Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2007 00:12:06
Ağrı uzmanından Ramazan uyarıları

Ağrı tedavisi uzmanı Prof. Dr. Ayşen Yücel, Ramazan ayında açlık ve susuzluk nedeniyle birtakım ağrıların oluşabileceğini belirterek, çok şiddetli bir ağrıyla karşılaşılmadığı sürece orucu bozmadan bu ağrıların giderilebileceğini söyledi.

Ağrı tedavisi uzmanı Prof. Dr. Ayşen Yücel, Ramazan ayında oruç tutanların bazılarında aç ve susuz kalmaktan kaynaklanan mide-bağırsak ağrıları, ani kan şekeri düşmesine bağlı olarak çok şiddetli baş ağrısı, migren ağrıları, uyku düzeninin bozulması ve açlığa bağlı ortaya çıkan gerilim baş ağrısı ve kafeinli içecekleri çok tüketen kişilerde kafeinli içeceklerin kesilmesi ile ortaya çıkan ağrılara rastlandığını kaydetti.

Geçmişte böyle bir ağrıyla karşılaşmamış kişilerin bu durumu ciddiye alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ayşen Yücel, ağrıları olan kişilerin bazı durumlarda oruçluyken bu ağrılardan korunabileceğini dile getirerek, şunları ifade etti:
“Oruç saatlerinin uzaması ve buna bağlı olarak aç ve susuz kalma süresinin artması insan vücudunda birtakım ağrıların oluşmasına da sebep oluyor. Çok şiddetli bir ağrıyla karşılaşmadığınız sürece orucunuzu bozmadan bu ağrıları gidermek mümkün. Şartları uygun olan, uyku düzeni bozulsa bile yeterli saat uyuyabilecek olan, ilaçlarını düzgün bir şekilde ve oruca uygun bir şekilde kullanabilecek olan kişiler oruçlarını tutabilirler.”

Yücel, insanların hafif ve orta şiddette bir ağrıyı, nefes ya da gevşeme egzersizlerini uygulayarak giderebileceğini belirterek, başka bir şeyle uğraşma, müzik dinleme veya kişinin kendisini rahatlattığını önceden bildiği herhangi bir şeyle uğraşması, loş ve sessiz bir ortamda uzanma, temiz havaya çıkma gibi birtakım tedbirlerin ağrının azalmasını sağlayabileceğini söyledi.

İŞ YERİNDE ORUÇ TUTANLAR
Çalışan kişilerin oruç tutmaları durumunda iftar ve sahur vakitlerine özen göstermeleri gerektiğini bildiren Yücel, çalışan kişilere ise şu önerilerde bulundu:
“Açık havaya çıkıp yürüyüş yapın ve derin derin nefes alın. Bulunduğunuz ortamda mümkünse kapınızı kapatıp ışığı azaltarak yarım saat kadar uyuyun. Eğer nasıl yapılacağını biliyorsanız hemen kas gevşetici egzersizleri ya da nefes egzersizlerini uygulayın. Buna rağmen ağrı hala şiddetleniyorsa dayanılmaz boyuta ulaşmadan orucunuzu bozarak bir şeyler yiyin.”

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2007 00:23:17
Oruç tutarken sahura kalkın!

Oruç tutulurken sahura kalkılması öneriliyor. Sahura kalkmadan oruç tutmak halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve dikkatte azalmaya neden oluyor.

Diyetisyen Cemal Aytaç Ak, "Ramazan ayında azalan öğün sayısını az ve sık yiyerek sahur ve iftar dahil 1-2 ara öğünle en az 4'e çıkarmak gereklidir. Sahura kalkılmadan oruç tutulursa aç kalma süresi artacağından metabolik hız düşer, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve dikkatte azalmalar görülür" dedi.
 
Gün içinde kan şekerinin düşmesini ve uzun süreli açlık sonrası iftarda aşırı besin tüketimini engellemek için sahurda yavaş sindirilen ve besin değeri yüksek gıdaların tüketilmesi öneriliyor.

Protein içeriği yüksek gıdalar sahurda

Çok yağlı ve çok tuzlu yemeklerden ve aşırı tatlı besinlerden kaçınmak gerektiğine değinen Ak, bunların yerine hazmı kolay, mide ve bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve selüloz içeren sebze, meyve ve kepekli ekmek tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekti:
 
"Protein içeriği yüksek olan besinler midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdikleri için sahurda tüketilmeleri daha uygundur. Yumurta, süt, yoğurt, peynir, kuru baklagiller tercih edilebilir."
 
2 litre su tüketin!

Sahurda zeytin, peynir, esmer ekmek, çiğ sebzeler, süt veya yoğurt, meyve veya taze sıkılmış meyve suları, reçel ve komposto türü gıdalar veya kuru baklagil çorbaları, etli veya etsiz sebze yemeği, yoğurt, esmer ekmek ve meyveden oluşan posa içeriği yüksek bir öğün tüketilebileceğini belirten Ak, gün içinde su kaybının önlenmesi için özellikle sahurda sıvı alımına önem verilmesi gerektiğini söyledi.
 
Ak, sahurdan iftara kadar uzun süreli açlık ve özellikle sıvı tüketiminin olmamasının önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini kaydederek, iftar ile sahur arasında 2 litre (10 su bardağı) su içmenin doğru bir davranış olacağını belirtti.
 
Küçük porsiyon ve yavaş yemek

Yavaş sindirilen, mide ve bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve kana geçiş hızı düşük olan esmer tahıl ürünleri, sebzeler, kuru baklagiller, salata gibi gıdaların tercih edilmesinin iftar sonrası yaşanabilecek rahatsızlıkları engelleyeceğini anlatan Ak, "İftar yemeği yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Azar azar, iyi çiğneyerek ve sık aralıklarla besin tüketilmelidir" dedi.
 
Ak, çorba ve kahvaltılık ürünler ve salata ile oruç açıldıktan 1-2 saat sonra ana öğün tüketmenin hem metabolizmayı çalıştırmak, hem de boş mideye birden yemek yemenin yol açabileceği sağlık sorunlarını engellemek adına önemli olduğunu vurguladı.
 
İftar sofralarının genellikle oldukça zengin olduğunu ve yüksek kalorili yemekler ve tatlıların bu öğünde tüketildiğini kaydeden Ak, iftarın ardından çikolata, cips, kuruyemiş yenilmesi, sahur yemeklerinde de hamur işleri, börekler ve gözlemelerin tercih edilmesi halinde ise ciddi kilolar alınmasının muhtemel olduğunu vurguladı:
 
"Bu nedenle özellikle erken iftar yemeği yenilen Ramazan aylarında iftarı bölüp akşamın ilerleyen saatlerine bir öğün daha eklemek doğru olacaktır. Özellikle Ramazan ayında tüketimi artan tatlılar şişmanlığa neden olan önemli yiyeceklerdir.
 
Ramazan ayında şişmanlamak istemeyenler tatlılardan kaçınmalı, tatlı tüketilecekse az olmak şartıyla sütlü tatlılar tercih edilmelidir."

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2007 10:44:06
PAVAROTTİ HAYATINI KAYBETTİ

Modern opera dönemindeki en önemli ses sanatçılarından Luciano Pavarotti 71 yaşında hayatını kaybetti.

Pavarotti'nin menajeri Terri Robson, geçen yıl pankreas kanseri olduğu anlaşılan ünlü sanatçının bugün erken saatlerde öldüğünü söyledi.

Özgeçmişi

Modern (Opera) dönemindeki en önemli ses sanatçılarından Pavarotti 1935'te İtalya, Modena'da doğdu. İlk müzik deneyimini şehrindeki koroda, babası Fernando ile yaşadı. Delikanlıyken, babasıyla Gioachino Rossiniadlı koroyla Galler'e gitti. Llangollen uluslararası şarkı söyleme yarışmasında birinci oldu ve bu onu bir tenor olmak konusunda hırslandırdı. Aslında bir öğretmen olmak için yetiştirilen Pavarotti, Arrgio Pola ve Ettore Campogallianni tarafından aldığı derslerle Concorso İnternazionale adlı ödülü 1961 yılında kazandı ve opera dalındaki başlangıcını bir tiyatro salonunda La Boheme eseri ile aynıyılın 29 Nisanında yaptı. Bundan sonra Güney ve Kuzey Amerika, Asya,Afrika, Avrupa ve Avustralya'da birçok kez konser verdi. Ayrıca bu ona Dünya'nın birçok yerinde konser veren 3 tenordan biri olma gibi bir mevki sağladı. Ardından Modena'da genç şarkıcıları eğitecek bir okul açtı. "Şu zamana kadar gelmiş geçmiş şüphesiz en önemli tenor" olarak nitelendirilen Pavarotti, pankreas kanseri nedeniyle yaklaşık bir yıl önce ABD'de ameliyat edilmişti. Pavarotti, bir süre önce de Modena'da hastaneye kaldırılmıştı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Eyl 2007 22:41:26
Okul çok güzel; ama artık eve gidelim! 
 
Yeni bir eğitim-öğretim yılının başlayacak olmasıyla öğrencileri ve ailelerini tatlı bir telaş almış durumda. Okul hazırlıkları adına bir yandan giyilecek kıyafetler hazırlanıyor, bir yandan da kırtasiye işlerine bakılıyor. 
 
Bütün bunlar olup biterken bazı çocuklar gittikçe tedirginleşiyor, üstelik bu durumu anne babalar da yaşıyor. "Acaba okulda ne ile karşılaşılacak? Öğretmenini sevecek mi? İstenmeyen bir durum ortaya çıkar mı?" Benden ayrılırken zorlanacak mı? gibi soruların oluşmasına neden oluyor. Öğrencinin kuvvetli bir endişe sebebi ile okula gitmek istememesi veya bu konuda isteksiz olmasına 'okul fobisi' deniliyor.

Anasınıfı ve 1. sınıfta görülen endişeler  

Temelde aileden ayrılma korkusu vardır. Yeni bir ortama girecek çocuk ailede olan düzenini, konumunu kaybetmek istemez. Annesini kaybetme korkusu içine girer. Özellikle korumacı ailede yetişen çocukta sorumluluk duygusu, sosyalite ve özgüven gelişmemiş olabilir. Kendine güveni olmayan çocuk okula gitmek istemez. Okul günü yaklaştıkça telaş artar, daha sonra da korkuya dönüşür. Okula gitme zamanı geldiğinde, akşamı veya sabahında baş ağrısı, baş dönmesi, karın ağrısı, mide bulantısı, yüksek ateş ve aşırı terleme görülebilir. Ebeveyn çocuğun numara yaptığını, kendilerini aldattığını zannetse de bu ağrılar psikolojik kökenlidir. Psikolojik durum ortadan kalktıktan (çocuk okula gitmeyince) bir müddet sonra ağrıları geçecektir. Okula yeni başlayacak öğrencisi olan veliler şunlara dikkat ederlerse okul fobisi daha rahat atlatılır: Okula gitmediği için onu tehdit edip korkutmayın. Okul ve öğretmenler hakkında olumlu konuşun.

Eğer çocuğunuz ayrılmak istemiyorsa:

İlk gün ilk derse beraber girebilir, ikinci veya üçüncü derste dışarıda bekleyebilirsiniz.

İkinci gün bahçede belli bir yerde bekleyin. Mümkünse binaya girmeyin.

Üçüncü gün kendinize bir bahane bulup okula gelmeyin.

Dördüncü gün okula kesinlikle gelmeyin.

Okula gitmesi konusunda ısrarcı ve kararlı olun.

İlk haftalarda devamsızlık yapılmamasına özen gösterin.

Onun anlayacağı şekilde okul fobisi hakkında konuşun.

Arkadaşları ile hızlı bir şekilde tanışmasını sağlayın.

Öğretmenleriyle konuşabilir ve okul psikolojik danışmanından destek alabilirsiniz.

2. sınıf ve sonrasında görülen korkular  

Bazen sebep okul ve okul çevresi olabilir. Ödevini yetiştiremeyen çocuk, okulda kendisini bekleyen tavizsiz öğretmeninin karşısında mahcup olmak istemeyebilir. Bu isteksizlik bazen arkadaş çevresindeki uyumsuzluktan da olabilir. Veliler şunlara dikkat etmelidir:

Çocuğu tehdit edip korkutmayın.

Okula gitmesinde ısrarcı ve kararlı olun.

Sıkıntı ne ise onu birlikte tespit edip ilgilileriyle çözmeye çalışın.

Okul rehberlik ve psikolojik danışmanlık servisinden yardım talep edin.

* Psikolojik Danışman, Lüleburgaz Özel Büyük Şimşek İlköğretim Okulu
 
İdris Tamer*
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı hayatigultekin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 52
  • 230
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 52
  • 230
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2007 17:08:16
ya bu ülke için Ulu Önder Atatürk ün mirasını korumak ve daha iyi duruma getirebilmek için savaş veriyoruz ama bizim silahımız kalem ve zeka onların silahı iktidar ve paranın gücü hepimizin ALLAH YARDIMCISI OLSUN

Çevrimdışı dehliz

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 7.715
  • 29.501
  • Müdür Yardımcısı
  • 7.715
  • 29.501
  • Müdür Yardımcısı
# 09 Eyl 2007 10:35:39
Öğretmen niye diz çöktü?
09 Eylül 2007 Pazar 09:59
Okul müdürünün vekillerin önünde diz çökerek öğretmen istemesi tartışma yarattı
Sakarya’nın Kaynarca İlçesi’nde bulunan 258 öğrencili Kulaklı İlköğretim Okulu Müdürü Abdulkadir Karaca, Kaynarca Eğitim Kültür ve Kişisel Gelişim Derneği’nin açılışına katılan AKP Sakarya milletvekilleri Hasan Ali Çelik ve Ayhan Sefer Üstün’e okulundaki personel eksikliğini anlatma fırsatı buldu. Karaca, milletvekillerinin önünde dizlerinin üzerine çöktü ve bu yıl ilk kez eğitime açılacak okulunda 1 branş öğretmeni ve 2 sınıf öğretmeni olmak üzere yalnızca 3 öğretmen bulunduğu belirterek, “Eğitim- öğretim olabilmesi için diğer öğretmen atamalarımızın yapılması gerekiyor” dedi.

AKP Kaynarca İlçe Başkanı Zeynur Özel de, ilçede 70 öğretmen eksiği bulunduğunu söyledi. Öğretmenlerin kısa süre kalıp başka yere tayin edilmemesinin zorunluluktan kaynaklandığını belirten Hasan Ali Çelik, şu yanıtı verdi: “Aksi halde okuldan yeni çıkmış bir öğretmen öğrenci gibi gelir, nitelikli bir eğitime katkı veremez. Buraya gelen adam durmalı ve biraz tecrübe edinmeli. Personel eksikliği konusunda girişimde bulunacağız.”


Öğretmen diz çöker mi?

Okul müdürü Karaca’nın milletvekilleri önünde diz çöküp, öğretmen istemesi tarıtşma yarattı. AKP’li vekiller Karaca’nın diz çökerek konuşmasının ortamdan kaynaklandığını söyledi. VATAN’ın konuşan vekiller şöyle dedi:

AKP’li Hasan Ali Çelik: Okul müdürü Karaca, sesini daha iyi duyurabilmek ve talebini dile getirebilmek için bu şekilde davrandı. Biz o sırada oturduğumuz için, ayakta durarak konuşsa biz aşağıda kalıyorduk. Aradaki mesafeyi kapatmak ve yakınlaşmak istedi. Yoksa okul müdürünün bize minnet ettiği falan yok.

AKP’li Sefer Üstün: Okul müdürü diz çöktü, değerlendirmek yanlış. Okul müdürünün ne söylediğine bakmamız lazım. Ne demiş okul müdürü? Haklı talebini iletmiş. O ortamda bu şekilde davranması normaldir

Göz teması kurmak için diz çöktüm

Kavaklı Köyü İlköğretim Okulu Müdürü Karaca: Milletvekillerinin önünde eğilip bir şeyler istemek gibi bir olay söz konusu değil. Ben öğrencilerimle konuşurken bile onların seviyesine iniyorum. Çünkü konuştuğum kişiyle göz teması kurmak zorundayım ki karşılıklı diyalog oluşturalım. Milletvekili Üstün ilçeye gelirken çevresinde istinat duvarı yapılan okulumuzu görmüş. AKP İlçe Başkanı Özel’e “Okulun müdürü burada mı, bir ihtiyaçları var mı?” diye sormuş. Ben de “Okulumuzun öğretmen açığı var, iletir misin?” dedim. Sonra vekillerinin yanına gidip, ‘Hoşgeldiniz’ diyerek elimi uzattım. Oturdukları için eğilmek zorunda kaldım.

Çevrimdışı savaskonak

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 148
  • 217
  • 148
  • 217
# 09 Eyl 2007 17:01:30
bakan celik de istenmiyor ama hal görevde neden acaba......?

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2007 21:45:45
* Su içmeden ve yemek yemeden yaşanabilecek en uzun süreyi, 1 Nisan 1979'da tutuklanan ve 18 Nisan'da konulduğu hücrede ölmek üzereyken bulunan 18 yaşındaki Avustralyalı genç elde etmiş.

* Bir kadının sahip olduğu en fazla çocuk sayısı 69. 1707 ve 1782 yılları arasında yaşamış bir Rus kadının 16 ikiz, 7 üçüz ve 4 dördüzü, 1725 ve 1765 yılları arasında dünyaya getirdiği belirlenmiş.

* 1983 yılında ölen Washingtonlu Jon Brower Minnoch, bugüne kadar yaşamış en ağır kişiymiş. Minnoch, 635 kiloymuş.

* Bir insanda ortalama 80 trilyon hücre bulunmaktaymış. Eğer bu hücrelerde bulunan kromozomlar hücrelerden çıkarılıp uç uca eklenebilseydi, 136 milyar kilometre uzunlukta olurdu.

* Beynimiz aşağı yukarı 100 milyar sinir hücresi içeriyormuş. 18 yaşından sonra her gün bu miktarın bin kadarını kaybediyormuşuz.

* Bir kişinin yaşayabildiği en yüksek vücut ısısı 46.5 dereceymiş. Normal değer ise 35-37'dir.

* En uzun kalp durması 4 saatmiş. Bir Norveçli, Aralık 1987'de denize düşmüş, kalbi durmuş, ancak vücut ısısının düşüklüğü nedeniyle yapılan müdahalelerle yeniden yaşatılmış.

* 1970'de Chicago'da açık kalp ameliyatına giren 50 yaşındaki bir hemofili hastası için bin 80 litre kana ihtiyaç duyulmuş.

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2007 21:47:51
1991'de Ukrayna'nın bir köyünde bulunan Oxana Malaya adlı 'köpek kız' aradan 15 yıl geçmesine rağmen hâlâ normale dönemedi.

Alkolik ailesinin sokağa terk ettiği Oxana beş yıl boyunca köpeklerle birlikte yaşamıştı. Çiğ etle beslenen, uluyan ve yorulduğu zaman köpekler gibi dilini dışarı çıkararak nefes alan Oxana, 8 yaşında bulunmuştu. 23 yaşındaki Oxana, normale dönemedi.

İngiliz çocuk psikolojisi uzmanları, Ukrayna'ya giderek, zihinsel engelli çocuklar merkezindeki Oxana'yı ziyaret etti. Doktor Lyn Fry, 'Konuşma dili garip. Her ifadeyi, 'bir emir'miş gibi telaffuz ediyor' dedi.

Fry, genç kızın 6 yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip olduğunu, adını bile doğru söyleyemediğini anlatarak, 'Bir çocuk beş yaşına kadar konuşmayı öğrenemezse, dili gelişemiyor. Ancak Oxana terk edilmeden önce az da olsa konuşabildiği için durumu farklı. Üzgün olduğunda ormana gitmek istiyor' dedi.

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2007 22:12:13
ineğin karnındaki ayyıldız...
Kütahya'da 'yıldız' isimli ineğin karın bölgesindeki ay yıldız şekli görenleri şaşkına çeviriyor. İneğin sahibi ise bu özel ineği satmamaya kararlı...

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2007 22:15:04
ilköğretim öğrencisinden matematik formülü...

 Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Mesut Şahin, "sayı karelerinin sırrı" adlı projesinde iki ardışık sayısının karesini kullanarak, bu iki sayıdan sonra gelen üçüncü sayının karesinin bulunmasında yeni yöntem geliştirdi.

Şahin'in ardışık iki sayının karesini kullanarak ardışık üçüncü sayının karesinin hesaplanmasında geliştirdiği yöntemle ilgili hazırladığı proje, Milli Eğitim Bakanlığı'nın TÜBİTAK ile ortak yürüttüğü "Benim Eserim" adlı proje yarışmasına kabul edildi. Proje danışmanı ve matematik öğretmeni İbrahim Baltacı, öğrencisinin geliştirdiği yönteminin matematik literatüründe bulunmadığını ifade ederek, "Öğrencimiz başarılı bir çalışmaya imza attı. Onunla gurur duyuyoruz. Proje bölge yarışmasında başarılı olursa ülke genelinde düzenlenecek yarışmaya katılmaya hak kazanacak" diye konuştu.

Çevrimdışı nagihansare

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.211
  • 199
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2007 22:26:36
burada güneş hiç batmıyor...

Çevrimdışı aycan konak

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.811
  • 4.745
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.811
  • 4.745
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eyl 2007 15:31:31
muhteşem bir görüntü ama gerzaman güneşi görmek bunaltırdı sanırım beni

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Eyl 2007 21:07:40
'Her 30 saniyede bir kişi intihar ediyor'
Dünya Sağlık Örgütü, dünyada her gün yaklaşık 3 bin kişinin intihar ettiğini, bunun da ortalama her 30 saniyede bir kişinin intihar ettiği anlamına geldiğini açıkladı.  

'Dünya İntiharları Önleme Günü' dolayısıyla açıklama yapan örgüt, intihar eden her bir kişiye karşılık en az 20 kişinin de intihara teşebbüs ettiğini belirtti.
 
Dünya Sağlık Örgütü açıklamasında, "Son 50 yılda dünyada intihar oranı yüzde 60 arttı ve bu artış en çok gelişmekte olan ülkelerde gözlendi. İntihar artık 15-34 yaş arası gençlerde üçüncü ölüm nedeni" denildi.
 
İntiharların daha çok yetişkinler arasında görüldüğü kaydedilen açıklamada, yaşlı insanların giderek daha çok yaşamlarına son verdiğine dikkat çekildi.
 
Bu alanda tabuların yıkılması çağrısında da bulunan Dünya Sağlık Örgütü, bu sayede konunun açıkça ele alınabileceğine, dolayısıyla önlem stratejilerinin ortaya koyulabileceğine işaret etti.
 
Dünya Sağlık Örgütü açıklamasında, "İntihar artık bir tabu ya da toplamsal ve kişisel krizlerin kabul edilebilir bir sonucu olarak algılanmamalı, psikososyal, kültürel, çevresel riskler ortaya koyan bir sağlık sorunu olarak görülmelidir" denildi.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Eyl 2007 21:21:25
Tayland'da uçak piste çakıldı

Tayland'ın güneyindeki Puket havaalanına inişe geçen bir yolcu uçağının düştüğü bildirildi.

Taylandlı sivil havacılık yetkilisi Chiasak Angkauwan, TiTV televizyonuna yaptığı açıklamada, uçağın kuleden iniş izni istediğini, ancak pilotun kötü hava koşulları, şiddetli rüzgar ve yağmur nedeniyle pisti iyi göremediğini söyledi.
One-Two-Go havayollarına ait uçakta, 128 yolcu ve 5 kişilik mürettebat bulunuyordu. Yerel medya kanalları, uçakta bulunan yolcuların büyük çoğunluğunun yabancı olduğunu, kazada çok sayıda kişinin yaralandığını duyurdu.

Puket Uluslararası Havaalanı Müdürü Pornchai Eua-aree, TiTV televizyonuna yaptığı açıklamada, "Kazada hayatını kaybeden 61 kişinin cesedinin enkazdan çıkarıldığını, kayıp 40 kişiyi bulmak için arama çalışmalarının sürdürüldüğünü ve diğer kişilerin hastaneye kaldırıldığını" belirtti.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK