Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 07 Haz 2010 13:02:21
       GEL BARIŞALIM ARTIK
Yok mu senin insafın yok mu
Bir güler yüzün çok mu
Dağ mısın taş mısın
Uzak mı bu eda bu ha tuzak mı
Hak mısın bana yasak mı
Dost musun düşman mısın
İki gözüm seneler geçiyor
Gönül ektiğini biçiyor
Bir selam lütfet bu ne çok hasret
Gel barışalım artık
Canözüm bahar geldi
Dalları kiraz bastı
Yedikat eller yakınım oldu
Gel kavuşalım artık

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 07 Haz 2010 13:05:40
                UZATTIM ELİMİ
İşte yine gergin, zindan bir gece
Yine yandı yürek hasret değince
Özlemler rüzgârla sana sürükler
Bu yolda can versem geleceğim der
Başımda efkârlı bulutlar durur
Sözlerin çok gergin, öfkeye yürür
Her bir çıkışında yaralanırım
Sanki koca sevda bitti sanırım
Utandım dedin ya ben bu sevdadan
Topraklara gömdün beni vurmadan
Dedim ki aşk öldü kafatasında
Hani kavrulmuştuk aşk potasında
Böylece ilk kurşun saplandı aşka
Düşünceler başka, sözlerin başka
Bu yara her daim kanar ha kanar
Bir bilsen bu gönlüm sevginle yanar
Ben de seviyorum seni diyorsun
Sonra sevdiğinden utanıyorsun
Bu sözle bir çınar yıkıldı inan
Beslenen umutlar bu sözle yanan
Belki istemeden söylenen sözdü
Bu yorgun gönlümü bir hayli üzdü
Beni sevdiğine inancım tamdır
Belki birazcık da benim hatamdır
Bir şeyler hissettik, bir şey yaşadık
Hep sevgi ürettik sevgi taşıdık
Böyle sarsıntıyla sarsılmaz bu aşk
Küçük darbelerden hiç yılmaz bu aşk
Belki zaman zaman kalp kırıyorum
Yinede sevgimi haykırıyorum
Uzattım elimi tut be bir tanem
Bil ki sensiz hayat bana cehennem
Asla utanmadan, başımız hep dik
Biz bu yüreklerle bu güne geldik
Senle ağlayayım senle güleyim
Yüreğimde sevgin öyle öleyim

Çevrimdışı aslanx7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
# 07 Haz 2010 13:09:32
SEVEBİLME İHTİMALİ

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

 YILMAZ ERDOĞAN

Çevrimdışı HrşyGüzeLOLacak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2010 13:28:23
Güvenmiyorum...


Tanımazdım insanları,
bilmezdim yaşamayı,
dolaşırdım yeryüzünde,
duygusuz, gamsız.
Gözlerim anlamsız bakardı dünyaya,
göremezdim güzellikleri.
Bir gün,
dolaşırken yine pervasız,
takıldı kaldı gözlerim,
dalmışım…
Bu ne güzellikti rabbim.
Bir gül bahçesiydi karşımda duran,
rengarenk.
Ve bülbüller,
muhabbetin doruğunda
gülün dalında.
İşte o an anladım herşeyi.
İlk gördüğüm güzele vuruldum.
Can dedim, dost dedim, sevgiden bahsettim.
Anlatabilmiştim derdimi,
şükürler olsun.
Yakalamıştım mutluluğu,
tutuyordum avucumda,
sımsıkı, kaçmasın diye.
Her şey ne güzeldi,
Güneş daha parlak,
yeşil daha yeşil,
mavi deniz, mavi gök
bir başka maviydi.
Yağmur çiselemeye başladı tatlı, tatlı
birden sağanak halini aldı,
aldırmadım.
Islanmıyordum çünkü.
Umurumdamı ki, yağsın.
Ama;
Avuçlarım sırılsıklamdı,
şaşırdım.
Açtım ellerimi, bakakaldım.
Erimişti mutluluk, bir anda.
Şimdi,
yine yeryüzündeyim,
yine duygusuz, yine gamsız
eskisi gibi.
Tek fark var;
İnsanları tanıyorum artık.
Ama güvenmiyorum…...




Engin Tunca

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 07 Haz 2010 16:57:51


***ANLATAMADIM***
Ben Hiç Kimse İçin Oturup Ağlamadım Akşamdan Sabahlara Kadar
Ben Hiç Kimse İçin Hıçkırmadım Çöküpte Kaldırımlardan Soğuk Buzlu Taşlara
Ama
Senin İçin Ama Senin İçin...

Bir
İnada Dua Gibi İnanmışsın
Tovbe Haşa
Ruhunun Kapılarını Kapatmışsın
Aşka Sevgiye ve Gönülden Haykırışa
Ben
Dertlerimi Anlatabildimde Cümle Aleme
Canlıya Vede Cansıza

Ama Sana Ama Sana
Anlatmayı Beceremedim

Bir
Başını Kaldırda Semaya Bak Arş-ı Al'a Ne Yüce
Sen
Yaratmadın,Yaratan İse Senden Çok Çok Yüce
Korkuyorum Başucumda Güleceksin Bir Gün Ben Ölünce
Ruhumun Izdırabını
Ruhumun Izdırabını Sana Anlatamadım
Nesin Be Kimsin Be Nedir Bu İnadı Şartın
Senemi Yedi On Dakikalık İnadın
Bu Ne Cürret Be
Beni Sen mi Yarattın Hayatımla Oynuyorsun
Zehir Verdin Ağı Verdin Şerbet Diye Tattım

Seni
Ruhumun En Kutsal Köşesinde YÜCELTTİM

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 07 Haz 2010 17:05:48



Gözlerime Bak da Anla...


Gözlerime bak da anla
Seni nasıl sevdigimi,
Ayların, yılların
Benden neler
çalıp gitigini,
Gözlerime bakta anla...

Ben kendimi sana
Ne sözlerle,
Ne de kelimelerle
Anlatamadım...
Bari şimdi bak da gözlerime
Anla beni...

Bir tek sen anladın
Sanıyordum bu hayatta beni
Gerçekten yanılmışım
Zaman geçtikçe
En çok sen üzdün beni
Canımıniçi...
Şimdi gel de bak
Gözlerime
İçimde kopan fırtınaları gör...

Sana bakınca ışıldayan
Gözlerim
Şimdi ise
Seni düşününce
Sadece aglamaya yarıyor...
Gülmeyi unuttu gözlerim
Gözlerime bak da anla...

Kelimeler mi
Sözler mi hiç biri
Beni sana anlatamadı
Bütün ifadeler beni hep yanlış anlattı
Gözlerimdeki acıyı
Senden başka herkes anladı...
Artık sen de o uçurum gözlerinle
Gözlerime bak da
Anla Beni......
ANLA BENİ!...

Çevrimdışı HrşyGüzeLOLacak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2010 17:34:24
Ölüme Gazel...

Ne kötü bir dünya bu; sevgisiz, acımasız
Yaşarken dolu dizgin, ölüvermek apansız

Sen, en güzel yerinde olsan bile yaşamın
Alırlar, götürürler bir yerlere zamansız

Bütün o sevdiklerin, dostların, yakınların
Koyup giderler seni orada yapayalnız

Çalkalanır gidersin kapkara bir boşlukta
Ne sevinç, ne de keder; artık her şey anlamsız

Hakkın yok üşümeye, ağlamaya, gülmeye
Unutma! ölüsün sen, boş bir kalıpsın cansız

Her şey geride kaldı, ne sandın yalan dünya
Gördüğün gibi işte; bir ölüm var yalansız.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 07 Haz 2010 18:04:52
Çok Güzel Şey
Yaşamak güzel şey dogrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.



Melih Cevdet Anday

Çevrimdışı mehmet_00202

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 195
  • 426
  • 195
  • 426
# 07 Haz 2010 19:42:27
İSTANBUL'U DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
sucuların hiç durmıyan çıngırakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbulu dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Serin serin kapalı çarşı;
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa;
Güvercin dolu avlular.
Çekiç sesleri geliyor doklardan,
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başında eski alemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

                                    " Orhan Veli Kanık"

Çevrimdışı papatya1274

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 61
  • 461
  • 61
  • 461
# 07 Haz 2010 19:54:25
Aslında Yok

Yalnızlık güzelmiş bazen
İşte yine koskoca bir kalabalığın ortasında
Yapayalnızım.
Bu gürültülü yalnızlığın ortasında
Boş bir çuval gibi düşünüyorum
Özgürce
Dilediğimce.

Ard arda yakıyorum sigaramı
Ve dumanında uçup giden hayallerimi görüyorum
Gözden kaybolan umutlarımı
Yitirdiğim mutluluklarımı.

Ne özgürlük
Ne de yalnızlık işe yarıyor artık
Öyle zor ki böyle yaşamak
Yani olmayan biriyle.
Sadece benim olan
Gördüğüm
Duyduğum
Hissettiğim
Ama aslında yok olan biri

Çevrimdışı papatya1274

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 61
  • 461
  • 61
  • 461
# 07 Haz 2010 19:56:40
Sende sevgisizliği sevdim.
İyi oldu gelmediğin".

Bu yol korkaklar için değildir
iyi oldu gelmediğin
Bu sulardan her babayiğit içemez,
Bu köprüden her benim diyen geçemez,
iyi oldu gelmediğin
Yumuşacık yürek gerek,
sevgi kadar derin gözler,
inançlı bir bilek gerek
iyi oldu gelmediğin.

Sen, bilindik kıyıların sığ sularından açılmadan yaşarsın
Sen,okyanus mavisine uzaklardan bakarsın,

Biz, yürüyemeyeceğin kadar uzak,
düşleyemeyeceğin kadar renkli,
ve berrak bir ülkeye birlikte gidemezdik.

Sen, açık denizlerden habersiz bir balık,
yalçın tepelerden uzak bir martısın.
Sen, benim için korkak,
herkes için heryerdeki insansın.
İyi oldu gelmediğin.

Alınmanı istemem,
darılman üzer beni,
sana yalan söyleyemem.
Tabi, hep sevdim seni,
sende sığ suları, sende martıları,
açık denizden habersiz balıkları,
sıradan insanları.
Geçemeyeceğin köprüleri,
düşleyemeyeceğin mavileri
sende korkaklığı sevdim.

Sende sevgisizliği sevdim.
İyi oldu gelmediğin.

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 07 Haz 2010 20:03:06
KAHVE GÖZLÜM...

Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı varsa,
Senin kahve gözlerinin bin yıl hatırı var Vefasızım"

Yolumuz buraya kadarmış be kahve gözlüm
Artık
Tersine akan bir nehir gibi
Yıkılmış bir şehir gibi
Suya yazılmış bir şiir gibi
Adımı unut
Yalnızlığın boşluğunda
Gecelerin loşluğunda
Sensizliğin sonrasında
Bil ki
Beş para etmiyor umut
Etmiyor be kahve gözlüm

Yalan yanlış
Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı
Erken emekli olduk bu sevdadan
Biliyorsun
Hep direkten döndü umutlarımız
Hep kendi kalemize attık gollerimi
Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz
Açmadan soldurduk güllerimizi
Açmadan soldurduk be kahve gözlüm

Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası
Bir değirmen taşı gibi ezip geçtin yarınlarımı
Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım
Bu cumartesiler
Bir gün beni öldürecekler biliyorum
Çığlık çığlığa şiirlerim yine de seni istiyor bana inat
Ama son kurşun yemiş bu sedaya
Yetmiyor şımarık pişmanlıklar
Yetmiyor be kahve gözlüm

Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır bu acı acı gülüşüm
Oysa
Kaç kez sildim seni hatıramdan
Kaç kez mil çektim o kahve gözlere
Gel gör ki
Kendime bile geçmiyor artık sözüm
İşte bir kürek mahkumu
İşte bir yürek mahkumu
Kapında yine
Bitmedi bu kara sevda
Bitmiyor be kahve gözlüm!...

;)

Çevrimdışı aslanx7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
# 07 Haz 2010 20:59:50
Yıkmak, insana yapmak gibi kıymet mi verir
Onu en çulpa herifler de emin ol becerir
Hele sen gösteriver işte şudur kubbe diye
İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye
Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman
Bir Süleyman daha lazım bir de Sinan...

Mehmet Akif Ersoy

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2010 21:20:45
"Limanda ışıkları izledik ayrı ayrı
Karanlıktaydık. ..
Kireç badanalı bir odada
Sarılsaydık sımsıkı
Kimsenin göremediği
...Bir yıldız olurduk. .."
"Zamanla değişir
Büyür insanlar
Rüyalar çocuk kalır. ..
Oysa, yaşlanmak vardı seninle
Ve paylaşmak tüm yaşamı
Sabahı birlikte karşılamak
Birlikte yaşamak akşamı. ..
Başaramadım sevdiğim,
Bağışla. ..
Sevdalar çocuk kalır. .."

*Suna TANALTAY*

Çevrimdışı nergis_ozata

  • Uzman Üye
  • *****
  • 465
  • 1.619
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 465
  • 1.619
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2010 21:23:10
Tahir`le Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahir’le Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu kefe giderken
mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
 Yani Tahir’i Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK