Öğretmenler 'Döküntü' diyen vali yardımcısına 'Sessiz protesto'
05.12.2010 13:06
MUĞLA Valiliği tarafından Bodrum'da başlatılan Çocuktaki Değişimi Anlama Sağlıklı Aile ve Toplum İlkelerini Güçlendirme Projesi kapsamında düzenlenen seminerlerin ilkinde öğretmenlere yönelik `döküntü' ifadesini kullanan ve protesto edilen Vali Yardımcısı Mestan Yayman, seminerin ikinci gününde de sessiz bir protestoyla karşılaştı. İlk semineri 400 kişi izlerken, ikinci seminere çoğunluğu veli sadece 100 kişi katıldı.
Muğla Valiliği tarafından gerçekleştirilen ve Bodrum'da başlayan seminerlerin ikincisi cumartesi günü Bodrum Marmara Koleji Halikarnassos Kültür Merkezi'nde yapıldı. Çocuktaki Değişimi Anlama Sağlıklı Aile ve Toplum İlkelerini Güçlendirme Projesi kapsamında düzenlenen ve Muğla Vali Yardımcısı Mestan Yayman'ın konuşmacı olarak katıldığı semineri, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan, Müdür Yardımcısı Ahmet Manav ve Bodrum Marmara Koleji Müdürü Ömer Karacalar da izledi. Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi'nde ilki cuma günü gerçekleştirilen ve 400 veli ve öğretmenin izlediği seminerin ikincisine `döküntü' ifadesiyle yaşanan krizin ardından sadece, çoğunluğu veli sadece 100 kişinin katıldığı görüldü. Seminer konuşmasından önce gazetecilerle sohbet eden Vali Yardımcısı Mestan Yayman, ``Dün öğretmenlere yönelik söylediğim sözler yanlış anlaşıldı. Bazı veliler ve öğretmenler gereksiz büyüttü. Espri yapıp ortamı rahatlatmak istemiştim, söylememem gerekirdi belki ama farklı bir amaç için kullanılacağını düşünemedim, o nedenle açık yüreklilikle özür diledim. 43 Yaşındayım, bugüne kadar 300'ün üzerinde bu tür seminer verdim. Böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyorum, yanlış anlaşıldığım için üzgünüm ve özür dilerim. Ancak biz burada Türkiye'nin değişiminden bahsederken birbirine saygı göstermeyen, ufacık bir espriyi algılamakta güçlük çeken toplum haline geldik. Kimsenin kimseye tahammülü yok'' dedi.
Türk toplumunun çağı yakalaması için mutlaka değişmesi gerektiğini vurgulayan Yayman, ``Bizim annelerimiz çocuklarını `dandini dandini dastana danalar girmiş bostana' diye uyuturken, bir İsrailli anne ise çocuğunu `uyusunda büyüsün, yabancı ülkeleri görsün, uzayı dünyayı keşfettsin, yeni buluşlar yapsın' diye uyutuyor. Çocuğunun hayaline bebekken çağdaşlığı modernliği yerleştiriyor. Ayrıca Obama'nın yazdığı `Babamın Hayalleri' kitabını mutlaka okuyun, bu hepinize örnek olacak bir kitaptır. Çünkü hepinizin evinde bir dünya lideri, bir Obama duruyor. Neden sizin çocuklarınız bu ülkenin ve dünyanın iyi liderlerinden biri olmasın'' diye konuştu.
DÜDÜKLÜ TENCEREYLE TOPLUMU ANLATTI
Yayman, sahneye koyduğu, altında odunların bulunduğu düdüklü tencere ile de toplumun kaynamasını anlatmaya çalıştı, ``Toplumda saygı ve hoşgörü kalmayınca işte toplum düdüklü tencere gibi kaynamaya başlıyor ve zaman zaman tencere patlayıp birçok kişiyi yaralayabiliyor veya öldürüyor. Bugün ülkemizde her gün 480 aile boşanıyor. Örneğin Bodrum gibi bir turistik beldede, halk ekmeğini turizmden kazanırken turistler kaçırılıp tecavüz ediliyor, yol kenarına atılıyor. Bu nedenle yeni neslin mutlaka bilgi, hoşgörü ve saygıya yönelik yetiştirilmesi gerekir. Bu seminerde lütfen burada beni vali yardımcısı olarak görmeyin. Bir abi ve veya arkadaş olarak kabul edin. Bu ülkede her akşam 2 milyon kişi gece yatağına gözü yaşlı olarak giriyor. Amacımız bu sayıyı en aza indirebilmektir. Her gün 3 bayan eşi tarafından öldürülüyor. Muğla'da, Türkiye ortalamasının 3 katı intihar vakası gerçekleşiyor. Türk toplumu günde ortalama 5 saat 17 dakika televizyon izliyor, buna karşın sadece 13 saniye kitap okuyor. Gün içinde bir anne- baba çocuğuna sadece 3 dakika zaman ayırıyor. Bu da demek oluyorki çocuklarımızla konuşmuyoruz, arkadaşlarını tanımıyoruz, arkadaşlarının ailelerini tanımıyoruz, gittiği yerleri bilmiyoruz. Çocuğumuzla hiç ilgilenmiyoruz, sonra da çocuğumuzun iyi bir insan olmasını bekliyoruz. Kapkaç, gasp olayları o kadar arttıki ve öyle bir nesil yetiştiriyoruz ve toplum öyle bir hale geldiki, ben vali yardımcısı olarak, İstanbul'a gitmeye korkuyorum. Bu yanlışları düzeltmek amacıyla seminerleri düzenliyoruz'' görüşünü dile getirdi.
İLGİNÇ İFADELER
Seminer sırasında velilerle sık sık şakalaşan ve az sayıdaki öğretmene yönelik ise herhangi bir cümle sarf etmekten kaçınan Yayman, şöyle devam etti:
``1965 yılında Uganda ile Güney Kore'nin kişi başına düşen milli geliri aynı. Bugün Uganda'da 200 dolar, Güney Kore'de 35 bin dolardır. Bu devletlerin, milletlerin maddi yükselişini ve çöküşünü gösterir. 1965'te Amerika'da boşanma oranı sadece yüzde 10, bugün ise yüzde 57'dir. Geri kalan ailelerin erkeklerinin ise yüzde 70'i, kadınların ise yüzde 40'ı eşlerini kandırıyor. Amerika'da her yıl 2 milyon kadın şiddete maruz kalıyor. Tarihte büyük devletler kurmuş milletler, eğer tekrar toparlanıp, bende varım demezse, sonuçlar kötüdür. Hayal edin şimdi. Uzmanlar uyarıyor, Türkiye'de boşanma hızları böyle devam ederse, fazla değil 2055'te yüzde 60'lara varacak. Boşanma oranlarının yüzde 60'lara vardığı bir Türkiye'de Allah aşkına o zaman Güneydoğu elimizde kalır mı? Korkarım ki gitmiş olur. Korkarım ki yüzde 60 bütün olumsuzlukların arttığı bir Türkiye'de Ege elimizden gitmiş, Karadeniz'de Pontus Rum Devleti kurulmuş, siz Ankara civarında tutunmaya çalışan bir millet olarak hayal edin ne olursunuz. Bugün burada olanlar, 2055'te belki ölmüş olacak. Ancak onların mezar taşları haykıracak, Ey Ayşe hanım, Ey Mehmet bey bugün ağlama günün, senin ülken parça parça oldu, çocukların sokağa çıkamaz oldu diye. Tarihte büyük devletler kurmuş milletler, tekrar ben de varım demezse sonuç böyle olur.''
Yayman, seminerlerin gelecek günlerde Muğla'nın diğer ilçelerinde de devam edeceğini söyledi.
Vali Yardımcısı Yayman´ın, seminerin ilk günü söylediği, ``Velileri bakımlı, öğretmenleri döküntü buldum'' sözleri tepki çekmişti.
Yaşar ANTER- Nilüfer KANDIRMIŞ/ BODRUM (Muğla), DHA