova’ya vali atanmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, Yalova’ya hizmet edeceği için gurur, onur ve mutluluk duyduğunu söyledi. Yalova’nın gelişmesi için el birliğiyle çalışacaklarını ifade eden Vali Esengül Civelek, "İlimizin her yönden, her açıdan kalkınması, gelişmesi için çalışmalarımızı çok değerli Yalovalılar’la, kamu kurum kuruluşları, yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği, elbirliği, gönül birliği içerisinde gerçekleştirdiğimiz ve sorunların çözümünde diyalog ve karşılıklı görüş alışverişi benimsediğimiz takdirde ilimiz için güzel, önemli hizmetler gerçekleştirebileceğimize inanıyorum" diye konuştu.

Vali Civelek, amaçlarının vatandaşın mutluluğu, huzuru, refahı ve yaşam kalitesinin arttırılması olduğunu dile getirdi. Daha önce Yalova Valisi olarak görev yapan kişilere teşekkür ettiğini kaydeden Vali Esengül Civelek, "Kamu hizmetlerinin kaliteli, etkin, süratli, verimli bir şekilde sunulması, kamu yönetimi mekanizmalarının sağlıklı bir şekilde işletilmesi, devlet ve vatandaş arasında anlamlı bir ilişki oluşturulabilmesi, bizim en önemli görevimizdir.

Bu görevleri yerine getirirken de adalet, eşitlik, tarafsızlık, insan hakları, hukukun üstünlüğü, dürüstlük, sorumluluk gibi ilkeler esas alınacaktır. Başlatılan tüm proje ve çalışmalar, yatırımlar kaldığı yerden aynı şekliyle devam edecektir" diye konuştu.

Vali Civelek, Yalovalılar’ın Ramazan ve Zafer bayramlarını da kutladı.

ANKA

Çevrimdışı m.dernek

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.087
  • 1.925
  • 1.087
  • 1.925
# 29 Ağu 2011 18:37:56
Türk Dil Kurumu Ve Türk Tarih Kurumu Kaldırılıyor Bundan Yorumsuz Haber Mi Olur

Çevrimdışı maşaf32

  • Uzman Üye
  • *****
  • 622
  • 3.040
  • Müdür Yardımcısı
  • 622
  • 3.040
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Eyl 2011 11:44:00
 :o
G.S. Sabri'nin sırrı çözüldü!


“Vücudu dengeler” sloganıyla satılan bileklik, Mayo Clinic’in, “Bilimsel hiçbir tarafı yok” araştırması sonucu tazminat davalarına konu oldu.

Türkiye’de rengarenk plastik bileklikler son dönemde çok revaçta. Özellikle ünlü sporcular ve sanatçılar tarafından takılan Power Balance adı verilen bilekliklerin en önemli özelliği ise kişiye denge ve güç sağladığı iddiası... Power Balance’ın ince bir lastik üzerindeki bombeli kısımlarına yerleştirilen hologramlar sayesinde kişiye denge, güç ve enerji verdiği iddia ediliyor. Türkiye’de satış yapılırken ‘Hologramlardaki negatif iyonlar vücuttaki enerjiyi düzenliyor ve vücudu dengeliyor’ ibaresi karşınıza çıkıyor. Oysa bilekliklerin üreticisi Avustralyalı Power Balance bu söylemi tüm dünyada değiştirdi. Şu anda şirket resmi olarak ‘Power Balance’ın tarzına ve rahatlığına bayılacaksınız. Bu spor görünümü her türlü kıyafetinize uyum sağlayacak’ sloganını kullanıyor.

Bu açıklamanın sebebi ise şirkete açılan davalar ve tüketiciyi yanlış yönlendirme... Power Balance, ünlü sporculara ve sanatçılara verdiği sponsorluklarla tanıtımını yapan bir şirket. Shaq O’Neal ve Derrick Rose gibi NBA oyuncuları ve David Beckham, Ronaldo gibi futbocuların ve Leonardo DiCaprio ile Robert De Niro gibi yıldızların da kullandığı şirket, iyonlaşma sistemiyle geliştirilmiş hologramlar sayesinde vücuda enerji verdiğini öne sürmüştü. Fakat 2010 yılında açılan dava sonrasında yetkililer ‘Tanıtımlarımızda ürünülerimizin güç, esneklik ve denge sağladığını açıklamıştık. Bunun bilimsel bir kanıtı olmadığını itiraf ediyoruz. Eğer yanlış yönlendirildiğinizi düşünüyorsanız paranızı iade edebilirsiniz’ açıklamasını yaptı. 2011 yılının Ocak ayında ise 100 kişi şirketin sponsorluk verdiği yıldız basketbolculardan Lamar Odom ve Shaq O’Neal’ın tüketiciyi yanlış yönlendirdiğini iddia ederek, insanları kandırmaya yönelik reklam yapmaktan dava açıldı.

BİLEKLİK TEZGAHTA 20 TL
Türkiye’de yaz aylarından beri yaygın olarak kullanılmaya başlanan ve fiyatları 50 dolardan başlayan bileklikler bayram öncesinde tezgahlara düştü. Meydanlarda, işlek caddelerde ve yol kenarlarında satılan bilekliker hakkında Beyazıt Meydanı’ndaki bir satıcı ‘Dükkanda 60 TL’ye satılıyor fakat şimdi kampanya olduğu için 20 TL’ye alabilirsin’ dedi. Ürünün ABD yapımı olduğunu söyleyen satıcı daha sonra bilekliği benim üzerimde denedi. Kollarımı açmamı ve tek ayak üstünde durmamı isteyen satıcı, bir kolumdan çekerek dengemi bozmaya çalıştı. Hazırlıksız olduğum için elbette diğer ayağımla destek aldım. Daha sonra bilekliği takarak aynısını denedi. Yine aynı şiddette kolumu çekmesine rağmen bu sefer mucizevi bir biçimde dengede durdum. Kutunun içinde şirkete dava açan Lamar Odom’un resminin olması dikkat çekiciydi. Bu tanıtım hakkında yorum yapan spor bilimleri profesörü John Porcari de ‘İlk denemeden sonra kişi kendini aynı şiddete hazırlıyor. Böylelikle daha hazırlıklı oluyor, dengede kalıyor’ dedi.

PLACEBO ETKİSİ
Bileklik hakkında yapılan incelemeler ise, şirketi doğrular nitelikte. Mayo Clinic ve Bağımsız Araştırmacılar Grubu bilekliğin, 90’larda kullanılan stres bileziği gibi psikolojik güç verdiğini ve placebo etkisi yarattığını açıkladı. İngiltere’deki Cork Üniversitesi profesörü Dylan Evans da ‘Tanıtımı çok iyi yapılan bir ürün. Tamamen placebo etkisi yaratıyor. 30 Sterlinlik bir aksesuar ile placebo etkisi yaratabilirsiniz’ dedi. Öte yandan şirkete ve benzer ürünleri satanlara yalan reklam yapmaktan dolayı İspanya’da 15 bin euro, İtalya’da ise 350 bin euroluk davalar açıldı.

Türkiye’de de ekmek peynir gibi satan denge bilekliği özellikle gençler tarafından tercih ediliyor. ;D

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.185
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.185
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Eyl 2011 14:06:27
SAMSUN (İHA) - IMF'ye e-mail atan ve posta ile başvuran Cerit, 5 aylık süre içinde cevap alamayınca sonunun çözümünü bulamadıklarını düşerek kendisi çözdü.

14 yıldır matematik üzerinde çalışan Aydın Cerit, "Ben, yaptığım bir hata yüzünden başkalarının borcunu ödemek zorunda kaldım. Bundan dolayı borcu sevmiyorum. Ülkem, IMF'ye borçlu. Bu borcun bir an önce bitmesini istiyorum. Matematik üzerinde araştırmalar yapıyorum. Bu araştırmalar sırasında aklıma Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu silecek bir soru hazırlamak geldi. 14 yıllık birikimin katkısıyla iki günde bir soru hazırladım. Bu soruyu mevcut teknoloji ile çözmek mümkün değil. Kendi geliştirdiğim bir algoritma ile bu problemleri hazırlıyor ve çözüyorum. Problemin çözümü için 5 ay, 30 Ağustos 2011 tarihine kadar süre verdim. IMF'ye bu soruyu çözemezsen Türkiye'nin borcunu sil diyerek e-mail ve posta ile başvurdum. 5 aylık süre sona erdi ve IMF'den bir cevap gelmedi. Bende soruyu çözemediklerini düşerek süre dolduğu için kendim açıklıyorum. IMF soruyu çözemediği için Türkiye'nin borcunu silsin. Eğer çözmüş olsaydı bende kendilerine başvurmamda belirttiğim gibi, bütün geleceği ölene kadar IMF'ye adamıştım. Onların hizmetçisi olacaktım. Bavulumu hazırlayıp bekliyordum. Hatta eve hırsız giren sorunun çözümünü çalar diye de 5 ay gözümü doğru dürüst uyku girmedi" dedi.

Cerit, IMF'nin kendisine, "Boşuna bekleme. Biz böyle bir soruyu kabil edemeyiz" diye bir tepki de gelmedi. O yüzden soruyu kabul etmiş sayılırlar. IMF işin içinden çıkamamış. O yüzden bana cevap veremediler" şeklinde konuştu.

Aydın Cerit'in IMF'ye sorduğu soru şöyle: "n bir sayma sayısı olmak üzere 10 üssü n-1 sayıları veriliyor (tüm rakamları 9 olan n basamaklı sayılar). n en az kaç olmalı ki? 1000002 ile 1001502 (1 milyon 2 ile 1 milyon bin 502 arasındaki 120'yi aşkın) arasındaki asal sayıların her birine ayrı ayrı tam olarak bölünebilsin?"

Cerit cevabı ise şöyle açıkladı: "Bu sorunun çözümünde 4 aşama vardı. Birinci aşamada verilen aralıktaki asallar tespit edilecekti. Bunların sayısı 117 tane olup, 1000003, 1000033 bu şekilde devam ederek 1001501'de bitiyor. İkinci aşamada, 117 asalın tam, yarı ve az üretken ayrımlarını yapmaktı. Üçüncü aşamada ise, asalları adı geçen asalın moduna göre 1'e denk yapan bu sayıların asal çarpanlarından ayrılması gerekiyor. Bunların okek'ini oluşturan 144 asalın çarpımı aranan N sayısını verecekti. Dördüncü aşamada da, N 'nin asal çarpanlarını da çarparak N'yi bulmak gerekiyordu. N.'nin 2 çarpanı şudur: 259 basamaklı 946...sayısı ile 206 basamaklı 373... sayısının çarpımından gelen 465 basamaklı N sayısı 353...diye başlayan 465 basamaklı sayıdır."

Çevrimdışı KASKAYA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 586
  • 1.506
  • Okul Müdürü
  • 586
  • 1.506
  • Okul Müdürü
# 01 Eyl 2011 14:32:17


Yetiştirme yurdunu ziyaret eden Bülent Arınç içeri ayakkabılarını çıkarıp girerken valiye galoşu kadın görevli giydirdi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa’da Sırameşeler Kız Yetiştirme Yurdu ve Çocuk Evi’ni ziyaret etti. Çocuk Evi’nde incelemelerde bulunan Arınç, girişte ayakkabılarını çıkarıp içeri girerken, Vali Şahabettin Harput’a görevli kadının galoş giydirmesi ise dikkat çekti.

Seçim bölgesi Bursa’ya bayramlaşma programları kapsamında gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eşi Münevver Arınç ve Bursa Valisi Şahabettin Harput ve eşi Funda Harput ile dün Sırameşeler Kız Yetiştirme Yurdu ve Çocuk Evi’ni ziyaret etti. Burada çocuklar tarafından çiçeklerle karşılanan Arınç, çocuklar ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra çocukların bayramını kutlayan Arınç, burada yetişip Bilecik Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünü kazanan Bursa Valiliğinin bilgisayar alıp okul masraflarını karşılayacağı Gülistan Taş ve Anadolu Üniversitesi Resim - İş Bölümünü kazanan Tuba Tuğa’ya kitap hediye etti.

Daha sonra Çocuk Evi’ne geçen Arınç, Vali Harput ile birlikte burada incelemelerde bulundu. Evin girişinde Başbakan Yardımcısı Arınç ayakkabılarını çıkararak girerken, Vali Harput’a ise burada görevli bir kadın tarafından galoş giydirilmesi ise dikkat çekti.

Arınç, daha sonra Ali Osman Sönmez ve Büyükşehir Belediyesi Huzurevleri, Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi ile Türkiye Harp Mamulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimler Derneği Bursa Şubesi ve Türkiye Emniyet Teşkilatı Gazi ve Şehit Aileleri Vakfı Bursa Şubeleri’nde ziyaretlerde bulundu. (Radikal)


Çevrimdışı KASKAYA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 586
  • 1.506
  • Okul Müdürü
  • 586
  • 1.506
  • Okul Müdürü
# 01 Eyl 2011 14:37:38
YİNE BİR KHK, YİNE BİR KORKU!

01.09.2011 12:05

Önceki yazımda söz etmiştim…
Ne zaman bir ‘kanun hükmünde kararname’(KHK) çıkarıldığını duysam, korkarım!
Yine birileri bizi öpüyor, diye düşünürüm…
Çünkü, çıkarılan KHK’lerin altında hep bir ‘kaçırma’ ve kısa yoldan sonuca gitme amacı vardır…
Sağlık Bakanlığı’nın, tüm teşkilatı değiştiren KHK’siyle aynı tarihlerde (17 Ağustos 2011), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bir KHK çıkardı.
Bu kararnamede can alıcı iki konu var;
1- ‘Doğal SİT Alanları Koruma Kurulu’ feshedilerek, üyelerinin görevlerine son veriliyor…
2- Cumhuriyet tarihi boyunca, doğal SİT alanları üzerine alınmış olan tüm kararlar yok sayılıyor ve doğal SİT alanlarını yeniden değerlendirmek üzere yeni bir kurul oluşturuluyor…
                 ****
Ülkemizde 13 bin 377 SİT alanı var. Bunların bin 685’i doğal SİT alanı.
Bir yerin ‘doğal SİT alanı’ sayılarak özel korumaya alınması için özel koşullar taşıması gerekiyor. Ender bulunan özellik ve güzellikte olmaları, gerekli olan koşulların başında geliyor. Yer üstünde, yer altında veya su altında bulunabilen doğal SİT alanları ülkemizin altın bilezikleri gibi…
Örnek vermek gerekirse hidroelektrik santralleri yapılmaya çalışılan Fırtına Deresi bir doğal SİT bölgesidir…
Egenin güzelim sahil ve koylarının birçoğu da doğal SİT alanı içindedir…
(Ege’de doğal SİT alanı olan sahil ve koyların bazıları aynı zamanda  ‘arkeolojik SİT’ özelliği taşır.)
Anlaşılacağı gibi, KHK ile dokunulmazlığı kaldırılan doğal SİT alanları, hem ‘doğa moğa dinlemeyen’ yöneticilerin, ve hem de gözlerini ranta dikmiş olanların iştahını kabartan yerlerdir…
                     ****
Bu 17 Ağustos KHK’sı ile, 1685 doğal SİT alanının geleceği, Çevre Bakanı’nın niyetine terk edilmiş olmaktadır…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bu KHK için şunları söylemiş;
“Geleneksel korumadan, bilgiye ve elde edilecek verilere dayalı bilimsel etkin korumaya geçeceğiz”
Bu yuvarlak sözler korkularımızın azalması için elbette güvence olamaz. Bir siyasetçinin iki dudağı arasına bırakılan doğal SİT koruması, yeni KHK nedeniyle artan bir kaygıyla izlenecektir.
Çünkü, var olan Koruma Kurulu’nun feshedilerek üyelerinin görevine son verilmesi ve geçmişteki tüm doğal SİT kararlarının yok sayılması öyle masum ve kolay kabullenilecek bir durum değildir…
Bu KHK’dan kaygı duyanların aklına gelen ilk olasılık, değerli doğal SİT alanlarının bu kararname ile rantiyecilere ve HES tahribatı yapmak isteyenlere sunulmak istenmesidir…
Nitekim, Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir bu KHK’ye büyük tepki göstererek bunun, ‘Hamuduyla götürmek’ olduğunu vurguluyor.
Çünkü diyor, “Bu KHK ile; Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği, Ege’de ise Çeşme, Bodrum, Sarıgerme ile Antalya sahil ve koylarının rantiyecilere sunulmasının önü açılacak.”
Elbette en büyük doğa katliamı da Başbakan’ın memleketi Rize’de HES yapılmasının önü açılarak olacak…

                        ****

Bu KHK’ye göre, Bakan Bayraktar’ın oluşturacağı “Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Kurulu”nun kimlerden oluşacağı büyük önem taşıyor.
Sayın Bakan’ın niyeti konusunda sahip olduğumuz karamsarlık, dileriz bu kurulu oluşturacak olanların nitelikleri ile azalır…
Eğer Sayın Bayraktar’ın ‘atayacağı’ kurul üyeleri, her telefona ‘emredersiniz!’ diyen kişiler olursa, vay bizim doğal SİT alanlarımıza…

ama yine de bir umudumuz hala var.

Çevre Mühendisleri Odası, CHP ile el ele verip KHK’nın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gitmeye karar vermiş…

Dileriz, Anayasa Mahkemesi korkularımızı ortadan kaldıracak bir karar alır…
Suat Çağlayan
Odatv.com

Çevrimdışı suatin

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.659
  • 57.185
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.659
  • 57.185
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Eyl 2011 14:49:46


GENÇLER NEREYE GİDİYOR

Can Dündar yazısı

Milliyet'in 3. sayfasında bir haber :

"12 yaşındaki kız internette tanıştığı adama kaçtı. "

Sayfayı çevirin:

Edirne'de sevişirken görüntülenen liseli kızın fotoğrafları...Ve günlerdir Mardin'den Sivas'a kadar Türkiye'nin dört bir yanından 12 -13 yaşında küçük kızlara tecavüz haberleri...

Madalyonun bir yüzünde ağzı salyalı sübyancılar var. Peki diğer yüzünde?...

Alttan alta inanılmaz bir " ergen ihtilali "yaşadığımızın farkında mısınız? Son zamanlarda bir lise mezuniyet balosunda bulundunuz mu hiç? Gitseniz, gördüğünüz ağır makyajlı,cesur dekolteli, yüksek topuklu, cep telefonlu kızların 16 - 17 yaşında olduğuna inanabilir miydiniz acaba?

Levent'te bir estetik kliniğinde görevli bir uzmanla görüştüm.

Dinlediklerime inanamadım:

" 14 - 15 yaşında kızlar, ana babalarından habersiz gelip kaşlarını kaldırmak, fazla yağlarını aldırmak, selülit tedavisi yaptırmak istiyor " muş.

Geçenlerde bir kız elinde Angelina Jolie ' nin fotoğrafıyla gelmiş ve " Bunun ki gibi dudak istiyorum " demiş.

18' lik bir lolita da göğüslerini büyütmesi için yalvarmış.

" En büyük istekleri " neymiş biliyor musunuz?

Zara'nın ya da Diesel' in 34 bedenine sığmak...Bunun için yarışıyorlarmış: " Çünkü televizyonda gördükleri mankenler 34 beden giyiyor. Onu giyebilmek için 44 kilo kalmaları lazım.

Bunun için resmen aç geziyorlar. Gün boyu yedikleri, bir kase yoğurt, iki tas salata, sigara, kahve ve kola... 500 kaloriyle yaşamaya çalışıyorlar. O yüzden vücutlarında demir, sodyum eksikliği var.

Yanlış beslendikleri için vücutları hızla deforme oluyor, müdahale için de bize geliyorlar. "

Uzman, bunun son 3 yılda gözlenen bir " patlama" olduğunu söylüyor:

"Ben de anneyim, 18'lik ' lipolu ' (yağ aldırmış) kızları görünce dehşete kapılıyorum.

Biriktirdiği 300 - 500 milyonla gelip; ' Dudağımızı şişir' diyenleri ' Bırakın dudağınızı da gidin kafanızı şişirin' diye geri yolluyorum. "

Genelde üst gelir grubundan hastaları bulunan bir jinekoloğun gözlemleri daha da çarpıcı:

"Genç nüfusta müthiş bir uyanma var " diyor. 17 - 18 yaşlarında lise öğrencilerinin kürtaj için başvurduğunu söylüyor ve bazı gözlemlerini aktarıyor :

Batı'da ergenlik yaşı 16 - 17' den 11 - 12' ye geriledi.

Amerika'da10 yaşa kadar düştü. Genç kızlar annelerinden çok daha erken adet görüyor artık...

Bunun, iklimden beslenmeye kadar pek çok nedeni olabilir ama en önemli nedenlerinden biri " psiko -

seksüel uyarımın artması "...Yani, okulda, çevrede ve özellikle de medyada cinsel teşhirin yaygınlaşması... Baştan çıkarıcı klipler, uyarıcı filmler, cinsellik yüklü diziler, çıplaklığa çağıran reklamlar, beyinde ergenliği erken uyandırıyor, cinselliğin keşfini hızlandırıyor.

Özellikle varlıklı kesimden gençler, lise çağında, özentiyle büyük ve seksi görünme derdine düşüyor. Karşı cinsi de sadece bir seks nesnesi olarak görüyor. Anneleri mi? Onlar da kızlarının ponponlu çorapları ve lastik ayakkabılarıyla genç görünme çabasında...

Küçükler büyük, büyükler küçük görünmek için yarışıyor adeta...

Kimseyi suçlamayalım; bu tablo bizim eserimiz:

İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki?

Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara "

Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt " öğüdü verebiliriz ki?

Yasak çare değil... Beyin faaliyetine itibar kazandırmaya ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var.

Bu toplum nereye gidiyor sizce..

CAN DÜNDAR

Çevrimdışı H.öğrt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 145
  • 561
  • 145
  • 561
# 03 Eyl 2011 12:39:26
Şimşek'e twitter kuşatması

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e twitter'da atanamayan, kasımda atama isteyen öğretmenlerden mesaj yağdı. Tüm mesajları okumak istediğini belirten Şimşek, aynı mesajların yollanmasının değerlendirmeyi zorlaştırdığını belirtti. Bakan hem sitem etti hem şu bilgileri paylaştı:

- Aşırı yoğunluk içinde gerçekten ciddi fedakarlık gösterek burada her yazılanı teker teker okuyorum. Ancak bazı arkadaşlar aynı mesajı onlarca kez ve arka arkaya yolluyor. Bu şekilde bir bombardıman, haklı olduğunuz ve bize duyurmanız gereken en önemli konuları bile sempatik olmaktan uzaklaştırıyor. Bu platformu çok itinalı kullanırsak bu iletişim aracı çok daha verimli hale gelir:-)

- 2002'den bu yana bütçeden en yüksek payı eğitime ayırdık.

 
ATAMA İHTİYACA GÖRE

- 79 yılda 432, 000 ögretmen alınmışken biz 9 yılda 301,000 öğretmen aldık yani %70 artış sağlanmış oluyor.

- Önümüzdeki yıllarda sadece ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda öğretmen almaya devam edeceğiz.

- Geçmişte kamu çalışanları arasında yaratılan ücret dengesizliklerini AK Parti hükümetleri gideriyor. Örneğin, denge tazminatı sistemini biz kurduk ve ek ödemesi olan ve olmayan memurlar arasındaki uçurumu azalttık.

- Ne kandıran olacağız ne de kandırılan. Kimse popülist olmamızı beklemesin. Sorunların çözümünde ülke kaynaklarını rasyonel bir biçimde kullanmaya devam edeceğiz.

- Avrupa ve dünyanın gelişmiş ülkelerinin hali ortada. Bütçe disiplini olmayan bir Türkiye onlar gibi olur.

Çevrimdışı bikes

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.749
  • 2.886
  • 1.749
  • 2.886
# 03 Eyl 2011 13:14:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

GENÇLER NEREYE GİDİYOR

Can Dündar yazısı

Milliyet'in 3. sayfasında bir haber :

"12 yaşındaki kız internette tanıştığı adama kaçtı. "

Sayfayı çevirin:

Edirne'de sevişirken görüntülenen liseli kızın fotoğrafları...Ve günlerdir Mardin'den Sivas'a kadar Türkiye'nin dört bir yanından 12 -13 yaşında küçük kızlara tecavüz haberleri...

Madalyonun bir yüzünde ağzı salyalı sübyancılar var. Peki diğer yüzünde?...

Alttan alta inanılmaz bir " ergen ihtilali "yaşadığımızın farkında mısınız? Son zamanlarda bir lise mezuniyet balosunda bulundunuz mu hiç? Gitseniz, gördüğünüz ağır makyajlı,cesur dekolteli, yüksek topuklu, cep telefonlu kızların 16 - 17 yaşında olduğuna inanabilir miydiniz acaba?

Levent'te bir estetik kliniğinde görevli bir uzmanla görüştüm.

Dinlediklerime inanamadım:

" 14 - 15 yaşında kızlar, ana babalarından habersiz gelip kaşlarını kaldırmak, fazla yağlarını aldırmak, selülit tedavisi yaptırmak istiyor " muş.

Geçenlerde bir kız elinde Angelina Jolie ' nin fotoğrafıyla gelmiş ve " Bunun ki gibi dudak istiyorum " demiş.

18' lik bir lolita da göğüslerini büyütmesi için yalvarmış.

" En büyük istekleri " neymiş biliyor musunuz?

Zara'nın ya da Diesel' in 34 bedenine sığmak...Bunun için yarışıyorlarmış: " Çünkü televizyonda gördükleri mankenler 34 beden giyiyor. Onu giyebilmek için 44 kilo kalmaları lazım.

Bunun için resmen aç geziyorlar. Gün boyu yedikleri, bir kase yoğurt, iki tas salata, sigara, kahve ve kola... 500 kaloriyle yaşamaya çalışıyorlar. O yüzden vücutlarında demir, sodyum eksikliği var.

Yanlış beslendikleri için vücutları hızla deforme oluyor, müdahale için de bize geliyorlar. "

Uzman, bunun son 3 yılda gözlenen bir " patlama" olduğunu söylüyor:

"Ben de anneyim, 18'lik ' lipolu ' (yağ aldırmış) kızları görünce dehşete kapılıyorum.

Biriktirdiği 300 - 500 milyonla gelip; ' Dudağımızı şişir' diyenleri ' Bırakın dudağınızı da gidin kafanızı şişirin' diye geri yolluyorum. "

Genelde üst gelir grubundan hastaları bulunan bir jinekoloğun gözlemleri daha da çarpıcı:

"Genç nüfusta müthiş bir uyanma var " diyor. 17 - 18 yaşlarında lise öğrencilerinin kürtaj için başvurduğunu söylüyor ve bazı gözlemlerini aktarıyor :

Batı'da ergenlik yaşı 16 - 17' den 11 - 12' ye geriledi.

Amerika'da10 yaşa kadar düştü. Genç kızlar annelerinden çok daha erken adet görüyor artık...

Bunun, iklimden beslenmeye kadar pek çok nedeni olabilir ama en önemli nedenlerinden biri " psiko -

seksüel uyarımın artması "...Yani, okulda, çevrede ve özellikle de medyada cinsel teşhirin yaygınlaşması... Baştan çıkarıcı klipler, uyarıcı filmler, cinsellik yüklü diziler, çıplaklığa çağıran reklamlar, beyinde ergenliği erken uyandırıyor, cinselliğin keşfini hızlandırıyor.

Özellikle varlıklı kesimden gençler, lise çağında, özentiyle büyük ve seksi görünme derdine düşüyor. Karşı cinsi de sadece bir seks nesnesi olarak görüyor. Anneleri mi? Onlar da kızlarının ponponlu çorapları ve lastik ayakkabılarıyla genç görünme çabasında...

Küçükler büyük, büyükler küçük görünmek için yarışıyor adeta...

Kimseyi suçlamayalım; bu tablo bizim eserimiz:

İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki?

Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara "

Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt " öğüdü verebiliriz ki?

Yasak çare değil... Beyin faaliyetine itibar kazandırmaya ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var.

Bu toplum nereye gidiyor sizce..

CAN DÜNDAR
can dündar yazı yazdığı gazeteyi pek incelemiyor galiba. çocukları bunlara özendiren gazetelerin başında o gazete geliyor

Çevrimdışı maşaf32

  • Uzman Üye
  • *****
  • 622
  • 3.040
  • Müdür Yardımcısı
  • 622
  • 3.040
  • Müdür Yardımcısı
# 04 Eyl 2011 11:28:02
2011-2012 öğretim yılına hazırlık ödeneği ne kadar? (Kırtasiye parası) Öğretim yılına hazırlık ödeneği ne zaman ödenecek?


2011 yılı yönetim bütçe kanuna göre; 657 sayılı Kanunun ek 32 ncı maddesi uyarınca verilecek öğretim yılına hazırlık ödeneği Bakanlar Kurulu karan aranmaksızın 570 Türk Lirası olarak ödenir. Bu ödeme: Öğretim yılının başladığı aydan sonra ve birinci dönem ders yılının sonundan önce göreve başlayanlara %75 i. binnci dönem ders yılından sonra ve ikinci dönem ders yılının sona ermesinden önce göreve başlayanlara ise %50 si oranında yapılır.

Buradan ne anlamalıyız?
1- Eylül ayında görevde olanlar için brüt 570 TL
2- Eylül ayından sonra 1. dönem içerisinde göreve başlayanlara brüt 427.5 TL (askerlik görevi dönüşü, ücretsiz izin sonrası vb.)
3- İkinci dönem içerisinde göreve başlayanlara brüt 285 TL ödenecek. (askerlik görevi dönüşü, ücretsiz izin sonrası vb.)
Öğretim Hazırlık Ödeneği Kimlere Ödenecek?
2011-2012 öğretime hazırlık ödeneği kadrolu ve sözleşmeli çalışan öğretmenlere ödenecek.
Ücretli öğretmenler öğretime hazırlık ödeneğinden yararlanamayacak.
Okullarda öğretmenlerle birlikte çalışan memur ve hizmetlilerin bu ödenekten yararlanamayacak olması çalışanlar tarafından “adaletsizlik” olarak değerlendirildi.
Öğretim Hazırlık Ödeneği Ne Zaman Ödenecek?
2011 2012 öğretime hazırlık ödeneği Eylül ayı içerisinde ödenecektir. Eğitim öğretim dönemi başlamasıyla birlikte okullara gönderilecek resmi yazıyla bu tarih netleşecek olsa da 1 Ekim tarihine kadar ödemelerin yapılması bekleniyor.
Son Onyedi Yıla Ait Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği (Brüt):

2011-2012: 570 TL
2010-2011: 540 TL
2009-2010: 515 TL
2008-2009: 475 YTL (475 TL)
2007-2008: 450 YTL (450 TL)
2006-2007: 425 YTL (425 TL)
2005-2006: 400 YTL (400 TL)
2004-2005: 350 milyon lira (350 TL)
2003-2004: 250 milyon lira (250 TL)
2002-2003: 175 milyon lira (175 TL)
2001-2002: 115 milyon lira (115 TL)
2000-2001: 75 milyon lira (75 TL)
1999-2000: 50 milyon lira (50 TL)
1998-1999: 35 milyon lira (35 TL)
1997-1998: 20 milyon lira (20 TL)
1996-1997: 8 milyon lira (8 TL)
1995-1996: 4 milyon lira (4 TL)

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.858
  • 94.569
  • 10.858
  • 94.569
# 08 Eyl 2011 12:18:27
Okullarda enerji tasarrufuna gidiliyor
Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü, enerji tasarrufu ile ilgili ihtiyaçlara dair farkındalığın artırılması ve enerji verimliliği konusunda bilinç düzeyinin artırılması amacıyla "Very School Projesi"ni hazırladı. Proje için 1.4 milyon euro bütçe ayrıldı.

ANKA’nın edindiği bilgiye göre, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü okullarda enerji tasarrufu sağlamak için "Very School" adlı bir proje hazırladı. Proje 2011 teklif çağrısı döneminde genel amacı, rekabetçi ve yenilikçi bir bilgi toplumunun gelişiminin hızlandırılması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin topluma yaygınlaştırılması ve etkinleştirilmesi olan Bilgi İletişim Teknolojileri Politika Destek Programı(ICT PSP) kapsamında desteklenmeye değer görüldü.

Bu proje, okulların enerjisinin verimli kullanılması konusunda bir yol haritası rolü üstlenirken, ayrıca proje okullarda enerji tüketiminin azaltılması için gerekli üç temel unsuru ele alacak. Bunlar; Okullara özgü bilgi iletişim teknolojilerinin oluşturulması; Okullarda enerji akışının daha iyi yönetilmesi; Okullardan sorumlu bölge seviyesindeki karar vericilerin enerji yönetimi ile ilgili sürece dâhil edilmeleri şeklinde hayata geçirilecek.

-PROJEYE 1.4 MİLYON EURO BÜTÇE TAHSİS EDİLDİ-
Very School projesi okullarda; enerji tasarrufu ile ilgili ihtiyaçlara dair farkındalığın arttırılmasının yanı sıra, enerji hizmetlerini elde etmek için yöntemsel rehberliğin sağlanması ve enerji verimliliği konusunda bilinç düzeyinin artırılmasını da amaçlıyor. Proje ortaklığı İtalya, Macaristan, Bulgaristan, Portekiz, İrlanda, İngiltere, Sırbistan, Belçika ve Türkiye’den 13 kuruluşun bir araya gelmesi ile oluşturulurken, proje bütçesi toplam 1 milyon 430 bin euro’dan oluşuyor.

Proje ayrıca, Kalkınma Bakanlığı tarafından da ödüle layık görüldü.


 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK