Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

çok güzel yazıyorsunuz.

çilek reçeli lekeleri var elbisemin eteklerinde...
gelincik tarlasında uzanmışım, kırmızısı ellerimde...
serinliğin yavaşça çöktüğü bir akşamüstünde...
üşümüş dudaklarımla gülümsüyorum...
sebepsiz bir rahatlama sarıyor gibi yüreğimi...
bir ağırlık çöküyor göz kapaklarıma...
tren ve istasyon, tatlı bir rüyanın dibi...
kalkışın ıslık sesi geliyor kulaklarıma...
el sallıyorum bulutlara ve kuşlara...
aklım beş karış değil, bir kaç kulaç yukarda...
sahi nerede yaşar sessiz harfler?..
hangi kuyruklu yıldızın kuyruğuna takılmış virgül?..
ya hangi denize çıpa atmış noktalı virgül?..
seslensem duyar mı kuş kanadı noktalar?..
hangi istiridyenin içinde saklanır
yan yana dizilmiş üç inci olan üç noktalar...
çilek reçeli lekeleri var elbisemin eteklerinde...
gelincik tarlasında uzanmışım, kırmızısı ellerimde...

Gözümün ucundan gölgen geçerken
Bi şiir uzağımdasın
Gönlünü al gel
Aramızdaki iki dizelik
Yorgunluğu
Suskunluğu
Sehven değil, harbiden
Aklına eseni diyiver......

çilek reçeli lekeleri var elbisemin eteklerinde...
gelincik tarlasında uzanmışım, kırmızısı ellerimde...
serinliğin yavaşça çöktüğü bir akşamüstünde...
üşümüş dudaklarımla gülümsüyorum...
sebepsiz bir rahatlama sarıyor gibi yüreğimi...
bir ağırlık çöküyor göz kapaklarıma...
tren ve istasyon, tatlı bir rüyanın dibi...
kalkışın ıslık sesi geliyor kulaklarıma...
el sallıyorum bulutlara ve kuşlara...
aklım beş karış değil, bir kaç kulaç yukarda...
sahi nerede yaşar sessiz harfler?..
hangi kuyruklu yıldızın kuyruğuna takılmış virgül?..
ya hangi denize çıpa atmış noktalı virgül?..
seslensem duyar mı kuş kanadı noktalar?..
hangi istiridyenin içinde saklanır
yan yana dizilmiş üç inci olan üç noktalar...
çilek reçeli lekeleri var elbisemin eteklerinde...
gelincik tarlasında uzanmışım, kırmızısı ellerimde...

Bir şiir bu kadar mı konuşur yüreğinize sağlık

Bir şiir bu kadar mı konuşur yüreğinize sağlık

şiire gönül verşinize sağlık asıl...
çok teşekkür ederim...

çilek reçeli lekeleri var elbisemin eteklerinde...
gelincik tarlasında uzanmışım, kırmızısı ellerimde...
serinliğin yavaşça çöktüğü bir akşamüstünde...
üşümüş dudaklarımla gülümsüyorum...
sebepsiz bir rahatlama sarıyor gibi yüreğimi...
bir ağırlık çöküyor göz kapaklarıma...
tren ve istasyon, tatlı bir rüyanın dibi...
kalkışın ıslık sesi geliyor kulaklarıma...
el sallıyorum bulutlara ve kuşlara...
aklım beş karış değil, bir kaç kulaç yukarda...
sahi nerede yaşar sessiz harfler?..
hangi kuyruklu yıldızın kuyruğuna takılmış virgül?..
ya hangi denize çıpa atmış noktalı virgül?..
seslensem duyar mı kuş kanadı noktalar?..
hangi istiridyenin içinde saklanır
yan yana dizilmiş üç inci olan üç noktalar...
çilek reçeli lekeleri var elbisemin eteklerinde...
gelincik tarlasında uzanmışım, kırmızısı ellerimde...

Bazen öyle şiirler yazılır ki
Üstüne şiir yazamazsın.
Övmek istersin şairini
Söyleyecek kelime bulamazsın.

Durmak bilmeksizin yağan  yağmura inat
Çık gel
Ve yağmur dindi
Anladım ki gelişler gidişlerin ta kendisiydi ...
Uzun ve karanlık ve kederli bir geceye gebeysen
Çağır geleyim
Anladım ki her çağrış beraberinde bir uzaklaşmanın habercisiydi

Hasretin en koyusu
Susarak demlenirmiş.
Ana,baba, evlat, yar
Birbirine eklenirmiş.
Sıla kokusu sarmışsa bedeni
Bir işaret alır götürür seni.
Anam;bağrına yaslanasım geldi,
Babam;boynunda ağlayasım.
Bilmem kaçıncı cemredir düşer soluma,
Sizsiz hayat garip,gidiyor ağrıma..

Seninle birlikte yıkanmaliydı tüm yaşam
Derinlerde damlayan bir su hissi
Için içine akmaliydı
Sen sende arınmaliydın
Ne çok söz birikmişti dünden bugüne
Ne çok anlamsızlık
Duyma hissini bırakıp
Seni sana anlatmalıydın
Uzaklarda bir rüzgar sesi
Savurganlığına kanmalıydın hayatın
Kimi an su olup akmalıydın
Yüreğindeki uğultular yorduğunda
Şuranda bir kelebek kıpırtısı
Gönlünün gözüyle algıladığın
Hakikate koşmalıydın

Kaç cümlen kaldıysa günden geriye,
Yarına merdiven olur;tırmanırsın.
Gözlerin dalıyorsa hep ileriye,
Durmadan,kırmadan yol alırsın.
Adın sevda köprüsü fani aleme,
Ayakların takılmasın engele.
Dünler bu  günlerin kahramanıysa
Yarınlara ancak  şafak  yaraşır.

Bazen öyle şiirler yazılır ki
Üstüne şiir yazamazsın.
Övmek istersin şairini
Söyleyecek kelime bulamazsın.

ben gerçekten utanıyor ve söyleyecek söz bulamıyorum böyle iltifatlar karşısında...
çok teşekkür ederim sevgili öğretmenim... 

Dalgın ve yılgındı
Dalından koparılmış yaprak
Bulutundan ayrılmış yağmur
Gözden düşen bi damla yaş

Sevmenin izdiham
Ayrılığın felaket olduğu coğrafyada
Muson yağmurları gibi
Hasreti kana kana içer
Dört köşesi bıçak yarası yürekler
(Mevsimler sıradanlaşırsa, kışa esir düşer bahar...)

zamanı durdurduğum/sustuğum
karelerim var benim...
çocukça bir bakış
ve derin bir uykudan uyanış gibi...
öyle çok anlam yüklemişim ki
sessizce gelişine...
bir şafak vakti;
''akdeniz bakışlım'' derken
güneşin doğuşuyla...
iklim değiştirmişliğim var
varoluşunla...

zamanı durdurduğum/sustuğum
karelerim var benim...
dolu dolu olduğum...
sonra en kızgın bulutların
ardından
en sağanak yağdığım...

zamanı durdurduğum/sustuğum
karelerim var benim...
hafif hafif dalgalandığım...
sonra deli fırtınaların
ardından
en hoyratından kasırgalaştığım...

zamanı durdurduğum/sustuğum
karelerim var benim...
bile bile yandığım...
sonra o kapkara dumanların
ardından
küllerimden doğduğum...

zamanı durdurduğum/sustuğum
karelerim var benim...
çocukça bir bakış
ve derin bir uykudan uyanış gibi;
gün oluşum/güneş oluşum...
renk olup gökkuşağına doluşum...

Hiç bişey söylemeden
Sessizce konuşsak
Yüreğin anlatsa
Gözlerim dinlese
Kaybolsam ,yüreğinin  köşeciklerinde
Bi salep sıcaklığında
Buram buram sen kokan
Biraz sen
Biraz ben  katalım zamana….

Bugün bir yıkım seyrettim
Kendi yıkımım
Bugün ben kaybettim
Kendi seçimim
Bugün güzel geçsin istedim
Gördüğüm
Bende olan kördüğüm.