Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 26 Ağu 2007 13:26:30
Evlilik yemini de değişti!

Küçükçekmece'de, nikahsız yaşayan veya dünya evine yeni girecek 500 çift, ilginç ''gelin ve damat andı'' içerek hayatlarını birleştirdi.
Reklam
Küçükçekmece Belediyesince düzenlenen toplu nikah şöleni, Halkalı Ziraat Mektebi bahçesinde gerçekleştirildi.

Nikah öncesi gelinlere ve damatlara 6'şarlı gruplar halinde yemin ettirildi.

Gelinler, ''Kredi kartlarını çökertip seni üzmeyeceğime, sık sık ağlayarak annemin evine gitmeyeceğime, pahalı hediyeler istemeyeceğime, sürekli şikayet etmeyeceğime, her gün sana mükemmel sofralar hazırlayacağıma, seni anlamaya çalışacağıma, hayatım boyunca seni seveceğime söz veriyorum'', damatlar da ''Futbol maçlarını seni sıkacak derecede izlemeyeceğime, televizyon kumandasını arada bir sana vereceğime, kayınvalidemin ev ziyaretlerinden rahatsız olmayacağıma, arada sırada da olsa sana hediyeler alacağıma, seni daima koruyup kollayacağıma ant içerim'' şeklinde yemin ettiler.

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ağu 2007 00:52:26
Yangınlar kontrol altına alınamıyor

   ÖLÜ SAYISI 62'YE YÜKSELDİ   
ATİNA - Yunanistan'ın Mora yarımadası ile Eğriboz (Evia) adasında onlarca cephede çıkan ve kontrol altına alınmayan yangınlarda hayatını kaybedenlerin sayısı 62'ye yükseldi.
Yunan basın-yayın organları, söndürme çalışmaları için dış ülkelerden gelen yardıma karşın bölgelerde sürekli şekilde yön değiştiren rüzgarlar, elektrik ve su kesintileri yüzünden hala kontrol altına alınamadığını açıkladığı yangınlarda, kaybolan kişilerin sayısının henüz belli olmadığını, ölü sayısının artmasından büyük endişe duyulduğunu kaydetti.
Onlarca köyün haritadan silindiği de ifade edilen haberlerde, itfaiye güçlerinin canla başla çalıştıklarını, ancak ''Hükümetin koordinasyon yetersizliğinin'' alevlerin kontrol altına alınmasında sorun yarattığı değerlendirmesi yapıldı.
Öte yandan orman yangınlarının sorumlusu kundakçıların yakalanmasını sağlayacak bilgiye 1 milyon Avroya kadar ödül konuldu.

BULGARİSTAN'DA DA YANGINLAR CAN ALDI
SOFYA - Bulgaristan-Türkiye sınırındaki Topolovgrad, Harmanlı ve Svilengrad kentleri bölgesinde devam eden orman yangınlarında da en az iki kişinin hayatını kaybettiği, bölgeden yüzlerce kişinin tahliye edildiği bildirildi.
Bölgede her an olağanüstü hal ilan edilmesi beklenirken, İtfaiye Genel Müdürü Komiser Nikola Nikolov, izinde olan İçişleri Bakanı Rumen Petkov'un iznini bir an önce iptal ederek felaket bölgesine ulaşmasını önerdi.

YANGIN TÜRK TOPRAKLARINA DA SIÇRADI
Bu arada, Bulgaristan topraklarında devam eden yangın, Türkiye-Bulgaristan sınırındaki Edirne merkeze bağlı Büyükismailçe köyü sınırından Türk topraklarına sıçradı.
Türkiye-Bulgaristan sınırındaki Büyükismailçe köyü Tavşan Koru mevkini de etki alanına alan yangını söndürme çalışmaları sürüyor. Rüzgarın etkisiyle yangına güçlükle müdahale eden ekipler, yangının yerleşim yerlerine doğru ilerlememesi için yoğun çaba sarf ediyor.
Yetkililer, Büyükismailçe köyü sınırındaki yangının 20 ayrı noktada sürdüğünü, rüzgarın etkisiyle bir noktada söndürdükleri yangının daha sonra başka bir noktada devam ettiğini belirtti.
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 27 Ağu 2007 14:11:46
Uzaylıya benzeyen erik şaşırttı

Aldığı erikleri misafirlerine ikram etmek istedi. O'nu görünce şaşkına döndü...
Mersin'de bir kadının pazardan aldığı erik, filmlerdeki uzaylı tipine benzeyen şekliyle görenleri hayrete düşürdü.

Pazardan 3 kilogram kırmızı erik alan Fatma Öndeş, evine gelen misafirlere meyve ikram edeceği sırada, ağız, burun ve göz şekli olan eriği fark edince şaşkına döndü. Misafirlerini mutfağa çağırarak, filmlerdeki uzaylılara benzeyen eriği gösteren Öndeş'in misafirleri de hayretler içerisinde kaldı.

Daha sonra komşularını da eve davet ederek eriği gösteren Fatma Öndeş, bazı komşularının korkarak evden uzaklaştığını söyledi. Bunun üzerine bu eriği bir beze sarıp saklayan Öndeş'in misafirleri, kendilerine ikram edilen diğer erikleri de yemeyerek evden ayrıldı.

Oğlu İlhan Öndeş ile aynı evde yaşayan Fatma Öndeş, akşam eve gelen oğluna da eriği göstererek durumu anlatınca, oğul Öndeş de gözlerine inanamadı. Eriği pazardan alan Fatma Öndeş, ertesi gün erikle birlikte din adamlarına giderek, yaşadıklarını anlattı. Eriği gören din adamlarının da şaşırdığını belirten Fatma Öndeş, "Hoca, ağız, burun ve göz şekilleri olan eriğin dalındayken konuşabildiğini söyledi. Allah'ın yarattığı bir varlığın, insanlara ibret olması için bu şekli aldığını belirtti. Benim
şaşkınlığım hala devam ediyor" dedi.

Komşu Abdurrahman Demir ise, eriği gördükleri günden beri uyku uyuyamadıklarını belirterek, "Ben elime eriği aldığımda elim titriyor, tutamıyorum. Bu gerçekten Allah tarafından bizlere verilen bir mesaj" diye konuştu.

Öndeş ailesi, eriği beze sararak muhafaza edeceklerini ve çöpe atmayacaklarını belirtti.

İşte uzaylıya benzeyen erik;

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 27 Ağu 2007 14:31:42
Yeni maaş sistemine geçilecek

Toplu görüşmelerin beşinci turu sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Şahin, Yeni maaş sisteminde grup sistemine geçileceğini ve eşit işe eşit ücretin tesis edileceğini belirtti. Şahin geçiş sürecinde oluşacak baskıları karşılamaya hazır olduklarını vurguladı.

Ek ödeme alanla almayan arasında 450 YTL'lik bir fark var

Ek ödeme alan memurlarla almayanlar arasında ortalama 450 YTL'lik bir maaş farkı olduğunun altını çizen Şahin, önümüzdeki üç yıl içerisinde bu farkın kapatılacağını ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya hazır olduklarını kaydetti. Şahin, konfederasyonlara düşük maaşlı memurlara 2008 için 120 YTL fark ve enflasyon farkı, 2009 ve 2010'da da aradaki farkı tümüyle kapatacak bir düzenleme önerdiklerini belirtti. Şahin, konuya konfederasyonların sıcak yaklaştığını ve konuyu sendika başkanları ile değerlendireceklerini ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, toplu görüşmlerde gelinen son nokta ile ilgili, "Kamu personelinin en büyük zamlardan çok rahatsızlığı eşitsizlik. Eşit işe eşit ücret tarafların ortak talebidir. Devrim niteliğinde adımlar atma konusunda çalışmalara başladık. Gerekli yasal düzenlemeyi yapmak üzere mutabakata vardık. Aynı kurumda çalışan personel neden birbirinden farklı maaş alsın. Biz sorunu kökten çözme çabasındayız. Konfederasyon yetkilis arkadaşlar önerimize olumlu baktı. Sendikalarına teklifimizi ilettikten sonra bu konuda çalışmalar yürütülecek. Hiç kimsenin maaşında düşüş sözkonus değildir. Bunu yapmalıyız. Ödemelerde basamak ve grup sistemini getirmeyi planlıyoruz." şeklinde konuştu.

Geçen yıl 40+40 YTL denge tazminatı vererek memur maaşları arasındaki farkı düşürmeye başladıklarını ifade eden Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin Şahin'in, bu yıl da 120 YTL ve enflasyon farkı ile memur maaşları arasındaki dengesizlikleri biraz daha azaltarak, 2008-2010 döneminde tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirttiği kaydedildi.

Şahin'in denge tazminatı ile ilgili olarak yasal düzenleme yapılması ve bir daha denge tazminatının toplu görüşme masasına gelmesine gerek duyulmaması önerisini de yaptığı ifade edildi.

Çarşamba günü yeniden bir araya gelinecek

Şahin'in konfederasyonlara sunduğu 120 YTL'lik denge tazminatı ve enflasyon farkı önerisi sonrasında, çarşamba günü taraflar yeniden bir araya gelecek...

5 YTL'lik sendika ödemesini arttıralım teklifi kabul görmedi

Bu arada, konfederasyonların, sendika paylarının artırılması talebinde bulunduğu bildirildi. Maliye Bakanlığı ve Kamu İşveren Kurulu'nun ise bu öneriye sıcak bakmadığı kaydedildi.

Oransal zam önerilmedi

Şahin, oransal bir zam teklifinde bulunmadıklarını ifade etti. Değişik kurumlarda çalışan aynı statüdeki memurlar arasındaki ortalama 450 YTL'lik maaş farkının kapatılması için geçen yıl bazı memurlara 90 YTL denge tazminatı ödediklerini anımsatan Şahin, kalan 360 YTL'lik farkın 3 yılda ödenmesi konusunda konfederasyonlara öneride bulunduklarını bildirdi.

Taraflar, toplu görüşmelerin 6. turunun, 29 Ağustos Çarşamba günü saat 10.00'da yapılmasını kararlaştırdı.


--------------------------------

Hükümet memur zammında elini açtı... İşte teklif...
Memur sendikalarıyla beşinci kez masaya oturan Hükümet, memurlara 120 YTL denge tazminatı ve enflasyon farkı önerdi. Devlet Bakanı Şahin, 'Memur maaşları arasındaki adaletsizlik sorununu kökten çözecek bir öneri getirdik. 2007 için zam oranı telaffuz etmedik ama edeceğiz' açıklamasını yaptı.


Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, memur sendikaları konfederasyonlarına, "Eşit işe eşit ücret" prensibi çerçevesinde, değişik kurumlarda çalışan aynı statüdeki memurlar arasındaki ortalama 360 YTL’lik farkın 3 yılda ödenmesini önerdiklerini bildirdi.

Hükümet ile memur sendikaları konfederasyonları arasındaki toplu görüşmelerin 5. turu sona erdi. Başbakanlık Merkez Binası’ndaki görüşme, yaklaşık 1.5 saat sürdü.

Başbakan Yardımcısı Şahin, toplantının ardından yaptığı açıklamada, "eşit işe eşit ücret" prensibini hayata geçirmek için konfederasyonlara öneride bulunduklarını söyledi.

Değişik kurumlarda çalışan aynı statüdeki memurlar arasındaki ortalama 450 YTL’lik maaş farkının kapatılması için geçen yıl bazı memurlara 90 YTL denge tazminatı ödediklerini anımsatan Şahin, kalan 360 YTL’lik farkın 3 yılda ödenmesi konusunda konfederasyonlara öneride bulunduklarını bildirdi.

Şahin, oransal bir zam teklifinde bulunmadıklarını ifade etti.

Taraflar, toplu görüşmelerin 6. turunun, 29 Ağustos Çarşamba günü saat 10.00’da yapılmasını kararlaştırdı.


EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun öncelikle mali ve sosyal hükümlerini düzenleyen bölümünde "ciddi, köklü, reform" sayılabilecek adımlar atılmasını gerektiğini söyledi.

Şahin, toplu görüşmelerin 5. turunun ardından Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu ile birlikte açıklamalarda bulundu.

Şahin, konfederasyonların 2008 yılına ilişkin mali ve sosyal haklarla ilgili taleplerini yazılı olarak kendilerine ilettiklerini, Kamu İşveren Kurulu olarak 2 bakanın da katılımıyla cuma günü bu teklifleri değerlendirmek için bir araya gelerek bir çalışma yaptıklarını söyledi.

Şahin, cumartesi günü de Kamu İşveren Kurulunda yer alan müsteşarlar ve ilgili üst düzey yöneticilerle bir değerlendirme daha yaptıklarını kaydetti. Toplantıda vardıkları sonuç hakkında bilgi veren Şahin, şunları kaydetti:

"Gerek bizim Kamu İşveren Kurulu olarak, gerekse konfederasyon başkanı arkadaşlarımız ve sendika başkanı arkadaşlarımız hep bir şeyin üzerinde duruyoruz, o da şudur: Kamu kurumlarında çalışan personelimizin çok önemli bir bölümünün en önemli şikayeti maaş artışlarından ziyade değişik kurumlarda çalışan aynı statüdeki personel arasındaki maaş ve ücret farkı. Gerek kurumsal bazda gerek unvan bazında çok ciddi nispetsizlikler, adaletsizlikler var. Onun için hem biz hem konfederasyonlarımız bir şey söylüyoruz: ’Eşit işe eşit ücret’ Nitekim konfederasyon başkanı, sendika başkanı arkadaşlarımız bunun altını çizdiler. Acaba bunu gerçekleştirebilir miyiz? Benim cuma ve cumartesi günü yapmış olduğum toplantıda oradaki bakan ve bürokrat arkadaşlarıma söylediğim budur. Sonunda şöyle bir kanaate vardık. Bu konuda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun öncelikle mali ve sosyal hükümlerini düzenleyen bölümünde ciddi, köklü, reform sayılabilecek adımlar atmalıyız. Ve çok kısa sürede daha önce üzerinde çalıştığımız, bir taslak haline getirdiğimiz o düzenlemeleri yasalaştırmalıyız. O düzenlemeler yapıldığı takdirde maaş unsurları çok sade hale gelecek."


"MAAŞ SİSTEMİ ÇOK KARMAŞIK"

Kamuda çok karmaşık bir maaş sistemi olduğuna işaret eden Şahin, memurun maaşını hesap ederken birçok unsurun bir araya getirildiğini, kiminde 10, kiminde 15, kiminde 20 unsurun kullanıldığını bildirdi. Bunu 3’e

indirmeyi planladıklarını kaydeden Şahin, bu 3 unsurun "temel görev aylığı", "hizmet farkı ek ödemesi", "performans ödemesi" ile diğer sosyal haklar olarak planladıklarını anlattı. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki bunu yürürlüğe koyduğunuz takdirde yeni girenler için belki adaleti sağlayabilirsiniz ama mevcut 2 milyona yakın personel arasındaki farklılığı nasıl ortadan kaldıracaksınız? İşte bunu sağlamak üzere 2005 yılında birlikte bir adım atmıştık ’denge tazminatı’ diye. 40 40 80 YTL’lik bir artış getirmiştik ama bu sorunu çözmeye yetmedi. Maliye’deki bürokrat arkadaşlarıma sordum ’Ek ödemesi olan personelimizin almış olduğu ek ödemenin ortalaması nedir?’ diye. Dediler ki 450 YTL. Ama biz 1 milyon 400 bin memurumuza 90 YTL verdik. Bu aradaki farkı siz bir

çırpıda ödeyebilir misiniz, bu dengeyi sağlayabilmek için? Dediler ki ’hayır.’ O halde yapmamız gereken şudur: Bunları sağlayacak yasal düzenlemeyi mümkünse bu yıl hemen Meclis’ten geçirip 2008’de yürürlüğe koymak. Peki aradaki bu 360 YTL’yi bir çırpıda ödeyemeyeceğimize göre, bunu nasıl ödeyeceğiz? Dediler ki ’bunu 3 yıllık dönem içerisinde öder ve bu farkı kapatırız’. 2008, 2009 ve 2010’un başı." Konfederasyonlara bu sorunu reformist ve kökten çözecek bir adım atmak için öneride bulunduğunu bildiren Şahin, kendilerinin prensip olarak bu öneriye sıcak bakabileceklerini aktardıklarını dile getirdi. Şahin, konfederasyon başkanlarının bu konuyu yönetimlerinde görüşme ihtiyacı duyduklarını ve öğleden sonra böyle bir çalışma yapacaklarını, daha sonra kendilerine döneceklerini bildirdiklerini anlattı.

Şahin, "Şimdi her yıl bir araya geldiğimizde konuştuğumuz tartıştığımız, bizim de gerçekten ’bu sorunu çözmeli’ dediğimiz konuyu kökten çözmeye çalışıyoruz. Gerçekten aynı okulu bitirmiş, aynı zamanda işe başlamış ama farklı kurumlarda çalışan insanlar niye birbirlerinden farklı ücret alsınlar? Birinde 1500 alıyorsa, diğerinde 1000 alıyor.

Asıl huzursuzluk burada çıkıyor. Aslında memurlarımızın yıldan yıla kendilerine yapacağımız artıştan ziyade bu adaletsizliği giderme beklentisi var. Şimdi böyle bir zemin oluştuğunu görüyorum. Bu zemini en iyi şekilde değerlendirme kararlılığı içerisindeyiz" diye konuştu.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, konfederasyonların ayrıca bir mutabakata varılması halinde mutabakat metninde yer almasını istedikleri konuları tekrar gözden geçireceklerini ve 29 Ağustos Çarşamba günü bunları daha detaylı ve netice alıcı şekilde görüşmek üzere bir araya gelmeye karar verdiklerini bildirdi.



Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 28 Ağu 2007 13:57:13
Batıl inançlar nereden geliyor?

Neden Çok Yaşa deriz? Kara kedi uğursuzluktur? Sebebini hiç düşündünüz mü?
Yatağın solundan kalkarsak veya aynamızı kırarsak uğursuzluk olur mu?

Merdivenin altından geçmek ya da önümüzden kara kedi geçmesi başımıza neler getirir?

Ya evin içinde şemsiye açarsanız? Bugün inandığımız batıl inançlarımız aslında binlerce yıl öncesinden geliyor.

İşte batıl inançların perde arkası...

NİYE YATAĞIN SAĞ TARAFI

Hemen her kültürde ve ülkede yatağın sağ tarafında yatmanın veya sabah kalkmanın hayırlı olacağına ve o günün şanslı olacağına inanılır. Sağdan kalkılmalı ve sağ ayakla yere basılmalıdır yani ilk adım sağ ayakla atılmalıdır.

Bir yere girerken sağ ayakla adım atılarak girmek iyidir, uçağa binerken de... Hatta yanlışlıkla sol ayakla girilmişse geri dönerek, sağ ayakla tekrar girilir.

Neden ? Yine Roma´dayız, Roma mitolojisinde ve halk arasındaki kült inançlarında sol tarafın Satanik yani kötü olduğu inancı vardı. Roma vatandaşları evlerine muhakkak sağ ayaklarıyla adım atarak girerlerdi.

İlginçtir işleri, sağlığı uzun zaman iyi giden insanlar, zor durumda olan evlere davet edilirler ve sağ ayaklarıyla içeri girmeleri istenirdi, böylece kaçan iyilik ve şans geri gelecekti.

ŞEMSİYE İNANCI

Eğer oturma odanızda tv seyrederken şemsiyenizi açarsanız, başınız derde girebilir haberiniz olsun. Niye mi?

Basit, şemsiye ilk kez Uzak Doğu´da MÖ 11.yy´da kullanılmaya başlandı.

Sadece ve sadece politik ve dinsel hiyerarşinin tepesinde bulunanlar şemsiye kullanabilirlerdi, onlar güneşin sıcak ve yakıcı ışınlarından korunma hakkına sahiptiler veya bu hak yanlız onlara verilmişti.

Sıradan kulların veya vatandaş makulesinin böyle bir anayasal pardon güneşyasal hakkı bulunmamaktaydı. Daha da ötesi şemsiyeler şimdikiler gibi standartize değildiler, kişinin ruhsal hakediş belgesine göre şemsiyenin çapı belirleniyordu.

Yani şapka gibi, kafana göre yani ruhsal çapına göre. Demek o zamanlarda kafana göre takıl yerine ruhunun çapı kadar konuş deniliyormuş.

EYVAH MERDİVENİN ALTINDAN GEÇTİM!

Eğer bir merdivenin altından geçerseniz yandınız, zira tanrıların gazabı üzerinizde olacaktır. Geçtinizse artık geri dönüş yok, sakın yine geçmeye kalkmayın, parmaklarınızı düğümleyin veya bildiğiniz hayır dualarını okumaya başlayın. Neden mi? Merdiven geometrik olarak duvarla veya dayandığı yüzeyle ve de tabanla bir üçgen oluşturur.

Bu üçgen Hıristiyan inancındaki "Teslis" in yani kutsal ruh´un veya üçlemenin simgesidir, öyleyse bu kutsal alanın içine girmek günahtır ve uğursuzluk getirir.

Kara büyüde de kullanılan içiçe iki üçgen koruma alanını oluştururlar.

Bu alanın dışına bilinçsizce veya hazırlıksız çıkarsanız şeytani güçler sizi ham yaparlar. Şaka bir yana, bunun ciddi kanıtları da yok değil.

KARA KEDİNİN ŞERRİ VAR MI?

Yolunuza bir kara kedi çıktı diyelim, özellikle de evinize giderken, şimdi başınız ciddi olarak dertte, peki niye?

Eski Mısır´da kedi kutsal hayvandı ve bir kedinin ölümüne neden olmak kafanızı kaybetmeniz için çok yeterli bir nedendi.

Orta çağlarda ise kara kedi özellikle engisizyon döneminde büyücülük ve satanizmle ilişkili olarak kabul gördü.

Ruhunu şeytana satmış kişinin ruhu kara bir kediye geçiyordu ve kara kedi o andan sonra kötülükleri yapmaya başlıyordu.

Buradan yola çıkarak görüyoruz ki, kara bir kedinin yolunuza çıkması sizin büyücü taifesi ile haşır neşir olarak telef olacağınızın ta kendisidir.

AYNA KIRILIRSA UĞURSUZLUK GETİRİR

Yandınız! 7 yıl herşey çok kötü gidecektir ya da yakınlarınızdan birisi öte tarafa geçiş yapacaktır. Evde ayna kırıldığında hemen kırıklar evden uzaklaştırılmalı ve olabildiğince çabuk toprağa gömülmelidir.

Böylece kötülük geldiğinde ayna parçalarını evin dışında bulacağından, ev halkı paçayı kurtaracaktır.

Aynanın icat edilmediği bilinmediği çağlarda insanlar parlak yüzeylere, göllere, havuzlara bakarlar ve öte yandaki kendilerini hayretle izlerlerdi. Görüntülerinin dalgalanması veya titreşmesi kötüydü, felaket geliyor demekti.
Eski Mısır ve Yunan´da salt bu nedenle kırılmaz metal aynalar yapılıyordu, böylece öte yandaki görüntülerinin bozulmamasını garantiye alıyorlardı. Roma´da ise camcılık ileri olduğundan ayna kırılmaları tabii ki daha çoktu ve kırık aynaların kötü talihin işareti olduğu kabul gördü.

NEDEN 'ÇOK YAŞA' DERİZ...

"Çok yaşa", "İyi ve uzun yaşa", "Sağlıklı yaşa","God bless you", "Gesundheit" ve diğerleri... Dünyanın her yerinde hapşıran insana söylenen bazı sözcükler.

Eski insanlar nefesin veya soluğun ruh olduğuna veya yaşamın özü olduğuna inanırlardı.

Tanrı insanı yarattığında soluğunu insanlara üflemişti ve o soluk bedende bulunduğu sürece yaşam sürüyordu. Bu inancın doğrultusunda hapşırınca nefesin durması veya o kasılma hareketinin sonucunda soluğun dışarıya kaçıp gideceğinden korkuluyordu.

Bir başka Roma kaynağında ise hapşırma sırasında beyinde oluşan vakumun, içeriye kötü ruhların girmesine neden olacağına veya fırsat vereceğine inanıldığına rastlanıyor.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 28 Ağu 2007 14:01:19
Sözleşmelilerin çığlığını duyun

Bir dokun bin ah işit. Sözleşmelinin Bakan Şahin'e yazdığı mektup çok çarpıcı.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, sözleşmeli personelin sıkıntılarına dikkati çekmek için, bu statüdeki bir personel tarafından gönderilen mektubu, toplu görüşmeler sırasında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'e sundu.

Alınan bilgiye göre, sağlık ve sosyal hizmet koluyla ilgili sunumunda, Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli personelin sorunlarını gündeme getiren Kahveci, son toplantıda da bir sözleşmeli personelin Bakan Şahin'e hitaben yazdığı mektubu kendisine verdi.

Niğde'de görev yaptığını belirten sözleşmeli personel, hastanede nöbette yazdığını belirttiği mektubunda, eşinin başka bir ilde üniversitede uzmanlık ihtisası yaptığını ve ihtisasının bitmesine 3,5 yıl olduğunu ifade etti. Sözleşmeli personel, mektubunda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlattı:

''Sayın Bakanım, biz 1,5 yıldır evliyiz ama birbirimizi doğru dürüst hiç görmedik. İller arasında 3 saat var. Bizler böyle ayrı yaşamaktan çok mustaribiz. Eşim buraya gelemiyor, ben de oraya gidemiyorum. Anayasamızda 'aile bir bütündür bölünemez' diyor. Biz bir aile olamadık daha Sayın Bakanım. Sayın Bakanım, binbir heyecanla evlendim, evimi kurdum ama içinde oturamıyorum. Bazen eşimle ayrılma noktasına geliyoruz. İşimi bırakmamı istiyor ama Bakanım ben de bu yerlere kolay gelmedim. Benim annem, babam yemedi, içmedi bizleri okuttu.

Mesleğimi icra etmek, benim de hakkım değil mi? Şimdi siz diyeceksiniz ki 'eşinizin olduğu ili neden tercih etmedin'... Ama sayın Bakanım sadece 2 kişi alındı ve maalesef o 2 kişi arasına giremedim. Sayın Bakanım, inanın ki ben ve benim durumumda olanlar perişanız. Bizler sağlığı, psikolojisi bozulmuş sağlıkçılarız. Hele bir de çocuğu olanlar var.

1,5 yaşındaki çocuk internetten gördüğü babasına çırpınarak ağlamaya başlamış, buna hangi yürek dayanır. Lütfen Sayın Bakanım bu konuda bize bir iyileştirme yapın. Bakın o zaman çok daha mutlu sağlık çalışanları olarak hastalarımıza da güler yüzlü hizmet sunacağız. Bizler eşimizi de işimizi de çok seviyoruz. Siz devlet büyüklerimiz bizi herhangi birini seçmeye mahkum etmeyin. En derin saygılarımla.''

''SONUÇ ALMAK İSTİYORUZ''

Kahveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sözleşmeli personel statüsündeki kamu çalışanlarının başta tayin olmak üzere özlük ve sosyal haklarla ilgili bir dizi sıkıntısı olduğunu söyledi. Önceki toplu görüşmelerde olduğu gibi bu yıl da sözleşmeli personelin sıkıntılarını gündeme getirerek çözüm üretmeye çalıştıklarını anlatan Kahveci, toplu görüşme masasından, sözleşmeli personelin mevcut sorunlarından en azından bir bölümünün giderilmesini sağlayacak sonuçlar almak istediklerini belirtti.

Bir sözleşmeli personel tarafından Bakan Şahin'e gönderilen mektubu kendisine sunarak sıkıntının boyutunu ortaya koymak istediklerini ifade eden Kahveci, benzer sıkıntıların birçok kişi tarafından yaşandığını kaydetti. Mektubu Şahin'e verdikten sonra sözleşmeli personelle ilgili hususları tekrar görüşme talebinde bulunduklarını söyleyen Kahveci, Şahin'in bu talebe olumlu yanıt verdiğini bildirdi.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 28 Ağu 2007 14:03:08
Cep telefonunun son marifeti

Cep telefonlarında yok yok.. Adres sorma tarihe karıştı. Nasıl mı?
Symbian'lı cep telefonlarına GPS sisteminin eklenmesi durumunda cadde ve sokak bilgilerine kolaylıkla ulaşılabiliyor.

Her geçen gün hızla gelişen cep telefonu teknolojisinde, fotoğraf çekme, müzik ve radyo dinleme, oyun ve program yükleme gibi özellikler, artık sıradan karşılanmaya başlandı.

Cep telefonlarının yeni marifeti, GPS (uyduyla konum belirleme) sistemi sayesinde, artık harita ya da adres sorma ihtiyacını ortadan kaldırmaları oldu. Bu sistemle telefon o anda nerede olduğunuzu belirleyip, içinde yüklü harita üzerinde adresi gösterebiliyor.

Bu kapsamda en büyük cep telefonu üreticilerinden Nokia, Symbian'lı modellerde kullanılmak üzere ''Nokia Maps'' adlı harita programını ''mobilesearch.nokia.com'' adresinden ücretsiz olarak kullanıma sundu. Söz konusu adresten yüklenen programla, Türkiye de dahil olmak üzere dünya üzerindeki pek çok ülkenin başlıca kentlerinin detaylı haritalarına ulaşmak mümkün oluyor.

Türkiye haritasında, belli başlı 30'a yakın şehrin sokak sokak bilgileri bulunuyor. Nokia dışındaki diğer markaların Symbian özellikli telefonlarında kullanmak için de ücretsiz olan ''Map24'' ve ücretli ''Tomtom'' adlı harita programları mevcut.

OTOMOBİLLERDEKİ SİSTEMİN BENZERİ

Nokia'nın harita programında, o anda bulunduğunuz yerin adresini yazıp ya da harita üzerinden seçip, gitmek istediğiniz yeri aynı şekilde seçiyorsunuz. Daha sonra telefon hangi cadde ve sokaklardan geçeceğinizi gösteren bir rota oluşturuyor ve harita üzerinde size gösteriyor. Bu rotayı takip ederek, istediğiniz yere gidebiliyorsunuz.

Rotayı sadece kent içinde değil, kentler arasında da seçmeniz mümkün. Ancak, haritayı en etkin şekilde kullanmak için, fiyatları 60 YTL'den başlayan bluetooth özellikli bir GPS cihazı almak gerekiyor. Telefon GPS cihazıyla bluetooth üzerinden iletişim kurup, o andaki konumunuzu 5 metrelik bir yanılmayla hesaplıyor ve size sadece gitmek istediğiniz yeri belirlemek kalıyor.

Siz seyahat ederken ya da yürürken, telefon çizdiği rota üzerinde o anda nerede bulunduğunuzu gösteriyor. Eğer araçla gidiyor ve örneğin bakım nedeniyle yol kapalı olduğu için rotayı takip edemiyorsanız, hemen size alternatif bir rota çiziyor.

Harita üzerinde, havaalanları, demiryolları, belli başlı alışveriş ve eğlence yerleri, lokantalar, turistik yerler, petrol istasyonları, oto tamirhaneleri, polis ve hastane gibi bilgileri de görmek mümkün.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 28 Ağu 2007 14:05:14
Sözleşmeliye kadro müjdesi
Hükümet, yaklaşık 100 bin sözleşmeliye müjde vermeye hazırlanıyor. Düzenleme gerçekleşirse; öğretmen, mühendis ve hemşire gibi 4/B statüsünde çalışanlar kadroya geçirilecek.

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki yaklaşık 100 bin sözleşmeli personele kadro umudu doğdu. Hükümet, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesine göre çalışan sözleşmeli personeli kadroya kavuşturacak düzenleme planlıyor. Söz konusu düzenleme gerçekleşirse, başta hemşireler ve öğretmenler olmak üzere kamuda 4/B statüsündeki mühendis, mimar ve diğer branşlardaki tüm personel, kadrolu devlet memuru olacak. Maliye Bakanlığı'nın da olumlu yaklaştığı düzenleme, kamuya ek bir yük getirmeyecek. Personelin statüsü değişecek, devlet memuriyeti güvencesine kavuşacak. Bu arada özelleştirmeler sonrası çeşitli kamu kuruluşlarına yerleştirilen 4/C statüsündeki sözleşmeliler de kadro beklentisi içinde. Bu personel, eğitim durumlarına uygun görevlerde çalıştırılmadıklarını ve çok az ücret aldıklarını belirtiyor.

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2007 15:15:53
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Çankaya Köşkü'ndeki son akşamında Köşk'te kendisine hizmet veren 450 personeline yemek verdi.

Sezer'in Çankaya Köşkü Balo Salonu'nun kapısında tek tek ellerini sıkarak karşıladığı ve "Sayenizde çok mutlu bir yedi yıl geçirdim" sözlerini alkışla yanıtlayan Köşk çalışanları gözyaşlarına hakim olamadı.

Devlet protokolüne veda turunu dün TBMM ziyaretiyle tamamlayan Sezer, Çankaya Köşkü’ndeki son akşamını ise Köşk çalışanlarına ayırdı. Sezer ve eşi Semra Sezer bugüne kadar krallar ve cumhurbaşkanlarını ağırladıkları Balo Salonu’nda dün akşam kendilerine yedi senedir hizmet veren aralarında aşçı, bahçıvan ve şoförlerinin de bulunduğu Çankaya Köşkü personelini konuk etti. Köşk'ün 450 çalışanını 17.00'dan itibaren Balo Salonu girişinde tek tek ellerini sıkarak karşılayan Sezer çifti daha sonra konuklarıyla birlikte açık büfe akşam yemeği yedi.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Özel Kalem Müdürü ve Dış Politika Başdanışmanı Büyükelçi Zergün Korutürk gibi üst düzey personelde yemek de yer aldı.

Mutlu yıllar yaşattınız

Vedalaşma sırasında Köşk personeline kısa bir konuşma da yapan Sezer, "Eşim ve ben son derece mutlu bir yedi yıl geçirdik. Bunun için herbirinize çok teşekkür ederim. Ben de sizlere hayatlarınızda mutluluk dilerim" dedi. Sezer'in bu konuşmasının ardından salonda büyük bir alkış koparken, çalışanların büyük çoğunluğunun gözyaşlarına hakim olamadıkları öğrenildi

MİLLİYET

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 28 Ağu 2007 15:41:50
Ata'nın ilkeleri eğitimde yok
28 Ağustos 2007 Salı 14:58
Anayasa taslağının ayrıntıları netleşiyor. Atatürk İlkeleri çıkarıldı, laiklik tek kaldı.
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun ve altı akademisyence hazırlanan anayasa taslağının ayrıntıları netleşiyor. Taslak metinde Anayasa’nın 42’nci maddesinden “Atatürk ilke ve inkılaplarına göre eğitim” esasının kaldırıldığı ortaya çıktı.

Maddenin, Kürtçe eğitimin seçmeli ders olarak okutulmasını ve yükseköğretimde türbanın kullanılmasını sağlayacak şekilde düzenleneceği biliniyordu.

LAİKLİK YALNIZ KALDI
Anayasa’nın “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42’nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetiminde yapılır” maddesi, “Eğitim ve öğretim, laik ve demokratik ilkelere uygun olarak, çağdaş bilim esaslarına göre yapılır” şeklinde değiştiriliyor. Böylece, eğitimde sadece laiklik ilkesi dikkate alınıyor.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 29 Ağu 2007 15:17:26
Yanlış cenazeyle 1750 km

Yanlış cenazeyi aldılar. İstanbul'dan Mardin'e gittiler. Anca farkettiler...
Sakarya'da yıldırım çarpması sonucu ölen Hamdi Dölek'in yerine İstanbul Adli Tıp Kurumundan başka birinin cenazesini alan aile, yanlışlığın Mardin'de fark edilmesi üzerine tekrar İstanbul'a dönerek cenazeyi değiştirdi.

Fındık işinde çalışmak üzere Mardin'den Sakarya'ya gelen Hamdi Dölek (19), yıldırım çarpması sonucu hayatını kaybetti. İstanbul'a getirilen Dölek'in cenazesi, Adli Tıp Kurumunda yapılan işlemlerin ardından ağabeyi Rahmi Dölek'e teslim edildi.

Cenazeyi Mardin'e götüren aile, toprağa verileceği sırada cenazenin Hamdi Dölek'e ait olmadığını fark etti. Bunun üzerine Adli Tıp Kurumu ile irtibat kurarak cenazeyi tekrar İstanbul'a getiren aile, Hamdi Dölek'in cenazesini kurumdan alarak toprağa vermek üzere yeniden Mardin'e döndü.

Adli Tıp Kurumu Başkan Vekili Mustafa Okudan, cesetleri savcılığın talimatı üzerine yüzü açık teslim ettiklerini belirterek, söz konusu olayın ailenin kendisinden kaynaklandığını belirtti.

Aile fertlerinin cesedin yüzünde darbe olduğu için yanlış teşhis yaptıklarını ifade eden Okudan, “Yine de aileye yardımcı olmak amacıyla cenazenin götürülüş ve getirilişi sırasında çıkan masrafları kurumumuz karşıladı” dedi.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 29 Ağu 2007 15:18:55
MSN dolandırıcılığına DİKKAT!
İnternet dünyasında yeni bir dolandırıcılık daha türedi: MSN dolandırıcılığı...

Kullanıcıların msn şifrelerini kıran bilgisayar korsanları, listedeki isimlere ulaşarak kullanıcı adına para istiyor, hatta listedekilerin banka bilgilerine ulaşabiliyor.

Son günlerde bir zincir şeklinde ilerleyen olay şu şekilde gelişiyor:

Bilgisayar korsanı önce bir kullanıcının msn şifresini ele geçiriyor. Daha sonra kullanıcının listesindeki isimlere ulaşarak onlardan kullanıcı adına, zor durumda olduğunu söyleyerek para istiyor. Kullanıcıyı tanıyan ve ona güvenenler genelde bu tuzağa düşüp, çeşitli miktarlarda para kaptırıyor ve bilgisayar korsanının istediği hesaba parayı gönderiyorlar.

Ancak kendi hesaplarından kullanıcıya para gönderenler şanslı kişiler... Bir de hesabını dolandırıcılara kaptıranlar var...

HESABI BOŞALTTILAR

Bunun nasıl olduğunu da bilgisayar korsanlarının son mağdurlarından İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Sabri Topak anlatıyor...

"Dolandırıcılar benim msn şifremi kırdıktan sonra tüm arkadaşlarımdan para istemişler. Ancak hesapta teknik bir sorun olduğunu ve hesabın bloke vaziyette bulunduğunu belirterek başka bir hesap numarası söylemişler. Hatta benim adıma bazı arkadaşların banka hesap şifrelerini de istemişler. Sonuçta o an için işlem yapamayacak durumda olan ve bana güvenen bazı arkadaşlarım da şifreleri verince onların hesaplarına girip boşaltmışlar..."

Bu olayın zincir şeklinde devam ettiğini ve dolandırıcıların yeni msn şifreleri ele geçirip insanları tuzağa düşürdüğünü belirten Topak, kullanıcıları dikkatli olmalarını yönünde uyardı.

KENDİSİNDEN DE PARA İSTEMİŞLER

Dolandırıcıların telefon numarasını açıkça yazdığını ve aradığı zaman şifreleri geri verme karşılığında kendisinden de para istendiğini belirten Topak, "şu anda savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Umarız başka kimse mağdur olmadan bu iş sonuçlanır" diye konuştu.

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 29 Ağu 2007 15:21:23
Sorunlar canlı yayında tartışılacak   
 
 

 
 Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenlerin sorularını TRT 4'de yayınlanacak canlı yayın programında cevaplayacak.


MEB eğitimde yeni yaklaşımlar doğrultusunda yeni bir çalışma başlatmaya hazırlanıyor.

Buna göre, MEB Eğitim Teknolojileri (EĞİTEK) Genel Müdür Vekili Orhan Ekinci imzasıyla “Canlı Yayın Programları” konulu bir genelge yayınlandı.

Ekinci, genelgede, eğitimde yeni yaklaşımların öğretmeni; sınıfta disiplini sağlatarak doğrudan bilgi aktaran değil, öğrenme sürecinde öğrenciye rehberlik eden ve onunla eğitim sürecini planlayan ve paylaşan kişi olarak gördüğünü belirtti.

Bu bakış açısının, eğitimin odaklandığı alanlarda kaçınılmaz bir değişim sürecini başlattığını ifade eden Ekinci, değişimin başarı düzeyinin, bu sürecin bir ögesi olan öğretmenin de kendisini değişime hazırlayabilmesi ve hazır hissetmesi ile mümkün olduğuna dikkat çekti.

Ekinci, bu sürece katkı sağlamak, ilköğretim okulları ve liselerde görev yapan öğretmenleri yönlendirmek ve etkileşimli bir ortam içerisinde onlarla iletişim sağlamak amacıyla, EĞİTEK Genel Müdürlüğü tarafından televizyon programları yapılmasının planlandığını kaydetti.

PROGRAM 5 EYLÜLDE BAŞLAYACAK

Program, 5-7 Eylül, 10-14 Eylül 2007 tarihlerinde TRT 4'de saat 10.00-11.30 saatleri arasında canlı olarak yayınlanacak.

Öğretmenler, mesleki ve kişisel gelişimlerine yönelik soru ve sorunlarını, canlı yayın sırasında verilecek telefon numaralarına veya “www.meb.gov.tr” ve “ [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ” sayfalarında verilen e-posta adresine iletebilecekler.
Programın ilk gününe Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan'ın katılması planlanıyor. Programa, diğer günlerde ise İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, Personel Genel Müdürü Remzi Kaya ile üniversitelerden akademisyenlerin katılması bekleniyor.

 

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 29 Ağu 2007 15:23:26
Belediye başkanı okul boyadı   
 
 

 
Erzurum merkeze bağlı Dadaşköy’ün Belde Belediye Başkanı AKP’li Güven Gülüm, yeni eğitim- öğretim öncesinde ilköğretim okulunda başlatılan tadilat çalışmasına halktan destek gelmeyince, tulum giyerek, okulun sınıflarını boyadı.


Kent merkezine 6 kilometre uzaklıktaki Dadaşköy Beldesi’nde uzun süredir bakım yapılmayan 14 derslik ve 300 öğrenci kapasiteli Dadaş ilköğretim Okulu'nda tadilat yaptırılmasına karar verildi. Belediye Başkanı Güven Gülüm, okulun elden elden geçirilmesi için halktan destek istedi. Ancak kimse bu konuda yardımcı olmadı. Başkan Gülüm bunun üzerine belediye işçilerini görevlendirerek ,okulda boya- badana ve onarım çalışması başlattı. Kendisi de zaman zaman okula gidip, tulum giyerek çalışmalara katılan Başkan Gülüm, vatandaşların eğitime katkıda bulunmak yerine kahvede oturmayı tercih etmesini eleştirerek şunları söyledi:
“Beldemizdeki okulun iç ve dış görünümü iyi değildi. Herşeyi devletten beklemek olmazdı. Eğitim- öğretim yılı açılana kadar okulun eksiklerini gidermek için onarım çalışması başlattık. Boya ve malzemelerini aldık. Belediyeden işçi gönderdim. Sağ olsun okul müdürümüz de onlara yardım etti. Ancak hiçbir öğrenci velisi çalışmalara katılmadı. Ben her gün iki saat kadar okula gidiyor, gücüm ölçüsünde bir şeyler yapmaya çalışıyorum. ‘Belki örnek alırlar’ dedim ama yine tık yok. Yaptığım bir ankete göre beldedeki velilerin yüzde 80’ine yakını çocuğunun kaçıncı sınıfta okuduğunu bile bilmiyor. Okul aile birliği’ne seçilenler, bugüne kadar hiç okulun kapısını çalmamışlar. Herşeye rağmen cehaletle mücadele etmeye devam edeceğim.”

Belediye Başkanı Güven Gülüm ile birlikte okulda bir işçi gibi çalışan Dadaş İlköğretim Okul Müdürü Abdulmennan Erdem de, “Beldemizde başkan gibi 5 veli olsa okulumuzun hiçbir sorunu kalmaz. Her yıl öğrencilerimize kırtasiye malzemesi ve giysi yardımında bulunan başkanımız bizim herşeyimiz” dedi.

 

Çevrimdışı ezoss

  • Uzman Üye
  • *****
  • 427
  • 307
  • 427
  • 307
# 29 Ağu 2007 17:26:13
her belediye başkanı böyle olsa...Dadaşköylüler gerçekten şanslıymış.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK