Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

ne kadar kolaydı;
herkes gibi olmak/düzene uymak!...
ve ne kadar zordu;
kendin olmak/kendin kalmak!..

Bir gün diyorum hani
Kurtlarla kuzular arkadaş olursa
Bil ki kurt büyük plandadır.
Kimse aklındakini satıp
Kâr etmemiştir
Onur  ve güven
Doğru ve yanlış
Umut ve  korku
Nasıl barışırsa
Öyle barıışır
Hasma korku  düşünce
Diz çöker 
Söz boyu..
Akıl şaşar
Rol yarışır..

Şimdi
Gururu bırakmayan
Kahır rüzgarlarına savrulan
Sen misin
Ben miyim
Sevecenliğin de yanmış tüm umutlar

bir "yaşam kazıcısı" olunuyor
gece olunca...
kâh  di' li hatırlanıyor...
kâh  miş' li anımsanıyor...
yakın geçmişe vuruluyor ilk kazma...
az önce'ye meselâ,
ya da dün'e, dünden de yakına...
biraz daha derine inilince,
katmanlar açılıyor ince ince...
mutlu/mutsuz, mutsuz/mutlu...
sırasız...kuralsız...kuruntul u...
çokça net...biraz flu...
geçmiş geçmişte kalmıyor...
bütün ağırlığıyla an'a yükleniyor...
ve dudaklarımdan -belli belirsiz-cümlecikler dökülüyor;
"bana keşkesiz bir geçmiş verin,
 alnından öpeyim...
 bana keşkesiz bir geçmiş verin,
 şimdi'yi yollarına sereyim!.."

bir "yaşam kazıcısı" olunuyor
gece olunca...
kâh  di' li hatırlanıyor...
kâh  miş' li anımsanıyor...
yakın geçmişe vuruluyor ilk kazma...
az önce'ye meselâ,
ya da dün'e, dünden de yakına...
biraz daha derine inilince,
katmanlar açılıyor ince ince...
mutlu/mutsuz, mutsuz/mutlu...
sırasız...kuralsız...kuruntul u...
çokça net...biraz flu...
geçmiş geçmişte kalmıyor...
bütün ağırlığıyla an'a yükleniyor...
ve dudaklarımdan -belli belirsiz-cümlecikler dökülüyor;
"bana keşkesiz bir geçmiş verin,
 alnından öpeyim...
 bana keşkesiz bir geçmiş verin,
 şimdi'yi yollarına sereyim!.."

Peki ya gelecek zaman? Mişli gelecek zamana evrilmeden tutamayız mı elinden?

Peki ya gelecek zaman? Mişli gelecek zamana evrilmeden tutamayız mı elinden?

miş'li gelecek zaman;
"u/mutsuz hüzün çekimli hâli"dir
miş'li geçmiş zamanın...

bu yüzden...
işte tam da bu yüzden;
di'li gelecek zamana evrileceğiz
en geniş'inden....

miş'li gelecek zaman;
"u/mutsuz hüzün çekimli hâli"dir
miş'li geçmiş zamanın...

bu yüzden...
işte tam da bu yüzden;
di'li gelecek zamana evrileceğiz
en geniş'inden....

O kadar tanıdık ki, bu konuda saatlerce susabilirim..

O kadar tanıdık ki, bu konuda saatlerce susabilirim..

beraber susarız o zaman...
kelimelerin ardına saklanmadan...
düşünce örgülerinde kaybolmadan...
sormadan/ sorgulamadan...
birlikte değil, beraber susarız
-yalın/ çıplak/ savunmasız-
en yanlışına/ en doğrusundan...

susaradım yürüyorum
kan kırmızı şafağa...
gecemavisi bir ıslık
sus(ay)an dudaklarımda...

BENLESİN

Şarkın uzak tenhalarında gecelerime
Soğuk bir sensizlik dolar, sanki ölüm gibi,
Mahkumsa tuvalin renkleri gölgelerime;
Renkler yüreğimin içindeki gri gibi

Ruhumun aynaları kırılır yokluğunda
Sensizlik ateşiyle küle döner yüreğim
Gecede savrulan feryadın sonsuzluğunda
Bu yok oluşla tenha garların bekçisiyim!

Taş duvarların sessizliği sinmiş geceme,
Her an ürkerken yalnızlıktan, ansızın sesin;
Ta öteden özleyişle dolar içerime,
Ve sen bu gecede istemesen de BENLESİN! ..

HİKMET BAŞ

ağlamak kardeşmiş ya gülmeye...
bir küs olsa da bir barışık...
mısralar delik deşik aklımda...
mısralar yüreğime sarılan
mütebessim sarmaşık...

dudaklar lebiderya
hüzün denizi yanaklara...
tuzlu su gölü göz çanakları,
taşmaya hazır, eriyince karlar...
iklimin adı gibi, aşina baharlara...

söyle; şimdi sen misin arif/bilge?..
yoksa ben miyim zadegan talebe?..

efendiler işsiz kalmış...
ısıtmaz olmuş fısıltı...
gözler nemli/gözler demli...
ç/ağlar devrik çağrışımlı...

silemem ki kalemimin
gül yüzlü kağıda sitemini...
hep seni damlatmak istiyor beyaza,
hep seni...mütemadiyen seni...

söyle; şimdi sen misin alaca?..
yoksa ben miyim peşindeki karanlık?..

oysa umudum kadar kurur...
her şafak vakti, içimdeki bataklık...

Ben bilmem
Ezberlenmiş hayatın
Yaşanmamış günlerine
Aşk-ı niyaz etmeyi

Yüreğinle yürürken gölgede kalıyorsan
Hayatın önsözü, hasretin son sözüdür

küçük bir pınar,
dehşet akar gözeneklerinde...
ne suyu içilir ne sevabına dualar edilir...
kendini zehirler, delicesine...
deniz olma sevdasında ya, ondan olsa gerek...
kimsenin bilmediği günahlara bile bulaşır...
dersin ki, bu ne cehalet...
bu ne şiddet...yakışıksız, her şeyin dışı...
aşk,
buldu sonra o sızıntıyı...
acı şarkıları ve kendine bile sığmaz düşleriyle
gözleri...
kızıl bir şafakta, sarı bir güneşti,
uğradı yanı başına...
dolaştı
etrafında
diz çöktü yamacına..
eğildi,
-sakın, dedi
-ne ki, neden ki sakınma...
-ölüm var bende
-oysa yaşam var dudaklarımda, değersem deniz düşlersin rüyalarında...
-değsin, dedi...
çıplak bir sabahtı, dağlar düzelirken yerle bir... gök kadar mavi  kesti küçük çeşme...zehrini-gözyaşlarına kattı- akıttı...deniz tuzlandı ve aşk sarı mavi asılı kaldı, üzerinde...

küçük bir pınar,
dehşet akar gözeneklerinde...
ne suyu içilir ne sevabına dualar edilir...
kendini zehirler, delicesine...
deniz olma sevdasında ya, ondan olsa gerek...
kimsenin bilmediği günahlara bile bulaşır...
dersin ki, bu ne cehalet...
bu ne şiddet...yakışıksız, her şeyin dışı...
aşk,
buldu sonra o sızıntıyı...
acı şarkıları ve kendine bile sığmaz düşleriyle
gözleri...
kızıl bir şafakta, sarı bir güneşti,
uğradı yanı başına...
dolaştı
etrafında
diz çöktü yamacına..
eğildi,
-sakın, dedi
-ne ki, neden ki sakınma...
-ölüm var bende
-oysa yaşam var dudaklarımda, değersem deniz düşlersin rüyalarında...
-değsin, dedi...
çıplak bir sabahtı, dağlar düzelirken yerle bir... gök kadar mavi  kesti küçük çeşme...zehrini-gözyaşlarına kattı- akıttı...deniz tuzlandı ve aşk sarı mavi asılı kaldı, üzerinde...

küçücük bir pınardan
denize dönüşmek...
şiirin; umuttan mucizeye uzanan
bir merdiven kurmuş...
bir ucu denizde...
bir ucu gökyüzünde...

eline/ kalemine/ yüreğine sağlık üstad...

küçücük bir pınardan
denize dönüşmek...
şiirin; umuttan mucizeye uzanan
bir merdiven kurmuş...
bir ucu denizde...
bir ucu gökyüzünde...

eline/ kalemine/ yüreğine sağlık üstad...

yorumun şiirden daha güzel olmuş...teşekkür ederim usta...