Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2016 23:24:56
Canın Sağolsun

Ak güllerden sana buket yapmıştım,
Sen yerlere çaldın, canın sağolsun.
Gözlerim kör olmuş sana tapmıştım,
Sen canımı aldın, canın sağolsun.

Seninle saatler hep kısalırken,
Aşkından tutuşup bu can yanarken,
Girip yüreğinde derman ararken,
Sen dertlere saldın, canın sağolsun.

Rüyamda uyurdun benim sağımda,
Kâbusa dönüştün kardın dağımda,
Ben kuytu köşede ağladığım da,
Sen yüzüme güldün, canın sağolsun.

Mutlu olacağım dediğim anda,
Güler yüz aradım huzur avında,
Sevenler hep geçti aşk sınavında,
Sen sınıfta kaldın, canın sağolsun.

İçimde yıllardır seni sakladım,
Geçen her bir güne asır ekledim,
İki gözüm yolda seni bekledim,
Sen şimdi mi geldin, canın sağolsun…

Selman KİRAZLI

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2016 23:36:17
Bir Çıkmaz Sokakta

Ne kadar dönüp dolaşsam, yine de
Hep o çıkmaz sokaktayım çaresiz
Bir umut kırıntısı gözlerimde
Yürüyorum durmadan, dalgın, sessiz

Sokak o sokak, bense ben değilim
Sanki bin yıllar geçmiş aradan
Boşlukta bir şeyler arıyor elim
Belki de mahşere dek bulunmayan

Yitirdiğim neydi, aradığım ne
Çöken ne yüreğime kurşun gibi
Tanrım! ben mi değiştim söylesene
Yoksa bende zamanlar mı eskidi

Bir yerlere varmadan, nasıl böyle
Hiç durmadan akıp gidiyor günler
Yaşam diye verdiğin bu mu söyle
O mu sırtıma sapladığın hançer

Bir çıkmaz sokağın sonunda, işte
Suskun ve tek başına seninleyim
Fanilikten ölmezliğe geçişte
Bilmiyorum, söyle bana, ben neyim

Sevdimse; verdiğin yürekle sevdim
Sen açtın bu ufku karşımda sonsuz
Yürüdüm bir yolun sonuna geldim
Yıkık, üzgün ve paramparça onsuz

Ölüm buysa, Tanrım buysa yaşamak
Sil alnımdan yazdığın bu yazgıyı
Ya bir yere çıksın artık bu sokak
Ya da öldür içimdekini!..

Ümit Yaşar Oğuzcan

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Mar 2016 23:39:30
Anlat! ..Ey! ...Can
Ne bu?
Boyun büküş,
Böylesi mahzun, üzgün,
Mağrur duruş.

Öylesi manalı,
Öylesi anlamlı,
Hüzün yüklü,
Acı dolu bakış.

Hani nerde? O
Sende ki öz’de saklı.
Görene hayat veren.
Seyrine doyum olunmayan.

Şimdilerde ise;
Bir tebessümünle,
Yerini doldurmaya çalıştığın.
Seni var eden gülüş.

Nerde?
Gözlerinin gün ışıltısı.
Bakışlarının geceyi parıldatan yansıması.

Hani nerde?
O saf, o tertemiz.
Çocuk yüreğin.

Tüm zorluklara göğüs gererek,
O yürekle;
Gönüllere bahşettiğin.
Sende ki öz/e mahsus güzelliğin.

Söyle! …
Kim çaldı?
Sevgilerini.
Yarınlarına taşıdığın umutlarını.
Kimler yıktı?
Hayallerini, düşlerini.

Kim yaktı?
Gül olup açan.
Çiçek gibi kokan bağrını.

Yüreğini kuş eyleyip,
Mavilere uçuşurken.

Kim vurdu?
Kanadından.
Yaraladı seni.

Duru, berrak akan pınar iken.
Kimler?
Bulandırdı suyunu.
İçten içe kanayan,
Bir yaraya dönüştürdü ruhunu.

Ey! ...Can söylesene?
Görmeyeli sana neler olmuş.
Gül yüzün sararıp solmuş.
Cana can benliğin çökmüş.

Baksana! ...
Sen o eski sen değilsin.
Yıllar senden ne de çok şey götürmüş.

Hani hiç konuşmuyorsun ya,
Konuşup da söylemek içinden gelmiyor ya,
Her halin duruşunla seni anlatıyor ya,

Belli ki bir derdin var.
Hem de çok ama çok derinden,
Ateşin cana düşüp,
Canı yaktığı o yerden.

Zülfükar Karakoç

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 03 Mar 2016 08:39:43
AYRILIKTA SÖYLENMİŞ BİR YAZ TÜRKÜSÜ

Gözlerine bakar ağlar
Bu son şarkı
Son umut

Gitme hep burada kal
Bizimle kal bu kıyıda
Her yanına dokundum bakışının
Her yerini tanıdım göklerinin
Gün boyu sende uçtum
Dinlendim dallarında
Atlılar gibi yoruldum yanında
Uyudum

Ölür kıyı ölür yazlar
Alır götürür karakış
Her bahar her umuda zorunlu mu
Neden yolcusun bu kadar
Gideceksen
Al götür umudumu
Al götür sonuna kadar

Afşar TİMUÇİN

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 03 Mar 2016 14:54:37
nesimî ve mansur'la tenim dağıldı benim;

kendi yasımı tuttum, ölüydüm, aşk şehidi...

bir aynaya düşer de kırılırken bedenim,

söylenen söylenmeyenle mühürlendi idi...

düşüş düşleri oldum- ve 'kendinle seviş!...'

dediler... Söz'ü gördüm... zaten nicedir

üstünde kar ve inkârla belenmiş meneviş

sırları var! âh, bu   z e h e b î   gecede,

at üstünden 'eğer'i, atla kayıtsız koşulsuz

dörtnala o serseri aynaya... bu   h u r u f î   hecede
ol!... çıplak, mücerred ve hırkasız, çulsuz...

ordayım işte, gelgelelim hiç bilmedim yerimi
âh, elimle yüzerim elbet kendi derimi...

                                          Hilmi YAVU Z




Çevrimdışı Gülirem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.123
  • 17.811
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.123
  • 17.811
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Mar 2016 17:52:36
Başımda kasırga, gözlerimde nem,
Sanki, bir el onu silecek gibi...
Kendimi sorguya, ah çekebilsem,
Kader sanki bana gülecek gibi...

Uslansa yüreğim, özüne dönse,
Azgın fırtınalar, dinecek gibi...
Sinemde yaktığım o ateş sönse,
Hayatım düzene girecek gibi...

Hep uzaklardasın, paslandı bahtım.
Bir bakış, büyüyü bozacak gibi...
Yıllardır; umutsuz, mutsuz bedbahtım,
Pencereme, güneş doğacak gibi...

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Mar 2016 23:06:44
Son Türkü

Bir türküydün hiç yalansız dilimde
Biber sürdün dilime sen yaktın yâr
 
Yaşayıp giderken kendi hâlimde
Gözlerime acınarak baktın yâr
 
Ulu bir çınardım mavi tutkulu
Beni toprağımdan çekip söktün yâr
 
Işılar dururdum camiler gibi
İçimdeki minareyi yıktın yâr
 
Aşk derdine ilâç yine aşk deyip
Yüreğime kelepçeyi taktın yâr
 
Dilim suskun, hâlim kötü, nerdesin?
Atlasımda, albümümde tektin yâr
 
Çâresiz ve yorgun gezdim çevrende
Pencerenden bir el gibi baktın yâr
 
Merkez iken daim kenar yaşadım
Sen pınarken hep kendine aktın yâr
 
Sahillerde çığlık atıp martıca
Yaylalarda keklik gibi sektin yâr
 
Aşiretin kokusunu alınca
Nedense sırt döndün, benden bıktın yâr
 
Bir gün çekip gittin deniz aşırı
Karakoç’u yarı yolda ektin yâr
 
Gün batarken kapımı çaldı hüzün
Daralmıştım sen yanımda yoktun yâr
 
Bahattin KARAKOÇ

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Mar 2016 23:09:22

Verandasındayım Aşkın
Verandasındayım aşkın, girebilsem içeri alacağım gül kokunu.
Yemenli Uveys gibi, bâbında geda olmak, sonra eli boş dönmek...
Hırkana talip olup, visaline hasret çekmek gibi, ana hakkına râcih olmak, vuslatının yerine.
Maveradan beklediğim seni taşıyan gül soluklu burağın gelmesi geciktikçe, çöller dolusu zerrelerin aktığı kum saatinin sinesinde, kalp atışlarımı elemekteyim.
Ve sen; aşkın zümrüt tepelerinde billûr bakışlarınla kurulurken, ben; dörtnala yılkıların yelesinde, anı geleceğe tebdil eden zamanın kuytularında ve verandasında aşkın seni tahayyüldeyim.
Zaman dürülmede avuçlarında.
Bembeyaz zambaklar açar vadinde.
Benim muhayyel ülkemin muhayyel hancısı, kabul etsen bir kere; kademinin altında zerre olsam, bâbında kıtmirin ya da bir ağaç kütüğü bedenini yasladığın.
Uyandırmasın âlem-i menâmdan beni hiç kimse, öylece kalayım seninle, kâh rüzgârın söylediği visal şarkısını, kâh ayrılığın hicran bestesini dinleyeyim.

Verandasındayım aşkın, girebilsem içeri göreceğim nur yüzünü.
Hz. Vahşi gibi cinayetler işleyip, huzurdan kovulmak...
Firakın matemini giyinip, tövbelerle gizlenmek örtüler ardında ve cemaline hasret kalmak, pâkini sakınmak günahkâr çeşmimden.
Ben böyle canhıraş uğraşırken, elif duruşunla ve gül misal tebessümünle sen çıka gelsen tenteler ardından.
Önünde Kusva gelse salına salına.
Çökse yüreğimin hüzünlü kovuklarına, peşin sıra dizili hüthütler ve güvercinlerle beraber.
Zaman bir güvercin gerdanlığı senin boynunda, ay gümüş bir sini koynunda, güneş saçtığın nurdan ilham almada.
Sen bahtiyar mısın bilmem, ben yüreğimde katar katar gamla birlikte, gam yükü kervanının en öndeki yolcusu, utangaç bir yüzle, şefaat dilemekteyim.

Verandasındayım aşkın, girebilsem içeri duyacağım yâr sözünü.
Kab Bin Malik gibi, gelememek ardından, sen zorluk ordusuyla giderken.
Sonra affa duçar olmak.
Turkuaz renkli rahmet bahrin kaplarken kâinatı, ben sığ koylarında gelgitler yaşamaktayım.
Minarelerin kandilleri muştu olurken yüreklere, maveradan kokun gelir esen yellerle, seherlerde.
Kalbimde ma’kes bulan beliyyelerin katran karası rengi, gecenin derinliklerine aksetmede.
Müstağfir bir bedenle idbar edip ikbale, kesretin zorlu yokuşlarını geride bırakarak, vahdetin hoş ikliminde neşvü nema bulabilmek için yed-i beyzayım kutsal saatlerde…
Bu demde, yine bir muhayyel iklime yolculuğum başlamada.
Senin muhayyel gülşenine vasıl olmaktan başka bir niyet arama bu yolculukta n’olur…

Verandasındayım aşkın, çalacağım kapını elbet, bekle beni elif duruşunla.
Bir gün vav’ın teslimiyetiyle kademinin eşiğinde bulursan günahkâr bedenimi, şaşırma.
Çünkü ben; bir iftar zamanı, kurumuş dudakların suyu beklediği gibi beklerken, beraatım okunacak senin niyazınla ve bir katrenin özünde geleceğim sana kucağımda ummanlarla.
Visalin ne olduğunu anlatacağım bir bir…
Asırların hasretini anlatarak soracağım sana ümmetinden miyim diye. Sancağının gölgesinde yer gösterip bana ‘gel’ diyecek misin, aşkın verandasından cennetine çekecek misin beni de.

Verandasındayım aşkın, soluğun gedavet rüzgârı olmuş, nihavent bir makamda huzura dalmışım, uyandırmayın düşümden, bozmayın muhayyilemi, öylece haşrolayım…

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.470
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Mar 2016 23:17:20
Âtiyi karanlik görerek azmi birakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
Imâni olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit,
Davransana... Eller de senin, bas da senindir!
His yok, hareket yok, aci yok... Les mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle degildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmemki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlik görüvermekle apistin?
Esbâbi elinden atarak ye'se yapistin!
Karsinda ziyâ yoksa, sagindan, ya solundan
Tek bir isik olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri bögründe yatan, saskin adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtin
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtin?
Ye's öyle bataktir ki; düsersen bogulursun.
Ümmîde saril simsiki, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yasar hep yasayanlar;
Me'yûs olanin rûhunu, vicdânini baglar
Lânetleme bir ukde-i hâtir ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçakligi bir, ye's ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan,
Hüsrâna riza verme... Çalis... Azmi birakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdini yakma!

Evler tünek olmus, ötüyor bir sürü baykus...
Sesler de:
Lâkin, hani, milyonlari örten su yigindan,
Tek kol da demiyor bir tarafindan!
Sâhipsiz olan memleketin batmasi haktir;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktir.
Feryâdi birak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Ugras ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulmasi me'mûl ise haykir!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kir!
'Is bitti... Sebâtin sonu yoktur!' deme, yilma.
Ey millet-i merhûme, sakin ye'se kapilma.
Mehmet Akif Ersoy

Çevrimdışı sevde5

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.377
  • 6.716
  • 2.377
  • 6.716
# 03 Mar 2016 23:23:27
Sende Kalmış                   

Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

Cemal Safi

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.787
  • 5.086
  • 23.787
# 04 Mar 2016 00:24:13
ÇOCUKSUN SEN-1

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutuldugum
Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa
Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan
Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tanışık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen
Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.
Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil
 
Ahmet TELLİ

Çevrimdışı sınıfçı20

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 411
  • 5.832
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Mar 2016 00:32:14
Asude

"Umut tomurcuğu kara gözlerin
Hangi dağın ufkuna takıldı kaldı…"

Asude..
Yanakların al aldı..
Seksek oynadığımız sokaklarda kan kokusu
Körpe ellerimizi taze ölümlere saldı
Haydi gel bir tankın paleti olsun mezarımız
En çocuksu çağımıza
Gül kokusu sürsün alınyazımız

Asude ..
Ağlama sen ağlama
Hilesiz bir imandır şahlanışımız
Davutça bir sekinet kuşanır
Her dem bakışlarımız
İman ki en büyük imkanımız…

Asude …
Kızma, kanıyorsam
Adımlarım yavaşladı diye sana
Küsme ne olur
Misketlerimi kaybettim
Aksa’nın bahçesinde
Koşardım … Koşardım biliyorsun
Kopmasaydı bacaklarım…

Asude..
Tut beni, gözlerinle
Gamzende doğan güneşle ısıt içimi
Üşüyorsam şimdi Asude
Ört ikliminle yüreğimi
Sen çocuklar doğur yine
Ölmeyen çocuklar…
Elleri taşlara gebe
Kara gözlü ceylanlar doğur
Kartal heybetli
Aslan yeleli
Buğday yanığı tenleri
Sabah ezanı gibi duru olsun
Gülüşleri..

Asude…
Şimdi ben ölüyorsam
Umudumun adı sensin
Güneş batıyorsa ufkun derinliğinde
Telaş etme ,üzülme
Daha sıcak olacak, yarın daha sıcak
Çocuk eller sürüyecek…
Karanlığı cehenneme…

Ne vakit, griye çalsa düşlerin
Dimdik bulacaksın beni, yanıbaşında
Sapan taşımı kaybetmedim bak
Hala arka cebimde…
Kanat çırpar özgürlüğe
Kudüs göklerinde…

Asude …
Kızma, anıyorsam
Adımlarım yavaşladı diye sana
Küsme ne olur
Misketlerimi kaybettim
Aksa’nın bahçesinde
Koşardım… Koşardım biliyorsun
Kopmasaydı bacaklarım…

Gülsüm YILDIRIM

Çevrimdışı frezyaa34

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 278
  • 2.741
  • 278
  • 2.741
# 04 Mar 2016 08:01:01

İnsan Bazen Hata Eder !..

İnsan bazen hata eder..
Sever !..
Sonra hatasını anlar..
Yine sever !..
Zaman zaman
Acı bir tebessümle güler..
Ama yine sever !..
İnsan bazen öyle çok sever ki..
Bilir hatadır..
Ama hatasını bile sever..
Sonra sevdiği o hatayla
Kahvesini tek başına içer !..

| Nur Hayat Şuara

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 04 Mar 2016 08:19:06

Kara çirkin bukağı, sarsakça sarkıtıyor
Çirkin pençe yüzünü, aydınlığına kalbin
Bir çuvaldız tenime dirice batışıyor
Aşk kırığı gönlümde kamaşıyor gözlerin

Yarılınca gökte ay, şaşkın diyor bir çocuk
Şimdi parçalanacak dimağı kör fenerin
Kadim bir düşman gibi, kesiliyor her soluk
Hangimiz parçasına nasıl düşer gösterin

Değildi o bir hayal, ve vuslata erdi ay
Billurdan ellerini koydu gebe gönlüme
Sen beni kösnül aşkın delice bir sonu say
Ebu cehilin bile gözü deydi hüsnüme

Yürüyüp gittim yine, dağı eyledim ova
Sesime nağme kattı içimdeki yaygara
Geçtim bütün zorları, bildim ki hepsi zırva
Beni sensiz düşündüm, döndüm koca sıfıra

Darası alınmadan, koydum koyu gönlümü
Bir tarafta dereyim, öte yanda bir derya
Bedenim dünya denen bu mezarda gömülü
Ruhumsa yaşla yanan kurulardan bir rüya

Kalbim 0 yarılan ay, arada bir parlıyor
Duyuyorum andını bir yüce peygamberin
Pencereme konan kuş, beni fena paylıyor
Yok oluyor içimde korkusu gecelerin

Herkesle barış yapıp, kendime savaş açtım
Aşkla besledim bana verilmiş hediyeyi
Ne isa’ya üzüldüm, ne de musa’ya şaştım
Ne cahilin oldum ben, ne çözdüm bilmeceyi
                                                İlhami Atmaca

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.402
  • 69.701
  • 3.402
  • 69.701
# 04 Mar 2016 08:34:40
BAHARIN İLK SABAHLARI

Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.

Orhan Veli Kanık

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK