ÖĞRETMENİN ÖYKÜSÜ
Bozuk bir araba durdu kenarda,
Elinde çantası indi öğretmen.
Gösterdiler ona, hemen şurada,
Uzak değil köyün, daha öğretmen.
Köye ulaşmıştı,sordular: “-Kimsin?”
Nereden gelirsin?Nere gidersin?
Kimi tanıyorsun?Sen ne gezersin?
“Öğretmenim” dedi, sustu öğretmen.
Muhtar nerededir?Okul nerede?
Aha muhtar.Aza, şu ileride.
Yok ki mektebimiz, talebesi de,
“Olur” deyip yere baktı öğretmen.
Muhtarla beraber gittiler eve,
Bir minder serdiler kuru bir yere,
Sabahleyin gidersin bir dinlen hele.
“Ah!” dedi söylendi garip öğretmen.
Gece bitti sabah güneş doğunca,
Gitmek istemişti şehre doğruca.
Sordu gençler: “-Hoca, nere böylece?”
“Oh!” dedi, sevindi garip öğretmen.
Gençlerle beraber gittiler eve,
“Gelmek senden ise gitmekse niye?
Okul istiyoruz biz köyümüze.”
“İyi olur.” dedi, coştu öğretmen.
Açtılar okulu bozma ahırdan,
Çalıştılar, gece gündüz durmadan,
Atatürk resmini bir kenarından,
Çivileyip duvara astı öğretmen.
Çağırdılar çocukları evlerden,
Doldu okul, cıvıltılı seslerden,
Neşelendi, yaptığı bu eserden,
Gururlanıp “şükür.” dedi öğretmen.
İhtiyaç olunca şehire koştu.
Yaz,kış,tipi,kar demeden çalıştı.
Öğreteyim diye nice çalıştı.
Emek boşa gitmez diye öğretmen.
Bir öğretim yılı işte bitiyor,
Sınıfı geçenler çok seviniyor.
Bakıp eserine hep övünüyor.
"İşte bunlar yarın", diye öğretmen.
Ücreti, maaşı bir şöyle dursun.
Maaşı az imiş, olursa olsun.
Yeter ki memleket aydınlık olsun.
Karanlık olmasın dedi öğretmen.
Durmadı zamanlar su gibi aktı.
Üç beş yıl dolunca tayini çıktı.
Yaptığı esere şöyle bir baktı.
“Hah!” dedi yutkundu, sustu öğretmen.
Gittiği yerlerde hep aynı heves,
Çalıştı,didindi,demedi hiç pes.
Durmak yoktu ona, çıkmadan nefes.
Durmayan zamanda bitti öğretmen.
Emekli olmuştu altmış yaşında,
Hile yapmamıştı hiçbir işinde,
Siyah saçı kalmamıştı başında,
İşte bu hayatım, dedi öğretmen.
Hayaller kurardı emeklilikte,
Ev yapar, iş kurar hep gelecekte.
Delik pabuçlarla hep seke seke,
“Boş!”,dedi yürüdü, gitti öğretmen.
Her meslekte vardır benim öğrencim.
Başka neyimiz var?Nedir güvencim?
Mimarı biz olduk bu kadar gencin,
Diyerek övündü Ahmet öğretmen.
20 Kasım 1997
Ahmet DEMİRKOL
Bu şiirde bahsedilenler 1983 yılında Erzurum ili Hasankale ilçesinin bir köyünde yaşanmış, gerçek öyküden esinlenerek kaleme alınmıştır. Olayın kahramanı şu an emekli olmuş öğretmen arkadaşım sayın Yusuf MISIRLI'dır. Kendisine hayırlı ve bereketli bir emeklilik yaşamı temenni ediyorum.