Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı nevin07

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 09 Haz 2010 17:38:56
SILA AŞKTIR

Ülkedeki kuşlardan ne haber vardır

Mezarlıklardan yükselen bir bahar vardır

Aşk celladından ne çıkar madem ki Yar vardır

Yoktan da vardan da Öte bir var vardır

Hep suç bende değil

Beni yakıp yakan bir nazar vardır

O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır

Sakın kader deme

Kaderin üstünde bir kader vardır

Ne yapsalar boş

Göklerden gelen bir karar vardır

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 09 Haz 2010 17:52:31
Mevlam Gör Diyerek İki Göz Vermiş
Bilmem Ağlasam Mı Ağlamasam Mı
Dura Dura Bir Sel Oldum Erenler
Bilmem Çağlasam Mı Çağlamasam Mı

Yoksulun Sırtından Doyan Doyana
Bunu Gören Yürek Nasıl Dayana
Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana
Bilmem Söylesem Mi Söylemesem Mi

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Haz 2010 18:32:16
Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
...
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit. ..

*Yalçın ERGİR*

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Haz 2010 18:48:46
Bugün yıkığım biliyor musun?
Ezginim, çaresizim, umutsuzum
Sancılıyım bırakma beni, insanlar kötü..
Bırakma beni korkuyorum.
...
Bir deli otlar büyüyor içimde
Sancılıyım, yorgunum, kederliyim
Bu halini sevdim gitme kal
Çamurlar çirkefler içindeyim

Bir dayak yemiş adamım şimdi
Bezginim, kararsızım, yılgınım
Al götür beni o kayıp gecelere
Yeter ikimize yalnızlığım..

*Ümit Yaşar OĞUZCAN*

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Haz 2010 19:10:19
Ellerim üşürdü ,üşürdüm.
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim
seni düşünürdüm.
Sense, bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın
...başka ülkelere sımsıcak.
Ellerim üşürdü.
nikotin kokan ellerim üşürdü ve. ..
bir sigara daha yakardım.
şehir ıslanırdı duman duman.
çocuklar uyanmış olurdu
düşlerini kaybetmeden uykularından
benimse kabuslarım kese kağıdı buruşukluğunda
asılı kalırdı gündoğumlarına.
Ellerim üşürdü
ellerim üşürdü, donardı.
donardım teninin yokluğuna değince ve
bıçak ağzı bir yalnızlık ikiye bölerdi her şeyi.
bir yarısı sen olurdun her şeyin, bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin..

Ellerim üşürdü, üşürdüm.
bir bardak çay ve taze bir simit gibi kokardı rutubetli geçmişim.
Küçük bir saçak altı kahvesinde güneşi soğuturdum. sonra denize karşı
kimsesiz bir adam gibi dalgalar hıçkırıklarımı boğardı.
Varlığına açken, muhtaçken bir lahza görmeye seni.
ellerim üşürdü, üşürdüm ve doyardım yokluğuna.
donardım. martılar göç ederdi,
demirlerdi tüm gemiler limana boşalırdı deniz
yürüyüp çıkardı balıklar tuzlu bir yaşamın soluk aralarından.
Seni düşünürdüm. su olurdum, toprak olurdum, kuş olurdum ama
yaşam olmayı beceremezdim. sensizliğinde acemi bir ölümü karşılardım.
Beceremezdim ölmeyi.

Ellerim üşürdü,üşürdüm.
Tanıdık bir adam sesine karışırdı hüzünlerim.
kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim.
duvar, duvar karanlık büyürdü içimde yollar,
ne bir köşe başı, ne bir viraj ne dur ne durak
adımlarım soluklarını arardı kayıp yollar da
sonra, bir kadın çığlığı kayardı yıldız yıldız.
önce ilk bahar defnedilirdi karınca ayazında
sonra bir pervane yanardı.
gözlerimin sırılsıklam aydınlığında
kanatlarına işlerdi yaşanmamış bir yaz kelebeklerin.
sonbahar geçerdi, kar yağardı.
ellerim üşürdü üşürdüm
ve şubatla biterdi bir masalın son cümlesi
seni düşünürdüm. ..

*Ali ULURASPA*

Çevrimdışı sevooş

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.227
  • 18.478
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Haz 2010 19:37:08
Babama Mektup

ne Özledim Seni Bir Bilsen
nasıl Tütüyorsun Burnumda
yutkunamıyorum Seni Andıkça,
hatta Nefes Alamıyorum.
cüzdanımdaki Resmine Baktıkça,
ıssız Gecelerde
hayaline Kapılıyorum Sessizce.
şimdi Olsaydı Diyorum,
okşasaydı Saçlarımı,
ıslak Gözlerimi Silebilseydi
bu Kadar Erken Gitmeseydide,
telimi, Duğamı Görebilseydi.
yaşasaydıda Dağ Dağ Gerilerde Olsaydı.
telefonda Duyabilseydim Sesini,
rüzgarlar Getirseydi Kokusunu,
bir Mektubu, Bir Selamı Gelseydi,
yılda Bir, Hatta On Yılda Bir Görebilseydim,
o Benim Buğulu Gözlerimden
ben Onun Mis Kokulu Ellerinden Öpseydim.
koklasaydı Bağrına Basa Basa.
saçının Her Teline, Bin Buse Kondursaydım.
göğsünde Uyusaydım,
bastığın Yerlere Sürseydim Yüzümü,
ama Hasret Koymasaydı Gözümü.
beraber Yudumlasaydık Çayımızı,
beraber Yaşasaydık Yaşamadıklarımızı.
sadece Rüyamda Değil ,
yanımda Görebilseydim.
babacığım, Keşke Seninle Aynı Gün Ölebilseydim,
ardında, Aslında Mutsuz Bir Nefes Bıraktın.
kulağımda Çınlayan Hoş Bir Ses Bıraktın,
hakkın Yoktu İnan, Hiç Hakkın Yoktu.
beni Çok Erken Yetim Bıraktın,
ah Bir Bilsen Seni Ne Çok Özledim.
inan O Çocuk Ruhumla Gelirsin Diye Aylarca Bekledim.
hiç İnanmadım "öldüğüne"..
o Çizgili Pijamalarınla
pencerenin Önünde Buluvereceğim Sandım Hep,
uzansam Tutacağım Sandım,
günde Bin Kere Uzandım
bir Kez Bile Tutamadım.
gördüğüm Her Adamı,sensin Sandım.
zaman Zaman Karşımdasın Gibi Gördüm,
kimi An Kayboldun Duman Duman,
ah Bir Bilsen Babacığım.
bu Yetimlik Ne Yaman,
sen Gittin Gideli Sevmiyorum Bayramları,
yalan Değil Kıskanıyorum Babalı Olanları.
hele O "babalar Günü" Varya Babacığım,
işte O Gün Kahroluyorum.
sanki Derin
sanki Dipsiz Kuyularda Boğuluyorum............
 

Çevrimdışı eylül_aynur

  • Aktif Üye
  • **
  • 13
  • 48
  • 13
  • 48
# 09 Haz 2010 19:58:12
Ben Anadolu Çocuguyum !

Ben anadolu cocuguyum
Biraz da deli dolu
Kizdi mi dunyaya yakarca bakan
Sevdi mi icinde ormanlar yanan
Tek tabanca yalansiz cikmis yillardan
Yilandan korkmam yalandan korktugum kadar
Benim bu aleme aklim ermiyor

Ben anadolu cocuguyum
Benimde senin gibi onun gibi arzularim var
Tirnaklari kisa
Katiksiz kadin katiksiz ana
Gozleri gulec yuregi insan birini istiyorum

Ben anadolu cocuguyum
Bildigin gibi
Yuzumde derin siyah cizgiler
Gozumde diken ve yaban otlari
Yayla ruzgarlari gecer icimden
Dikenli tellere takilir gonlum
Kan aglar
Anlatamam aglayamam

Ben anadolu cocuguyum
Boyle geldim dunyaya
Pisman da degilim
Basaklari ellerimle buyuturum ben
Basaklar egilir ben egilmem !

Ben anadolu cocuguyum
Yolum sevgiden gecer
Kimsenin hakkini yemedim ki ben
Yolu sevgiden geçen herkesle
Birgün bir yerlerde buluşmak dileğiyle…
Kayahan.ACAR

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 09 Haz 2010 20:49:53
                 BABAM' A

Gel, seninle anacığım, maziyi yadedelim,
Analım babamızı, ruhunu şadedelim,
O, bu masum yuvanın oldu aziz şehidi,
Bu günleri görmeden kara toprağa gitti.
Öttürse borusunu İsrafil bir an için,
Mezarı kıpırdasa, oynasa için için.

Halimize bir baksa, kaldırsa bir başını,
Silse gözlerindeki ıstırabın yaşını,
Kafasında yer alan istifhamlar çözülse,
Bizim için yaptığı bütün gamlar çözülse.
Sükunla toprakları çekse bir üzerine,
Halinden memnun olsa, yatsa tekrar yerine.

Sana şefkat gösterdi masum bir evlat gibi,
Sonra Azrail geldi korkunç bir feryat gibi,
Kasıp kavurdu gitti, onu beraber aldı,
Arkasında hatıra iki zavallı kaldı.
Bürüdü gözlerini korkunç hırçın bir korku,
Gözleri açık gitti, kaderin cilvesi bu.

Bazı ufka dalarım, gözlerini görürüm,
O gözler ki sahibi mezarda bir kötürüm,
Yerinden kıpırdamaz, kolunu kaldıramaz,
Yolumuzda durana vurmak ister vuramaz.
Seneler önümüze ıstıraplar yığardı,
Küçük kalplerimize kasırgalar sığardı.

O göklerden bakardı, bize ilham verirdi,
Biz muvaffak oldukça, güler selam verirdi,
Bugün, hayatımızda mustarip bir sükun var,
Ne kadar ferahlasak, onsuz bize dünya dar.
Ufuktaki gözlerin tahassürü bir sönse,
Ne olurdu Allah' ım, gidenler geri dönse...

Çevrimdışı aslanx7

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.262
  • 6.614
  • Müdür Yardımcısı
# 09 Haz 2010 21:49:31
Utansın Bütün Dünya

Ben Filistinli çocuğum
Sizin yuvanız gibi sıcacık,
Benim de yuvam vardı ufacık.
Siz ne kadar şanslısınız!
Rüyalarınız bile şen, şakrak,
Ben ise rüyamdan bile ağlayarak,
Gece uykumun arasında,
Uyanıyorum korkarak!
Siz yaşadınız mı hiç?
Top mermileri arasında bağırarak,
Tankların altında ezilirken,
Korkuyla uykudan uyandığınızı,
Gördünüz mü hiç?
Gündüz böyle, gece böyle, rüyada böyle,
Hangisi gerçek, hangisi düş,
Bilmiyorum ben de.
Ben böyleyim işte,
Ben, Filistinli çocuk! …
Sımsıcak yuvalarınızda,
Anneniz, babanız, kardeşleriniz,
Neşeyle yaşıyorsunuz siz.
Ya ben? Ya ben nasılım? …
Zindanlarda sürünen,
Haylini bile unuttuğum babam! …
Kim bilir nerede? …
Yaşıyor mu acaba?
Üzülüp ağladığım zaman,
Gelip başımı okşayan,
Göz yaşlarımı silen bir babam olsaydı! …
Ama yok artık benim babam!
Çünkü ben, babası zindanlarda çürüyen,
Ona ağıtlar yakıp üzülen,
Filistinli çocuk! …
Elinize bir diken batsa,
Bir yeriniz kesilse, kanasa,
Hele kolunuz, bacağınız kırılsa,
Canınız nasıl yanar! …
Nasıl ağlarsınız değil mi acı acı! …
Ya ben nasılım?
İşte ben buyum,
Ben, Filistinli çocuk!
Benim acılarımı ancak,
Ağaçlar, kuşlar kadar,
Duyabiliyor musun sen?
Nerde buzullar arasında sıkışıp kalan
Balinaları kurtarmaya çalışanlar? …
Nerede petrole batan kuşlara,
Üzülüp ağıtlar yakanlar?
Nerede sokak köpeklerine acıyıp,
Onlara yardıma koşanlar? ….
Bir balina, bir kuş, bir köpek kadar,
Benim de değerim var.
Yıllardır dinmedi gözyaşım,
Ben hep ağlıyorum!
Göz yaşlarım bile kurudu,
Tıpkı çöller gibi!
Sen benim gözlerimden yaşların,
Aktığını mı sanıyorsun?
Senin gördüklerin gözyaşı değil,
Onlar, gözyaşı yerine akan,
Sizler gülüp oynayın,
Halay çekip türkü çağırın!
Balinalara yardıma koşun,
Petrole batan kuşları kurtarın!
Onlar için göz yaşı dökün!
Köpekleri kurtarın siz! …
Belki de hiçbir zaman,
Artık olmayacak babam! …
Keşke ben de sizler gibi,
Koşup "Baba! " diyebilseydim…
Kollarına atılıp, sarılsaydım boynuna,
Oyunlar oynasaydım onunla.
Bir kuş, bir köpek, bir balina kadar
Bana yardıma koşmayanlar!
Ben inlerken zulüm altında,
Ben ezilirken tanklarla,
Kollarım kırılırken taşlarla,
Herkes bana seyirci kalıyorsa,
Utansın bütün insanlık!
Utansın bütün dünya!

Kolları taşlarla kırılan,
Bacakları tekmeyle, dipcikle ezilen,
Feryadıma hayvanlar bile dayanamazken,
Herkes tarafından seyredilen,
Ben, Filistinli çocuk! …
Damarlarımdan süzülüp gelen kan! …
Ben kan akıtıyorum gözlerimden! …
Ben kan ağlıyorum ciğerimden! …
Yakında o da kuruyacak,
Tıpkı göz yaşlarımın kuruduğu gibi!
Çünkü ben olmayacağım artık! ..

İkbal Gürpınar

Çevrimdışı busenur

  • Uzman Üye
  • *****
  • 608
  • 1.874
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 608
  • 1.874
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Haz 2010 22:18:18
Bahar, yalvarırım çek git işine.!
Salma üstüme çiçeklerini,
... aklımı çelme!...
Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.
Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...
Kavaklar kıpır kıpır , ıslık ıslığa meltem...
Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek...
Yapma bunu bana bahar,
Böyle üstüme gelme!...




* * *

Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı...
Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime...
Kalbimin buzları erimiş.
Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir...
Bir de sen çıldırtma beni...
Krizdeyim ben... tembelliğin sırası değil, uyamam sana.
Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol.
Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar beni...
Bulutların üşüşmesin başıma...
Girme kanıma benim...
... yoldan çıkarma...!


* * *

Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,
afrodizyakların en etkilisi,
Sevdanın suç ortağısın.
Kıyma bana...!
Biliyorum çünkü, yine kandırıp yeşillendireceksin aşka; gövdemi azdırıp sonra birden çekip gideceksin.
Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir kuraklığın ortasında terk edeceksin...
O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman...
Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin uçuştuğu günbatımları...
Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan...
Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında...
Yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz...
Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden...yüreğim viraneye...
Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da...
Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.


* * *

İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar...
İş açma başıma...
Git işine!
Yoldan çıkarma beni!..


Can Dündar

Çevrimdışı bülent7654

  • Üye
  • *
  • 16
  • 13
  • Müdür Yetkili
  • 16
  • 13
  • Müdür Yetkili
# 10 Haz 2010 09:05:24
çok güzel bir şiir gerçekten paylaştığın için teşekkür ederimm

Çevrimdışı bülent7654

  • Üye
  • *
  • 16
  • 13
  • Müdür Yetkili
  • 16
  • 13
  • Müdür Yetkili
# 10 Haz 2010 09:13:05
 :) arkadaşlar bugün radikal gz.pegem denemesi verdimi acabaa..

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Haz 2010 15:10:33
    arkadaşlar, aslında aşağıya yazılan dizeler bozkırın tezenesi neşet ertaşın bir türküsü.orhan hakalmaz ve gülay gibi sanatçılar bu türküyü söylediler ve daha niceleri.ben de istedim ki birde şiir tadında okuyalım.ki benim en çok dinlediğim türkülerdendir.
    şiir ve türkü dostlarına  selamlar...



AHİRİM SENSİN

cahildim dünyanın rengine kandım
hayale aldandım boşuna yandım
seni ilelebet benimsin sandım

ölürüm sevdiğim zehirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin

sözüm yok şu benden kırıldığına
gidip başka dala sarıldığıma
gönlüm inanmıyor ayrıldığına

gözyaşım sen oldun kahirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin

garibim can yıkıp gönül kırmadım
senden ayrı ben bir mekan kurmadım
daha bir gönüle ikrar vermedim

batınım sen oldun zahirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin

Neşet Ertaş

Çevrimdışı carkin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 257
  • 4.037
  • Öğretmen Adayı
  • 257
  • 4.037
  • Öğretmen Adayı
# 10 Haz 2010 15:40:52
Aşk

Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altinda terleyerek uyanmaktir aşk.

Yanmiş iki cesedin kina gibi külleri arasindan
Fişkin sürerce dirilip yeniden yanmaktir aşk.

Cümle agaç kapilari, cümle demir kapilari aşip,
Bir gönül kapisina dayanmaktir aşk.

Sevgilinin otagini gökkuşagina boyayip gece-gündüz,
Hüznün safran sarisiyla boyanmaktir aşk.

Yaratmaktir ya da sevgilinin topragindan yaratilmak,
Her nefes alip verişte yanmaktir aşk.

Ismaili bir gönülle teslim olmaktir biçaga,
Birini kandirmak degil, bilerek kanmaktir aşk.

Diline arilar konar, koynunda karincalar gezer,
Sevgilinin ölçegiyle her zaman sinanmaktir aşk.

Israfil'in Sur'unu ruhunda duymaktir aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktir aşk.
                                        Bahaettin Karakoç

Çevrimdışı ayçiçeğim

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 908
  • 1.889
  • 908
  • 1.889
# 10 Haz 2010 16:08:13


 
Böyle Sevmeye Yüreğin Var mı? 
 
En çok istanbul'a benzeyen gözlerini sevdim
gözlerinde devrik cümleler gibi bakan kederi
esirgeyen bağışlayan aşkın adıyla başladım sana

kimbilir kaç kez yazdım kendimi arka sayfalarına hayatının
faili meçhul bir cinayet haberi gibi

kırlangıç fırtınalarına benzeyen yüzünü sevdim
jilet yansıması gibi yüzüme çarpan yüzünü
yüzünün avuçlarımdaki yasa dışı hüznünü
hani geceyarıları gökgürültülerine kulak kabartır gibi
hani bir ırmağın kendini denize dökmesi gibi
hani iki arada bir derede telaşlı sevişmeler gibi
hani anlarsın ya suçüstü bir aşk gibi
bulup bulup yitirmeyi sevdim seni

ustura suskunluğuna benzeyen ellerini
bana olmadık şeyler düşündüren ellerini
beni içimin gizlisinden alıp her karartma gecesi
en argo şiirlere rehin bırakan ellerini sevdim
bana bu kenti bu ülkeyi ve bu dünyayı
bana bu en ahlaksız çağını zamanın
bana yaşadıgım dünyadaki çocuk ağlamalarını unutturan
dokunduğun heryerinde bedenimin
sigara yanığı tırnak çiziği yaralar açan
bana kendi uçurumlarında çığlıklar yakıştıran
ellerini sevdim

aruz veznine benzeyen yalnızlığını sevdim
ben senin kendi yalnızlığında
iş çıkışlarındaki caddeler gibi çoğalmanı
cuma akşamları beyoğlunun çalgılı sokakları gibi
bir korsan gösteriye dört koldan katılmak gibi
içimde kalabalıklaşmanı sevdim
çocukluğuma benzeyen yalanlarını
yalanlarında yakaladığım gerçeklerini
gerçekler ki zaten saatli maarif takvim yapraklarının
arkalarındaki maniler gibidir
manileri sevdim her gidişinin ardındaki mide kanamalarımı
nöbetçi eczanelerin uykusuz kalfalarıyla korkuttum
korkularını da sevdim
düşmemek için bir elinle sımsıkı tuttuğun
merdiven korkuluklarına benzeyen korkularını
mutedil dalgalı denizlere benzeyen sevişmelerini
sevişmelerindeki acemi dilsiz alfabesini
patladı patlayacak bir fırtınanın tam ortasında
kendini ölüme bu kadar genç hissetmeni
senin gecikmelerini sevdim

tebdil-i kıyafet beni sevmeni sevdim
dudaklarında bir karanfil gibi ısırdığın gülüşünü
komisyon vermemek için bir otobüs durağında
tam on altı yerinden bıçaklayıp kaçarak
sadece kendin için sattığın gülüşünü sevdim
bir şiire benzeyen uzaklıklarını sevdim
yalnız denizlerde kürek çektiğim uzaklıklarını
bir mülteci gibi bana hep ülkemi özleten
kendimden kaçtıkça seni bulduğum
sana gittikçe kendime vardığım uzaklıklarını
imkansızlığını sevdim

ben seni arkamda bırakacağım en son sözcük gibi
ben seni bir intihar gibi sevdim...










                                                         

                     
 



 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK