Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Değil mi ki tütün saramadığımız kış
gecelerini sardı özlem
kalbinin attığı her mevsimde
devrilmiş dağ gibi ayrı  devrik cümlemsin
bir gül ağırbaşlılığı gibi karşımda
adın çıkmıyor yolum düşse de
bilboardlarda yalnızlık
neon ışıklı tabelalarda yazmaz
okursan yazılacağım sana
mektup yol almıyor bana uzak bakma.."

Gece yakışıyor bu şehre
Örtüyor herşeyi sessizce
Feryad-ı figanı da neşeyide
Gece yakışıyor bu şehre
Örtüyor ölü toprağını alabildiğince

iki mavi kıta/yirmiiki sarı mısra...
haydi tut ucundan
çok güzel bir şiir olacak bu defa...
ne duyduklarından kork
ne de gördüklerinden ...
ne düşündüklerinden kork
ne de düş'lerinden...
ben izlerim seni
sen de beni...
ben duyarım seni
sen de beni...
ben anlarım seni
sen de beni...
daha başka ne olabilirdi?..
sen varsın ben varım...
düş'lerimiz/düşüş'lerimiz var...
-gerçekten öte- hayallerimiz var...
sevdiklerini öldür...
ölüleri sev...
mezarlıklarda öp beni...
ben toprağı görürüm
toprak seni...
sen beni öldürebilirsin
ben de seni...

haddimiz arşı aşsın...
deniz iki büklüm olsun...
mavi bir deniz kızı göreceksin,
onu boş ver...
boş ver diğerlerini...
rüzgarla tara benim saçlarımı...
kızıl bir deniz olsun adı mavi...
iki mavi kıta/yirmiiki sarı mısra...
tut nefesini
çok güzel bir şiir olacak bu defa...

dilencilerin selamını al,
ve duasını kedilerin...
koy kenara ne varsa biriktirdiğin...
siyah masaları kır...
beyaz sandalyeleri de...
bir yatak ser yere...
un ufak anılar yaşamaz...
elini çabuk tut...
tut ucundan bu şiirin
yetişmemiz lazım
zaman-sızlığ-ın hızına...
iki mavi kıta/yirmiiki sarı mısra...
durma tut ucundan,
çok güzel bir şiir olacak bu defa...

Yüreğinize sağlık, çok güzel bir şiir olmuş

Yüreğinize sağlık, çok güzel bir şiir olmuş

çok teşekkür ederim sevgili öğretmenim...
okuyan/ anlayan/ hisseden yüreğinize sağlık...

Şiir kadar yakınsın ve düş kadar uzak ...

Demlenince başlıyor terane
Ömür yaşarken olmuş/oluyor virane

Bir hayat belirtisi olarak çiçekli şiirleri göğsüne takıyorum
Şerh düş kalbine adımı yoklukla.."

 Yüreği kanayan bir adamın göğe bakışı gibi 
Çölde kum fırtınasına hazırlıksız yakalanmış  bir gezgin telaşı gibi
Umut kesilmiş ancak beklenmedik bir anda gelen  müjdenin insanı sarsması gibi haller de vardır .



Velhasıl dışarısı soğuk ve iyi ki demli sıcacık çay var

Kanat olur yürek,
Götürür uzaklara.
Çağrsan da gelmez,
Sahte  tuzaklara..
Ciğer gam dolu
Hasretin  bir kolu.
Ah ettikçe derinden,
Yürek oynar yerinden..

Dilimden düşürmediklerim
Tane tane gözümden
Tel tel yüreğimden düşüyor

Dilimden düşürmediklerim
Tane tane gözümden
Tel tel yüreğimden düşüyor

Derin dûşenler beraberinde  derinden de yaralıyorlar 

Gece hızlı çöker
Güneş çabuk solar bu şehirde.
Hüzün kaplar kaldırımları.
Sokaklar,
Yalnızlığa ortak
Kimsesizliğe…
İpekten siyah bir örtü gibi
İner gece,
Şehir yorgun,
Şehir umutsuz.
Elleri ceplerinde,
Başı önlerinde insancıklar,
Yerde bulacakmış gibi kaybettiğini,
Öyle çaresiz
Öyle yoktular.
Varlıkla yok arasında
Sanki kayıptılar.

Gece hızlı çöker
Güneş çabuk solar bu şehirde.
Hüzün kaplar kaldırımları.
Sokaklar,
Yalnızlığa ortak
Kimsesizliğe…
İpekten siyah bir örtü gibi
İner gece,
Şehir yorgun,
Şehir umutsuz.
Elleri ceplerinde,
Başı önlerinde insancıklar,
Yerde bulacakmış gibi kaybettiğini,
Öyle çaresiz
Öyle yoktular.
Varlıkla yok arasında
Sanki kayıptılar.

Yüreğinize kaleminize sağlık öğretmenim.

Kelimeler cancağızım
hükmen mağlup
ki adın şiirler ortasında
yapayalnız
özlem düellosunda.."

Hissettiğin sen değilsen,
asıl o zaman yalnızsın..
Bir taş atarsın ya, uçurumun derinliğini bilmeye yarasın diye.
Kulağına değen ses, ne kadar uzak...o, sensin...
Demli bir çay yap kendine, katran gibi zehir misali, iç.