alelâde bir ışıksızlık
değildir ki karanlık...
her karanlığın ardından
bir şafak vardır - mutlak- aydınlık...
bir yürek vardır; ısıtacak...
bir can vardır; doyuracak...
bir el vardır; uzanacak...
bir göz vardır; dalınacak...
bir söz vardır; yüreğe damlayacak...
yağmur vardır; yağacak...
bir yudum su vardır;
kuruyan dudakları ıslatacak...
bir deniz vardır; kıyısız...
bir gökyüzü; sınırsız...
ve umut vardır;
hem kıyısız/ hem sınırsız...
Ve ömür vardır; sonsuz..
Sonsuzluğu vardır; aydınlıklı
Aydınlığı vardır; yüzeysiz,
Yüzeysizliği vardır; derinlikli
Derinliği vardır; raylardan geçen
Geçeni vardır; beyaz çakıl taşlı..
Taşları vardır; düşlere toz olan
Tozu vardır; zamanı buğulaştıran
Buğusu vardır; pencerene konan
Penceren vardır; üzerine “aşk” yazılan...