Oruç tutarken sahura kalkın!
Oruç tutulurken sahura kalkılması öneriliyor. Sahura kalkmadan oruç tutmak halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve dikkatte azalmaya neden oluyor.
Diyetisyen Cemal Aytaç Ak, "Ramazan ayında azalan öğün sayısını az ve sık yiyerek sahur ve iftar dahil 1-2 ara öğünle en az 4'e çıkarmak gereklidir. Sahura kalkılmadan oruç tutulursa aç kalma süresi artacağından metabolik hız düşer, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve dikkatte azalmalar görülür" dedi.
Gün içinde kan şekerinin düşmesini ve uzun süreli açlık sonrası iftarda aşırı besin tüketimini engellemek için sahurda yavaş sindirilen ve besin değeri yüksek gıdaların tüketilmesi öneriliyor.
Protein içeriği yüksek gıdalar sahurda
Çok yağlı ve çok tuzlu yemeklerden ve aşırı tatlı besinlerden kaçınmak gerektiğine değinen Ak, bunların yerine hazmı kolay, mide ve bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve selüloz içeren sebze, meyve ve kepekli ekmek tercih edilmesi gerektiğine dikkat çekti:
"Protein içeriği yüksek olan besinler midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktirdikleri için sahurda tüketilmeleri daha uygundur. Yumurta, süt, yoğurt, peynir, kuru baklagiller tercih edilebilir."
2 litre su tüketin!
Sahurda zeytin, peynir, esmer ekmek, çiğ sebzeler, süt veya yoğurt, meyve veya taze sıkılmış meyve suları, reçel ve komposto türü gıdalar veya kuru baklagil çorbaları, etli veya etsiz sebze yemeği, yoğurt, esmer ekmek ve meyveden oluşan posa içeriği yüksek bir öğün tüketilebileceğini belirten Ak, gün içinde su kaybının önlenmesi için özellikle sahurda sıvı alımına önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Ak, sahurdan iftara kadar uzun süreli açlık ve özellikle sıvı tüketiminin olmamasının önemli sağlık sorunlarına neden olabileceğini kaydederek, iftar ile sahur arasında 2 litre (10 su bardağı) su içmenin doğru bir davranış olacağını belirtti.
Küçük porsiyon ve yavaş yemek
Yavaş sindirilen, mide ve bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve kana geçiş hızı düşük olan esmer tahıl ürünleri, sebzeler, kuru baklagiller, salata gibi gıdaların tercih edilmesinin iftar sonrası yaşanabilecek rahatsızlıkları engelleyeceğini anlatan Ak, "İftar yemeği yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Azar azar, iyi çiğneyerek ve sık aralıklarla besin tüketilmelidir" dedi.
Ak, çorba ve kahvaltılık ürünler ve salata ile oruç açıldıktan 1-2 saat sonra ana öğün tüketmenin hem metabolizmayı çalıştırmak, hem de boş mideye birden yemek yemenin yol açabileceği sağlık sorunlarını engellemek adına önemli olduğunu vurguladı.
İftar sofralarının genellikle oldukça zengin olduğunu ve yüksek kalorili yemekler ve tatlıların bu öğünde tüketildiğini kaydeden Ak, iftarın ardından çikolata, cips, kuruyemiş yenilmesi, sahur yemeklerinde de hamur işleri, börekler ve gözlemelerin tercih edilmesi halinde ise ciddi kilolar alınmasının muhtemel olduğunu vurguladı:
"Bu nedenle özellikle erken iftar yemeği yenilen Ramazan aylarında iftarı bölüp akşamın ilerleyen saatlerine bir öğün daha eklemek doğru olacaktır. Özellikle Ramazan ayında tüketimi artan tatlılar şişmanlığa neden olan önemli yiyeceklerdir.
Ramazan ayında şişmanlamak istemeyenler tatlılardan kaçınmalı, tatlı tüketilecekse az olmak şartıyla sütlü tatlılar tercih edilmelidir."
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]