"zamana hapsolan cümleler mi yaratmaya çalıştın
yoksa kelimelerin ihanet mi ediyordu cümlelerine
her sözcük bir ihanet simgesi miydi dudaklarında
ve her ihanet yaklaştırıyor muydu seni aşka"
ihanetlerin bile kelimelere sığmadığı anlardaydık
ya da ihanetlerin bile ihanete uğradığı anlardaydık
nerdeydik?
neden bize düşen hep ihanetler oluyordu?
neden bizler ihanetleri yerleştirdik yüreklerimize?
kimdi bizi yorgun ihanetler zincirine katan?
yoksa her insan kendi ihanetini mi yaşıyordu?
her insan kendi coğrafyasını mı kirletiyordu?
yani vakti mi gelmişti;
bAŞKa bir boyuta yolculuğun?
yastık altı düşlerin olduğu dördüncü bir boyut mu arıyorduk?
rehnedilmiş bir ömrün son deminde miydik?
bayat mıydık...
berbat mıydık...
yalnızlığımızın sonunda mıydık şimdi?
yalın mıydık...
yalan mıydık...
alevin yanarken çektiği acı kadar bile mi yanmadık?
yani o kadar da mı insan kalamadık?
ş.s.y
not:tırnak içindeki bölüm koray uçar adında sevdiğim bir abime aittir...