Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Aslında her şey gömüldüğü yerde sürdürür hayatını.. Kendimden biliyorum..

hayallerimizi yaşayamamaktan
korkarız ya çoğu zaman...
yaşayabileceklerimizi
hayal edememektir belki de
asıl korkulacak olan...

kendimizi ertelemek,
gömmekten de öte...

Erteleme umut ister yine de...
Kitap arasına ayrac koymak misali...
Devam edeceğine insanmışsın çünkü...
Gömmek /gömülmek umudun selasıdır....
Hiç doğmamış da hep sancı misali....

“Beklenmeyeni
beklemezsen
bulamazsın
Öylesine bulunmaz.”

“Beklenmeyi
beklemezsen
bulamazsın
Öylesine bulunmaz.”

"öylesine" bulunmasın zaten üstad...
"öylesi bulunmaz" olsun...
beklecekse/bulunacaksa
"böylesi" bulunsun...

"öylesine" bulunmasın zaten üstad...
"öylesi bulunmaz" olsun...
beklecekse/bulunacaksa
"böylesi" bulunsun...

beklenmeyeni olacak yazdığım, yanlışlıkla ‘beklenmeyi’ yazmışım...bir daha ve yeniden, ‘beklenmeyeni’ bekleyenlere gelsin bu yaşam coşkusu...

Gitme takvimler sancı tutmaz
Bilirsin
Değdikçe yüreğime yokluğun
 yetim çiçekler açar
direnir gidişine
Her sevda gibi
Ne olur gitme
Sesin değmeden sesime
Ne olur gitme.
Vuruyorum kendimi
Suzinak bir şarkının ortasında
Ne olur gitme

yusufu kaybetmiş bir mevsim
sürgülüyor kalbim
aşkın son saltanatına
baş eğmiş lal kelimeler sahipsiz
gel döndür beni yollardan
yollar özleme dönüyor durmadan..’

Yüreği, ince olan adama
Gitmeler de zor
Kalmalar da.
Gidersin kalanı,
Kalırsın gideni düşünürsün...

Söylesene!
Gözlerimden süzülen acının neresinden tutayım

alelâde bir ışıksızlık
değildir ki karanlık...
her karanlığın ardından
bir şafak vardır - mutlak- aydınlık...
bir yürek vardır; ısıtacak...
bir can vardır; doyuracak...
bir el vardır; uzanacak...
bir göz vardır; dalınacak...
bir söz vardır; yüreğe damlayacak...
yağmur vardır; yağacak...
bir yudum su vardır;
kuruyan dudakları ıslatacak...
bir deniz vardır; kıyısız...
bir gökyüzü; sınırsız...
ve umut vardır;
hem kıyısız/ hem sınırsız...

alelâde bir ışıksızlık
değildir ki karanlık...
her karanlığın ardından
bir şafak vardır - mutlak- aydınlık...
bir yürek vardır; ısıtacak...
bir can vardır; doyuracak...
bir el vardır; uzanacak...
bir göz vardır; dalınacak...
bir söz vardır; yüreğe damlayacak...
yağmur vardır; yağacak...
bir yudum su vardır;
kuruyan dudakları ıslatacak...
bir deniz vardır; kıyısız...
bir gökyüzü; sınırsız...
ve umut vardır;
hem kıyısız/ hem sınırsız...

👍   
Yüreğinize sağlık

👍   
Yüreğinize sağlık

çok teşekkür ederim...
sizin de okuyan/ hisseden yüreğinize sağlık sevgili öğretmenim...

alelâde bir ışıksızlık
değildir ki karanlık...
her karanlığın ardından
bir şafak vardır - mutlak- aydınlık...
bir yürek vardır; ısıtacak...
bir can vardır; doyuracak...
bir el vardır; uzanacak...
bir göz vardır; dalınacak...
bir söz vardır; yüreğe damlayacak...
yağmur vardır; yağacak...
bir yudum su vardır;
kuruyan dudakları ıslatacak...
bir deniz vardır; kıyısız...
bir gökyüzü; sınırsız...
ve umut vardır;
hem kıyısız/ hem sınırsız...

Şiir dahi olsa -ecak ,- acak ekleriyle bitin ifadeler ne kadar da belirsiz bir zaman dilimi olarak beynimde kayboluyor... Yakın ve ''yakin'' zamanlara düş kurma özlemindeyim   

Söylesene!
Gözlerimden süzülen acının neresinden tutayım

Yüreğine sağlık

(Özgür bırak Başkan , yeryüzüne süzülsün ardından toprağa karışsın )

Şiir dahi olsa -ecak ,- acak ekleriyle bitin ifadeler ne kadar da belirsiz bir zaman dilimi olarak beynimde kayboluyor... Yakın ve ''yakin'' zamanlara düş kurma özlemindeyim   

zaman altı yüzlü ve üç boyutlu bir zar gibidir...
göğe bakan yüzü "şimdi"dir..."an"dır...ve asıl olandır...
diğer yüzler hep olasılıktır...

- ecek, - acak biz istediğimiz kadar uzak ya da yakındır...
hatta "gelecek zaman" diye bir şey de yoktur...biz var sanırız/sayarız...
"sonsuz bir şimdi"den korktuğumuz için belki de...