Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 26 Şub 2016 20:22:57


         h.n.a.



DOSTA SESLENİŞ

Od düşmüş gönlüme.
Söndür de derdine yan…
Muhanne yolu kesmiş,
Çöldeki merdine yan…
Yarınlar kalleş dolu!
Mert olan her düne yan…

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 26 Şub 2016 20:40:10

 
         h.n.a.


TÜRK GENÇLİĞİNE

 Adalar Denizinden Altayların daha ötesine kadar bütün Türk gençliğine….

Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme… Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın,
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme… Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın,
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
Mefkuresinden başka her varlığı unutan
Kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın…

Sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
Ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
Senin de bu dünyada nasibin var: Savaşmak!..
Kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

Yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla,
Aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla…
Hayata ne biçimde geldinse bir borayla,
Daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

Kızıl Elma uğrunda kılıç çekince kından,
Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

Yüz paralık kursunla gider “Hayat” dediğin;
“Tanrı Yolu” uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin,
Güzel Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.

Belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
Belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
Işıksız kulübende boranın esişini,
Dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir… Silahını kapınca,
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına…

Hayatin kamçısıyla sızar derinden kanlar,
Senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
Vicdanını Paris’e, Moskova’ya satanlar,
Küfür diye bakarlar senin dualarına.

Hey arkadaş! Bu yolda ben de coşkun bir selim,
Beraberiz seninle, işte elinde elim.
Seninle bu hayatin gel beraber gülelim,
Ölümüne, gamına, tipisine, karına…

Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş….. Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara…
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara,
“Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Siyasette muhabbet… Hepsi yalan palavra…
Doğru sözü “Kül Tegin” kitabesinde ara…
Lenin’den bahsederse karşında bir maskara,
Bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar…
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
Ruhlarımız buluşur elbet Tanrıdağı’nda…

Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın,
Yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

Bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
Kullar kancıklık eder, bela bulursun Hak’tan.
Gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
Gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

Bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
Bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
Duygular ölmüştür… Tapınılan bir kızın,
Bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

Iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki p…
Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç,
Bir şeyin olmayacak… Hatta mezar taşın da…

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 26 Şub 2016 21:08:31
.

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 26 Şub 2016 21:09:43
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan

Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü

Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli

Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa
Böcekler gibi başlamalı yeniden
Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta
Yan garipliğine yürek yan
Gitti giden
   
Gülten  AKIN

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2016 21:36:56
Beşinci Mevsim

Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
Dörtyüz seksenbeş gün çekti bir sene
Onaltıncı aya takvimsiz girdim.

Aynalara baktım korku gösterdi
Saatler her sabah kırkı gösterdi
Namlular, nişanlar Türk'ü gösterdi
Hayatım boyunca hedefte durdum.

Gül sundum yediler, koklamadılar
Armağan can verdim saklamadılar
Gittim... gelir diye beklemediler
Kaybolan gölgemi yollara sordum.

Getirdim yanıma ay'ı bir karış
Ölçtüm ki dağların boyu bir karış
Şehiri bir adım, köyü bir karış
Damlada denizdir en küçük derdim.

Savurdum, eledim, seçtim zamanı
Yaprak, yaprak tel tel açtım zamanı
Haftada üç asır geçtim zamanı
Nerye gittimse zamansız vardım.

Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
Yazık, kuklalara sığmadı sesim
Yaşadığım şimdi beşinci mevsim
Çağın çilesini sırtıma sardım
               
Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2016 21:56:52
AYNALARIN ÖTESİ

Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün...
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalbdeki yara...
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar

Vakit dolar, nakit biter kasanda...
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar ela gözlü yar

 ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Şub 2016 22:03:17
Mutlak Seveceksin

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
 
Hüseyin Nihal Atsız

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.821
  • 227.497
  • 28.821
  • 227.497
# 26 Şub 2016 23:42:17
Ve Hüzün...Can yoldaşın olmazsa olmasın,
Yalnızım diye hayıflanmayasın..
... Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi,
... Bir anne şefkatine müsavi..
Üç adım ötede deniz;
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz...
... Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara,
... Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara...
Ve kış - yaz,
... Dalda kuş eksik olmaz.... Dağ başında duman...
Yalnızlık nedir göreceksin... Öldüğün zaman...!
Cahit S. Tarancı

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2016 13:12:19
Her Şey O’ndan

Dil ne bilir şekeri şerbeti
Aldığın lezzeti baldan mı sandın?
Ne arı, ne ağaç verir nimeti,
Elmayı, narı daldan mı sandın?

Baharı gönderir al gelin gibi,
Bir hazinedir ki, görünmez dibi,
O Cemil’dir, Cemal O’nun tecellisi,
Güzeli yeşilden, aldan mı sandın?

Çok istesen de inadın olmaz,
Taktirden öte muradın olmaz,
O uçurursa senin kanadın olmaz,
Uçmayı kuştan, kartaldan mı sandın?

Gördüğün göremediğin göz O’nun,
Bildiğin,bilemediğin öz O’nun,
Dediğin, diyemediğin söz O’nun,
Kelamı dudaktan, dilden mi sandın?

O dilerse azlar çok olur,
O dilerse varlar yok olur,
O dilerse açlar tok olur,
Tokluğu paradan, puldan mı sandın?

İbrahim duada, Nemrutun ateşinde,
Ateşler gülzar olur, türlü esrar içinde,
Oğul razı kurbandır babasının peşinde,
Kesmeyen bıçağı İsmail’den mi sandın?

Zulmün kucağında Musa’lar doğar,
Açılır bahr-ı ahmer küffarı boğar,
Sükut edince esbap, bıldırcın yağar,
Yoksa nusreti edabiden mi sandın?

Kâh gülersin, kâh dilhunsun gözyaşına,
Gün olur tuz bulamazsın aşına,
Dün, bugün ne geldiyse başına,
Eden O’dur, eyleyen O, kuldan mı sandın?

Ateşini söndürdün, suyunda kaldın,
Sütünü içtin de koyunda kaldın,
Bir ömür yaşadın, oyunda kaldın,
Dünyayı evlattan, maldan mı sandın?

Mecnun’unki Leyla’ya bir nazar değil,
Gureba derd-i fenadan bizar değil,
Bağban-ı Mürşid’in hayali gülzar değil,
Bülbülün zarını gülden mi sandın?

O’nun sanatı, varlığın nakışında,
O’nun şevkati ananın bakışında,
O’nun rahmeti, suyun akışında,
Suyu pınardan, gölden mi sandın?

Ellerin titrer fer kesilir gözlerden,
Kapılırsın pek amansız bir derde,
Maraz, musibet ancak bir perde,
Kul eceli, Azrail’den mi sandın?

Amale bakarsın ateşi tartar,
Rahmete bakarsın ümidin artar,
Kurtar bizi Allah’ım kurtar,
Gönül necatı, amelden mi sandın?

İbrahim Sayar

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2016 13:21:30
Sevmek de Yorulur

Bir adam bir kadın var içimde iyice anladım
Bana bunu sessizce anlatıyorlardı
Bir yerde onların yönlerinden
alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki
bulvarların geceye vurdukları
çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri
uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan
bir sürü alışkanlıklar taşıyan
insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında
çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin
başkası sevsin diye en seçkin yerine
bir şal gezdirirdi
İnsanlığımıza bir şey getirirdi yalnızlarla

Bir sen varsın hep saçların ağzın
Bir merdiven hücresinde
uzak çağrışımlarla koşardın ya bensem
seni sonsuz gelişinle
saçından tanıyor gülüşünden kaçıyor
eğilip başını içlerimden geçtiğin zaman
uzağa bir yolcuya karşı çıkar gibi
Artık gecikmiş alışıldığım gidişinle
davranılmaz üstünde durulmaz
hiçbir tüfeğe gelmez bir kekliksem

Yüzün soygundan geçmiş öyle bir yerde
durmuş ki bakışın boynun bozgun
üstünden bir nehir geçer gibi
ya gecedir ondan ya bulanık sudan
bir hasta gibi ağrımaktasın

Gelişini aldım onu nasıl harcadım
Denizden bunalıp okyanusa
Selâm çakan vapurun
Sevindik adımına birden parka çekildik
Ve birden nasıl bayram bıyıklı
Bir yaylım herkesin yaydığı bir merhabayla
Eğip başını içlerimden gittiğin zaman
Uzağa bir yolcuya çıkar gibi

Selini üstüme çektin önce
camdan bir mektup dolabının
üstüste sayısız koridorunu yüzüme yakın
başını duvara değdirmiş bir benzetişle
josef ka benzeri bir bakışındı
ya da konuşmayı kesip aman sen
öyle bir gittin ki benimle

Piknik beni sana verdi önce
Gelişen güneş yalnızlıktan bir göze
Eski ellerin
Ve çağlarınla bir şeye uzanmış etin
Ve hançerinle zamana saf durmuş
Son gidişindir bu

Bunların hepsi beni çağırıyorlar sevinçlerimden
Biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle
zaten hangisi kavak zürafası değil
biri bütün yan odaları bekler
kuşkulu geçer camlardan
ve bırakır yerini bir koridor bekçisine

Haydi sen bütün onlara git benimle
Son sigaramdın
Gidişin antinikotin
Birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor
Elleri iki çeşit durgun
Gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların
Suya inen sesleri

Tam şimdi denizinle
bir çakıl taşına yaklaşıyor
kuma çok yakın bütün kesitlerinle
bakıyor ve bunalıyorsun

Tam şimdi ipe koşan
beni elleriyle alkışlayan
ağrıyan bir gün geliyor

Cahit ZARİFOĞLU

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 27 Şub 2016 13:33:01
kayboluş
ve
özlem

bir insana bırakılmış olan keder
ve kelimelerin kalbi…

insan, kendini özler mi?

özler! bizler ilinekleriz,
                      bizler,
yol sefilleriyiz…
uzakta, kendimin hayali,
bölük pörçük ve paramparça;
bir daha görse miydim?
             kendine akıyor denizler…
insan kendini özler mi?

özler! Nerdesin ben?
bulsam da bir mühür gibi
hayatımın eski defterinin
soluk, lekeli, özürlü,
çizgili ve saman
          kağıdına geçirsem…

‘benim sanki ben şimdi ne değilsem…’

                                         Hilmi Yavuz

Çevrimdışı 49423357018

  • B Grubu
  • 27
  • 76
  • Okul Müdürü
  • 27
  • 76
  • Okul Müdürü
# 27 Şub 2016 14:56:13
 :) :) :) :) :) :)

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.821
  • 227.497
  • 28.821
  • 227.497
# 27 Şub 2016 17:29:51
Anne, zannetme ki günler geçti de
Değişti evvelki hissim gitgide!
Bir hırçın çocuğum, değişmez huyum;
Seneler geçse de ben yine buyum!
Senden umuyorum teselli yine!
Bugün şefkatine, muhabbetine
Zanneder misin ki yok ihtiyacım?
Belki eskisinden daha muhtacım!
Dünyanın tükenmez kederlerinden
Kalbim kırılsa da böyle derinden,
Hayatım büsbütün ye'se kapılmaz.
Teselli bulurum içimde biraz
O derin sevgini hatırlarım da!
Her gece hıçkıran dudaklarımda
Hasretle anılan senin adın var.
Anne, hayatımda bir tek kadın var.
..............
Orhan Seyfi ORHON

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2016 20:08:27
Yine o ağrıyla uyandım...
İnsanın içi ağrır mı hiç?
Ağrıyor işte...
Dibe yuvarlanıyorum,
Ağır geliyorum kendime...
Kendime birikiyorum kendimi yabancılaştırarak kendime.
Tanıyamıyorum çoğu zaman beni.
En sevdiğim çiçek adlarını unutuyorum bazen.
Bazen de yürüdüğüm yolu.
Geliyor muydum yoksa gidiyor muydum bilmiyorum..?

Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense.
Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı...
Olamayacağı...
İlk ışıktan sağa dönüyorum hep.
Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum.
Şekil değiitirmişiz biz.
Ben giderken, sen gelirken ne varsa bilmediğim;
Karşılaştığımızda bir şamar gibi inecek yüzüme sanırım.
O yüzden kaçıyorum karşılaşmalardan.
Korkmak değil bu.
Korkudan kormak benimkisi...
Ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor insan...

Çelişkisiz yaşadın sen.
O yüzden anlayamazsın beni.
İçinde hiç "kal"ı olan bir "git"in olmadı mesela...
Bildiğim tek adres, adresssizliğimdir benim.
Sen hiç bu kadar cesaretli olmadın unutma.
Ben yola çıktığımda,
geriye dönerken nelere ihtiyacım olacağını hesaplamam.
İşte bu yüzden bu ağrı...
İçim ağrıyor bak.
İnsanın içi ağrır mı hiç?
Ağrıyor işte...

Aç bir çocuğun hem ağlayıp
hem de ekmek yemesi gibi birşey bu ayrılık sonraları.
Katmerleşen bi acıyı katık etmek
boğazında takılıp duran her şeye...
Biliyorum "yarın yeni bir gün doğacak" hikayeleri,
inananını kanatır en çok.
O yüzdendir sadaka vaatlere tenezzül etmeyişim.
Ucuz umutlar lütfetme adamlığıma...
Ben bir tek savaşarak yenilmesini bilirim...!
Yıkılmam böylesi bir yenilgiden.
Utandırmaz adamlığımı bu ağrılı geçmişin ağaran yaraları.
Kutsal merhamet avcısı değilim ben.

Yola sensizlikten ağlayarak da devam edebilirim.
Yanıma sen gerekmez yürümem için.
Bu yollarda büyüdüm ben unutma.
Düşeceğimi bildiğim betonlardan
korkarak atlamadım ben bu uçuruma.
Kanatmış olsan da beni bir ayrılığın koynunda,
Yine de merhemi istemem bir başkasının elinden.
Merhemi verenlerin seni kötülemesine izin vermiş olurum o zaman.
Ne sana eğilirim ne seni başkasına eğerim.
Yakışmaz bu benim adamlığıma...

Kendimi korlarda denemişim ben.
Senin alevlerin ellerimi ısıtır en fazla.
Merak ediyorsan eğer,
Giderken ölümüme bıraktığın yalnızlık,
Kendisiyle yaşamayı öğretti bana.
Uslanmış değilim yani,
Islanmış olsam da gözyaşımdan...

Ağrıyı içimde tutuyorsam hep;
Hasmımla savaşımı göremesin diyedir düşmanlarım.
Bu yüzden ben yokluğunun varlığına
sığınarak da yaşayabilirim böyle.
İnsanın içi ağrır mı hiç?
Bu yüzden ağrıyor işte. . .

_Kahraman Tazeoğlu_

Çevrimdışı karenia

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 91
  • 1.211
  • 91
  • 1.211
# 27 Şub 2016 21:39:24

“Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
insanlara?”

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK