Orta Asya'dan değil Afrika'dan gelmişizMehmet Barlas
Birkaç yıl önce ikisi de doktor olan bir karı-koca, yanaklarının iç çeperinden aldıkları hücreleri zarfa koyup, İskoçya'daki bir gen araştırma merkezine göndermişler ve sormuşlardı:
- Bizim genomik DNA'larımıza göre, kökenimiz nedir? İskoçya'daki enstitüden gelen cevapta kadının Pontus Rumlarından, erkeğin de Amerikan Kızılderililerinden geldiği yazılıyordu.
Hürriyet'ten Mesude Erşan'ın haberine göre "Biz kimiz" sorusuna cevap arayan Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü ile Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü destekli "Türkiye Genom Araştırması" tamamlanmış.
Türkiye Genom Araştırması için, 17 ilden, en az 4 kuşak aile geçmişi bulunan 17 kişinin gen haritasına bakılmış.
"Genomiks Çağında Kişisel Tanı ve Tedavilere İlk Adım Çalıştayı"nda açıklanan değerlendirmeye göre"Türklerin ayrı bir genomu yok"muş.
Hepimiz insanız
Bu çalıştayda konuşan Dr. Ömer Gökçümen özetle şunları söylemiş:
"Aslında hepimiz Afrika'dan geliyoruz. Büyük, kalın, kökleri Afrika'da da olan bir ağacın küçük bir dalının Avrasya'nın bütün nüfusunu oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu projeyle muhtemelen Afrika'dan ilk çıkışın bir ayağını yakalıyoruz. Belki de Avrupalılar, M.Ö. 10 bin- 15 bin yıl önce Türkiye topraklarında yaşamış tarımcılardan göçenlerdir."
Türkiye Cumhuriyeti'nin ideolojik gen haritasını çıkardığınızda, karşınıza "En hakiki mürşit müspet ilimdir" yaklaşımı, siyasal düşüncemizin kökeni olarak çıkar.
1930'ların müspet ilim anlayışının gereği olarak kafatası ölçümleri yapılarak "Biz kimiz" sorusuna cevap arandığını da biliyoruz.
Bu arayışlar çerçevesinde Sümerlerin Türklerin ataları olduğu falan da resmi tezler olarak belleklerimize yerleştirilmişti.
Ne var ki "Müspet İlim" de durağan bir olgu değil.
Genome devrimi
Müspet ilim de gelişiyor, yenileniyor.
DNA'ya, genlere dayalı araştırmalar, insanın gen haritasının yapılması benzeri çalışmalar, 21'inci yüzyıl müspet ilminin ana uğraş konuları.
Düşünün ki DNA'nın varlığı 1954'te keşfedildi. 1983'te ilk genetik hastalığın (Huntington hastalığı) varlığı anlaşıldı. Genetiği değiştirilmiş ilk domates 1994'te üretildi.
Ve 26 Haziran 2000'de ABD Başkanı Clinton ve İngiltere Başbakanı Blair insanın gen haritasının yapımında ilk ayağın tamamlandığını "Tüm zamanların en özel günü" olarak niteledikleri o gün açıkladılar.
4 Eylül 2007 günü de Amerikalı biyolog ve Genom Araştırma Enstitüsü'nün (J. Craig Venter Institute) kurucusu Craig Venter kendi DNA dizisinin tümünü yayınladı. Böylece bir insanın 6 milyar harflik genomu ilk kez yayınlanmış oldu.
Ne yapacağız?
En az 4 kuşak aile geçmişi bulunan 17 Türk vatandaşının gen haritalarından elde edilen sonuçlara dönersek...
Enis Behiç Koryürek'in "Milli Neşide"si hepimizin belleğinde kazılıdır...
"Biz kimleriz?.. Biz Altay'dan gelen erleriz./ Çamlıbel'de uğuldarız; coşar, gürleriz."
Acaba bunu "Biz kimleriz, Nijerya'dan gelen erleriz" diye de mi söyleyeceğiz artık?
Ya da okul yıllarında Anadolu'dan çıkan okların dünyanın her köşesine uzandığı göç haritasını değiştirip, bu okları Afrika'dan mı çıkarmamız gerekecek?
Bütün bunları yapabiliriz de, acaba bizlerin dünyadaki diğer insanlardan farksız olduğumuzu nasıl kabulleneceğiz?
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]