Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

yaşama sevincim benim...
deniz kenarında, iyot kokusuyla
minicik karnını doyurduğum...
umut iskelesi’nde,
bumburuşuk eline
bir simit parası tutuşturduğum...
gözlerimin denize vuran parıltısı...
bulutlardan oluşmuş pamuk tarlası...
televizyon izlerken duyduğum mide bulantısı...
matbaada ozalit bekleyişiminin mükafatı...
yaşama sevincim benim...
düşen yağmur damlalarında saklı...
gökkuşağının
sekizinci rengi olmaya meraklı...
kuşların kanat çırpışı...
ayçiçeğinin
güneşi görmek için çırpınışı...
geceye vurgun, şafağa sevdalı...
yaşama sevincim benim...
sırtına dünyanın yükünü yüklediğim,
kara gözlü, güzel eşeğim...
her gün defalarca bulup,
her gün defalarca kaybettiğim...

Geçen zamanların ardından , geçmeyen yaralara rağmen
Yaşamsal döngünün rutin  akışı karşısında , tökezlemelere rağmen
Düşlerim hep cebimde anne ,düşlerimi yüreğime indiremiyorum 
 
 

Düşe sardık umutları
Ha çözüldü çözülecek..
Hayat kırdı kanatları
Yürek nasıl süzülecek?
Dertlerine derman olsun
Kim ne bilsin ,ne  bilecek?
Yollar puslu gözler isli
Kader silsin, ha silinecek..

Umudumu yüreğimden
Ayışığı mı penceremden alıp gittiğin
Dünsüzlük
Sonra
Sonrasímı….
Yürüdüğün, sürüdüğün sonu  gelmeyen  bı kahır
Kazandığımı sandığım kaybedislerim

HAZAN
Gel git mevsimlerinin hüzün çiçeği ben;
Ulaşılmaz sahillerimin hayalinde, sen.
Yaptığım hasatla dert dolu heybem,
Yağmur ıslatıyor  yüreğimi sessizce, inceden…

Mutluluk kısa metrajlı film izlediğim,
Bir uçurtmadır ki boz bulanık renklerle kaplı,
Göklerde elimden yitiripte yetişemediğim,
O vakitten beridir ki, ıstırabın hançeri yüreğime saplı.

Kutupsuz kıtalar üstünde ayak izlerim,
Kalıpsız düşlerin gergefine resmini işlerim,
Sararmış düşlerime ümit diye beklerim,
Her bir arzum sersefil yenisini eklerim.
                                     
Muştulu bir şafakta uyandığımı görsrem,
İnanma diyen bir çığlık içimde haykırır!
Sahte gülüşlere kanan benliğim sersem,
Ruhum çektiği bu azapla hazana varır!..
                               Hikmet Baş

ÖLECEĞİM BEKLERKEN

Karanlık gecelerde ve karanlık gurbette,
Çoruh’un hazin şırıltılarını dinlerken,
Hep sen varsın aklımda, şimdi ruhum fetrette.
Bitmez bu hazin gurbet, öleceğim beklerken!

Rüzgarın sesi, firkatle eserken gurbette,
Hazin sonu anlatan  meyusiyet geliyor,
Sonra, o karanlık, uzun ve hazin gurbette,
Ömrümü, siluetinin vehmi bitiriyor.

Yağmurun rikkatli şıpırtıları inlerken,
Birden bir mor tül sarıyor hatıralarımı!
Hüzün, acıyla karışık, bestemi söylerken,
Tan kızıllığı koparıyor hülyalarımı…
                             
                                         Hikmet Baş

An gelir  şiirler de  susar .Ve ardından söylenmedik kelimeler buhar olur gider . 

İnsanların bilmediği,kuşların bildiği
Sağır çığlıklarda
Bı sızımız ,bı izimiz oldu
Sol yanımda bı mecburiyet
Körebe oynar gibi
Önce dost,sonra düşman oluyor
Sobelenmis tutsaklık
Yanık kokusu veriyor
İcimin oda hapsinde

Ruhumuzu örseleyen her yara,
Kamburdur sırtımızda,
Geçmişten bu yana
Sızlar
Ve kanar derinden.
Hayatın hoyrat yaşanmışlıkları
Ruhumuzun utancı.
Oysa
Çocuk düşlerde,
En saf, en masum vakitlerde
Gaye
Birbirimizin gölgesinde nefeslenmek
Deniz kokulu ılık bahar yeli eşliğinde.
Bir yudum sevda
Karşılıklı
İki yudum huzur
Yan yana,
Bir kahve içimliği hayatta.

Giden sağır
Kalan ağır
Gidenlere özlemek
Kalanlara üşümek pay ediliyor gecenin gökyüzünde
Hayat ırmağında müstakil bı öğreti kalıyor bize

Giden sağır
Kalan ağır
Gidenlere özlemek
Kalanlara üşümek pay ediliyor gecenin gökyüzünde
Hayat ırmağında müstakil bı öğreti kalıyor bize

Selam olsun yüreği üşüdüğü halde kaybolup 'yitmeye' direnenlere

Selam olsun yüreği üşüdüğü halde kaybolup 'yitmeye' direnenlere

Nabzım yükseldi mahçubiyetten üstadım..bı insanının sadeliği bu kadar mı güzel olur...

Yol yürüdük yorulduk
Suyu içtik durulduk..
Dağda bağda  ibret var
Gidilesi gurbet yar.
Geçtik rengarek kuşaklardan
Yorulduk -uşak oğlu- uşaklardan..
Çattık katı duvarlar  geçit vermez.
Gönül bağının gülünü dermez.
Kasvet dağ gibi cesarete koltuk
Biz hanlarla gönülden gönüle yolduk..
Gider elemli dünya gelir kutlu rüya
Böyle gelmiş böyle gider  mi güya..?

Alıp başını çekip gitti,
O güzeller güzeli.
Ne bir bakış attı ardına
Ne de veda etti.
Öylece çekip gitti.
Güneşli bir günün sabahında
Çiğ damlalarıyla birlikte
Süzülürcesine,
Rüzgarla savrulan saçlarını
Aldı da gitti.
Yaşattığın her hatıra,
Gülümsettiğin her an için.
Birbirimizin gözünde her kayboluş,
Verdiğin destek için
Beni sevdiğin için
Ve seni sevmeme fırsat verdiğin için
Teşekkürler değerlim.

2008de geldim köye
2019 oldu hala köydeyim.
Sınıfcıysan köydesin
Haydi güle güle