Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.787
  • 5.086
  • 23.787
# 28 Şub 2011 12:57:26
BİLMİYORUM NERDEYİM

Bilmiyorum nerdeyim ne haldeyim ben kimim?
Ayrılırken kimliğim adresim sende kalmış
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış
Akların kaybolduğu renğin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim sende kalmış

Nerede o çocuksu o şımarık hallerim
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim
Rengarenk rüyalarım toz pembe hayallerim
Tekmil neş'em sevincim hevesim sende kalmış

Ayıplama kınama kahveye gidiyorsam
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam
Garson çay uzatırken ben 'aklımda' diyorsam
Sende kalmış demektir ladesim sende kalmış

Dostlar da muhabbeti kestiler,luzumda yok
Zaten senden ziyade sohbetim sözüm de yok
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış

Allahım düşmanımı düşürmesin bu za'fa
Sanki her noksanımı mecburum itirafa
Hangi şarkıya girsem notalar do re mi fa
Sol! diyorum sana sol! sesim sende kalmış

Sende kalmış umudum saadet çağım sende
Sende kalmış huzurum tüten ocağım sende
Sende hayat kaynağım duygu membağım sende
Can diyorum sana,can-kafesim sende kalmış

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek
Kelime-i şahadet getirmem için gerek
Son diyorum sana son nefesim sende kalmış...

CEMAL SAFİ

Çevrimdışı pisi1308

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 89
  • 732
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 89
  • 732
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2011 13:00:37
ONYEDİ YAŞIM GİBİ     

Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın...
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın .
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim ,
İlk şiirim, ilk kavgam ,
Yaşamı ilk farkedişimsin .
Sen benim onyedi yaşımsın...

Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan.
Cebinde iki gazoz parası
Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan .
İki film bu akşam,
Birinde Yılmaz Güney oynuyor, birinde Fikret Hakan.
Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan:
'...Rüyadır gördüğün bütün düşler ,
Gözlerin aklımı perişan eyler ,
Aşk masalından şarkılar söyler ,
Beni hülyalara salan gözlerin ...'
Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan ,
Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var, bilesin...

Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın...
Aynaya ilk bakışım ,
Babamla ilk kavgam,
Evden ilk kaçışımsın.
Serçeleri sevdimse senden,
Minibüslerde muavinlik ettiysem.
'Bir Teselli Ver'i dinlediysem Orhan Gencebay'dan,
Emirgan'da çay içtiysem,
Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem ,
Nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar'ın,
Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem,
İçimdeki kıpır kıpır bu soluk nereden ...


Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın...
Okulu ilk asışım,
İlk kez birine gümüş kolye alışımsın.
Sen benim ilk sakarlığım, ilk tuhaflığım, ilk yakalanışımsın.
Sen benim onyedi yaşımsın...


Mahallenin delikanlısı,
Elleri ceplerinde, dudağında ıslığı,
Başında kavak yelleri.
Şarkılar mırıldanıyor.
'Zalimin zulmü varsa sevenin Allahı var' yeni çalıyor 45lik plaklardan.
Hayri Şahin ortalığı kavuruyor.
Mahallenin delikanlısı,
Cebinde iki gazoz parası.
Yüreğinde garip bir pıtırtı
Alışmaya çalışıyor sana alışmaya.
Akşamları işportaya çıkıyor,
Bir defter, bir kalem, bir de çakı alana aynayı bedava veriyor.
Yani günler geçiyor onyedi yaşının bütün tadıyla ...


Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın...
İlk maça gidişim, Cemil Turan'ı ilk seyredişim, ilk sevincimsin.
Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme öyle güvendiğimsin.


Sabahları eskici geçiyor kapıdan
Karşı komşu Nafile Teyze bakkaldan ekmek istiyor
Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında
Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi,
Herşey güzel oluyor.
Bu hengame nasıl yakışıyorsa İstanbul'a bana da aşk öyle yakışıyor.
Anam koş kapa diyor muslukları,üç gündür akmayan sular geliyor.
Ben onyedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor ...


Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın...
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın.
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim,
İlk şiirim, ilk kavgam, yaşamı ilk farkedişimsin...


Sen benim onyedi yaşımsın,
Sen benim, sen benim, sen benimsin.
Sen benim herşeyimsin.
Hiçbirşeyimsin, hiçbirşeyimsin..

 İBRAHİM SADRİ

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 28 Şub 2011 18:02:56
Dostlar Irmak Gibidir
Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya

Insanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar ugraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!

Insanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.

İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.

İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı basüşına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.

Insanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip.
Her biri baska bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.

Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir cekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan...

Can Yücel

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 28 Şub 2011 18:17:57
Çocuksun Sen

1

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa
Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan
Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.
Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

2

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm
Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar
Dursam ölürüm paramparça olur dünya

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm

Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir
Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna
Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için
Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak
(Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu
Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)
Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor
Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri
Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda
Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum
Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım
Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte

Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan

Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer
Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle
Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum
Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken
Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde
Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su

Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç
Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı
(Soluğunun elma kokması bundandı belki)
Bir elma kokusuna tutundum düşerken
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Çocuksun sen, çocuğumsun
 

Ahmet Telli

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2011 19:37:41
GEÇEN ZAMAN

Hiç olmazsa unutmamak isterdim.
Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar...
Yalnız bırakmayın beni hatıralar.
Az yanımda kal çocukluğum,
Temiz yürekli uysal çocukluğum...
Ah, ümit dolu gençliğim,
İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim...
-Doğdugum ev. Rahatlıyacak içim duysam
Bir tek kapının sesini.
Arıyorum aklımda bir ninni bestesini...
Böyle uzaklasmayın benden, yasâdığım günler.
Güneş, getir bir bayram sabahını.
Açılın açılın tekrar
Çocuk dizlerimdeki yaralar,
Hepiniz benimsiniz:
Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar...
Yalnız hatırlamak hatirlamak istiyorum
Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün,
Rengine doymadığım o sema,
Ahengine kanmadığım ırmak.
Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum?
Neler geçmişti aklımdan,
Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?
Ah nasıldı yaşamak?

ziya osman saba

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 28 Şub 2011 19:51:44
Sen Söylemeden De Biliyorum

Seziyorum ki kaçacaksın...
Yalvaramam, koşamam
Ama sesini bırak bende...

Biliyorum ki kopacaksın,
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende...

Anlıyorum ki ayrılacaksın.
Çok yıkkınım, yıkılamam
Ama rengini bırak bende...

Duyumsuyorum ki yiteceksin,
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende...

Ayrımsıyorum ki unutacaksın,
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende...

Nasıl olsa gideceksin,
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende...

Aziz Nesin

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 28 Şub 2011 20:15:58
ÖMRÜMCE

Ben ömrümce köylere gittim
Taşlar arasından ıssız yollardan
Garip akşamlar içine
Tek başına ışıdığı yere okulların
Avuçlarımda yüreğimi götürdüm
Nedir çekisi kişinin
Gördüm orada gördüm
Eğildim kardeşçe toprağa
Yüzlerini çizdim öğrencilerin
Gözlerini yıldız yıldız
Bir umut sardı gönlümü
Dağbaşlarını ısıttı sevgim


    Mehmet BAŞARAN


Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.087
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2011 21:12:06
Korkuyorum

Yağmuru seviyorum diyorsun,
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun,
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun,
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
İşte,bunun için korkuyorum;
Beni de sevdiğini söylüyorsun...
 
William Shakespeare
 

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 28 Şub 2011 21:36:34
Göç

Su sereperler ya
Gidenlerin ardından
Dün askere
Hind'e Yemen'e
Bu gün ekmeğe
Yaban ellere
Dönmezlerde ondan
Yoksa niye serpsinler
Sirkeci'den tren gider
Ona binen verem gider
Bir kapana çalar
Analar ağlar
'Oğuuuul
oğul'
Çocuklar öksüz
Gelinler dul
Sirkeci'den tren gider
Evim barkım viran gider
Biz hep atla geçtik Tuna'dan
Böyle geçmedik
Avrat uşak
Biz hiç böyle geçmedik
Beyler utansın
Sirkeci'den tren gider
Vağım yoğum törem gider
Tuna bizden utanır
Biz Tuna'dan
Yüzüne kapatır ellerini
Aldırma be Tuna'm
Yiğit çıplak doğar anadan
Sirkeci'den tren gider
Erzurumlu Duran gider
Burada ezan var
Orada çan
'uyaaaan
Uyaaaaan
Uyan! '
Sirkeci'den tren gider
Bir yaldızlı Kur'an gider
 
Ali Akbaş

Çevrimdışı halil_41

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.899
  • 6.261
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.899
  • 6.261
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2011 22:52:25
BAĞIŞLA

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya herşey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş.

 Aziz NESİN

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Şub 2011 23:04:06
KADIN DEDİĞİN (CAN YÜCEL)

Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin,
çıtır çerez niyetine yemediğin.
 Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük.
 Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak.
En seksi leydi olmayı da bilecek,
hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de.
Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek,
küfretmeyecek, Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.

Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek.
Seni öyle bir tutacak ki arkadaş,
sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna.
 iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehdidi savurmayacak.
Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak. ..

Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürlerle yemeklerle işi olmayacak.
Şöyle pastırmalı kuru fasulyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz.
Salatasız oturmayacak yemeğe.

Temiz olacak her şeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri,
 Yahut pahalı parfümlerin sindiği, boyacı küpü gibi,
her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin.
Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş.
Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.

Kadın dediğin güzel olacak...
Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek,
o hamura kendini katmasını da...
 Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak,
yan gözle adam kesmeyecek, başka sevgili edinmeyecek.

Sarışın, renkli gözlü uzun bacaklı,
beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya...
Kadın dediğin hatun olacak arkadaş,
sözüne güvenilir olacak.
 Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır,
 kapıdan çıkmaz bir daha.
Ağzı sıkı olacak kadın dediğin.
Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak.. .

Para lazımcılardan,
kürkçülerden,
 cep telefonu manyaklarından,
dırdırcılardan,
unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan,
kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan,
raf süslerinden, tehditkârlardan,
kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak,
biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak.
Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak.
En önemlisi kendini sevecek arkadaş,
kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir.
Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa...
Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla,
koynuna çekip sevişmesini de şehvetle.
Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de,
anaya babaya hürmet etmeyi de...
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için,
sensin diye sevecek.
Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak.
Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen,
hem çocuğun olacak,
bağrına basacaksın huzurla...
Bileceksin ki evde 'O' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana...
Öyle bir kadın işte...
Nerede öyle kadın yoktur deme...

Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!

--Can Yücel--

Çevrimdışı gülnihal köse

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 99
  • 619
  • 99
  • 619
# 01 Mar 2011 12:38:07
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı,hatta boğarım!.
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu ?

Mehmet Akif ERSOY

Çevrimdışı pisi1308

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 89
  • 732
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 89
  • 732
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Mar 2011 12:59:58
Seni Düşünmek

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...


Nazım Hikmet

Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Mar 2011 14:11:32
BEN
BEN, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin...
BEN, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin...
BEN, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı...
BEN, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
BEN tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların...
BEN, kutub yelkenlisi buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda...
BEN, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir...
BEN Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
BEN bugünküne mazi, yarınkine istikbal...
BEN, BEN, BEN; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş...
Hep BEN, ayna ve hayal; hep BEN, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir, baş dönmesi, uçurum...

Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Mar 2011 14:58:57
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,
Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.
Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.
Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.
Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.
Ama hata insana mahsustur dedim.
Affettim, af diledim.
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler.
Ama asıl unuttukları şuydu;
Ben aldanmadım..!
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..

---CAN YÜCEL--

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK