Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı faldov

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.346
  • 46.549
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.346
  • 46.549
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Şub 2012 01:10:06
Derse Geç Kalan Öğretmene Maaş Kesim Cezası Verilecek

Milli Eğitim Bakanlığı derse geç kalan öğretmenleri yakın takibe aldı.. MEB tarafından hazırlanan yönerge doğrultusunda öğretmenlerde öğrenciler gibi takip edilecek. Çok devamsızlık yapan öğretmenlere önce ikaz bu durumun devam etmesi durumunda ise ceza verilecek... CNNTÜRK haberin akşam bülteninden yer alan haberin ayrıntıları şu şekilde.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Şub 2012 00:53:41
Muş'un Bulanık ilçesinde iki gün önce kaybolduğu öğrenilen Sevilay Karahan isimli öğretmen, yapılan teknik takip sonucu evinin 150 metre ilerisinde kuytu bir noktada donmak üzereyken bulundu.

2 gün önce bilinmeyen bir sebepten dolayı kayıplara karışan Bulanık Atatürk İlköğretim Okulu öğretmenlerinden Sevilay Karahan için İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan özel ekip, gece gündüz demeden çalışmalarını sürdürdü.

Özel ekibin yaptığı teknik takip sonucu, Sevilay Karahan dün saat 18.45'te Aslanpaşa Caddesi üzerindeki evinin 150 metre ilerisinde, boş bir evin çatı saçaklarının altında baygın bir şekilde bulundu. Emniyet Müdürü Ercan Özmen ve özel ekip tarafından çatıdan düşen kar elle temizlenerek Sevilay öğretmene ulaşıldı.

Donmak üzereyken bulunan Sevilay öğretmen, hemen hastaneye kaldırıldı. Müşahede altına alınan Sevilay Karahan'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, Bulanık'a gelen eşi Hüseyin Karahan'ın da hayli üzüntülü olduğu gözlendi.

İHA

Çevrimdışı Bawerka

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 90
  • 336
  • 90
  • 336
# 19 Şub 2012 10:35:36
Hem taciz hem sürgün

Adana'da cinsel tacize uğrayan 2 kadın öğretmen başka yerlere sürgün edildi. Eğitim-Sen üyeleri, olayı valilik önünde protesto etti. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde bir hemşire ise mobbinge (baskı/yıldırma) uğradığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Savaş Kürklü

Adana / Cumhuriyet- Adana Semerkant İlköğretim Okulu’nda görev yapan öğretmenlen S.T. ve H.G, Okul Müdürü Kadir Yumşak ve hizmetli İsmail Çetinkaya’nın cinsel tacizine maruz kaldıkları greekçesiyle İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurdu. Öğretmenlerin şikâyetleri üzerine soruşturma açıldı.

Soruşturma sonrasında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hizmetli İsmail Çetinkaya aleyhine suç duyurusunda bulunuldu ve cinsel saldırı suçlamasıyla 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Okul Müdürü Kadir Yumşak için ise “okulun düzenini bozmak” gerekçesiyle ihtar ve aylıktan kesme cezaları verildi. Ancak tacize uğrayan öğretmenler S.T. ve H.G. başka okullara sürgün edildi. Eğitim-Sen üyeleri de valilik önünde yaptıkları basın açıklamasıyla olayı kınadı. Eğitim-Sen Şube Kadın Sekreteri Esra Arslan Kösele, “Bu süreçte, tacize sessiz kalmadıkları, birlikte ses olmayı başardıkları için Milli Eğitim Müdürlüğü’nün şiddetine maruz kalan, yerlerinden edilen, öğrencilerinden koparılan, sürülen yine kadın öğretmenlerimiz olmuştur” dedi.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 19 Şub 2012 11:31:06
Öğretmenin düşürüldüğü durum...


Halen AKP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Hüseyin Çelik 14 Mart 2003- 1 Mayıs 2009 tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığı görevinde bulundu. En uzun süreli bakanlık Çelik’e kısmet oldu. 1 Mayıs 2009- 12 Haziran 2011 tarihleri arasında aynı siyasi partiden Nimet Baş bakanlık görevini yürüttü. Nimet Hanım, kadrolaşmaya gitmedi ve Çelik’in kadrosuyla çalıştı. 12 Haziran 2011’de Ömer Dinçer bakanlık koltuğuna geldi, Çelik döneminde ne kadar bürokrat varsa hemen hepsini değiştirdi.
 
Açıkçası, Hüseyin Çelik’in bakanlığı döneminde bugün hükümetin en çok övündüğü “parasız kitap” projesinin de, okul yapımı-donatımı konusunda da Çelik’in ve Nimet Hanımın döneminde önemli mesafeler kat edildiğini sanıyorduk. Ancak, Bakan Ömer Dinçer, her fırsatta nasıl bir “enkaz” devraldığını anlatıyor…
 
Bu tablonun sorumluları kim?
 
İşte, Dinçer’in verdiği örneklere bakalım. Bakan, “Ülke olarak biz PISA sınavlarında 34 ülke içerisinde 33. olduk. Bu gurur veriyor mu? Üniversite sınavında kendi çocuklarımız 40 fen sorusundan ortalama 4 soruya doğru cevap verebiliyorlar. Yine 15 yaş grubunda tüm Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içerisinde matematik sınavında bizim çocuklarımız 1 yıl geride gözüküyor. Örneğin Macaristan gibi biz de öğrenci başına 4 bin dolar harcıyoruz ama matematik alanında Macaristan’daki çocuklarla bizim çocuklarımızın arasında 2 yıllık bir mesafe var” diyor.
 
Bakan, açıkça “benden öncekiler başarısızdı” demeden, eğitimdeki tabloyu anlatıyor. Eğitimi yakından izleyen bir gazeteci olarak, gördüğüm Çelik’in kadroları gönderildi ama yerlerine onlardan daha nitelikli yada daha üstün özellikleri olanlar değil, arkadaş ve başka ilişkilerle bir kadrolaşma başladı.
 
Ömer Dinçer, öğrencilere tablet bilgisayar dağıtacak. Bu, Ömer Beyin başarısı mı, yoksa kendinden önceki bakanların gerekli altyapıyı hazırlamasıyla mı gerçekleşiyor?
 
Öğretmenin düşürüldüğü durum
 
Artık dayanamamış, AKP’ye yakınlığı ile bilinen öğretmen sendikası da isyan eder hale gelmiş. Öğretmenler, diğer meslek mensuplarının aldığı parayı kıskanmıyor ama evli, iki çocuklu ve eşi çalışmayan bazı kamu görevlileriyle maaşlarını karşılaştırıyorlar:
 
“Kadrolu bir öğretmen 2002 yılında bir uzman doktordan yüzde 43 daha az maaş alıyorken, şimdi bu oran yüzde 95’e çıktı. Öğretmen, polis memurundan 2002’de yüzde 4 daha az maaş alıyorken 2012’de yüzde 22 daha az alıyor. 2002 yılında en düşük memurdan yüzde 100 daha fazla alıyorken şimdi sadece yüzde 7 fazla alıyor. Lise mezunu hemşireden yüzde 75 fazla alıyorken şimdi hemşirelerden yüzde 7 daha az alıyor. Kısaca, maaşlarımız her yıl diğer memurlara göre kademeli olarak düşürülüyor.”
 
O listede Türkiye yok
 
Bakan Dinçer, öğrencilerimizi yabancı ülkelerin öğrencileriyle karşılaştırıyor ama bir de öğretmen maaşlarını karşılaştırsın bakalım… İşte, Dünya Bankası OECD ülkeleri 2011 eğitim raporunda üye ülkelerde 10 ve 15 yıllık öğretmenlerin gelirleri sıralanmış. O tabloda sadece Türkiye yok. Niçin mi? Her halde ayıp olmasın, yabancılar öğretmenimize ne kadar haksızlık edildiğini görmesin diye…
 
Ülke ülke öğretmenlerin maaşları ortaya konulmuş ama o listede gelirine göre Türkiye’nin en sonda hem de açık ara farkla geride olduğu yer alacaktı. Türkiye yok. Çünkü, listede yer alan ülkelerde öğretmenlerin maaş ortalaması TL olarak ayda 6.166 lira iken, ülkemizde 3 yıllık bir bekar öğretmenin maaşı 2012 yılında bin 650 lira.
 
Eğitimde içinde bulunduğumuz tabloyu anlatan Bakan Dinçer, yabancıların öğrenmesini istemediği rakamları ilgili kuruluşa bilgi göndermediği anlaşılıyor. Ama, maaş hariç her şeyi karşılaştırıyor…
 
Gönderileni bile hatalı
 
Öğretmen maaşları tablolarda hiç yer almazken, gönderilen bazı bilgilerin de gerçekleri yansıtmadığını görüyoruz. Örnek verelim:
 
Bir öğretim yılında eğitimde geçen gün sayısı yönetmeliğe göre 180 gün. Örneğin ilköğretim öğrencileri okulda en az 6 saat kalır. Yılda bin 80 saati okulda geçirmiş olur. Ancak, Türkiye ile ilgili gönderilen raporda bu süre 720 saat olarak belirtilmiş. Dolayısıyla, bu konuda da en geride kalan ülkeler arasında kendimizi göstermişiz…
 
Okullarda ikinci yarıyıl bugün başlıyor. Bakan Dinçer, her konuşmasında eğitim sisteminin içinde bulunduğu durumu anlatırken, aslında AKP Genel Başkanı Hüseyin Çelik’i yerden yere vuruyor. Çelik, üzerine düşeni yaptı. Şu ana kadar Dinçer ise AKP’nin getirdiği kadroları “işe yaramaz” diye tasfiye etmekten ve televizyon televizyon dolaşıp önceki bakanlar Hüseyin Çelik ve Nimet Baş’ı kötülemekten başka attığı bir adım olmadı…
 
Saygı Öztürk

Sözcü Gazetesi

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.858
  • 94.569
  • 10.858
  • 94.569
# 19 Şub 2012 11:40:51
Kitap okumak öğrencinin okul başarısını artırıyor.
Ankara’da 8. sınıf ilköğretim öğrencileri arasında yapılan bir araştırma, okuma alışkanlığının okul başarısını artırdığını ortaya koydu.
 
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yılmaz’ın Ayşegül Kaşıkçıçam ile birlikte Ankara’da yaptığı ve öğrenci başarısının çeşitli açılardan ortaya konulmaya çalışıldığı araştırmada, 100 ilköğretim 8. sınıf öğrencisine anket uygulandı.
 
Prof. Dr. Yılmaz, okul başarısını ölçmenin birçok aracı olduğunu ancak Türkiye’de okul başarısı dendiğinde ailelerin daha çok önemsediği şeyin çocuklarının geçme notları, teşekkür ya da takdirname alması olduğunu söyledi.
 
Okuma alışkanlığının birçok etken aracılığıyla okul başarısını etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, kitap okumanın çocuğun zihnini, analiz yapma yeteneğini, dil becerisini, sahip olduğu kelime dağarcığını geliştirdiğini belirtti.
 
"Dolayısıyla biz okuma alışkanlığını geliştiren çocuğun daha iyi düşüneceğini var sayıyoruz. Daha iyi düşünebilen çocuğun da daha başarılı olacağını öngörüyoruz" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Yılmaz, araştırmayı bu amaçla yaptıklarını ve teorik olarak söylenegelen "okuma alışkanlığı ders notlarını etkiler" yargısını, Ankara’da 8. sınıf öğrencisi 100 çocuk üzerinde araştırdıklarını anlattı. Prof. Dr. Yılmaz, "Araştırmada, çocuğun 6 ve 7. sınıflarda sınıf geçme notları ve aldıkları teşekkür ve takdirname ile okuma alışkanlığı ilişkisini sorgulamaya çalıştık ve arada olumlu bir ilişki olduğunu saptadık" dedi.
 
Okuma alışkanlığı öğrencinin not ortalamasına yansıyorProf. Dr. Yılmaz, geçen ay tamamlanan araştırmanın sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 54’ünün sayısal, yüzde 25’inin sözel ve yüzde 20’sinin de yeteneğe dayalı derslerde başarısız olduklarını düşündüğünü ifade etti.
 
Öğrencilerin yüzde 86’sının derslerde ’bazen’, yüzde 9’unun ’her zaman’ soru sorarken, yüzde 5’inin ’hiç’ soru sormadığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, başka bir soruya verilen yanıtlara göre de öğrencilerin yüzde 55’inin kendini ’mutlu ve iyimser’ hissederken, yüzde 45’inin ’bazen iyimser, bazen karamsar, sıkıntılı ve kötümser’ hissettiğini anlattı.
 
Aynı araştırmada, okumayı seven öğrencilerin "teşekkür" ve "takdirname" belgelerini daha çok aldıklarının ortaya çıktığını açıklayan Prof. Dr. Yılmaz, "Araştırma sonuçlarına göre, kitap okumayı seven öğrencilerin yaklaşık yüzde 20’si 6 ve 7. sınıfın her döneminde başarı belgesi alırken, okumayı ’biraz’ seven öğrencilerin ancak yüzde 6’sı her dönem ’teşekkür’ başarı belgesi alabilmiştir. Arada 3 katlık fark vardır. Okumayı ’az seven’ öğrenciler içinde ’takdirname’ alan öğrenci bulunmamaktadır" diye konuştu.
 
Okuma alışkanlığının sonuçlarının öğrencilerin not ortalamalarına da yansıdığını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, okumayı ’az seven’ öğrencilerin sadece yüzde 5’inin not ortalaması ’pekiyi’ iken, okumayı çok seven öğrencilerin yüzde 20’sinin not ortalamasının ’pekiyi’ olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Yılmaz, aradaki farkın 4 kat olduğuna dikkati çekti.
 
Güçlü okuma alışkanlığına sahip (ayda 2 kitap ve daha fazla okuyan) öğrencilerin yüzde 14’ünün not ortalamasının ’pekiyi’ iken, hiç kitap okumayan öğrencilerin sadece yüzde 1’inin not ortalamasının ’pekiyi’ olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, okuma alışkanlığı düzeyi düştükçe öğrencilerin not ortalamasının da düştüğünü dile getirdi.
 
Okumak beyinde olumlu yapısal değişikliklere de yol açıyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Yılmaz, kendini daha iyi ifade edebilen, şiddete daha az başvuran, eleştirel, sorgulayıcı ve yaratıcı kişilik gelişimine katkı sağlayan, kişiler arası iletişimi kolaylaştıran okuma alışkanlığının, beyinde olumlu yapısal değişikliklere dahi yol açtığını kaydetti.
 
Prof. Dr. Bülent Yılmaz, şöyle devam etti:"Okuma alışkanlığının matematik, fizik gibi sayısal nitelikli derslere yararı en az sosyal nitelikli dersler kadar fazla oluyor. Okuma alışkanlığına sahip bir öğrencinin aynı zeka düzeyinde ancak okuma alışkanlığı olmayan bir öğrenciye göre matematik problemini yüzde 35 daha çabuk çözme olasılığı vardır. Bu, 3 saatlik bir sınavda öğrencinin 20-25 dakika gibi çok önemli bir zaman kazanması anlamına gelmektedir.
 
Okuma alışkanlığı ile okul başarısı ilişkisinde tek etken okuma alışkanlığı değildir. Okulun niteliği, öğretmenlerin tutumları, ailedeki iletişim yapısı gibi durumlar da etkendir. Dolayısıyla biz burada bir ilişki eğilimi olup olmadığına bakıyoruz. Araştırmayla gördük ki çocuğun okumayı sevip sevmemesi onun hem geçme notunu hem de aldığı başarı belgesi sayısını etkiliyor.
 
Araştırma sonuçları, gerek ailelerin, gerek öğretmenlerin, gerekse Milli Eğitim Bakanlığının başarılı öğrenciler istiyorlarsa, okuyan öğrenciler yetiştirmek zorunda olduklarını bir kez daha düşünmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı her okulda zengin koleksiyonlara sahip okul kütüphaneleri oluşturmalı. Ailelerin çocuğun kitap okuma meselesini boş zamanlarda yaptıkları iyi bir şey değil, gerçekten okul başarısını etkileyen bir etken olarak görmesi gerek. Öğretmenlerin de okuldaki okuma saatlerini nitelikli hale getirmesi lazım."
 

Çevrimdışı bonny_38

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.569
  • 9.188
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.569
  • 9.188
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2012 13:33:04
ÖĞRETMENLER SAAT 21.00’E KADAR OKULDA KALACAK

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer “Okullar Hayat Olsun” projesi çerçevesinde öğretmenlerin hafta sonu da dahil olmak üzere 21.00’e kadar okulda olacağını açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir izleyicinin “Okullar Hayat Olsun projesi ile okullar yaz-kış akşam 21.00’e kadar açık kalacak. Bu saate kadar okulda görevli olarak kim kalacak? Bu iş için öğretmenler görevlendirilecek mi?” sorusuna “Evet görevlendirilecek” diye cevap verdi.
Projenin önümüzdeki yıllarda yaygınlaşacağını belirten Dinçer programda konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: Eğitim sadece derslikte öğretmenle öğrencinin arasındaki iletişimden ibaret değildir. Eğitim hayatın her safhasında vardır. Bu nedenle dersliklerdeki eğitimi etkin hale getirmeye çalışırken, derslik dışında da aidiyet duygusunu artıracak öğrenme imkanları ve zeminler oluşturacak bir çaba oluşturmak istedik. Bilgisayar laboratuarlarını ve kütüphaneleri etkin kullanacağımız, okul bahçelerini yeni bir anlayışla tanzim edeceğimiz, spor ve çok amaçlı salonları ebeveynlere açacağımız yeni bir yaklaşım sunduk. Kütüphanenin ve bilgisayar laboratuarının başında bir rehber hocanın olmasına da önemli bir ihtiyaç var. Zorunlu ders saatini tamamlayamayan öğretmen varsa onları bu alanlarda çocuklarımıza yol göstererek görevlerini yapacaklar. Zorunlu ders saatini verdiği halde ek ders ücreti alarak kalmak isteyen öğretmenlere bu fırsatı vereceğiz. Eğer yeterli talep olmazsa ücretli öğretmenler vasıtasıyla bu hizmeti karşılayacağız


Alıntı: memurlar7

Çevrimdışı micihtn44

  • Uzman Üye
  • *****
  • 892
  • 3.954
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 892
  • 3.954
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2012 13:48:10
Lisede kavgayı bitiren proje

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 24 Şub 2012 07:26:21
"İnternet Bağımlılığı Okul Bıraktırıyor"

"Kliniğimize 20’li yaşlarda gençler geliyor. Önemli kısmı sadece internet yüzünden okulu bırakmış. Ailesi kısıtlama getirdiğinde, bilgisayarı geri almak için annesine, babasına bıçak çekenler oluyor"

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı Bawerka

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 90
  • 336
  • 90
  • 336
# 25 Şub 2012 17:27:53
Yere dökülen cıva 90 öğrenciyi hastanelik etti
Kilis'in Musabeyli ilçesinde, okulda yere dökülen cıvayla temas eden yaklaşık 90 öğrenci, rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı.
   
NTV
Güncelleme: 15:50 TSİ 25 Şubat. 2012 Cumartesi
75. Yıl İlköğretim Okulu'nda, öğrenciler fen bilgisi dersinde kullandıkları cıvayı dolaptan alırken yere düşürdü. Öğrencilerden bazıları, yere saçılan cıvaya temas etti. Akşam eve dönen 90 öğrenci, mide bulantısı kusma ve baş ağrısı gibi şikayetlerle, Kilis Devlet Hastanesi’ne başvurdu.

Hastanede yapılan tahlillerde, olayın civadan kaynaklanan bir zehirlenme olduğu tespit edildi. Zehirlenen öğrencilerden 2 tanesi, Gaziantep Tıp Fakültesi'ne sevk edildi. Öğrenciler, gözetim altına alındı.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı Bawerka

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 90
  • 336
  • 90
  • 336
# 26 Şub 2012 11:06:34
Ali bak baban ütü yapıyor

26/02/2012 2:00
İlköğretim ders kitaplarında tepki toplayan cinsiyet ayrımcı ifadeler büyük oranda temizlendi. Artık babalar da 'ev işi'ne koşuyor...

3. sınıf Hayat Bilgisi kitabında, çocuklara evlerindeki görevleri kimlerin üstlendiği sorulurken şu örnek veriliyor: Şu anda annem yemek yapıyor, babam sofrayı kuruyor. Ben de odamı topluyorum.

UMAY AKTAŞ SALMAN
Cinsiyet ayrımcılığıyla dolu ilköğretim ders kitaplarında iyileşme var. Kadınlar, artık sadece evi temizleyip yemek yapan kişi olarak resmedilmiyor. Eşitliğin anlatıldığı kitaplarda anne ütü yaparken baba evi temizliyor, erkek çocuk toz alıyor, çocukların bakımını baba da üstleniyor; bilim insanları ve sanatçılar tanıtılırken kadınlardan pek çok örnek veriliyor, meslekler anlatılırken kadın itfaiyeci ve doktorlara da yer veriliyor...
Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, ‘Ders kitapları İnceleme Projesi’ kapsamında 1. sınıftan 8. sınıfa kadar Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler ders ve çalışma kitapları ile 8. sınıf Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi ders kitabını taradı. Ayşe Alan, Gonca Aşık, Kenan Çayır, Melike Ergün, Tuğçe Karagöz, Muhsine Önal, Ayşegül Sağcan, Elif Sağır tarafından 14 kitap incelendi. Kitaplarda pek çok ‘iyi örnek’ var. Örneğin Koza Yayınları’nın 1. sınıf Hayat Bilgisi kitabında ‘Benim eşsiz yuvam’ talosunda anne de başarılı bir doktor olarak gösterilmiş. Bu iyi örneklerden bazıları şöyle:

* Bilim ve sanat alanında başarılı olmuş kişiler tanıtılırken kadınlara yer veriliyor. Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşı Sabiha Bengütaş ve ABD Üniversiteler Birliği’nin 2002’de yılın bilim kadını seçtiği Prof. Dr. Sebahat Demir, tiyatro oyuncusu Afife Jale anlatılıyor. Ailedeki iş bölümünün resmedildiği kısım da baba bu kez ‘gazete okumak’ yerine ütü yapıyor. Anne temizlik yapıyor. Erkek çocuk toz alırken kız çocuk da çiçekleri suluyor.

* Kadının uzun yıllar sadece anne olarak resmedildiği kitapların sayısı azaldı. Kitaplarda kadınlar doktor, itfaiyeci, şoför gibi meslekleri yaparken gösteriliyor.
Evde işbölümünün eşitliğine vurgu yapılıyor: “Ev işlerini aile bireylerinden biri tek başına yaparsa bu adil olur mu? ”

* Çocuklara evlerindeki görevleri kimlerin üstlendiği sorulurken şu örnek veriliyor : “Biz birbirimize değer veren bir aileyiz. Evimizde herkes sorumluluklarını bilir. Şu anda annem yemek yapıyor, babam sofrayı kuruyor. Ben de odamı topluyorum.” (Hayat Bilgisi 3)

Türkler hâl⠑asker doğuyor’
Militarist söylem, 2005 müfredat reformu öncesi kitaplara oranla azalmakla birlikte, yeni kitaplarda da devam ediyor. En yoğun sorun 4, 5 ve 6. sınıf kitaplarında. Kitaplarda öğrencilerde ‘tehdit/düşman’ algısı yaratacak anlatımlar yer alıyor. Askerliğe ve orduya ait tüm değerleri kutsal görme, şiddetin normalleştirilmesi, ölüm ve öldürmenin yüceltilmesi, askerliğin kültürün bir uzantısı olarak yansıtılması var. İşte birkaç örnek:

* “Ancak hızlı gelişme gösteren ülkemizin güçlenmesi bazı devletler tarafından istenilmemektedir. Gelişmekte olan büyük ekonomik güce sahip ülkemizi kendileri için tehdit olarak gören devletler, ülkemizin güç kaybetmesi için çeşitli çalışmalarda bulunmaktadırlar.” (Sosyal Bilgiler 5, Koza Yayınları)

* “Üç çocuk tartışıyor; Zeynep: Ülkemizde erkekler 20 yaşına geldiğinde askere gidiyor. Yasalara göre kadınlar askere alınmıyor ama Kurtuluş Savaşı’nda bu vatanı hep birlikte kurtardık. Askerlik bu yüzden çok kutsal bir vatan borcu. Bence kadınlar da askere gitmeli.
Okan: Bence kadınların askerlik yapmasına hiç gerek yok. Zaten kadınlar erkekler kadar kuvvetli olmadığı için askerlik yapamazlar.
Ece: Buna katılmak mümkün değil. Kurtuluş Savaşı’nda kadın erkek hep birlikte mücadele ederek bu vatanı kurtardı. Ülkemizin savunma için daima hazırlıklı olması gerekiyor. Bunun için de kadınların da askerlik eğitimi alması mutlaka gerekiyor. (Sosyal Bilgiler 6, MEB Yayınları)

* ‘Asker Millet’ başlığı altında işlenen konuda “ordu millet geleneği halkımızın genel karakteriydi” deniyor
“...Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.”
“(...) Asker mert olur.
Türk askeri ise mert ve pek civanmert olur.”
“Türk ordusunun en önemli üç özelliği: Verilen her türlü emre itaat etme, süratli ve isabetli karar verme, hedefi vurmada tam isabet.”
”Askerlik zorunlu olmasına rağmen bütün gençler davullarla zurnalarla, seve seve askere gider...”
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.895
  • 512.877
  • 32.895
  • 512.877
# 28 Şub 2012 17:44:44
Fransa Anayasa Konseyi yasayı iptal etti
Fransa Anayasa Konseyi, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin suç sayılmasını öngören yasayı iptal etti.

142 İMZAYLA GİTMİŞTİ

Yasanın Fransız Senatosu'ndaki kabulü ardından Senatoda Avrupa Demokratik ve Sosyalist Birlik Grubu Başkanı Jacques Mezard'ın öncülüğüyle başlayan girişim sonucu toplam 77 üyenin imzası toplanırken, mecliste de iktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) üyesi Michel Diefenbacher'ın girişiminde 65 imzaya ulaşılarak, Anayasa Konseyine itiraz edilmişti.

Gerekli imza sayısına fazlasıyla ulaşan milletvekilleri ve senatörler, Fransız Anayasası'nın 33. maddesine ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle yasanın iptalini istemişti.

"BİR YANLIŞTAN DÖNÜLDÜ"

Türkiye'de karara ilk değerlendirme AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'den geldi. Canilki, "bir yanlıştan dönüldü, bu karar Fransa'da hâlâ sağduyu olduğunun bir göstergesi" şeklinde konuştu.



[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı -ottoman-

  • B Grubu
  • 861
  • 905
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 861
  • 905
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2012 21:44:11
Toplu sözleşme yasasının mecliste gecikmesi nedeniyle kamu çalışanlarında büyük bir beklenti oluşurken, özellikle öğretmenler ve akademisyenler ek ödeme konusunda büyük bir beklenti içerisinde, gelecek iyi haberleri bekliyor.

Haberkamu olarak son gelişmeyi ilk kez  açıklıyoruz.

Öğretmene Ek Ödeme Kesin Olarak verilecek. Ancak rakam kesinleşinceye kadar kesinlikle açıklanmayacak ama tatmin edici bir rakam olacak. Bu rakam bazı çevrelerce mutlaka yıpratılmaya çalışılacak.


Memur zamları, toplu sözleşme  2 yıllık olacağı için tahmin edilen oranların üzerinde bir rakam olacak. Yapılacak olan toplu sözleşme son elli yılın toplu sözleşmesi olacak. Eli en güçlü olan taraf yetkili sendika Memur Sen ve Eğitim Bir Sen olarak görünmektedir.

Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU geçtiğimiz hafta Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ı ziyaret ederek toplu sözleşme yasası, memur zamları , sözleşmeden kadroya geçecek personel ile ek ödeme almayan memurların sorunlarını ve özellikle öğretmenlerin ve akademisyenlerin ek ödeme mağduru olduğunun altını çizerek durumu Sayın Başbakan'a iletti.

Görüşmenin çok olumlu geçmesi ve daha önce de açıkladığımız gibi özellikle Eğitim Bir Sen'in yaptığı iddialı açıklamalarla EK ÖDEME KONUSUNU KESİN OLARAK ÇÖZECEĞİNE  dair  söylemleri kısa bir zaman sonra hayata geçecek.

Memur Sen  ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU, toplu sözleşme yasasının ardından masada elde edilecek kazanımları yasa açısından oldukça önemsiyor. Yapılacak olan toplu sözleşmede memurların tahimin ettiğinden daha fazla bir zam alması için var güçleriyle çalışacak. Yapılacak olan toplu sözleşme 2 yıllık olacağı için verilecek oran kesinlikle %10 un altında olmayacak, %10-%15 arasında gerçekleşecek bir rakam olacaktır. 2 Yıllık olacağı düşünüldüğünde rakamın %20 nin altına düşmeyecek olması güzel bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Öğretmene Ek ödeme  konusunda Hükümet gelen tepkileri dikkate aldı ve yetkili sendika Eğitim Bir Sen' in ısrarlı girişimleri doğrultusunda ek ödemeyi verecek. Ancak  herhangi bir rakam ve miktar dillendirilmemekte, ancak edindiğimiz bilgilere göre bu rakam tatmin edici bir rakam olacak, ancak kesinlikle bazı çevreler tarafından yıpratılmaya çalışılacaktır.

 

Saygılarımla

Musa KURT

Haberkamu.com

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.790
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.790
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Mar 2012 11:30:02
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey, öğretmenlere 5 yılda bir sınav uygulaması geleceğini söyledi. Balıbey,  "5 yıl boyunca öğretmenleri eğiteceğiz. Sonra onları sınav yapacağız. Böylece hem onlar kendi gelişimlerini takip edecek, hem de biz onlardan haberdar olacağız" dedi.
 
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ve Avrupa Meslek Yüksekokulu işbirliğinde '2023 Perspektifinde Kurumdan Uygulamaya Okul Öncesi Eğitimi Uluslararası Sempozyumu'nun ilk ayağı bugün düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey, öğretmenlere 5 yılda bir sınav yapacaklarını söyledi. Balıbey, "Öncelikle öğretmenleri 5 yıl boyunca eğiteceğiz. Sonra verdiğimiz eğitimleri test etmek amacıyla onlara sınav yapacağız. Bu şekilde hem öğretmenlerin gelişimlerine katkıda bulunmuş olacağız, hem de bizimde onlardan haberimiz olacak" diye konuştu. Balıbey, şöyle devam etti: "Öğretmenler kariyer basamaklarıyla ilgili kendilerini geliştirmeliler. Bilgilerini yenilemeliler. Bu uygulama yeni başlayan tüm öğretmenleri kapsayacak. Uygulayacağımız sınavın yarısı her öğretmenin alanıyla ilgili olacak, diğer yarısını ise genel kültür ve yetenek soruları oluşturacak."
 
2014'ten sonra uygulanması planlanıyor

Çevrimdışı aslanx7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
# 27 Mar 2012 11:44:19
Bu Soruyu Çözecek Öğrenciyi Alnından Öpüyoruz!


Eğitim sistemini nasıl yaparsanız yapın iş Talim Terbiye Kararlarında biter. Bu kurul doğru çalışırsa sistem işler. Bakın nasıl bir program ve nasıl bir kitap onay almış bu kuruldan...


 Kaynak Kitap Birinci Sınıf Matematik Öğrenci Çalışma Kitabı Evrensel İletişim Yayınları Sayfa 149
 
  Soru : Kemal’in bir miktar bilyesi vardı. Dedesi 3 bilye daha verdi. Kemal, bilyelerinin 7 tanesini kardeşine verince 6 tane bilyesi kaldı. Kemal’in başlangıçta kaç bilyesi vardı?  Bu soruyu cevaplayabilecek  kaç birinci sınıf öğrencisi ve dahi  kaç lise öğrencisi vardır? Böyle bir soru sormakla ne amaçlanır? Hangi hedefe ulaştırır birinci sınıf öğrencisini bu tür sorular? 2005 programı  bu muydu? Amaç özel okul, özel kurs ve özel derse mi yönlendirmek?  (Duyumlarımıza göre özel ders fiyatları 25 ile 100 TL arasında değişiyor. )
 
  Yukarıdaki sorunun kaynağı kitap, Talim Terbiye Kurulu tarafından onaylanmıştır.  Kurul üyelerinin  her birinin akademik kariyer sahibi olduğunu  düşünürsek dağ fare doğurmuştur. Ya da Allah muhafaza insanın aklına farklı şeyler geliyor. Mesela bu kitap incelenmeden olur almıştır.
 
4+4+4 sistemi geliyor. Bakanlık ve hükümet kararlı.  Bunun şekli çok önemli değil. Komisyonlarda laf olsun diye büyük tartışmalar yaşandı.  Esas olan derslerin  içeriği ve programları.  Amaç 12 yıl zorunlu olacaksa bir çok farklı şekilde 12 sayısını bulabilirsiniz. (3+3+3+3=12) (5+3+4=12)
 
Öğrencilerin zorunlu eğitime başlama yaşı 60 aya indirildiğinde hazırlanacak program yine bu merkezden çıkacaksa vay bu öğrencilerin haline. Zekasından utanacağımız bir nesil geliyor. Çünkü 60 aylık çocuklar başaramayacaklar yukarıdaki soruyu çözmeyi.
 
Amaç bir  çocuğu geri zekalı konumuna sokmak ise matematik kafası yok demek ise al sana birinci sınıf sorusu. Rakamlar küçük problem büyük. Benzer soruları diğer dersler içinde hazırlamak mümkündür. Dersleri zorlaştırmak, programı hazırlayanların, kitabı yazanların ve dersi okutanların elindedir. 
 
Oy-Der olarak uyarıyoruz. Talim Terbiye Kurulu iyi hazırlanmalı, öğretim programlarını yaz boz tahtasına çevirmemelidir. Bu nasıl olacak? Bu öğretmenlere konuşma hakkı tanınarak olacaktır. Duysunlar diye  bağıranları susturmak ilk ve tek hedef olmamalıdır. İtaat eden kurul üyesi değil fikir üreten üyeler tercih edilmelidir. Akademik kadrolar hocalarına muhalif fikir üretemez. Bunu herkes bilir. Hocanın dediği olmalı mı? Yerindeyse tabiî ki ama çıkacak sorunları hocalar kestiremez. Uygulayıcılar,  öğretmenler bilir. 
 
Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bu dağ daha çooook  yeni farelere gebe kalmadan ve bizler  çoook ölü doğumlara  şahit olmadan önce “UYARIYORUZ”.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
 

Çevrimdışı maşaf32

  • Uzman Üye
  • *****
  • 622
  • 3.040
  • Müdür Yardımcısı
  • 622
  • 3.040
  • Müdür Yardımcısı
# 27 Mar 2012 11:46:00
Bakanın sitem ettiği öğretmen mesajları

Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen eğitim fakülteleri dekanları toplantısının açılışında, öğretmenlerden gelen mesajlara sitem etti.   ???





[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK