Babaannem derdi ki:
“İnsan, düşmanından, pişmanından korkmaz kızım,
en çok kendinden korkar…
Gücüne yenilmekten,
düşüne bilenmekten,
öcünde dirilmekten,
var sandıklarında silinmekten,
itilmekten, kakılmaktan,
sövülmekten,
kim bilir kimi zaman gereksiz övülmekten,
ansızın tükenmekten,
arttığını düşünürken, azaldığını fark etmekten,
kıymet verip, verdiği kıymete gömülmekten korkar…
Kalabalığa karışmaktan,
yalnızlığa alışmaktan,
dolup dolup taşmaktan,
samimiyetsiz bakışmaktan,
darılıp, barışmaktan,
kendiyle savaşmaktan,
“keşke”lere ilenip, “iyi ki” lere varamamaktan,
dünleri silkeleyemeden
yarınları adımlamaktan korkar…
Anılan itin derdi, çomağa kalırmış.
Kendinle barış kızım, önce kendinle barış..
Korkunun ecele faydası olsaydı
cennet de boş kalırdı, cehennem de…
Her şey insanlar için…
Hop diye çıkıp,
pat diye düşmek de…
Tasın, tarağın hamamda kalsın…
Sen dünün terini şifa sayarsan,
aklın başındaki yerini nasıl olsa bilir…
Bırak kötü haber tellalı,
defini kendi için çalsın.
Meral Demir