Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı bilgidolu

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 827
  • 1.016
  • 827
  • 1.016
# 08 Ara 2011 22:44:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Google’ın kurucusu Larry Page : Türk kullanıcıları bunların hesabını verecek !
– 28 KASIM 2011


Internet’in en büyük arama motoru Google’ın kurucusu ve Google Inc’in Yönetim Kurulu Başkanı Larry Page yaptığı açıklama ile Türk Internet Kullanıcılarının gözünü korkuttu.


 
NEDEN BÖYLE YAPIYORLAR ANLAMIYORUM ?

Yaptıkları detaylı analiz çalışmalarının sonucuna göre, Türk kullanıcılarının Google’ı araştırma yapmak ya da bir bilgiye ulaşmak yerine diğer sitelere bir geçiş aracı olarak kullandıklarını tespit ettiklerini belirten Larry Page “Neden böyle yapıyorlar anlamıyorum, Facebook’a girmek için Google’a Facebook yazmak, Twitter’a girmek için Google’a Twitter yazmak aklı başında bir insanın yapacağı iş değil. Böyle yaparak neyi amaçlıyorlar ? Derin ve detaylı analizler yapmasak Türkiye’de insanların Google’ı çok sık kullandılarına inanmaya devam edecektik” dedi.

BİZİ ZARARA SOKTULAR
İlk başlarda sadece Türkiye’den Google’a giriş sayılarını baz aldıklarını ve bu sayılara göre kullanım oranının mükemmel olduğunu düşündüklerini belirten Page, “Oysa yıllardır raporları yanlış yorumluyormuşuz, tüm istatistiklerimizi altüst ettiler, bunun hesabını kim verecek şimdi ?”


 
HAKKIMIZI MAHKEMEDE ARAYACAĞIZ
Kullanıcıların Facebook’a girmek için Google’ı açıp, Facebook yazdıktan sonra ilk siteye tıklamalarını bile belki bir nebze anlayışla karşılayabildiklerini, ancak bir Türk kullanıcının Google’a girmek için Google’ı açıp Google kelimesini yazması sonucu, sistemlerinin sonsuz döngüye girdiğini ve yaklaşık 3 saat boyunca hizmet veremediklerini belirten Page, “O kullanıcının IP adresini tespit edip, mahkemede hesaplaşmasını biz çok iyi biliriz, diğer kullanıcılar da ayağını denk alsın” dedi.

Basın toplantısı sonucunda öfkeden ellerinin titrediği gözlenen Larry Page’in , Google arama motoruna “Google bana karı bul” yazan Türk kullanıcılar hakkında ne tür bir önlem alacağı da merak edilen konular arasında bulunuyor.

-alıntı-

süpermiş:)

bir hizmet sunmuş istediğimiz gibi kullanırız...madem bu amaçla kullanılmasını istemiyormuş sınırlasaymış o zaman..o onun sorunu..ne diyelim şimdi...gönlümüzce kullanmaya devam:))

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 12 Ara 2011 19:33:32
Obeziteye karşı devlet okullarında ücretsiz yemek verilmeli



 Obeziteye karşı mücadelenin sağlıklı gelecek nesiller adına büyük önem taşıdığını dile getiren İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Sadık Çelik, devlet okullarında ücretsiz yemek uygulamasıyla bunun önüne geçilebileceğini ifade etti.

Sadık Çelik, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, bugün sağlıklı beslenen toplumların yarın obezite başta olmak üzere bir dizi hastalıkla uğraşmak zorunda kalmayacağına işaret etti. Parasız yemek uygulamasının hemen başlatılması gerektiğini savunan Çelik, başlatılan ücretsiz kitap uygulamasından sonra bu uygulamanın da sağlıklı nesillerin yetişmesine vesile olabileceğini anlattı. Çelik, gündeme getirdiği öneri ile çocukların doğru beslenmesi konusunda tarihi bir adım atılacağını vurguladı.

Hazır yemek sektörünün böyle bir uygulamayı sosyal sorumluluk projesi olarak üstleneceğini ifade eden Çelik, "Ücretsiz kitap uygulaması okullarda büyük heyecan oluşturmuştu. Şimdi sıra parasız yemek uygulamasında. Devlet okullarındaki çocuklarımızın günde bir öğün dengeli ve yeterli beslenmesi gelecek kuşaklar için sağlıklı bir toplumun oluşmasında önemli bir adım olacak. Yemek sanayicileri bu işi maliyetine yapmaya hazır." dedi.

Çocukların ve gençlerin obezite gibi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: "Sağlıklı beslenme konusunda üzülerek ifade etmeliyim ki okullar bazında sınıfta kalmış durumdayız. Sağlık Bakanlığı bu tespiti yaptı ve okullarda bazı kötü beslenmenin önünü kapatmak için önlemler aldı. Bazı yiyecek ve içeceklerin satışı yasakladı. Ama siz bu yasağın yerini doğru bir adımla doldurmak zorundasınız. Çocukları aç bırakarak bu iş olmaz. İşte bu noktada kalorisi doğru hesaplanmış, çocukların ve gençlerin yaşlarına uygun bir beslenme programını gündeme getirmek gerekiyor. Bunu başarı öyküleri ile uluslara arası arenada devlerin talip olduğu yemek sanayicisi yapabilir. Biz işimizi bilimsel yapıyoruz. Çocuklarımızı bilimsel kurallar çerçevesinde doyurmak istiyoruz. Sağlıklı beslenmenin maliyeti bir ise, gençliği sağlıksız beslenmeye mahkum etmenin maliyeti daha sonra üç oluyor."

Bedelsiz yemek uygulamasının sosyal dengesizliklerin ortaya çıkardığı sıkıntıların da önüne geçeceğini hatırlatan İYSAD Başkanı Çelik, "Okullarda parasız yemek uygulaması, öğrencileri başarıya götüren yolda bir tür ödüllendirme ve teşvik aracı olarak da değerlendirebilir. Bu uygulama aynı şekilde yoksullukla mücadelede de etkin bir sosyal ve politik araç olarak kullanılmalıdır." diye açıklamasını tamamladı.

(CİHAN)

Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.545
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.545
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Ara 2011 22:47:11
HADİ BİRAZ TESELLİ OLALIM....................
DUY DA İNANMA DENİLECEK Bİ HABER........................ ...

ÖĞRETMENLERİN MALİ DURUMUNU DÜZELTECEĞİZ
Sayın Bakan,öğretmenlerin mali durumlarının düzeltilmesinde mutlaka gayret göstereceğini ve bir takım uygulamalarla öğretmenlerin mali durumlarını düzeltmek için elinden geleni yapacağını açıkladı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2011 22:59:44

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Haber yorumsuzda meslektaşlarımızın yorumlarını çok merak ediyorum??...

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Ara 2011 20:31:47
  Epey zamandır sosyal iletişim ağı Facebook'ta hoşuma giden bir şey yapılıyor.. Anlamlı veya özel günlerde tanıyan tanımayan herkes birbirine iyi dileklerde bulunuyor... Devamını okumak için [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 21 Ara 2011 19:40:52
Atanamayan Öğretmenler Korosu'ndan konser


Müge AYYILDIZ/ ANTALYA, (DHA)21 Aralık 2011

Antalya’da ataması yapılmayan öğretmenden oluşan koro Antalya Kültür Merkezi’nde protesto amaçlı konser verdi. Atanamayan öğretmenler korosu ‘İndim havuz başına’ türküsünün sözlerini ‘Girdim yine sınava, bir bakan çıktı karşıma, atanmama nedir bilmezdim o da geldi başıma. Giremem ben giremem ben her yıl sınava giremem ben. Ver bütçeyi aç kadroyu ata bizi ata bizi kadrolu’ şeklinde değiştirerek söyledi.

Ataması yapılmayan öğretmenlerin kurduğu, Antalya Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu’ndaki çok sayıda öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı’nı protesto amaçlı müzik grubu kurdu. 13 kişilik koro ve 2 koro şefi ile müzik öğretmenlerinden oluşan 7 kişilik orkestra, Antalya Kültür Merkezi’nde konser düzenledi. Konsere Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın yanı sıra çok sayıda ataması yapılmayan öğretmen ve yakınları katıldı. Konsere gelen davetlilere siyah kurdeleye sarılmış badem şekerleri dağıtıldı.

“55 BİN ATAMA GERÇEKTİ, HAYAL OLDU”

Konser öncesi sahneye kurulan barkovizyonda, Tayfun Talipoğlu’nun atanamayan öğretmenler için hazırladığı bir program ve Milli Eğitim eski Bakanı Nimet Çubukçu’nun 55 bin öğretmeni atayacaklarına dair devletin planlama yaptığı şeklindeki sözlerini içeren bir video gösterildi. Çubukçu’nun konuşmasının yer aldığı videonun başında ’7 yaşından küçüklerin izlemesi sakıncalıdır’ sözleri ve Çubukçu’nun fotoğrafının yanında yer alan ’55 bin atama gerçekti, hayal oldu’ sözleri, konseri izlemeye gelenleri güldürdü.

DÜZENLENEN KONSERDEN FOTOĞRAFLAR

Sinevizyon gösterisinin ardından kısa bir konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın Cumhuriyetin ilk yıllarında en itibarlı mesleğin öğretmenlik olduğunu belirtti ve şunları söyledi: "Öğretmenin itibarını azaltıp, kırsal alanda özellikle imamın itibarını yükseltmeye yönelik bir kurguyla karşılaşmıştır Türkiye. Geldiğimiz nokta budur. Bugün fakülte mezunları çok moralsizler. Bu bir itibarsızlaştırma kampanyasıdır. Bu kampanya sadece öğretmenler üzerinden değil, asker üzerinden, subaylar üzerinden de devam ediyor. Şu andaki kurgu, öğretmene çok da fazla ihtiyaç yoktur kurgusudur."

"VER BÜTÇEYİ AÇ KADROYU, ATA BİZİ ATA BİZİ KADROLU"

Atanamayan öğretmenler korosu “İndim havuz başına” türküsünün sözlerini  “Girdim yine sınava, bir bakan çıktı karşıma, atanmama nedir bilmezdim o da  geldi başıma. Giremem ben giremem ben her yıl sınava giremem ben. Ver bütçeyi aç  kadroyu ata bizi ata bizi kadrolu” şeklinde değiştirerek söyledi.

Türk Sanat Müziği eserlerinin ve günümüzdeki bazı şarkıların sözlerini değiştirerek Milli Eğitim Bakanlığı’na seslenen öğretmenler ’Atamanın yolları taştan, sen çıldırttın bizi bakan. Hem hayattan hem sınavdan, aman atamadı, bakan atamadı. Biz sana kandık eğitim bakanı’ sözlerine yer verdi.

Yaklaşık 2 saat süren konser boyunca Milli Eğitim Bakanlığı’nı şarkılarla eleştiren öğretmenler misafirler tarafından alkış topladı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.858
  • 94.569
  • 10.858
  • 94.569
# 23 Ara 2011 20:53:38
2011 YILININ EN İYİ 10 FİLMİ SEÇİLDİ…

Yılın sonuna gelindiğinde, her zaman olduğu gibi geçen yılın muhasebesi yapılmaya başlandı… Her konuda olduğu gibi, sinemada da 2011 yılının en iyi filmleri seçiliyor… Son olarak, ntvmsnbc jürisi tarafından 2011 yılında gösterime giren en iyi 10 film seçildi… Jüri üyeleri ise şöyle: Mehmet Açar-Habertürk, Senem Aytaç-Altyazı, Cüneyt Cebenoyan-BirGün, Hasan Cömert-ntvmsnbc, Engin Ertan-Sinema, Emrah Kolukısa-NTV, Kutlukhan Kutlu-Sinema, Sevin Okyay-NTV, Murat Özer-Arka Pencere, Uğur Vardan-Radikal…

Jüriye göre, 2011 yılının en iyi 10 filmi arasında ilk üç sırayı; Bir Ayrılık (Asghar Farhadi), Bir Zamanlar Anadolu’da (Nuri Bilge Ceylan) ve Hugo (Martin Scorsese) paylaşıyor… Diğer filmler ise şöyle: Ömrümüzden Bir Sene (Mike Leigh), Benim Adım Aşk (Luca Guadagnino), Siyah Kuğu (Darren Aronofsky), Gerçeğin Parçaları (Debra Granik), İmkansızın Şarkısı (Anh Hung Tran), Bisikletli Çocuk (Jean-Pierre Dardenne – Luc Dardenne), Paris’te Gece Yarısı (Woody Allen)…

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.858
  • 94.569
  • 10.858
  • 94.569
# 23 Ara 2011 20:58:18
 
 
İNSAN BEYNİNİ EN ÇOK GELİŞTİREN 10 ROMAN SEÇİLDİ…

Scientific American Dergisi’nde yayımlanan bir bilimsel makalede, günümüze kadar yazılmış romanlar arasından insan beynini en çok geliştirmesi muhtemel romanlar incelenmiş… Listede pek çok tanıdık roman olmakla birlikte, bazı romanların yer almamış olması da yadırgatıcı bir durum… Makalenin sahipleri Toronto Üniversitesi akademisyenlerinden psikiyatrist Keith Oatley ve Ingrid Wickelgren… Edebiyatın, psikiyatrik anlamda iyileştirici özelliğinin araştırıldığı makalede, nitelikli romanların beynin gelişimine katkıda bulunduğu, insanları sosyalleştirerek kişiliğin gelişimine destek olduğu ve iletişimi kolaylaştırdığı ortaya konuldu… Araşltırmada ayrıca, romanlarda yer alan karakterlerle özleşen okur, bir yandan hayal dünyasını zenginleştirirken, diğer yandan da sosyal bağlarını güçlendiriyor… Makalede, bu amaca en çok hizmet ettiği düşünülen romanların bir listesi de yer alıyor… Listede Goethe, Tolstoy, Virginia Wolf gibi yazarların eserleri de bulunuyor.
 
İNSAN BEYNİNİ EN ÇOK GELİŞTİREN 10 ROMAN:

•Johann von Goethe - Genç Werther’in Çektikleri (1787)
•Jane Austen – Aşk ve Gurur (1813)
•Nathaniel Hawthorne  – Kırmızı Leke 1850
•Gustave Flaubert - Madam Bovary (1856)
•George Eliot - Middlemarch (1870)
•Leo Tolstoy - Anna Karenina (1877)
•Virginia Woolf - Bayan Dalloway (1925)
•Toni Morrison - Sevgili (1987)
•J.M. Coetzee - Utanç (1999)
•Muhsin Hamid - Gönülsüz Köktendinci (2007)


Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.858
  • 94.569
  • 10.858
  • 94.569
# 24 Ara 2011 15:42:58
Türkçe algılamada 'beyni zorlayan dil'

Türkçe cümleleri anlamak için, İngilizce dahil diğer bazı Avrupa dillerinin aksine beyinde iki kez işlem gerektiği ortaya çıktı.

ODTÜ bünyesinde kurulan Beyin Dil Araştırmaları Laboratuvarında, diller üzerine yapılan araştırmada, beynin Türkçe cümleleri anlamak için, İngilizce dahil diğer bazı Avrupa dillerinin aksine beyinde iki kez işlem gerektirdiği ortaya çıktı.

ODTÜ Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Öğretim Üyesi ve laboratuvarın kurucusu  Doç. Dr. Gülay Ediboğlu-Cedden,  dili öğrenmenin, anlamanın ve konuşmanın beyinde çok karmaşık mekanizmalar tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti.

Bu mekanizma ve süreçlerin saptanmasının, özellikle sağlıklı insanlarda çok zor olduğuna işaret eden Cedden, beyinde herhangi bir hasar olmadan, beyinle ilgili araştırma yapmanın olağan bir durum olmadığını söyledi.

Ancak kimi teknikler sayesinde artık sağlıklı insanların beyninden ölçümler alınarak dil işlevlerinin tanımlanması ve bu tekniklerle beyindeki bölgelerin saptanmasının mümkün olduğunu anlatan Cedden, gelişmiş ülkelerde yapılan dil çalışmalarında beyin çalışmalarına ağırlık verildiğini aktardı.

Geçen yıl ODTÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi bünyesinde kurulan EEG laboratuvarında sağlıklı insanlar üzerinde çeşitli dil işlemleme ve bilgi öğrenme süreçlerini tespit etmeye çalışan araştırmalar yaptıklarını dile getiren Cedden, bu verileri yorumlayarak anadili Türkçe olanların beyinlerindeki işlemleri ölçen çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

Cedden, Türkiye’de ilk kez sağlıklı bireyler üzerinde anadili araştırması yaptıklarını ifade ederek, araştırma sonuçlarına ilişkin şu bilgileri verdi:"İlk sonuçlarımıza göre, Türkçede bazı potansiyelleri tespit ettik. Bu potansiyelleri daha önce bazı Avrupa dillerindeki potansiyellerle karşılaştırdık. Örneğin İngilizcede normal okumada (anlamsal işlemlenmesinde) meydana gelmeyen bir potansiyel daha bulduk. Bunun yorumu şu olabilir: Türkçenin anadil olarak işlemlenmesi sırasında İngilizceyi anadili olarak konuşanlardan farklı olarak zihinde fazladan bir işlem daha, yani daha büyük bir yük meydana gelmektedir.

Bu İngilizce ve Almanca’da görülmeyen bir işlem yüküdür. Türkçeyi anadili olarak konuşanlarda  400. milisaniyede ve 600. milisaniyede bir beyin yanıtı (potansiyel) meydana geliyor. Oysa ki İngilizce ve Almanca gibi dillerde düz cümlelerde sadece 400. milisaniyede bir potansiyel saptanmıştır. Türkçede ise 600. milisaniyede de bir potansiyel ortaya çıktığı saptanmıştır."

Bu durumun Türkçenin gramer yapısından kaynaklanabildiğini ifade eden Ediboğlu-Cedden, Türkçe’de fiillerin cümlenin sonunda yer alması ve sondan çekimli olması nedeniyle, cümlenin anlaşılması için kişinin cümleyi baştan sona kadar zihninde tuttuğunu ve fiilin okunmasıyla cümleyi zihninde tekrar oluşturduğunu ifade etti.

İngilizcede bu durumun yaşanmadığını belirten Cedden, dışarıdan algılanamayacak kadar milisaniyeler düzeyinde gerçekleşen bu durumun Türkçe ve diğer Avrupa’da konuşulan bazı diller arasında bir fark yarattığının bu araştırmayla ortaya çıktığını söyledi.

-Azerilerle de çalışıldı-
Doç. Dr. Cedden, anadili gibi Türkçe konuşan Azeriler üzerine de bir araştırma yaptıklarını ve çok iyi Türkçe konuşabilen bu öğrencilerin anadili olarak Türkçe işlemleme ile yabancı dil olarak Türkçe işlemleme potansiyelleri arasında farklar ortaya koyduklarını bildirdi.

Cedden, Türkçe’yi çok iyi konuşan Azerilerin Türkçeyi algılamaları konusunda dışarıdan fark edilmeyen ancak beyin yanıtlarında gözlemlenen gecikmeler görüldüğünü söyledi.

Ayrıca, Türkiye;de yabancı dil öğretimi yöntemlerine değinen Cedden şunları söyledi: "Türkiye de artık beynin çalışma şekline uygun dil öğretim yöntemleri geliştirilmesi mümkündür. Anadili Türkçe olan öğrenciler için yabancı dil öğreniminde ve özellikle başlangıç aşamasında olan öğrencilerde Türkçe anadilin kullanılmasının çok gereklidir. Çünkü beynin çalışması bağlantılar kurarak gerçekleşmektedir. Bilgiler arasındaki bağlantıların anlaşılır bir şekilde verilmesiyle, öğrenme çok daha hızlı ve etkin olur."



Bu sebeplerle okullardaki test sisteminin de sorgulanması gerektiğini dile getiren Ediboğlu-Cedden, çocuklara bilgi aktarımı sırasında bilginin çocuğun seviyesine uygun, aktarım sırasındaki aşamaların birbiriyle bağlantılı olması, ancak kesinlikle yüklü olmaması gerektiğini söyledi.

Ediboğlu-Cedden, araştırmalarının önemine işaret ederken, sağlıklı insanlarda anadil işlemleme süreçlerini bilmeden bazı hastalıkların teşhisinin güç olduğunu belirtti.

Ediboğlu-Cedden, bu araştırmaların ileride alzeimer, şizofreni gibi bazı hastalıkların erken tanısında sağlıklı insanlardaki Türkçe potansiyellerinin ortaya konmasının önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Çevrimdışı fusunhoca

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.378
  • 24.316
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.378
  • 24.316
  • Müdür Yardımcısı
# 24 Ara 2011 16:06:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Haber yorumsuzda meslektaşlarımızın yorumlarını çok merak ediyorum??...
mesleği ayaklar altına alan sistemin getirdikleri...başka yoruma gerek yok bence

Çevrimdışı neo24

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.250
  • 4.834
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 3.250
  • 4.834
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 28 Ara 2011 15:43:36
Meb de yeni çalışma daha;
okullar akşam 21:00 a kadar açık olacakmış.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
okullar internet cafe olacakkk...

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 28 Ara 2011 15:51:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Meb de yeni çalışma daha;
okullar akşam 21:00 a kadar açık olacakmış.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
okullar internet cafe olacakkk...
doğrudur .bize herşey müstehak nederlerse tefbis,iks,oks,sbs hiç itiraz etmeden,bu angaryadır.angarya anayasal suçtur demeden yerine getiriyoruz.
aman ceza alırım,sicilim bozulur diye sendikalı olmuyor ,sendikalıysak da eylem yapmıyoruz.olacağı budur.bakalım daha neler gelecek.

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.858
  • 94.569
  • 10.858
  • 94.569
# 04 Oca 2012 14:43:28

Yılın ilk 'yıldız yağmuru' bugün.

Çoban takımyıldızından gelen Quadrantid meteor yağmurunda saatte 120 adet "yıldız kaymasının" görülmesi ve yıldız yağmurunun 3 gece sürmesi bekleniyor.
 
Kuzey yarımkürede izlenecek meteor yağmuru kuzeydoğudan akacak ve 23:00'dan sabaha kadar izlenebilecek. 2012 yılında toplam 18 meteor yağmuru gözlemlenebilecek.

Ortalama olarak saatte 50 ila 200 civarında yüksek yoğunluğu olan Quadrantid göktaşı yağmuru, 28 Aralık-7 Ocak tarihleri arasında gözlemlenebiliyor.

Halk arasında yıldız kayması olarak da bilinen meteor yağmurlarını izlemek için ne bir teleskoba ne de başka bir gözlem aracına ihtiyaç duyuluyor. Gökyüzünün açık olduğu herhangi bir gecede, en az 5-6 tane meteor görebiliyor.

Dönemsel olarak tekrarlayan meteor yağmurlarından birini de Ocak'ta gözlenebilen Quadrantid meteor yağmurları oluşturuyor.

Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.545
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.545
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Oca 2012 11:36:17
GÖZÜMÜZ AYDIN !!!

Mecburi eğitim 12 yıla
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 05 Oca 2012 19:23:44
  Kesintili olacakmış. 4+4+4   denilen gibi ise faydalı olabilir

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK